@geceninbeyazi_777
|
İlk bölümüme hoşgeldiniz canlarım ❤️ O kadar çok heyecanlıyım ki yorum ve eleştirileriniz için. Umarım beğenirsiniz. Çok uzatmadan bence bölümüme geçelim şimdiden teşekkür ederim canım okurlarım💫 Bu arada karakterlerinin tanıtımını yapmadım ilerleyen bölümlerde yavaş yavaş görüceksiniz merak etmeyin. Oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyor olacağım o zaman siz okumaya bende beklemeye canlar BYE BYE 👋 Başlama tarihinizi şuraya saati ile beraber yazarsanız çok ama çok mutlu olurum>>> "Seni düşünürken içim geçmiş, severken de ömrüm." Cemal Süreyya Kitapta geçen kurum ve kuruluşlar tamamen benim sallamasyonumdur! ✮*✮*✮*✮*✮*✮ ✡ ASTERİA DEMİRKAN "Peki kahramanımın ismini öğrenmem de bir sakınca var mı?" dedim merakla tek kaşımı kaldırırken. "Yok tabi ki." dediğinde aramıza elini uzattı "Yekta Kabakuşak." Diğer kaşımın da kalkmasının sebebi isminin havalı olmasıydı. "İsmin havalıymış." dedim aklımdakileri dilime dökerken onunda dudağında küçük bir tebessüm oluşmuştu "Aslında ismimi biliyorsundur şimdi ama yinede bu bir tanışma olduğu için söylemeliyim." elim, elinin içine doğru kayarken elini sıktım "Asteria Demirkan." Eli elimin içinde dans ederken amber gözleri elalarımı istila ediyordu. Rahatsız mıyım? Hiç sanmıyorum. ✮ 3 gün önce✮ "Allah hepinizin belasını versin."dememle birlikte oyundaki herkesin gülmesi sinirlerimi daha çok bozdu."Bide gülüyor musunuz?" diyerek homurdandım. Bu sözlerimi oyundan atılmadan hemen önce söylemiştim. Ben burda sinirden duramayayım onlar güzel güzel oynasın, hepinizin alacağı olsun. Beş dakika sonra oyunun tekrar başlamasıyla Akın söze başladı; "Asteria beddua ettikçe misli ile sana dönüyor bunu anlasan mı artık?" diye alay edince oyundaki silahım ile onu vurunca bir küfür savurması görülmeye değerdi. Ama Allah bilir nerde kendisi? Erkin"Oğlum! uğraşma pabuç dilli ile sonra bize çatıyor."deyince bu sefer küfrü basan bendim sinirimden. "Pabuç dilim kadar başına taş düşsün Erkin!" dememle gruptakiler gülünce hayırsızlarla oyun oynanmayacağını anlayıp oyundan çıktığım gibi hepsinide peşimden çıkardım. Tabii yaptığım sinirlerine dokununca wp'ten yazmaya başladılar. Akın:"Anladık sen çıkıyon da bizi niye çıkartıyorsun?" Eda: "Korumayı bilmiyorsunuz ki!" Bne: "Hay ağzın bal yesin." Eda:"Ne demek knk" Bne: "Gerçekten hepinizin alacağı olsun ya. Neden arka çıkmıyorsunuz ki." Akın: "Oldu az ye de uşak tut." Erkin: "Ayaklı fırtına yanlış hatırlamıyorsam oyuna başlamadan önce 'Benden uzak durun,kendi başınızın çaresine bakın' demiştin." Pislik hemende hatırla. Bne: "Sözümü dinleyeceğin mi tuttu aptal herif." Erkin: "Aşk olsun hepte dinliyorum ki ben." Bne: "Yav az at yalancı, düzenbaz herif." Erkin: "Sen bana laf atacağına dediklerinin arkasında dur azıcık da kararlılık seviyeni ölçelim. Bir türlü yükseldiğini görmedim de." Bne: "Allah belanı versin Erkin buda son kararım aga." Akın: "Raconunu sevsinler ahahahahaha." Eda: "Knkama bak be ancak sen Erkin'in hakkından gelirsin zaten." Erkin: " Birileri grubta olduğumu unutmuş anlaşılan." Eda: "Varlığını unutmak ne mümkün." Eda'nın yazdığına kaşım istemsizce kalkmıştı. O da ne yazdığını yeni farketmişti ki mesajı sildi. Eda: "Beni çağırıyor babam size iyi geceler çocuklar." Çağırdığı falan yoktu bence resmen kaçmıştı. Erkin: "Ne oldu buna şimdi?" Bne: " Belli ki babası çağırmış ki gitti Erko!" Erkin: " Alla alla bana niye kızıyon sadece merak ettik." Bne: " Kızmadım yalan söyleme." Erkin: " Aynı Türkçe dersine de girdik ama ünlemin anlamını benim kadar senin de bilmen gerekmiyor mu dil bilgisi yoksunu? Akın: " Kendisi o aralar 7. rüyasını görüyorsa demekki." Erkin: " İyi yerden yakaladın bro." Akın: " Ne demek aga." Bne: " Boyunuz ayağınızın altında kalsın şerefsizler." Bne: " Beyniniz her iki kulağınızdan da oluk oluk aksın." Bne: " Gözleriniz göz çukurundan atlasın." Bne: " Dişleriniz uyurken boğazınıza girip soluğunuzu tıkasın." sinirim hat safhaya ulaşmışken tam bir tane daha beddua yazıyordum ki grubtan uyarı geldi. Adi Erko kişisi sizi grubtan çıkardı.
Adi Erkin yine isminin hakkını vermişti. Şerefsiz... Ben ona yarın gösteririm beni grubtan atmak ne imiş. Hayır ne yazdık sanki canına mı kasettik. Köpek işte. O Akın da görür yarın Erkin'in cücük aklına uymak neymiş. Sinirle sırtımı, yasladığım yatak başlığından ayırıp ayağa kalktım. Telefonumun şarjı bitmek üzereydi çünkü. Masamın üzerindeki kabloya ulaşıp telefonu şarja taktım. Ardından odam içerisindeki banyoya gittim. Aynadaki aksime bakarak dişlerimi fırçalamadan önce kahverengi saçlarımı -belimin ortasından bir karış fazla olan saçlarımı-topladım. Yorucu bir günü daha bitirmiştim. Son üç gün diye geçirmeden edemedim içimden, aynaya bakıp dişlerimi fırçalarken. Yüz temizliğini de hallettim. "Asteria kızım!"babamın seslenmesiyle ani bir korku yaşasam da hızla kendimi toparlayarak banyodaki işimi bitirip banyodan çıktım. Odama tekrar girdiğimde kapının önünden içeriye bakan babamı görmem yüzümde tebessüm oluşturmuştu istemsizce. "İçeri gel baba." dedim tebessüm etmeye devam ederek. Ardından yatağımın ucuna bağdaş kurarak oturdum."Bişey mi oldu?" diye devam ettim babam içeri girerken. "Yok kızım geç geldim işten uyumadan önce bir bakayım dedim."dedi yanıma otururken. "Yirmi dördüme girecem ama bu bile bişey ifade etmiyor dimi."dedim sesimi yalandan öfkeli çıkarmaya çalışarak"Hala küçük bir kızmışım gibi davranıcaksın."diye devam ettim gözlerimi kısarak. "Seninle ilgilenmem hoşuna gitmediğini inkar edemezsin küçük cadı."dediğinde kahkaha atacaktım neredeyse. Babam bile olsa beni çok iyi tanıyordu. "Tabi ki ilgeleneceksiniz ben ablamdan sonraki ilk ve son kızım."dedim gülüşümü saklamaya çalışarak. Babamla şakalaşmak hoşuma gidiyordu. "Allahtan tek kız değilsin o zaman ne olurdu tahmin bile etmek istemiyorum." dedi benim aksime gülüşünü göstere göstere. Elimi yumruk yapıp kaldırdığımda"Dert etme baba sonuçta üç gün sonra ablamın düğünü bir bitsin ertesi gün evin tek kızıyım diyerek ortalıkta gezmezsem bana da Levent Demirkan'ın oğlu Yiğit Demirkan kızı Asteria Demirkan demesinler." tek nefeste dememle ikimizde aynı anda gülmeye başladık. Bu neden bu kadar uzun ya. Uzatmak gibi bir huyun olduğu için olabilir mi Asteria. "Bende bu kız ne zaman dedesi ile ilgili bir cümle kuracak diye bekliyordum."dedi gülüşmemizin arasında. "Bende bu cümleyi kurduktan kaç saniye sonra babamın kıskanmasını bekliceğim diye düşünüyordum."dedim göz devirirken. "Ooo baba kız gece gece dedikodu mu yapıyorsunuz?" dedi annem kapı pervazına omzunu yaslayıp bize bakarak. Ne zamandan beridir orada acaba. Kapıdan ayrılıp bize doğru gelmeye başladı " Hem aşk olsun Yiğit işten gelir gelmez soluğu yine kızlarının yanında bulmuşsun. Seni sabahtan bu saate kadar bekleyen benim yalnız." Naz yapıyor Asteria naz inanma bence. "Canım karım beni mi özlemiş?" diyen babam da annem kadar onu özlemiş olmalı ki annem bize ulaşmadan o yataktan kalkıp anneme ulaştı. "Nur sultan yine babamı nereden vuracağını iyi biliyor." dedim kollarımı göğsümde birleştirip homurdanarak. "Bunların hepsi taktik kızım. Öğren ki sende ilerde kocana yaparsın." dedi annem sol gözünü kırparken. "Yok artık Nur yüzlüm oldu bir de çocuk sahibi ettir kızı." diye söylendi babam. "Ne alakası var canım sadece bir anne olarak fikir sunuyorum." bunu söyleyen annem aynı zamanda babamın kravatına elini atıp usulca okşuyordu. Bunu da yaz bir kenara Asteria lazım olur. Annemin elini takip eden babam olanlardan hoşlanmış olmalıki usulca dudağı iki yana doğru kıvrıldı. Allah aşkına cilveleşecek başka bir yer yok mu? Koskoca evde benim odamı buldular. "Acaba sap halime acıyıp cilveleşmenizi odanızda mı yapsanız?" dedim göz devirirken. Nerede olduklarını yeni anlıyor olmalılarki babam boğazını temizleme maksadıyla öksürdü. Ardından birbirlerine olan aşk dolu bakışmalarına son verip birbirinden ayrıldılar. Annem bana iyi geceler öpücüğü atıp odamdan ayrılırken babam bana doğru geldi. "Hadi hadi geç oldu uyu artık." dedi daha yeni kedi yavrusu o değilmişçesine ciddileşerek. Ben bu haline kıkırdayıp yatağa tamamen kurularak uyuma hazırlandığımda, babam alnıma dudaklarını bastırdıktan sonra kapıya doğru gitti. Kapıyı kapatmadan önce "İyi geceler majesteleri." dediğimde bana dönüp tebessüm ederek "İyi geceler prensesim." dedi ardından kapıyı kapattı. Her ne kadar aşklarına sinir olmuşum gibi gözüksede hep gıptayla bakmışımdır ikisinin yan yana oldukları aşk kokulu tablolarına. Hayır insan hayrette etmiyor değil. Sonuçta 27 yıllık evli olmalarına rağmen gözlerinde ki aşk bir gün olsun azalmadığı gibi artıyorda. Ya tabi ki her ailede olduğu gibi bizde de kavgalar oluyordu ama bu kavgaların sonucunda aşklarındaki seviye asla küçülmemişti aksine daha da birbirlerine bağlanıyorlardı. Onların bu hallerini gördükçe içimden istemsizce umarım hayatıma girecek kişi de babamın anneme ilk günkü gibi nasıl aşkla bakıyorsa bana öyle bakar(Amiiinnn) diyesim geliyordu. Ama gel gör ki aşkla bakacak olmasını geç hayatımda daha biri bile yoktu. Bunu hayattaki sınavım olarak değerlendirip hayıflanmıyordum eninde sonunda çıkar karşıma birisi. Gerçi çıkıyor da ben güvenmediğim için açılamıyordum. Açılsam da dedem faktörü içine dahil olup açıldığım gibi kapatıyordu. Gözlerimin üzerine çöken ağırlıktan dolayı göz kapaklarım kapanırken bunları düşünmeyi yarına bıraktım. Ve çok sürmeden de yatak kenarımda ki ışığı kapatıp uykuya teslim oldum. *✮*✮*✮*✮*✮*✮* "Anne!" "Baba!" nerdeler ki. Söylene söylene merdivenlerden aşağıya doğru indim. "Abla! Babaanne! Dede! "deyip etrafı kolaçan ederek merdivenleri bitirdim. Salonu göz ucuyla bakıp direkt evin kapısından bahçeye çıktım. Hava güneşliydi. Elimi gözlerime siper amaçlı alnıma koyup gökyüzüne bakmıştım ki arkamda patlayan silah sesi ile ufak çaplı korku yaşayıp yerimde sıçrarken hızla arkama döndüm. Ses evden gelmişti. Peki ya havanın aniden kararıp gece olmasına ne demeli ? Bu işte bir terslik ve bokluk vardı. "Asteria!" biri bana mı sesleniyor? Yalnız ses sanki buradan değil de uzaktan geliyordu. Buna odaklanamazdım. Çünkü silah sesi tam olarak evden geliyordu. Hızla geldiğim taraftan tekrar eve girip hızlıca etrafıma bakınınca koridorda pek birşey görmedim. Biraz daha içeri girerek salona yöneldiğimde yerde arkası bana dönük yatan kişiyi görmemle yerimde kazık gibi durdum. Çünkü gördüğüm kişi dedemden başkası değildi. Ayaklarım benden bağımsız dedeme doğru koşarak başının önünde diz çöktü. Gözlerim yaşanan olaya dayanamadan dolmuştu bile, hatta bir tanesi yanağıma doğru yola çıktı. "Dede!" dedim olayı daha anlayamamışken. Kafasını yavaşça dizime koydum. Ellerim yüzünde dolanıyordu ve hiçbir tepki vermemesi ağlamamı arttırıyordu "ne oldu sana, ne oluyor dede." "Asteria!" bu ne canım ismimi mi ezberliyor bu kişi? Elimi yüzünde gezdirip -çocuğunu uyanması için seven anne rolüne girerek-okşadım. "Hadi kalk dede, kalk yalvarıyorum sana."sesim o kadar sessiz çıkmıştı ki ben bile zor duymuştum. Ne yapacağım şimdi ben? Dedem kalmadıkça ağlamam şiddetlendi. "Dede hadi ama kalk, uyan ve bana kamera şakası ya da ne bileyim sosyal deney yaptığını söyle." dedim hıçkırıklarımın arasından. Bir umut olanların gerçek olmadığını varsaymaya çalıştım. Ama ortam hiç müsade etmiyor, olanların gerçekliğini yüzüme vuruyordu. Ağlamaya ve dedeme uyanması için yalvarmaya devam ettim ta ki arkamdan gelen ayak seslerine kulak asana kadar. Arkamdaki kişi yavaş yavaş bana yaklaştı ardından diz çöktüğünü çıkan seslerden anlamdırdım, ki öyle de oldu çünkü ensemde gelen kişinin sıcak nefesini hissettim. Yaşalınanlar bende ikinci bir şok yaşatıyordu. Ensemden kulağıma doğru burnunu sürterek ilerdi. Korkudan "Se-Sen kimsin?"dedim kekelememi engeleyemeden. "Asteria! kalk hadi" nereye kalkıyorum arkadaş. Arkamdaki kişi varlılığını sürdürürken ne yapacağımı şaşırdım. Bir yanda dedem yerde cansız bir şekilde yatarken diğer yandan ne bana nede dedeme yardım edecek kimse vardı. Bir kez daha sordum"Sen kimsin!" diye bu sefer korkumu belli etmeden.Tabi bunu başarabilmiş miyimdir acaba. Arkamdaki kişi uzun bir iç çektikten sonra dudaklarını aralayıp "Beni boşver de dedene bunu yapanı merak etmiyor musun?" dedi boğuk boğuk çıksa da kadife tonlu sesiyle. "Asteria Demirkan!" diye devam etti. Bu ses tonu benden nefret eder gibi çıkmıştı. Ya da ben öyle sanıyorum. Dedikleri içimdeki şüpheyi uyandırmıştı. Gerçekten merak ediyordum kollarımın arasında çaresizce cansuz yatan dedeme bunu kimin yaptığını. "Kim bunu yapmaya cesaret etti."dedim kendimin bile şaşıracağı ses ayarımla"Çabuk söyle!" resmen emir kipi ile konuşmuştum. "Sen sebep oldun." demesiyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü resmen. "Ne saçmalıyorsun sen!" diye tüm sinirimi ile resmen bağırmıştım. Ne zaman ayağa kalktığımı bile anlamadan onu ittim. Onu itişim sinek ısırığı etkisi bile yapmadığı için yerinden kıpırdamadı. Uyuz şey o kadar ittik bari yalandanda olsa azıcık geriye gider insan. "Asteria!" ne var ya iki dakika aksiyon yaşatmadınız. Ben sinirle bakarken yüzüne, karanlıktan mıdır bilinmez yüzünü seçemiyordum. Her ne kadar yüzünü görmesem de sinirlenmem hoşuna gitmiş olmalı ki dudağının kıvrıldığını hissettim. Yanlış hissetmediysem... Gözyaşlarım yüzümde kurumaya başlamıştı ve ben hala nasıl bir durumun içine düştüğümü bir türlü anlamıyordum kafam hepten karışmıştı. Aklımı başıma getiren şey ise karşımdaki kişinin hamlesi idi. Sağ elini havaya kaldırdığında metal birşeyin parlaması bakışlarımı o tarafa çekmemi sağladı. O metal şey silah mı yoksa ben mi yanlış görüyorum. Silahı kalbime doğru tutunca gerçekliğini yeni kavradım. Namlu şuan kalbimin üzerindeydi. Ve ben lal olmuş dilim felç gibi hisseddiğim vücumla hiçbir şey yapamıyordum. Ben korkuyla çenemi bile hareket ettiremezken o silahın tetik kısmına işaret parmağını koydu. Ve sanki vücudum onun değersiz bir malı gibi umursamadan tetiğe bastı. Ve işte bum! İlk bölümümü nasıl buldunuz?? >> Bölümün kısa olduğunun farkındayım canlarım ama ilk bölümler böyle olucak aslında sıkılmamanız adına. Okumaktan zevk aldığınız sahnem? Olmasa da olur dediğiniz sahnem? Peki bölüm hakkındaki eleştrileriniz nelerdir? Yazdıklarınızı okumaktan zevk duyarım. Kırıcı olm amak adına yanlışlarımı yazabilirsiniz kızçelerim>>> Tabi ki canım ana karakterim Yekta ve Asteria? Yan ve biricik karakterlerim; Akın? Eda? Erkin? Yiğit? Nur? Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın öpüldünüz canım Ay Işıklarım 💕❤️💫 |
0% |