Barlas'dan

Karşımdaki Kartal timine baktım. Hepsi pırıl pırıl gençlerdi.Ne saçmalıyon Barlas yaşlı dedeler gibi aynı yaştasın bir çoğuyla iç sesimi boşverip dik dik karşımdaki adamlara bakmaya devam ettim.

"Sevgili kartal timi size ben ve Yağız yüzbaşınız eğitim vericek." Yağıza bakıp sırıttım.

"50 tur koşun yavaş tempoda"

1 saat sonra

"Komutanım bu kadar mı ya çok kolay bu" demişti adını bilmediğim insanoğlu.

"Parkura geçin toplam 20 kez tekrarlıyacaksınız."

"Hay senin diline" diyen birini duydum ve ona baktım. Daha çok ceza istiyordu sanırım? Koşarken aniden bağırdım.

"Şınav pozisyonu al!" 180 şınav çektikten sonra engellere geçmiştik. Engelleri toplam 20 kere tekrarlayıp duvardan atlamıştık. Denge engelindende geçtikten sonra tekrar koşmaya başladık. Tam 3 saat boyunca bunu devam ettirmiştik.

"Serbestsiniz asker!"

"Sağol!" Dediler ve arkamı döndüğüm gibi yere atmışlardı kendilerini gülüp konuştum .

"Gece saat 3'de sizi bahçede bekliyorum." Deyip odama girdim. Gördüğüm kişiyle ilk şaşırsamda gülümsedim.

"Hoş geldiniz sayın savcım."

"Hoşbuldum. Kartalı yormuşsunuz."

"Bu daha hiçbir şey dahası da var."

"Bende katılmak isterim."

"Savcım siz dayana-" tam cümlemi tamamlayacakken durdurdu.

"Yüzbaşım! Bende bir zamanlar bordoydum. Yapabilirim yani merak etmeyin siz." Dedi ve ayağa kalktı.

"Gece 3'de görüşürüz. İzin verirseniz eğitimi ben vermek isterim." Cevap vermemi beklemeden odadan çıktı.

Gece 03:00

Nehir'den

Karşımdaki Kartal, Alfa ve yeni gelen Gökbörü timine bakıyordum. Gökbörü'nün önünde durup sırıttım.

"Hoşgeldiniz beyler!"

"Sağol!" Hepsine teker teker baktım bu yüzlere yazık olucaktı.

"Ben savcı Nehir Karadağ siz şuan burda neden olduğumu sorguluyorsunuzdur."

"Aslında beni tanıyorsunuz"

"Böyle bir güzelliği tanısam unutamam savcım" demişti Gökbörüden biri kaşlarımı kaldırıp öylemi der gibi baktım.

"Ben gölge beyler tanıştığıma memnun oldum sakın bizde falan demeyin çünkü asla memnun olmiycaksınız. Kulağıma bazı vukuatlarınız geldi. Kartal ve alfa oturun bir köşeye ve izleyin."

5 saat sonra

"Eee beyler aç mısınız? Yada susadınız mı? Aaa olmuyor böyle hadi ama kurtulsanıza ipten siz nasıl bordosunuz?" Gerçekten hiç acımam yoktu. Ama eğitimde merhamet vatana ihanettir diyerekten gocunmadan devam ediyordum. Zincirlerden kurtulmaya çalışıyorlar. Eğitimden kurtulduklarını sanan alfa ve kartal timleride bu eğitime katılınca moralleri düşmüştü tabii. Sabah olduğu için eğitimi Barlas ve yağıza bakıp eve gittim. Bugün nasılsa izinliyim diyerek yatağıma yattım ama çalan telefonula yatmamla kalkmam bir oldu arayana baktığımda Barlas olduğunu gördüm.

"Efendim?"

"Nehir eğer müsaitsen bugün buluşa bilirmiyiz ?" Aşkını mı ilan edicek kız acaba iç sesime göz devirip konuşmaya başladım.

"Olur saat kaçta?"

"3 gibi almaya gelirim."

"Tamamdır görüşürüz."

"Görüşürüz." Diyerek telefonu kapatmıştık. Biraz uyuyayım uyanırım herhalde 3'e kadar.

6 saat sonra

Alarm sesiyle uyanmıştım hızlıca duş alıp birşeyler atıştırdım ve saçımı hafif dalgalandırıp doğal olan bir makyaj yapıp üstüme ne giyeceğime baktım. Siyah İspanyol Paca yırtmaçlı bir pantalon,beyaz gömlek ve krem rengi bir süveter giymeye karar vermiştim. Ben bunlari hazırlayana kadar zaten saat 2.30 olmuştu. Hızlıca üstümü giyip kabanımı üstüme almıştım krem rengi topuklu botlarımı da giyip evden çıkmıştım. Aşağıya indiğimde Barlas arabaya yaşlanmış beni bekliyordu.

"Merhaba" dedim sakin sesimle benim aksime onun sesi neşeli çıkmıştı.

"Merhaba hadi gidelim" dedi ve binmem için kapımı açtı.

"Teşekkür ederim" dedim ve arabaya bindim oda binmişti.

"Ee nereye gidiyoruz."

"Burda orman manzaralı çiftlik evim var oraya gidip yemek yeriz diye düşünmüştüm. Belki sonra atada bineriz." Başımı olumlu anlamda sallayıp önüme döndüm. Radyoda Dedublüman-belki çalıyordu.

"Omzumda işlemediğim günahlar

Sözlerim de riya var

Kederim de bir aşk

Görüyor mu?

Belki de yanlıştı doğrularım

Aşkını, sevgini sorguladım

Yolların kapalıydı zorlamadım

Öldürdüm çiçeğimi, yaşatamadım

Duyamadım, gidişin sessizdi

Bilemem ki ben yarın

Sessizce döner misin?

Sanmam ki

Belki de yanlıştı doğrularım

Aşkını, sevgini sorguladım

Yolların kapalıydı zorlamadım

Öldürdüm çiçeğimi, yaşatamadım"

Şarkıya eşlik ederken Barlasın arada bana baktığını fark ettim.

"Noldu?" Dedim gülümsedi.

"Sesin, çok güzel." Dedi ve güldü bende güldüm.

"Teşekkür ederim" gülümsemekle kaldı yaklaşık iki saat sonra dediği yere gelmiştik arabadan inip etrafa bakındım.

"Çok güzelmiş burası." Gülümsedi. Noldu bu adama ya ikide bir gülümseyip duruyordu.

"İlk yemek mi yiyelim yoksa ata mı binmek istersin?"

"Aç değilsen ata binelim?"

"Tamamdır" atların olduğu alana gelmiştik. Çok güzellerdi ama içlerinden biri dikkatimi çekmişti.

"Adı ne?" Dedim ata doğru yürürken. Elimi uzattım ve başını okşadım.

"Rüzgar kendisi çok inatçı ve sınırlı bir at yani benle iyi anlaşır ama beni bile sırtından atmışlığı var." Anladım der gibi başımı salladım.

"Eee hangisine binmek istiyorsun?"

"Tabii ki rüzgara"

"Ama-" sözünü kestim.

"Lütfen daha öncede binmiştim hem sırtından atsa bile sıyrıklarla atlatırım."

"Peki."

Atlara binmeye başlamıştık rüzgar simsiyah oluşundan dolayı asaletiyle beni etkilemişti. Gerçekten çok güzel bir hayvandı. Üstüne binip bana alışması için biraz sevdikten sonra sürmeye başladım. Barlas'da beyaz bir atla yanımdaydı. Rüzgar karşısına çıkan kedi ile aniden durmuş ve şaha kalkmıştı her şey o an olmuştu. Benim yere düşmem. Barlasın attan atlaması ve yanıma gelmesi atların köşeye kaçması.

"Ahh!"

"Nehir! İyi misin?" Dedi korku dolu sesiyle.

"Kolumun üstüne düştüm." Dedim.

"Sana dediğimi yapar mısın?"

"Kolumu yerine oturtman gerekiyor. Acımaz merak etme daha önce çoğu kez yaptırmıştım." Dedim kolumu yerine oturttuğunda burada görevli olan doktor gelmiş ve bana krem ağrı kesici falan verip gitmişti.

"Saat geç oldu eve bırak beni ayrıca sen niye üzgünsün? Senin suçun değil ki ben ısrar ettim rüzgara binmeyi"

"Özür dilerim" dedi ve arabaya bindik.

"Özür dilenicek birşey yapmadın ki" dedim.

2 saat sonra

Saat:10:00

Eve gelmiştim sonunda duş almam yasaktı bir kaç gün o yüzden ağrı kesicimi içip odama gittim ve bilgisayardan film izlemeye başladım.

Cama taş atılınca silahımı aldım ve camdan baktım.

"Napiyon kız bu saatte dışarda?"

"Haya annem babam yanyiz kaycakmis beni sana gönderdiler"

"Tamam gel aşkım" dedim. Böyle bir şey olmadığını tabii ki biliyordum. Abim bırakmıştır büyük ihtimalle. Kapıdan girene kadar beklemiş girince gitmiştir ve bizim yaramazda apartmana girmiş gibi yapıp abim gittikten sonra dışarı çıkmıştır.

"Hayaa" deyip kocaman sarıldı .

"Karnın aç mı halam?"

"Yok değil uyuyalım mi??"

"Uyuyalım aşkım" dedim ve uyumak için yatağa yattık.

"iyi geceyey haya"

"İyi geceler halam" diyip yanağından öptüm ve uykuya daldık.

❤️

Bölüm?

En sevdiğiniz sahne?

Rüzgar?

Barlas?

Kumsal?

Eğitim?

Gökbörü?

970 kelime

İyi günlerr ❤️