@geceninbuyusu
|
Yeni kitabıma hoşgeldiniz Bu kitabın gerçek hayatla bir ilgisi yoktur. # arkadaşlar bu kitabı okurken lütfen ağır yorumlar yapmayın, hayatım yeterince zor .! kafam dağılsın diye burda hikaye yazıyorum, Öncelikle bunun sadece bir kitap olduğunu ve asıl eleştirilmesi gerekenin karakterler olduğu lütfen unutmayın, *Medya Gülçin
🌘🌘🌘 Hayat inişli çıkışlı, bazen sadece inişli zor bir yoldu. Daha da zor olan seviyormuş gibi yapan insanların bünyemizde bıraktığı hasardı, bir insanı ya seversin, yada sevmezsin, muş gibi yapmak o insanı öldürmekle eş değerdir aslında.
İşte bu zorlu hayat mücadelesinde Gülçin sadece yaşamaya çalışıyordu,
sabahın erken saatlerinde kalkıp, kendisi gibi yetimhanede büyümüş hemşire arkadaşı Sudeyle evden çıkıp akşamın karanlığında tekrar eve dönerlerdi.
Bazen sude nöbete kalır gülçin sabahlara kadar kabus görür uyku uyuyamaz, bütün günü zehir gibi geçerdi.
Yine öyle bir sabaha uyandı gülçin, aynanın karşısına geçip karışmış saçlarına morarmış göz altlarına baktı.
Yine bitik görünüyordu, tipini fazla kafaya takma dan banoyoya girip kısabir duş aldıktan sonra, saçlarını kurutup şekil verdi.
Odasına girip aynanın karşısında makyajını yapıp yatağının üzerine bıraktığı kıyafetlerini giydi.
Siyah mini etek üzerine dökümlü bol beyaz bir gömlek, ayağında siyah sitilettolarını giydi.
Kahverengi gür ve uzun saçlarına yaptığı dalgalar oldukça hoş duruyordu, zümrüt yeşili gözleri minik burnu, pembe dudaklarıda yüzünün dikkat çekici bir halde olmasını sağlamaktaydı.
Çantasını anahtarını alarak şirkete gelmiş, eşyalarını masaya bırakmış siyah kapaklı dosyayı alarak patronu onur beyin odasına gelip kapıyı çalarak içeri girmişti.
"Günaydın onur bey, toplantı öncesi istediğiniz dosyayı getirdim.
Başımı kaldırıp onur beye bilgi vermeye başladım, her zaman ki gibi kaşlarını çatmış ciddiyetle beni dinliyordu.
"Günaydın, dosyayı bırak 1 saat sonra toplantı odasında ol, not alman gerekiyor.
"Peki efendim, kahve getirmemi ister misiniz?
"Olur getir.
Oradan çıkarak minik kahve hazırlama alanına geldim, espresso makinesine tablet koyup düğmesine bastıktan sonra dolaptan kupa çıkarttım, tepsiye özenle koyup yanına peçete bıraktım, hazır olan kahveyi bardağa doldurup tepsiyi elime alarak patronun odasına yürüdüm.
Tepsiyi dikkatlidice tek elime alıp diğer elimle kapıyı çaldım, gel komutuyla içeri girip kapıyı ayağımla kapatarak kahvesini ve peçetesini masaya bıraktım.
"Bu dosyada eksik var ! Bir işi de düzgün yapamayacak mısın?
Bu adamın bana bağırmalarından fevri çıkışlarından yemin ederim baktım.
"Ben hemen düzeltip getireyim efendim, özür dilerim, gözden kaçırmış olmalıyım.
"Özür dilemiyceksin asistan, işini düzgün yapacaksın,!
"Dediğim gibi bir anlık dikkatsizlik efendim, siz kahvenizi içesiye kadar halledip getireyim.
Dosyayı ütüme fırlatmış kağıtlar odanın her tarafına dağılmıştı, öfke gözüme öyle bir perde çekti ki, bu adamı boğmadan bana huzur haram olacaktı.
"Al eksiksiz getir.
"Afedersiniz onur bey ama , asistan olabilirim bende bir insanım, benimde duygularım var, masaya bıraksaydınız alırdım zaten.
Öfkeden ellerim buz tutmuş deli gibi titriyordu, anlamayana ne anlatacağım ki, eteğimin izin verdiği kadarıyla eğildim dizim birini yere koyup kağıtları toplamaya başladım,
Neredeyse akmak üzere olan gözyaşımı zorla tuttum bütün kağıtları toplayıp odadan çıktım, çıkar çıkmaz gözümden bir iki damla yaş süzüldü, sinirlendiğim zaman kendimi tutamıyorum, öfkem o kadar büyük ki sadece ağlayınca hafifliyor.
Masama geçip eksik olan yeri tamamlayıp tekrar çıktı aldım, sayfaları tek tek düzenleyip dosyanın içine koyduktan sonra patronun odasına gelip kapıyı çalarak içeri gidrim.
Öfkeli gözleri baştan aşağı beni süzüyordu, ancak umursamadan dosyası önüne bırakıp boşalan bardağı alarak çıktım.
Boş baradağı mini mutfakta yıkayıp masama geçtim, işlerimi yapmaya koyuldum.
"Gülçinnn burada çalıştığını bilmiyordum,
Başımı kaldırıp baktığımda gelen kişinin eski sevgilim olması iyice çileden çıkmamı sağladı.
"Evet burada çalışıyorum, siz neden gelmiştiniz ?
İğrenç bakışları baştan aşağı bedenimi ağır ağır süzdü, tam bir pezevenk bu herif, hala anlamıyorum dünyada adam mı bitti de, ben bu avanak ibneyle sevgili oldum.
"Onur beyle toplantımız var, kabul ederse ortak olacağız, buda demek oluyor ki sık sık görüşeceğiz.
Sadece gözlerimi devirmekle yetindim, arkadan gelen adım sesleriyle başımı çevirip baktım, onur bey toplantı için odasından çıkımış bize doğru geliyordu.
1.90 boyu esmer teni ,kalıplı vicudu, ela gözleriyle oldukça dikkat çeken bir adamdı,aynı zamanda kaba , anlayışsız,ve de kibirliydi.
"Hoşgeldiniz buyrun toplantı odasına geçelim,
"Hoşbulduk , bizde asistanınızla sohbet ediyorduk, o kadar güzel ki aklımızı aldı.
Onur beyin tek kaşı kalkmış ciddi ifadelerle karşısında ki ibneye bakıyordu.
"Toplantıya gel Gülçin.
Sert ve gür sesiyle peşlerine takıldım, toplantı odasına girip herkes oturduktan sonra bende oturdum.
"Şirketiniz tahminimiz den daha büyükmüş, sizinle çalışmak güzel olacak.
Derken bakışları yine bana döndü, ulan ben seni boğardım da ortam müsait değil.
"Henüz sunum yapmadınız, ben işimde titiz bir insanım, belki de sizinle çalışmayacağım, önce bir sunumunuzu görelim.
"Hay hay büyük bir zevkle.
Ferit ayağa kalkıp arkasında ki ekranda yansıtılan dosyada ki fikirlerini anlatmaya başladı.
Önümde ki dosyayı açarak notlar almaya başladım, kalem kalem , harfi harfine yazdığım notlara feritin susmasıyla eş zamanlı nokta koydum.
"Söylediğiniz rakamlar çok büyük, üstelik daha önce yapılmamış bir şeyi yapmakta oldukça riskli, bu konu hakkında düşüneceğim toplantı bitmiştir.
Notlarımı tuttuğum defteri elime alarak ayağa kalktım, herkes kalkmış çıkıyordu, ferit yine yanıma yanaştı.
"Çok güzelleşmiş sin Gülçin, sana bakmaktan düzgün sunum yapamadım.
Bütün toplantı bana mı bakmıştı yani, ibne diyorum kimse beni anlamıyor, tam ağzımı açmış konuşacakken onur beyin sesi lafımı böldü.
"Gülçin defretini alıp odama geç geliyorum.
"Peki efendim geçiyorum.
Onur beyin odasına gelip içeri girdim kapıyı kapatmadan beklemeye başladım, bir kaç dakika sonra odaya girip sinirle kapıyı çarptı.
"Sizin aranızda ne var?
Bölüm sonu. |
0% |