8. Bölüm
Ahu267 / Benim Türkiyem'de çakalların işi ne ! / 8. Bölüm

8. Bölüm

Ahu267
geceninbuyusu

✨merhabalar

yeni bölüme hoşgeldiniz sefalar getirdiniz

yazım yanlışı olabilir, dikkat etmeye çalışsam da maalesef gözden kaçıyor

iyi okumalar diliyorum

⭐yorum yapmayı yıldıza basmayı unutmayın lütfen

🌘

Oturduğum yerden kalkıp eteğimi ve şalımı güzelce katladım, kapının önüne çıktığımda, elinde telefonuyla Atilla beni bekliyordu.

Yere eğilip postallarımı giydim, bağcıklarını da bağlayıp doğruldum, "hadi gidelim abla, valla deli gibi acıktım .

"Bir saniye bekle elimdekileri bırakıp geliyorum hemen, başını sallayarak beni onayladı, kalacağımız odaya girip dolabıma yönelerek elimdek ki eteği ve şalı içine düzgünce bıraktım, bordo beremi alıp başıma düzgünce taktım.

Arkamı döndüğümde savaş ranzaya oturmuş başını eğip parmaklarıyla anlını tutuyordu. Biraz yaklaşıp önünde durdum.

"İyimisiniz komutanım. ?

Başını kaldırıp yüzüme baktı" sen yemeğe gitmedin mi,?

"Şimdi gidiyoruz, siz? Neyi var lan bunun, eşeğine kim kışlamışta bu hale gelmiş.

​​​"Ben yemeyeceğimm. Yüzüne anlamsız bakışlar arttım,o esnada omzuma konulan kolun sahibine çevirdim başımı," ben açlıktan ölmek üzereyken sen hala oyalanıyorsun ama.

​​​​​"çok beklettim değilmi? Yemekte senin sevdiğin birşey varsa kendi payımı sana vereceğim, bunu hak ettin.

Genişçe gülümsedi."sen varya bir tanesin bir,

Atillayla beraber odadan çıkıp yemekhaneye geldiğimiz de bütün erler ayağa kalkmaya çalışınca elimle oturmalarını söyledim, tepsiyi alıp yemeklere göz gezdirdim, nohut, pilav, yoğurt çorbası vardı.

Nohut ve pilav aldım, birazda salata aldıktan sonra , tatlı sütlaç olduğunu gördüm, bem sevmezdim ama Atilla severdi, onuda alıp masaya oturdum,

Tim Kendi aralarında sohbet ediyorlardı, son operasyonda ki pilot kadını anlatıyorlardı, geçekten muhteşem bir pilottu.

Yemeğimi yemeğe başladım, aşırı derecede acıkmışım,yanımda ki sandalye çekilince başımı gelen kişiye çevirdim, hani yemek yemiycekti.

"Komutanım, mia nasıl? .

Seline döndürdüm başımı, oldukça iyi tebessümüm büyüdü özledim be keratayı,

"Mia kim?

Savaş büyük bir merakla bize bakıyordu," yavru sokak kedisi, bacağı sakatlanmıştı veterinere götürdüm, iyileşti,aslında evde benimle yaşasın istiyordum,

sonra devamlı göreve gittiğim aklıma geldi evde başına bişey geleceğini düşünerek tekrar sokağa bıraktım,

"Fatih meraklı bakışlarıyla yüzüme döndü Ne renk,?

"Gri beyaz desenleri var ,öyle tatlı birşey di ki ağzını yüzünü yediğim, resmen aşk yaşıyordum onunla.

Elime sütlacı alıp yanımda oturan Atillaya verdim,sesimi kısık tuttum, "afiyet olsun abi."

Gülüşü kahkahaya döndü, "bunu sevdim."

Gülerek sütlacı elimden alıp büyük bir iştahla yemeye başladı,"off çok iyi be.

Aklı sıra benim canımı istetmeye çalışıyordu yemezler .

"Selin hamdi nasıl? "

"Ayy komutanım sormayın ya deli, durmadan sizi sayıklıyor, "bıkkınlıkla nefes verdi, hamdi selinin erkek kardeşiydi.

"Beni sevmiş demek ki!

"Sevmek mi adınızı duyduğu an mala bağlıyor, gülüşüm iyiden iyiye büyüdü, onu öyle hayal etmek cidden komikti.

"Yemin ediyorum hamdi'nin fulya yüzbaşıya olan aşkının yanında Ferhatla şirin halt etmiş .​​​​​

Benim tim buna gülerken savaşın tim anlamsız bakışlar atıyordu,

Yemeğim bitince sıtımı sandalyeye yaslayıp oturdum, bakışlarım yanımda oturan savaşın tabağına deydi, yemeğin içinde ki soğanları seçmeye çalıyordu.

"Soğanları ayıklamak la bitiremezsiniz komutanım, oldukça fazla görünüyorlar.

"İstersen benim yerime sen ayıkla he asker.

Sırtımı dikleştirdim "sağolun komutanım, ben miyopum göremem falan mideniz bulanır.

"Atma yüzbaşı, keskin nişancılıkta ki yüksek dereceni biliyorum.

Hay ben böyle işin nerden biliyorsun be adam nerden, salaksın kızım kendin kaşınıyorsun.

"Aynı şey değil ki komutanım,

Beni umursamadan kaldığı yerden devam etti, soğan yememek ne cidden ya, türk halkı bayılır soğanlı şeylere, hangi birini seçerek yiyebilirsin ki, hele ki askeriyede çok zordu.

"Komutanım size çay getirdim.

"Sağolasın selin,

"Afiyet olsun komutanım.

Önüme bırakılan demli çayıma 2 tane küp şeker atarak karıştırdım, ne kadar denersem deneyeyim şekersiz çayı bir türlü içemiyordum.

Ben küçükken yurtta büyük çocuklara Çay verirlerdi, o zaman küçük olduğum için bana vermemiştiler, o günü hiç unutmam sinirden ortalığı birbirine katmıştım, içim de bir yerlerde Erzurumlu yaşıyordu kesinlikle.

Çayımı bitirip kalktım, akşam namazını eda ettikten sonra biraz kuran okuyup yatsı namazını'da kılarak odaya girdim, dolabımı açıp diş macunu, cilt serumumu tarağımı alıp banyoya girdim, içeride savaş, selin, elif, fatih vardı, dönüşümlü olarak diş fırçalıyor olmaları komik geldi bir an.

Neyse diyerek sıraya girdim, dişlerimi fırçaladık'tan sonra burada ki yoğunluktan dolayı odaya tekrar döndüm, aynanın karşısına geçip önce saçımı taradım, sonra balık sırtı örüp ucuna tokamı taktım, sonra cildime serumu sürdüm, arkamda dikkatle beni izleyen savaşa döndüm.

"Gel eline pansuman yapalım.

"Ben yaparım komutanım gerek yok.

Kolumdan tutarak kendi ranzasına oturttu, komodinin üzerinde duran malzemelere deydi bakışlarım, sargı, yanık kremi , oksijenli su.

Sargıyı açtığında gödüğü manzara karşısında kaşları iyice çatıldı, benimde ondan aşağı kalır bir yanım yoktu doğrusu.

Resmen avuç işi kadar bir yerin derisi komple yanmış etim görünüyordu, oksijenli suyu pamuğa bolca sıkıp elmin üzerine acıtma'dan pıt pıt sürdü, biraz yanmıştı, nesefini üfleyip acısını hafifletmesi oldukça iyi geldi.

Kremi sürüp açık bıraktı "bu gece açık kalsın, hava alması daha iyi olur, ama elini yastığın üstüne koy, üstüne yatarsın falan iyice kötü olur."

"Sağolsun komutanım,

"Kimse gelmeden helikopterde sürdüğün şeyden sürsene, baya iyi geldi.

Çeketimin cebinde duran dudak nemlendiriciyi çıkartıp açtıktan sonra yarasına sürdüm.

"Önce bir birimizi öldürüyoruz , sonra iyileştirmeye çalışıyoruz, ne boktan bir ilişki ama .

"Bir kadın olarak küfür etmek sana yakışmıyor yüzbaşı.

"Boka da küfür diyorsan, diğerlerini duysan inme iner ozaman.

"Çok ayıp yüzbaşı, diline biber sürmek gerek.

"Yok sağolun komutanım ben almayayım, elimden sonra başka bir yanığı bünyem kaldıramaz bu aralar.

Yanından kalkıp kendi ranzama geçtim,ceketimi çıkartıp astım, postallarımı da açarak yatağıma girdim, aşırı uykumun olması benim suçum değildi, herkes gelince ışığı komple kapatmışlar'dı, yerimden kalkarak oturur pozisyona geldim.

"Rahatsız olmazsanız şurada ki mimik ışığı yaksak olur mu ? "kimse itiraz etmeyince atilla minik ışığı açıp yanıma geldi.

Sessizce konuşuyordu "korkma fulya ben de burdayım birşey olursa korkarsan beni uyandır olur mu?

"Olur uyandırırım, iyi geceler abi

Dalga geçmiştim ama çok iyi hissettiriyor du.

"İyi geceler abla

​​​Yatar yatmaz uykunun derinliğine çekildim.

Çok soğuktu, her yer bembeyaz karlarla kaplıydı, devamlı etrafımda dönüyordum, Katilsin sen, arkadaşlarını sen öldürdün!

Katilsin, bak ellerine arkadaşlarının kanına bulanmışlar, ellerime baktığımda kan içindeydiler, başımı korkuyla kaldırdığımda arkadaşlarım yerde yatıyordu,

yanlarına yaklaşıp uyandırmak için seslenmeye başladım, "uyan hülya düğünün var yarın, kalk gelinliğine kan bulaşmasın ,kalkk diyorum asker bu bir emirdir.!Kalkmadı hülya, okadar sarstım o kadar uyansın diye feryat figan ettim ama uyanmadi.

Yerimden kalkıp koşarak diğer arkadaşımın yanına yere oturdum,

başını dizlerime yatırdım, uyan volkan kalk aslanım, daha seninle maç yapacağım sözüm var lan sana, kalk volkan,çok soğuksun, yüzün buz gibi,! tenin bembeyaz,be ben battaniye getireceğim tamam mı, bekle beni sakın kapatma gözlerini,

Her yer buz tutmuş karların üzerlerine kırmızı kanın rengi yayılmıştı, türk bayrağı gibi ,havanın soğukluğu ve kasveti iyice korkmamı sağlıyordu.

"Kalkın lannn kalkınnnn, uyanınn."

Omuzlarımdan sarsılmamla uyandım, gözlerime bakan bir çift ela gözle korkuyla geri gittim.

"Sadece bir kabus fulya,

Derin derin nefesler alıp verdim bir kaç saniye kendime gelemedim."Sizi de uyandırdım komutanım özür dilerim.

"Henüz uyumamıştım ben, o ışık sana az mı geldi?

"Biraz az komutanım, gözlerim karanlıkta kaldığı an kabuslar geliyor. Evdeyken lambayı kapatmadan uyurdum, gece gündüz kavramını ışıkla anlar olmuştum artık, korku tüm benliğimi ele geçiriyordu,

5 sene önce timle çıktığım görevde arkadaşlarım şehit olmuştu, onların ölümünden iki sene beni sorumlu bildiler,

gerçekler gün yüzüne çıktı çıkmasına ancak, beni suçlayan sesler, gözümün içine nefretle bakan insanların yüzleri hala zihnimde kaldı geçmedi.

"Perdeyi açalım onlara ışık vurmadığı için rahatsız olmazlar, dolunayın ışığı lambadan daha iyi vurur .

"Ama sizin ranzanıza da vuracak hemen karşımdasınız.

"Sen benim yatağıma geç, direk yüze vuruyor çünkü, bende senin ranzana geçeyim o zaman sorun kalmaz .

Yüzbaşıyı onaylayıp yerimden kalkarak onun ranzasına geçip, ince yorganın içine girdim

Kalbim hala panikle çarpıyordu, "bu koku ! " Askeriyede ki çam ağaçları gibi, Doğal kokuyordu normalde midemi bulandırması gereken koku beni tam tersi rahatlatmış, bedenimde gerilmiş bütün kaslarımı gevşetmişti, dakikalar sonra da uykuya dalmıştım

Bölüm sonu

 

Bölüm : 04.12.2024 11:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...