44. Bölüm

MERHABA YENİ BÖLÜME HOŞGELDİNİZ

BU KİTABIN GERÇEK HAYATLA BİR İLGİSİ YOKTUR

DİKKAT ŞİDDET VE KÜFÜR İÇERİR

🤍🤍🤍 Kız isteme günü 🤍🤍🤍

Fulya heyecanla etrafta dolanıyordu, herşey hazırdı, üzerine beyaz sade ve zarif bir elbise giymiş saçlarına bukleler yapmış küçük bir kısmını tepeden toplamıştı, yüzüne yaptığı makyaj onu çok hanım hanımcık göstermişti. Heyecandan elleri buz gibi olmuş ara sıra parmakları hakimiyetini kaybederek titrer hale gelmişti. Oysa Fulya koskoca yüzbaşıydı hemde en kıdemlisinden .

Çalan kapıyla heyecanı iyice gün yüzüne çıkmış kapıyı açmıştı, tim arkadaşları tek tek içeriye girmiş fulya en mutlu anlarında yakın arkadaşlarını yanında görmek istemişti.

Atilla fulya'ya sıkı sıkı sarılmıştı" istemiyorum de kaçırayım seni buradan.

Fulya abisinin gözlerine baktı, " istiyorum abi, hayatımda ilk defa gerçekten seviliyorum, dedi içinde tutamayarak, oysa fulya kimi sevse gitmişti, kendini lanetli gibi hissettiği çok dönem olmuştu, atilla mutlulukla gülümsedi.

" Yakında abine de kız isteyeceksin Fulya çok mutlu oldu, selinle bu kadar ileri gitmeleri Atilla'nın da artık ailem dediği bir karısı olacak olması onu çok mutlu etti. " Cimrilik yapan şerefsizdir abim. , Atilla'nın gülüşü kahkahaya döndü deli bir ablası vardı.

Kapı tekrar çalınca herkes düzgünce dizildi, fulya babası ve annesi en öne yan yana geçtiler, fulya kapıyı açınca ilk Süleyman amcası girdi içeri, fulya'nın güzelliği karşısında gözleri parladı Süleyman'ın " oğluma prenses gibi kız aldım çok şükür", babası Mehmet göz devirip hemen cevapladı onu " kendin gargamel olunca prenses arayışına girmen çok normal kardeşim.

"Hiç çekilmiyorsun ihtiyar Mehmet!

" Sen birde beni içeride gör Süleyman efendi,

Süleyman yandık dercesine sessizce içeri geçti, elinde ki çikolata kutusunu mehmetin kucağına attı, baran elinde iki gülle içeri girince iki aşığın gözleri bir biriyle buluştu, baran her geçen gün bu kadının güzelliğine esir düşüyordu.

Elindeki gülleri sevdiğine uzattı, diğer gülü de bir güle verip elin öpmüş, Mehmet'in de elini öpünce Mehmet be Birgül içeri geçmiş iki aşık baş başa kalmıştı, baran güzeller güzeli sevdiğini inceledi, içinden binlerce şükürler etti, fulya'ya yaklaşıp anlından öpünce fulya dayanamayarak dudağının bitiş çizgisine öpücük bıraktı, bu hareketi şuan yapmamalıydı heycanına heyecan katmıştı sevdiği, gözleri anın büyüsüyle kapandı ikilinin içerden seslenen atilla'yı duyan çift mecburen içeri geçmişti,

içeri girince fulya'da Süleyman amcasının elini öperek sandalye ye oturdu.

"İnşallah elime fırlattığın çikolatalar benim sevdiklerimdir Süleyman!

" Merak etme ihtiyar dişine layık, malum yaşlılık zor, senin dişlerin zor keser,

" Biliyor musun şuan çok sakinim, istersen devam et hee Süleyman!

Süleyman bunu uyarı olarak almış sessizce oturmaya devam etmişti, herkes birbirine gereğince bakıyordu, hiçbir muhabbet olmayışı Fulya ve baran'ı daha çok gerdi.

Dakikalar sonra Fulya mutfağa girmiş, peşinden de içerideki diğer kızlar gelerek kahve yapmasın da yardımcı olacağız ayağına dedikodu yapmaya başlamışlardı,

"Zümrüt: Yalnız bir şey söyleyeyim mi Süleyman komutan favorim

"Selin: adam canlı kaos resmen birazdan Mehmet tuğgeneral onu boğacak diye korkuyorum.

" Aleyna: hiçbir şey olmaz ya sonuçta ikisi eski dostlar.

Fulya onların arasındaki muhabbete çok kulak veremiyordu şu anda,çünkü eli ayağı titremeye başlamıştı heyecanla, ne yapacağını şaşırmıştı, sakinliğini korumaya çalışarak cezveyi ocağa koydu ve baran'ın kahvesini yapmaya başladı, kahveyi yaparken içine şeker yerine bal koymuş sevdiği adamı tuz eziyetin'den kurtarmıştı.

Kızlar her ne kadar tuz atması gerektiğinde ısrarcı olsalar da Fulya bunu yapmamakta kararlıydı

Kahveler yapıldıktan sonra kızlar diğerlerinin kahvelerini dağıtmış fulya baran'ın kahvesini yavaşça önüne bırakmıştı.

Baran heyecanla sevdiği kadının gözlerine baktı içinde öyle bir his vardı ki asla engel olamadığı asla önünü alamadığı derin duygular besliyordu meftunu olduğu kadına,

Mehmet'in keyfi yerine geldi çünkü kızı kahvenin içine tuz kattı sanıyordu ,Fakat her şeyden habersiz olan Mehmet baran'ın kahveden içtikten sonraki yüz ifadesini sinir olarak izledi, anlamıştı Mehmet içinde tuz olmadığını.

Süleyman kahvesinden Bir yudum alarak konuya girmeye karar verdi "evet aziz dostum Allah'ın emri peygamberin kavli ile güzeller güzeli kızım fulya'yı tek oğlum baran'a istiyorum.

Mehmet elindeki kahveyi yavaşça sehpaya bıraktı, arkasını öyle bir yavaşlıkla yaslandı ki Süleyman oturduğu yerde def gibi gerildi, kendini tutamayacak ve Mehmet'e laf sokacak raddeye gelmişti.

"Bilemiyorum Süleyman kardeşim Bir kızı bin kişi ister bir kişi alır, daha kızımıza gelen ilk görücü. Bundan sonra eminim daha fazlası gelecek o yüzden ben biraz düşüneyim diyorum.

Bu konuşmanın ardından odadaki herkes stresle birbirine bakmaya başladı, ne yapmaya çalışıyordu bu adam verdim deyip geçseydi ya , Birgül kocasının bacağından gizlice dürttü mesajı alan Mehmet daha fazla Bu gerginliği uzatmamak amacıyla söze girdi, " bu dakikadan itibaren kızım kızındır Süleyman, kızımın üzüleceği, canının sıkılacağı ne olursa olsun kızıma tek bir zarar gelirse karşında beni bulursun, oğlunu tanımam seni tanırım.

Süleyman mesajı almıştı"merak etme kardeşim kızın öz evladımdır.

"O halde gençler birbirlerini tanımış anlaşmışlar bize de hayırlısı olsun demek düşer verdim gitti.

Gençler neşeyle babalarının ellerini annesinin elini öpmüştü, arkadaşlarıyla da sarıldıktan sonra Fulya ve Baran karşı karşıya gelmişlerdi , bana sevdiği kadının alnına uzunca bir öpücük bıraktı ve cebinden çıkardı tek bir gülü sevdiği kadına uzattı.

" Bu gül ömrümün sonuna kadar sana olan aşkımın sembolü olsun.

Herkes oooooo diye nidalarda bulununca fulya'nın yanakları kızarmış başını baranın göğsüne yaslayıp kokusunda huzur bulmaya çalışmıştı, çifti sarmaş dolaş gören Mehmet kıskançlıkla kızını kendine çekip sıkı sıkı sarılıp saçlarına öpücükler kondurunca süleyman göz devirmişti.

Herşey çok güzel gitmiş geriye mutlulukla hatırlanacak bir gün kalmıştı, akşam olunca fukya odasına girip ipek geceliğini üzerine giymiş, cilt bakımını yapmış yatağına girmişti, huzurla gözlerini yuman fulya'yı camına atılan minik taş huzursuz etmiş baş ucunda duran silahını alıp camın yanında ki duvara gizlenerek minik bir aralıktan dışarıda kimin olduğuna bakmaya çalışmıştı.

Gördüğü kişiyle silahını yatağa fırlatmış camı açıp başını dışarı çıkartmıştı, " az daha terörist diye kurşun yiyecektin "

"Teessüf ederim yarenim anlı şanlı türk askeriyim.

Fulya sevdiği adama tatlı tatlı bakıyordu, o sabaha kadar da konuşsa onu dinler asla sıkılmazdı baran fulya için huzur demekti, dünya huzur bulduğu tek liman olmuştu sevdiği adam .

"Yanlız sen böyle,,,,,,,

Fulya anlamaya çalıştı ne demeye çalışıyordu, " sen böyle ne demek baran?

" Ruhum çok güzelsin fazla güzelsin ama şuan gecelikle camda olmaman gereken konular var, "

Fulya unutmuştu üzerine birşey almadan cama fırlayıp birde aşağı sarmıştı, bu durum onu utandırsa'da çok geçti,

Camı kapatıp üzerine sabahlığını giyerek önünü kapatıp kuşağını sıktı, merdivenlerden sessizce aşağı inip kapıyı dikkatle açarak terlikleriyle dışarı çıkmış sevdiği adamı görür görmez koşarak sıkıca sarılıp boynuna öpücük bırakmıştı, " Baran seni çok çabuk özledim"

"Ben özleminden duramadığım için şuan da buradayım, baran sevdiği kadının kokusunu ciğerlerine çekip elinden tutarak evin arkasında ki kış bahçesine getirdi, burası evden görülmeyecek şekilde tasarlanmış olduğu için Mehmet beye basılmamayı umut ediyordu,

""Beraber uyuyalım mı cantanem"

Fulya neşeyle baranın yanağından öpüp kolunun altından beline sıkıca sarıldı, çok isterdi sevdiğiyle birlikte uyumayı, baranla beraber koltuğa oturduklarında baran sevdiceğinin başını göğsüne yaslayıp kenarıda duran battaniyeyi üzerlerine örttüler.

"İnşallah hastalanmazsın üzerin çok ince, bende tişörle geldim ceketim de yok ki sevdiğimi sarayım, fulya bu düşünceli adama kalbini vermekle kalmayıp ömrünü verdiği için çok mutluydu,

" Üşümem merak etme üşürsem sana iyice sarılırım olur biter, o gece fulya ve baran için çok güzel geçti, bir birlerinin kalp atışlarını duyarak huzurla uyudular, sabah uyandıklarında ise yine ilk gördükleri birbirlerinin gözleri oldu,

​​​​​

​​​​​

Bölüm sonu