@gecenin_koyu_mavis
|
Bölüm şarkımız; Gitme kal be yanımda.
İyi okumalar dilerim. Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
“Gittiğine inanamadığım için, dön diyemediğim biri var uzaklarda.”
Barlas'dan
1 saat geçti... 2 saat geçti...
Kimse çıkmıyordu.
3 saat geçti... 4 saat geçti...
Acil kan lazımdı elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalıştık...
5 saat geçti... 6 saat geçti...
Dayanamıyordum...
7 saat geçti... 8 saat geçti...
Nefes alamıyordum...
9 saat geçti... 10 saat oldu...
Omzuma konan elle ameliyathanede olan bakışlarımı başımdaki kişiye çevirdim.
Turan abiydi...
"Özür dilerim emanetini koruyamadım." Dedim titreyen sesimle
"Niye özür diliyorsun oğlum kader bu nasıl yazıldıysa öyle olur." Dedi ama o da bitmişti.
Sonunda içeriden doktor çıkınca hızla ayaklandım.
"Noldu? Nasıl geçti ameliyat?"
"Hastamız bizi zorladı geldiğinde kan kaybetmişti. Ama çok güçlü kendisini kontrollerden sonra yoğun bakıma bir gecelik alacağız ondan sonrada normal odada bir hafta boyunca misafirimiz olacak." Dedi ve izin isteyip gitti.
Allah'ım sana çok şükür...
Herşeyden habersiz sevincimizi yaşadık..
1 gün sonra
Sevdiğim kadın çok şükür ki uyanmıştı.
Yanına girmeye her ne kadar utansam da beni beklediğini biliyordum.
Odadan sırayla herkes çıkınca ben girdim.
Sadece bakıyor kızarmış gözleriyle asla konuşmuyordu.
Bende konuşmayıp yanına gittim ve anlından öptüm.
"Seni bana bağışlayan Rabbime binlerce kez şükürler olsun." Dedim ve saçlarını öptüm.
Nehir'den
"Anne bak!"
Diyip çığlık attı minik oğlum.
Daha bir yaşındaydı.
Kapı çalınca kucağımda açmaya gittim.
"Ne var orda annecim?"
"Anne baba!'
"Baba mı gelmiş oğlum?"
"Anne babaaa"
Kapıyı açınca kucağımdaki oğlum bir anda yok oldu ve karşımdaki Barlas bana sinirle bağırmaya başladı.
"Senin yüzünden oldu! Senin yüzünden baba olamıyacağım! Ne vardı bir kere de sözümü dinlesen!"
Gözyaşlarım içinde baka kaldım sevdiğim adama.
İlahi bakış açısı
Genç kadının kalp atışları gittikçe düşüyordu.
"Hocam hasta ölüyor." Dedi Akif beyin asistanı.
Akif bey kızının kolay kolay ölmesine izin verecek biri değildi elinden ne geliyorsa yapmaya devam etti.
Aradan 1 saat geçti ve genç kızın kalp atışları yerine gelmişti.
Günümüz Barlas'dan
"Geldim.." dedim kuruyan boğazımla...
"Geldin.." dedi titreyen sesiyle...
"Gidiyoruz..." Sadece bir kelime gidiyoruz dedi. Gülmeye değil, eğlenmeye değil... Ölume gidiyordu ama dili varamadı... Sevdiği kadını hastane odasında tek başına bırakmaya gönlü el vermiyordu fakat görev, vatan beklemezdi... Biliyordu sevdiği kadına kendisinden daha iyi bakıcaklarını ama yinede korkuyordu..
"Allah'a emanetsin hepiniz." dedi sevdiği kadın ağladı ağlayacak sesiyle adam sevdiği kadını kendine çekip sarıldı dayanamıyordu ağlamasına içi gidiyordu ama gitmesi lazımdı..
"Sende Allah'a emanetsin güzelim" dedi alnından öpüp odadan çıktı ve onu bekleyen time döndü. Birşey demeden yürümeye başladı biliyordu ki arkasından geliyorlardı.
1 ay sonra
Nehir'den
"Dönmek istemediğine emin misin kızım?" Dedi annem her arayışında binlerce kez soruyordu.
"Eminim anne" dedim bezmiş bir sesle.
"Seninki arada geliyor iyi çocuk Allah var."
"Anne benimki diyip durmaz mısın? Ben onu terk ettim sende biliyorsun."
"Sen onu terk etmedin sen kendi korkularını terk ettin."
"Anne yine açma şu konuyu lütfen"
"Ne zaman bitecek bu tedavi hem mesleğini özlemedin mi sen?"
"Ne zaman biteceğini bende bilmiyorum. Hala daha bir yanıt gösteremedim. Sanırım olmayacak anne yapamıyorum... Daha fazla dayanamıyorum." Dedim ağlarken..
"Kızım, yavrum ,ağlama annem buda senin imtihanınmış be yavrum." Dedi annem oda ağlıyordu.
"Anne benim kapatmam lazım hastaneye gideceğim."
"Tamam yavrum."
Telefonu kapattım ve hastaneye gitmek için evden çıktım.
Bir ay önce ameliyattan ve Barlaslar gittikten sonra öğrendim ki çocuğum olamıyacak..
Barlasa böyle bir kötülüğü yaşatmak istemediğim için Almanya'ya gelmiştim.
Burada gerçekten iyi bir doktorda tedavi görüyordum. Lakin bünyem tedaviye yanıt veremiyordu.
Eğer bu seferkinde de yanıt alamazsak Türkiye'ye geri dönecektim.
Hastanede
"Hallo, ich hatte einen Termin im Auftrag von Nehir Karadağ."
(Merhaba benim Nehir Karadağ adına randevum vardı.)
"Hallo, darf ich den Namen Ihres Arztes erfahren?"
(Merhaba, doktorunuzun adını öğrenebilir miyim?"
"Paul Anton"
"Ich lasse Sie ein wenig warten. Der Arzt hat gerade einen Patienten, dann können Sie eintreten."
(Seni biraz bekleteceğim. Şu anda doktorun bir hastası var, sonra gelebilirsin.")
"okey danke."
(peki teşekkür ederim)
Koltuklardan birine oturdum ve sıramın gelmesini bekledim.
Sonunda sıram gelince içeri girdim.
"Ah! Willkommen"
(Ah! hoşgeldiniz)
"Willkommen Herr Paul"
(Hoşbuldum bay Paul)
"Sie können auf der Trage liegen"
(Sedyeye uzanabilirsin)
Dediği gibi sedyeye uzandım.
Bir kaç dakika kontrol ettikten sonra elindeki eldiveni çıkardı ve koltuğuna oturdu.
Kendime çeki düzen verip koltuğa oturdum.
"Ich werde offen sprechen. Ihre Schwangerschaftsrate liegt immer noch bei 5%, wir haben unser Bestes gegeben. Trotzdem ist die Hoffnung auf Gott nicht verloren."
(Açıkça konuşacağım. Hamilelik oranı hala yüzde 5, elimizden gelenin en iyisini yaptık. Yine de Allah'tan umudumuzu kaybetmemeliyiz)
Teşekkür edip hastaneden çıktım.
Abimi aradım.
"Alo?" Dedi sesini özlemişim.
Açan kişi abim değil Barlas'tı.
Konuşmadan kapattım telefonu.
Bir taksi durdurdum ve gideceğim yeri söyledim.
Gözlerim dolu dolu yolu izlemeye başladım.
Gideceğim yere gelince şoförün beklemesini hemen geleceğimi söyledim ve taksiden indim toplanmış olan eşyalarımı aldım.
Tekrar taksiye binip havaalanına gittim.
Uçağa bindim ve düşünmeye başladım.
Ne için bu acıları çekmiştim?
Neden böyle bir acıyla sınanıyordum.
Belkide asla gitmemem gerekirdi.
Belkide bu acıya Barlas'la beraber göğüs germemiz gerekiyordu.
Ama ben bencil bir insanım değil mi?
Evet her zaman kendimi düşünürüm.
[Bölüm sonu]
Bölüm nasıldı? Çok duygusalım şuan. Siz nasılsınız? Diğer kitaplarıma da beklerim. İnsta: orendakalbimolmus Görüşmek üzere 🤍🌼 Sınır: 15 vote 80 yorum 822 kelime ✅ |
0% |