@geceninhisleri15
|
10. Bölüm: İçindeki Fırtına Gökçe, son birkaç haftayı adeta bir sis perdesi ardında yaşamıştı. Zaman zaman farkına bile varmadan Eflan’ı düşündüğünü yakalıyordu kendini. Ancak artık gözlerinde umut değil, bir ağırlık vardı. Onun verdiği boş vaatler, sessizce yaşattığı hayal kırıklıkları Gökçe’nin içinde bir fırtına yaratmıştı. Bu fırtınayı dindirmek zorundaydı, aksi takdirde kendisi de gölgelerde kaybolacaktı. O akşam, psikiyatristinin ofisine giderken derin bir nefes aldı. İçinden geçenleri daha önce hiç bu kadar net hissedememişti. Kapıdan içeri girerken, kafasında bir şeyler şekillenmeye başladı. “Nasıl hissediyorsun bugün?” diye sordu doktor, her zamanki sakin sesiyle. Gökçe başını eğdi, düşüncelerini toparlamaya çalıştı. “Sanırım… artık onu düşünmeden geçirdiğim bir gün neredeyse yok gibi,” dedi yavaşça. “Ama bu düşünceler eskisi gibi değil. Eskiden onu hayal ettiğimde, içimde bir umut olurdu, bir gün döner diye. Şimdi ise… sadece acı var.” Doktor, not alırken bir süre sessiz kaldı. “Peki bu acıyla ne yapıyorsun, Gökçe? Ona nasıl cevap veriyorsun?” Gökçe derin bir nefes aldı, ellerini sıkı sıkıya birleştirdi. “Sanırım onu kabul etmeye çalışıyorum. Çünkü bu acı, ne kadar canımı yaksa da beni ben yapan şeylerden biri oldu. Ama… aynı zamanda beni de yok ediyor gibi.” Doktor, gözlüğünü çıkararak Gökçe’ye baktı. “Kendini kaybettiğini hissediyorsun, değil mi?” Başını salladı Gökçe. “Evet. Ama aynı zamanda, onun gölgesinden çıkmam gerektiğini de biliyorum. Fakat nasıl yapacağımı bilmiyorum.” O an, odada ağır bir sessizlik oldu. Gökçe’nin zihninde bir şeyler değişmeye başlamıştı. Artık Eflan’ı hayatının merkezine koymak yerine, kendi varlığını anlamaya çalışıyordu. O akşam eve döndüğünde, telefonunu eline alıp Eflan’a yazmak istedi. Parmakları klavyenin üzerinde dans ederken, bir an durdu. Derin bir nefes aldı, mesaj kutusunu kapattı. İlk kez geri dönmek için bir adım atmaktan vazgeçiyordu. Kendi iç sesini dinlemeye karar vermişti. Eflan’ın ona getirdiği boş vaatler, hayal kırıklıkları ve umut dolu ama sonuçsuz anılar… Hepsi bir bulut gibi üzerindeydi. Ama bu kez o bulutları dağıtacak gücü içinde buldu. Gökçe, içindeki fırtınaya karşı durmayı seçmişti. Bir süre sonra yatak odasına girdi, penceresini açtı. Gece rüzgarı yüzüne vururken, yeni bir hayatın kokusunu aldı. Gökçe, bu kez gerçekten özgür olabileceğini hissediyordu. |
0% |