10. Bölüm
Ahu267 / Benim Türkiyem'de çakalların işi ne ! / 10. Bölüm

10. Bölüm

Ahu267
geceninbuyusu

✨merhabalar

yeni bölüme hoşgeldiniz sefalar getirdiniz

yazım yanlışı olabilir, dikkat etmeye çalışsam da maalesef gözden kaçıyor

iyi okumalar diliyorum

yorum yapmayı yıldıza basmayı unutmayın lütfen

 ⭐

*Uzak duracaksın o heriften!

Aramızda ki bir adımlık mesafeyi kapattım, başımı dikleştirdim burnu neredeyse burnuma değecekti.

"Neden?

Derince yutkundu gözleri gözlerimi esareti altına aldı.

"Çünkü askeri disipline aykırı, komutanın kendinden düşük rütbeli askerle alt üst ilişkisi dışında ilişkisi olamaz.

Yüzüme alayvari bir gülüş yerleştirdim, "yani siz diyorsunuz ki, kendimden üst rütbede biriyle askeri disiplin dışına çıkarak yakınlık kurabilirim.

"Ben öyle birşey demedim fulya, nerenle dinliyorsun sen beni.

"Tövbe tövbe, müsaade ederseniz çıkacağım, yeter bu kadar saçmalık.

Savaşı arkada bırakıp dışarıya çıktım , üsteğmen biriyle sohbet ediyordu. elimde ki makineyi ona vermek için harekete geçecektim ki, elimden birden çekilmesiyle neye uğradığımı şaşırdım.

Savaş üsteğmenin yanına gidince muhabbet ettiği kişi uzaklaşıp gitti, savaş makineyi uzattı ama bırakmadı, eğilip birşeyler söylemişti dudaklarından anladığım kadarıyla, al şunuyla başlamıştı ama sırtını dönünce devamını Göremedim.

Daha fazla onlara bakmayıp odaya girdim, çeketimi üzerime giyip bordo beremi başıma taktım, savaşta ultra sinirli vaziyette içeri girdi.

"Atilla ve fulya benimle geliyorsunuz ormana tuzaklar yerleştireceğiz.

"Emredersiniz komutanım.

Gerekli bombaları yanımıza aldık, diğerlerine nazaran keskin nişancılıkta ve bomba imha da oldukça iyiydim, albay tahsin katipoğlu bana herşeyi öğretmişti. ne güzel askerdi be adam şehit olmasaydı keşke.

Ormandan 7 km kadar içeri girip iki ağacın arasına önce incecik görünmez denilecek bir tel çektim, daha sonra o teli uzatarak kayanın arkasına yerdeki bombaya bağlayıp üzerini güzelce toprakla kapttım."Bilmediğin birşey var mı?

"illa ki vardır.

İşime devam ettim farklı alanları kazıp mayınlar yerleştirdikten sonra, kurduğumuz tuzaklara düşmeden geri döndük.

Yolda yürürken savaşa hitaben konuştum.

"Komutanım bu sadece tuzaklamayla olacak iş değil biliyorsunuz değil mi.?

"Biliyorum, belirli noktalara keskin nişancı koyacağım, ve füze artışı'da yapacağız.

Onu onaylar şekilde başımı salladım, bize koşarak yaklaşan er selam durdu,"komutanım öğle yemeği vakti"

Saate baktığımda 3 olmuş olduğunu gördüm, zaman ne kadar çabuk ilerliyordu böyle,

Yemekhaneye girip yemeğimi alarak masaya oturdum, canım nedense birşey yemek istemiyordu, buradan da çok sıkılmıştım artık, işimiz bitse'de geri dönsek, kedimi de özledim.

"Ne oldu fulya?

"Başımı Atillaya çevirdim, ne olmuş.?

"Bir şeye mi üzüldün sen? .

Başımı Atilla'nın omuzuna yasladım, "kedimi özledim Atilla.

"Merak etme az kaldı, kavuşacaksın küçük hanıma,

"İnşallah, ölmezsem görürüm Bu lafıma herkes aynı anda çıkıştı.

"Komutanım ölüm Allah'ın emri ancak belayı çağırmayın, ne olur?

Atilla başıma şaplak vurdu "saçmalamasana kızım.

"Allah korusun komutanım, ağzınızla yakalanacaksınız bir gün.

"Abartmayın be iyi ki birşey dedik, dayak bile yedim, sen bana niye vuruyorsun lan diyip Atilla'nın ensesine yapıştırdım.

"Ahhh acıdı ya.

"Elimi bağrıma sürdüm, ohhh canıma deysin, bir kere senden yüksek rütbedeyim, kendine gel alırım façanı aşağıya.

"Komutanım atış talimi yapalım mı,? çok sıkıldım ben.

Savaş lafa girip fatihi cevapladı "her kurşuna ihtiyacımız var, neyle karşılaşacağız bilmiyoruz,

"Haklısınız komutanım.

Kendi aramızda sohbet ederken üsteğmen elinde iki çayla geldi, "komutanım şu masada beraber çay içelim mi? Sizin masada oturacak yer kalmamış da .

Bakışlarımı savaşa çevirdiğim'de öfkeli hali iyice alevlenmişti.

"Arkadaşlar sizlere ayıp olazsa üsteğmenin ricasını kırmayacağım.

Hep bir ağızdan estağfurullah komutanım diyenlerin aksine savaş, "ben kıdem olarak ikiniz'den üstünüm bana ayıp olur. Demişti"

Ne yapacağımı bilemez vaziyette baka kaldım, rütbesi yüksek olduğu için onu dinlemem gerekiyordu, ben dinlemezsem timin hiçbiri dinlemez'di.

"Kusura bakmayın üsteğmenim, komutanıma saygısızlık edemem .

Savaşın yüzü düzelmiş adeta zafer naraları atacak kıvama gelmişti bile.

"O zaman şu çayı için bari , bana'da ayıp olmasın,

"Peki teşekkür ederim.

Üsteğmen çayı bırakıp yemekhane'den çıkmıştı, önümde duran çaya 2 küp şeker atıp karıştırdım, kaşığı kenarı bıraktığım'da çayımın havalanmasını şokla izledim, savaş çayı eline alıp güzelce içmeye başlamıştı, sinirle alttan ayağına tekmeyi bastığım'da,

Ağzına kadar dolu olan çaydan bir kaç damla eline dökülmüş bulundu, ters bakışlarını bana çevirip, ne var edasında oldukça rahat bir tavır sergiledi iyice sinirimi bozmuştu.

Yüksek bomba sesiyle olduğum yerden fırladım," tuzaklara takıldılar " hemen kaskımızı yeleğimizi üzerimize giyerek silahları alıp çıktık.

Keskin nişancı tüfeğini alarak yüzbaşının emriyle ben ve elif keskin nişancılık için belirlenen yere konuşladık,

Gözümü dürbüne yasladığım vakitte, patlayan hevallerin uçan parçalarını an be an izlemiş oldum, telsize dokundum

"Komutanım hevaller oldukça kalabalık, akın akın geliyorlar.

"Fatih füzeyi ateşle .

​​​​​​Füze ateşlenince hevallerin yarısı gebermiş oldu, yaklaşmaya çalışan bir kaç hevalı anında anlının çatından vurup indirdim.

"Emrimi bekle fulya yüzbaşı. ! Dedi savaş hiddetle.

"Çok yakındı komutanım mecbur kaldım.

İkinciye ateşlenen füzeyle tek tük bir kaç adam kaldı, "komutanım 15 kişi saydım, indirelim mi? .

"İndirin!

Telsizime dokunup konuştum, "elif yarısı senin yarısı benim, fazla vurursan kötü olur bak.

"Emredersiniz komutanım, koşarak gelen hevalin anlına mermiyi sıktığım gibi eşek cehennemini çoktan boylamıştı,

hepsini öldürdüğümüz de bütün tim yaşayan birileri varmı diye temkinli adımlarla birbirimize çok yaklaşmadan ilerlerdik.

Sağa sola saçılmış organlar midemi kaldırmıştı, leşleri bile zarardı puştların, ben düşüncelere dalmışken karnıma saplanan acıyla dudaklarımdan bir inleme firar etti.

Beni vuran şerefsizi öldürdüm öldürmesine ancak yaralanmıştım da.

Nefesim kesilmeye vücudum üşümeye başlamıştı bile yere düşmeden bir el tarafından tutuldum .

"Abla abla iyi misin? Komutanım çok kanaması var,

"Fulya beni duyuyor musun?

Ormanın en güzel yerinde en sevdiğim kokuyu soluyordum, gök yüzünde ahenkle uçan kuşlar belki de benim son gördüğüm manzaram olacaktı, ama mutluydum biliyor musunuz.

Çünkü uğruna ölünecek en güzel mesleği yapıyordum, öleceksem şehit olarak ölecektim, vatan haini köpekleri öldürdüğüm için gururlu bir ölümle gidiyor olmak her şeye değerdi.

Arkamdan ailesi olmayan, yetim asker şehit oldu diyecekler ve beni hatırlayan insanların sayısı 1 elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olacak, ama olsun her şeye değer.

varsın öyle olsun ben halimden memnunum, görüşüm bulanıklaşmaya başladı, uykuya çekilen gözlerimden bir damla yaş süzüldü, acıdan değildi o yaş, sadece mutluluktan aktı.

 

Bölüm sonu

 

 

Bölüm : 06.12.2024 09:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...