Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm

@gecenin_koyu_mavis

HERKESE SELAM!

Bugünde Wattpad ve Instagram açılmadı üstüne yeni uygulamalar kapanmaya başladı. Ben diycek bir söz bulamıyorum.

İyi okumalad diliyorum.

Sınır: 10 yorum 5 vote 💗🌺

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Dağhan'ın Anlatımıyla

Sabah gözlerimi takırtılarla açmıştım. Sanki biri cama taş atıyormuş gibiydi.


Yataktan kalkıp Güzel karımı kontrol edip cama doğru yürüdüm.


Camı açtığımda karşımda Yağız ve Barlas vardı ve gülerek bana el sallıyorlardı.


"Ne işiniz var oğlum sizin burda?" Diye sordum kızgın ama bir o kadar da sessiz bir sesle.


"Hadi ama Barlas bugün balayına gidiyorsunuz! Uyuya kalmayın." Dedi Yağız.


"Usta gece yorulmuşuz sanırım saat kaç oldu ya?" Demişti Barlas.


"Kes lan sesini siktirin gidin uyuycam ben daha fazla ses çıkarmayın güzel karım uyuyor." Dedi ve camı kapatıp perdeyi çekti.


Etrafa dağılmış gelinlik ve damatlık aldı.


Bunları terziye göndermesi lazımdı.


Hızlıca gelinliği ve damatlığını poşetlerine koydu ve koltuğa sermişti.


Sessizce odadan çıktı ve mutfağa geçti.


Güzel karısına, güzel bir kahvaltı hazırlamak istemişti.


Kahvaltıyı hazırlarken aklı hala dün gecedeydi.


Ne de güzeldi öyle...


İlk defa Monayı böyle sınırsız görmüştü.


Zaman geçmişti ve ben kahvaltıyı çoktan hazırlamıştım.


Sofrayıda kurup odamıza çıktım.


Güzel karım hala uyuyordu.


Yanına oturup saçlarını okşamaya başladım.


Biraz kıpırdandıktan sonra tekrar sakinleşti ve duruldu.


Bu seferde yanağını öpmüştüm.


"Yaa Mehmet bir dur." Demesiyle gözüm seğirmişti.


Mehmet kimdi ulan?!


"Mona"


"Mehmet bir dur"


"Mona kalksana kızım"


"Mehmet uyumak istiyorum"


"Mehmet kim ulan!?" Demiştim en sonunda.


Mona aniden gülmeye başlayınca çatılmış kaşlarım eski haline dönmüştü.


Çok güzel gülüyordu.


"Aşkım sakin şaka yaptım" demişti.


"Böyle şaka mı olur kızım aklımı kaçırdım." Dedim


Yattığı yerden kalktı ve yanağımdan öptü.


O yüzlerimizi ayırmadan ben dudağından öpmüştüm.


Yavaş yavaş Mona yatağa geri yatarken bende üstüne uzanmıştım.


Boynunu öpmemle huylanmış olmalı ki mırıldanmıştı.


Boynuyla uğraşırken ellerim boş durmuyordu.


Bacaklarını okşamaya başlamıştım.


*Hızlı geçiş*


Mona'dan


Elimde havlu saçlarımı kurularken Kocam bey de belinde havluyla banyodan çıkmıştı.


Gözlerimi ona dikmemle sırıtıp yanıma geldi ve boynumdan öptü.


"Kahvaltı soğudu" dedi


Göz devirdim.


"Çünkü şuan tek konumuz kahvaltı dimi?" Dedim.


"Şuanda evet konum kahvaltı." Demesiyle elimdeki havluyu sinirle yüzüne fırlattım.


Ve o da havluyu yakalamak için elini kaldırdığında belindeki havlu yeri boylamıştı.


Gördüğüm şeyle yutkundum ve hızlıca odadan çıktım.


Hayır kaçtım.


Evet.


Sanki görmemişim gibi kaçtım.


Hızlıca yaptıklarını tekrardan ısıtıp çayı yeniden demledim.


Bu sürede kocam bey de gelmişti.


Güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra bavulları hazırlamaya başladık.


Elime aldığım bikinileri yerleştirirken kocam bey elimdeki bikiniye çok tuhaf bakıyordu.


"Kırmızı tercihim."


"Ne?"


"İç giyimde kırmızı tercihim"


"Ya Dağhan!"


"Ne yalan mı söyliyim?"


"Sus hiçbir şey deme" dedim ve elindeki siyah bikini takımını aldığım gibi bavula attım.


Bavulları hızlıca hazırlayıp evden çıkmıştık.


Havaalanına geldiğimizde gerekli işlemleri yaptırdıktan sonra uçağa bindik.


Makedonya'ya gidiyorduk.


Daha önce bir kaç kere gitme şansım olmuştu ve gerçekten çok güzel bir ülkeydi.


*1.30 saat sonra*


Sonunda uçaktan inmiş ve otele geçmiştik.


Bugün otelde kalıp dinlenicektik.


Bu esnada kocam beyde bir villa aramaktaydı.


Toplam iki haftalık bir balayı olacaktı ve büyük ihtimalle dolu dolu geçecekti.


Bu yüzden otelde sürünmek yerine evde kalmayı tercih etmiştik.


Gerekli eşyalarımı alıp banyoya girmiştim.


Duş almam lazımdı.


Hızlıca duş aldıktan sonra vücudumu zorla kapatan havluyu düşmemesi için iyice tuttum.


Banyodan çıktığımda kocam bey'de çay içiyordu.


Beni görünce içtiği çay boğazında kalmış gibi öksürmeye başlamıştı.


Yanına gidip sırtına vurdum.


"Helal helal"


Beni kucağına çektiğinde kollarımı boynuna çoktan dolamıştım.


Başını boynuma gömmesiyle bütün vücudum sanki kor ateşlere değmiş gibiydi.


Boynuma yavaş yavaş kondurduğu öpücüklerle inlememek için kendimi zor tutmuştum.


Boynumu ısırdığında inlememi daha fazla tutamamıştım.


Ellerim saçlarını bulmuş ve hafif çekiştirmiştim.


"Çok güzelsin."


"Çok özelsin."


"Dayanılmazsın."


"Dokunulmazsın."


"Dokunmaya kıyamadığımsın." Dediğinde gülümsedim ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.


Ayağa kalktım çünkü bu işin sonu hiç iyi yerlere gitmiyordu.


Ona arkamı döndüğümde kalçamda bir acı hissettim.


Evet kalçama vurmuştu.


Manyak adam.


Ona ters ters bakıp giyinmiştim.


"Ee napalım?" Dedi.


"Bilmem denize mi gitsek?" Dedim.


"Gidelim" dedi.


Tekrardan üstüme siyah bir bikini takımını giydim ve üzerime pareomu attım.


Güneş kremini ve gerekli olabilecek çoğu şeyi çantaya attıktan sonra hazırdım.


El ele odadan çıktık ve otelin denizine inmiştik.


Gerçekten çok güzeldi.


Ama bir Türkiye edemezdi.


Loading...
0%