@geceninhisleri15
|
Gökçe, o sahildeki anı bir süre kafasında tutsa da, günler geçtikçe unutmaya başlamıştı. Ama sonra, hiç beklemediği bir anda, Eflan’la tekrar karşılaştı. Alışverişe çıkmıştı, mahalledeki bakkala uğramış, birkaç parça şey alıp dönerken onu yine gördü. Aynı adam, aynı dikkat çeken bakışlar. Bu kez aceleyle yürüyordu, elinde birkaç kitap vardı. Gökçe bu kez onunla konuşmak istedi, ama kelimeler boğazında düğümlendi. Sessizce onu izlemekle yetindi. Bir süre sonra aynı mahallede oturduklarını öğrendi. Onu sık sık görmeye başlamıştı. Bakkalda, sokakta, hatta bazen apartmanlarının önünde denk geliyorlardı. Gökçe, her karşılaşmalarında içindeki heyecanın büyüdüğünü fark ediyordu. Eflan’ın her geçişi, Gökçe’nin dünyasında küçük bir fırtına estiriyordu. Ama Eflan, ona bakıp geçiyor, bir şey söylemiyor, sanki onun varlığını fark etmemiş gibi davranıyordu. Bir gün nihayet cesaretini topladı. Apartmanın önünde karşılaştıklarında, Eflan’ın gözlerine bakarak gülümsedi. “Merhaba,” dedi Gökçe, sesi biraz titreyerek. Eflan durdu, kısa bir an için ona baktı. Gözlerinde bir sıcaklık belirdi. “Merhaba,” dedi. Sonra bir anda tekrar ciddileşti ve yanından geçip gitti. Bu küçük an, Gökçe için büyük bir anlam taşıyordu. O ‘merhaba’, kalbinde bir umut çiçeği açtırdı. Belki Eflan onunla ilgileniyordu. Belki o da aynı hisleri taşıyordu. Bu düşünce, Gökçe’nin zihnini günlerce meşgul etti. Eflan’ı daha sık görmeye, onunla daha fazla karşılaşmaya çalıştı. Her karşılaşma, Gökçe’nin içindeki bağı güçlendiriyor, Eflan’a olan ilgisini derinleştiriyordu. Ama Eflan hep aynıydı; sıcak bir an, ardından gelen soğuk bir mesafe. Gökçe bu çelişkiyi anlamlandırmaya çalışıyordu. Belki o da biraz zaman istiyordu, belki onun da geçmişte yaraları vardı. |
0% |