@geceninhisleri15
|
5. Bölüm: Döngüye Geri Dönüş Gökçe, Eflan’a veda ettikten sonra hayatında bir boşluk oluşmuştu. O boşluk, ilk başta özgürlük gibi hissettirmişti. Daha hafifti, daha az endişeliydi. Fakat bu yeni his, beklediği kadar uzun sürmedi. Eflan’a mesaj attıktan sonra geçen haftalar boyunca Gökçe, kendisini her geçen gün biraz daha yalnız hissetmeye başlamıştı. Bu yalnızlık, gittikçe büyüyen ve onu içine çeken bir girdaba dönüşmüştü. Günler geçtikçe Eflan’ı daha fazla düşünmeye başlamıştı. Bir gece, yağmurlu bir akşamüstü, Gökçe odasında oturmuş pencereden dışarı bakıyordu. Yağan yağmur damlaları, camda izler bırakırken Gökçe, içindeki karmaşanın farkındaydı. Eflan’sız geçen her gün, sanki bir parçasını kaybetmiş gibi hissediyordu. Kafasında sürekli şu soru dönüyordu: “Eflan gerçekten beni sevmedi mi, yoksa ben mi acele ettim?” Duygularını anlamak, Eflan’a karşı olan karmaşık bağlarını çözmek Gökçe için zorlaşıyordu. Ona veda ettiğinde, bu vedanın sonsuza kadar olmadığını içten içe biliyordu. Onu hâlâ seviyordu, onu özlüyordu, ve belki de tekrar denemeleri gerektiğini düşünmeye başlamıştı. İçindeki bu hisler, her geçen gün daha baskın hale geldi. Bir sabah, bu hislerle daha fazla baş edemeyeceğini anladı. Telefonunu eline aldı ve Eflan’a mesaj yazmaya başladı. “Eflan, senden uzak durmak bana iyi gelmedi. Sanırım seni hâlâ seviyorum. Belki de yeniden konuşmalıyız, belki de bu sefer daha farklı olabilir. Bir şans daha vermek ister misin?” Mesajı yazmak ona zor gelmemişti; zorluk, onu göndermekteydi. Kalbi hızla atıyordu. Belki de Eflan, bu mesajı görmezden gelecekti. Belki de tamamen geri dönmeyecekti. Ama bir umudu vardı. O umudu kaybetmek istemiyordu. Gökçe, mesajı gönderdi ve derin bir nefes aldı. Bekleyiş yeniden başlamıştı. Eflan’dan Gelen Yanıt Eflan’dan gelen yanıt gecikmedi. Gökçe, telefonunun ekranına düşen bildirimle irkildi. Kalbi hızla çarparken mesajı açtı. “Merhaba Gökçe. Seni düşündüm, belki konuşmak iyi olabilir. Ne zaman görüşelim?” Bu mesaj, Gökçe’nin içindeki kırılmış umutları yeniden yeşertmişti. Eflan’ın ona yeniden ulaşması, Gökçe için sanki her şeyin yeniden başlayabileceği anlamına geliyordu. Her şeyin farklı olabileceğine inanmak istiyordu. Onu tekrar görme fikri, içindeki endişeleri bir süreliğine susturdu. Eflan’la buluşma günü geldiğinde Gökçe, heyecanlı ve tedirgindi. Her şeyin değişeceğine dair bir umut taşıyordu ama bir yandan da yine aynı acıları yaşamaktan korkuyordu. Fakat bu korkularını bastırmaya çalıştı. Belki de bu sefer Eflan ona daha açık olacak, ne istediğini tam anlamıyla paylaşacaktı. Buluşma yeri yine sahildeydi, tanıştıkları yer. Yağmur bu kez yağmıyordu, hava açık ve sakindi. Gökçe, Eflan’ı uzakta gördü. Kalbi hızla çarparken ona doğru yürüdü. Eflan gülümsedi, sanki aralarında hiçbir şey yaşanmamış gibi. Eflan: “Uzun zaman oldu, değil mi?” Gökçe: “Evet, öyle. Seni özledim.” Bu cümleyi kurduğunda, içinde bir rahatlama hissetti. Eflan da onu özlemiş olabilir miydi? Belki bu sefer gerçekten ne hissettiğini açıkça paylaşacaktı. Belki Gökçe’nin beklediği sevgi nihayet ona verilecekti. Eflan’la sahil boyunca yürürken, aralarındaki mesafe sanki hiç kapanmamış gibiydi. Konuştular, güldüler, anılarını paylaştılar. Fakat Gökçe’nin içinde hâlâ bir boşluk vardı, sanki Eflan tam anlamıyla orada değildi. Gökçe, Eflan’ın ona baktığında ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu. Ama Eflan, yine bir sır gibi davranıyordu.
Gökçe, Eflan’la yeniden görüşmeye başladıkça eski hisleri geri dönmeye başladı. Eflan’la geçirdiği her an, bir umut veriyor, ama o anlar bittiğinde aynı boşluğa düşüyordu. Eflan, ona hiçbir şey vaat etmiyordu, ama Gökçe bunu kabullenmek istemiyordu. Onu sevmek için bir neden bulmaya çalışıyordu. Eflan’ın hayatında yer almak istiyordu, ama bu yerin ne kadar kalıcı olduğunu bilmiyordu. Bir gün, Eflan yine kayboldu. Gökçe, onunla buluştuktan sonra birkaç gün boyunca ondan haber alamadı. Bu döngü, tekrar başlamıştı. Eflan, ona yaklaşıyor, sonra yeniden uzaklaşıyordu. Gökçe, yine beklemeye, umut etmeye başlamıştı. Bu kez, Gökçe daha bilinçliydi. Artık bu döngünün farkındaydı, ama yine de içinde bir umut ışığı yanıyordu. Belki de Eflan gerçekten değişebilirdi. Belki de bu kez onunla gerçekten birlikte olabilirdi. Ama Eflan’ın sessizlikleri, aralarındaki mesafeyi her gün biraz daha derinleştiriyordu. Gökçe, yine bir çıkmazdaydı, ama bu kez farkındalıkla. Bu çıkmazdan nasıl kurtulacağını bilmiyordu. Sadece, Eflan’ın hayatında olup olmayacağını görmek için beklemeye devam ediyordu.
|
0% |