16. Bölüm

BÖLÜM/14 UÇAK

Gecenin ışığı
geceninisigiii

Selamlar canlarım...naber?

Bugün pek modum yok

Sizi çok seviyorum! Lütfen oy atın! Okunmamız aldı başını gidiyor oy atan yok...lüfen.msümsüsmsü

İyi okumalar!

*******

İLAHİ BAKIŞ AÇISI-2001/11/1

Çileli insan yüzünden belli olurmuş lafını pek çoğumuz duymuştur..

O insanın yüzü dertten kederden gün ışığı göremediği için hiç parlamaz..hep soluk ve incedir..

Bir zamanlar gençliğin,özgürlüğün ışıltısı ile parlayan Nadide nin yüzü pare pare solmuştu..

Dayak yemekten hep bir yerleri mordu..

Oysa o eskiden mor rengine aşıktı! Çünkü Turgayı mor orikedeler getirdi hep ona... Hiç aklından çıkmıyordu son günlerde..hep özlüyor,kanıyordu..

Neden diye sormaya bile mecali yoktu..kader böyleydi..

Artık çocuklu bir kadındı..dünya tatlısı bir oğlu vardı artık..Atilla..mavi gözleri ile deniz bakışlı bu çocuk her gün annesini yaşattığından bir haberdi..

Annesi her dayak yediğinde birşeyler kırar dökerdi..dökerdiki babası annesine vurmayı bıraksında ona vursun...diye düşünen bir çocuktu Atilla..

Babasına benzemiyordu..merhametini herşeye gösteriyordu..küçük karıncaları bile ezmekten korkuyordu..

Masum bir çocuktu Atilla annesine çok düşkündü..

Ve bugün Nadide nin doğum günüydü! Atilla anneciğine güzel bir hediye almak istemişti ama 6 yaşındaydı bulabildiği en güzel hediye annesinin en sevdiği çiçekleri idi..bahçedeki çiçeklerden en güzelini..mor orkidelerin en büyüğünü kopardı..ve koşturarak annesinin yanına gitti..

Eve girrmesiyle bağırış sesleri duydu Atilla korkuyla anne ve babasının yatak odasına baktı bir köşeye sindi ve izledi..

"BU FOTOĞRAF O AŞIĞININ FOTOĞRAFIMI NADİDE! BU FOTOĞRAFA BAKIP BENİM YÜZÜME BAKMIYORSUN HA!"

Bir tokat...

Nadide ayağa kalktı ve aynı kararlılıkla

"Aynen öyle! Bu fotoğraf Turgayımın bana verdiği tek hatıra! ​​​​​​Sevdiğimden ayırdın ama kalbimden alamadın Ziya!"

Bir tokat daha...arkası gelemeyen tokatlardan çok canını acıtan şey oğlunun bunlara şahit olmasıydı..Nadide oğlundan af diliyordu..Turgayından af diliyordu..

Ziya bey yerde kanlar içinde kalan kadını orda bıraktı ve mutfağa yöneldi..Atilla saklanmıştı...

Ziya bir bıçakla geri döndü..yerde baygın halde yatan karısına bıçağı acımadan sapladı..

Atilla saydı.. 1..2..3..4..5..6..7..8

8 kez o sivri bıçak annesine saplandı..her bıçak darbesinde Atilla öldü...

O gün 8 kez ölüm acısını tattı..

Ziya bey hemen bıçağı alıp kaçarken

Atilla annesinin yanına gitti..hep sıcak olan annesi buz gibiydi..bu kırmızı sıvıda neydi annesinin yüzünü örten..neden sarılmıyordu annesi ona

Sarıldı annesinin ölü bedenine..uyan dedi uyanmadı gidelim,kaçalım dedi gelmedi..

Nadide Bozkurt..kocası tarafından öldürülen binlerce kadından biri oldu..

Ziya beye ne mi oldu?

Karısının cesedini yıkadı pakladı...bıçak yaralarını dikti..ve bahçede bir şişe kırdı.. karısının cesedini balkondan atan ziya bey intihar süsü vererek dramatik bir olaya döktü..

Bu olay haberlerden aylarca düşmedi...

Turgay sevdiği kadının öldüğünü bir gazete küpüründen öğrendi..

İntihar etmiş olduğunu duyunca daha da deliren Turgay sevdiği kadının mezarına bile gizlice gidebildi..

Her gece...sevdiği kadının mezarında yattı..ve tek bir şey mırıldandı

"Bir gün elbet geleceğim yanına sevdiceğim..sensizlik fazla yaşatmaz beni"

*******

ELFİDA KIRCALI

​​​​​​Sinirden kuduruyordum! Gebertmem gerekiyordu bu herifi!

Atillaya eğer o ilaç ve serumlarla zehirlemeseydi Atilla iyileşebilecekti!

Ben zaten o ilaçları almasını engellemiştim bir süre ama o vicdansız yemeğine bile katmış olabilirdi..

Hem o serumun gep koluna takılı olmasından anlamam gerekiyordu ama ben bir polis değil doktordum bunu anlamam zordu..

Emir ise soğukkanlılığını koruyordu

Emir bana dönüp " Şunu Atillanın odasına kapatalım"

"Ya bu adam sürekli gündemde! Bir süre ortadan yok olsa net dikkat çeker" dedim

"İstibahrattan arkadaşlarım var haber kanllarına Ziya beyin ağzından yalan manşetler atayacağız sıkıntı olmaz"

Zekiceydi ziya beyi atillanın odasına yerleştirdik ve serumu acımasızca damarına geçirdim

"Arada bir teftişe gelirim Kolay gele ziya bey!"

Diyip kapıyı kitledik..dışarı çıkarken mert ve meleğin hala dönmediğini fark ettim

"Ben bir yukarı bakayım sonra konuşuruz"

Emir dışarı çıkarken üst kata çıktım

Kapı kapalıydı kapıyı sertçe tıklattım

"Hey! Hadi toparlanın 10 dakikaya aşağıda olun! Eğrr namüsait bir durumda değilseniz!"

Kapı açıldı ve mert "G-geliyoruz"

Dudakları kızarmıştı yanaklarıda aynı şekilde

Hayde bu kadar olayın arasında öpüşmemişsinizdir umarım!

"Neyse bekliyorum çifte kumrular!"

10 dakika sonra herkes aşağıdaydı Atilla bana ben ona kaçamak bakışlar atarken o hınzır gülüşü dudaklarındaydı

Emir "Şimdi..uçak biletlerini ayarladık Rusyaya kaçıyoruz-"

Atilla "Uçak mı?"

Emir "Ne o korkuyor musun kaptan?"

Atilla"Y-yok canım ne alaka ama araba daha iyi olmaz mı?"

"Araba ile takip edilme olasılığımız daha yüksek uçakla hem çok dikkat çekmeyiz"

Hakan "Ayrıca markete uğramalıyız kılık değiştirmemiz gerek! "

Melek"Kılık değiştirsekte benim pasaportum yok ki?"

"Benimde yok"

Hakan "Bu daha iyi yalancı birer pasaport çıkartırız"

Melek "Hey sen neden bu kadar rahatsın yasa dışı işleri yaparken"

Hakan cüzdanını çıkardı ve bir armayı bize doğru tutarak

"Gurur Karakaya MİT tanıştığıma memnun oldum"

Hassiktir lan! Bu Bizim hakan diye bildiğimiz adam MİT ajanı mıydı?!

Atilla "Hemen yap şovunu!"

Az evvel gurur olduğunu öğrendiğimiz Hakan "Yaparım tabii lan! Sende yap sende eski-"

Atilla "Eski eskide kaldı! Şimdi kılık mı değiştiriyoruz!"

Eski ne! Atillada mı ajandı!

Artık bu işin içinde MİT in olduğunu öğrenmiştim ölsemde gam yemezdim!

****

Sadece tek düşünebişdiğim aynadaki kişinin ben olmadığımdı..

Kızıl bir peruk takmıştım ve yeşil lenslerim vardı...

Mert gözlerine kahverengi lens takmış ve bir bıyık takmıştı bir tık koikti ama gerçekçi duruyordu..

Melek sarı bir peruk takmıştı ayrıca çillerini kapatmıştı mert bundan nefret etsede

En son olarak Atilla saçlarını sıfıra vurmuştu ve o masmavi gözlerini siyah lens ile örtmüştü..

Bu hali bile nefes kesiciydi

Uçağa binerken çok gergin olduğunu görüyordum mertte gergindi ama melek bunun sebebini bildiğindi söylemişti

Ama Atilla neden gergindi onu anlayamıyordum

Yerlerimize yerleştiğimizde Atilla gergin de olsa

"Mermaid..Ariel e benzemişsin" deyip güldü ama titrediğini görüyordum

"Evet biraz ama sen niye gerginsin?"

"U-uçak korkum var benimde.."

Hadi canım!

"Neden ki?"

"Bazı şeyler yaşandı mermaid..hatırlanınca uyku bölen cinsten.."

Uçak kalkarken gözlerini sıkıca yumdu derin nefesler alıyordu..

Elini tuttum

"Sakinleş kaptan moskovaya kadar dayanmalısın" gözlerini araladı..kızaran yanakları ile bana bakakaldı..

Ve kendini kastığını hissettim..baş parmağını hareket ettirdi..

Elimi okşadı..bir kez yapabildi ama bu büyük gelişmeydi!

Atilla Bozkurt sağlığını yavaş yavaş eline alacaktı...

Ve bu süreçte ona yardımvı olmak için elimden geleni yapacaktım..

Ben Elfida Kırcalı..adımın anlamı feda etmek..ve ben adıma göre yaşacaktım

Sevdiklerim için gerekirse feda olacaktım!

*****

Nasıldııı umarım sevmişsinizdir!

Hakanın Aslında Gurur çıkması şaka mııı

Kendi yazdığım karaktere yükseliyorum yarabbim! Ldkdkflxlx sizi seviyore oy atmayı unutmayınnnn

 

 

Bölüm : 16.11.2024 18:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...