Yeni Üyelik
18.
Bölüm

BÖLÜM/16 GERİ DÖNÜŞ

@geceninisigiii

AY SELAMMM

Nabersiniizzz okumalar tavan yaptııı! Çok teşekkür ederim 1 k ya ulaştık!

Sizi çok çok seviyorummm

İyi okumalar

******

Türkiye-Tokat saat 06.00

Turgay eski çantasını toparlarken son bir kez aynaya baktı.. saçları ağrımıştı artık ama gözleri hala gençliğindeki gibi parlıyordu..

Rusyaya 2. kez gidecekti..seneler evvel gittiğinde hiç sevmemişti rusyayı..

Ama bir çocukla tanışmıştı tatlı bir çocuktu..onu soğukta karda kışta sokağa atan ailesine kızsada çocuğa kıyamamış ve yanına almıştı..

​​​​​Fakat o sözde babası olan herif çocuğu almıştı

Buna yıllarca içerlemişti Turgay...

Nadidesinin oğluna sahip çıkamamıştı,o sokakta bulduğu çocuğa sahip çıkamamıştı...

Bir evlat hasreti vardı...bir sevda hasreti vardı...bir aile hasreti vardı..

Bu hasretin rusyada biteceğine inanıyordu ve yanılmıyordu..

3 tane oğlu olduğuna inanıyordu..

Mert,Atilla ve Gurur...

Tek onu baba gibi gören oğlu gururdu...Gurur onun askeriydi.. kimsesiz diye bilirdi onu çok severdi..

Bu operasyon Turgayın en büyük intikamı olacaktı...

Gururda bu operasyonda yer almak istemişti gönüllü olmuştu sebebi ise

Atilla ile birlikte eğitim almalarıydı... Atilla ile aynı tesiste eğitim almışlardı

Turgay Savaş ikisinide kendi elleri ile eğitmişti

Ama bir fark vardı aynı tesistelerdi ama birbirlerini hiç görmüyorlardı bunun nedeni Turgayın gurur'un sinirine ve öfkesine yenik düşüp Atillaya saldırmasından korkmasıydı

Turgay tüm derdini kederini anlatmıştı gurur'a Nadidesinin onu istemediğini sürekli çocuğunu dile getirdiğini..

Ve bunları anlatırken Gurur'un gözünde bir intikam hırsı görmüştü...

Ama o intikamın Ziya beye olduğunu sonradan anladı..

Şimdi ise operasyonun göbeğine...Rusyaya gidiyordu..

Gergindi..Çünkü Atilla onun Annesinin sevdiği hatta bir fotoğrafı için öldürdüğü Turgay olduğunu bilmiyordu..açıklamak zordu..

Ama aldırmadı tüm heybetiyle çıktı yola...

Garip bir hüzün çöktü gönlüne...elinde nadide'sinin fotoğrafı vardı...bu fotoğraf onun hayatıydı...

Bu gizli operasyonları düzenlemek ve yönrtmek için kurduğu Gizli Gölge Üssü

Bu fotoğraftan daha değersizdi gözünde...

Binbaşı Turgay Savaş bütün düşmanlarına diz çöktürebilirdi..ama Nadidenin bir küçük fotoğrafı onu bir anda yok edebilirdi...

********

ELFİDA KIRCALI

Huzur...şuan tek hissetiğim şey huzurdu...

Atillaya sarılmıştım! başını saçlarıma gömmüştü..gece boyu saçlarımı koklayıp öptüğünü ara ara hissettim

Kokusu öyle sarhoş ediciydi ki...

Uyandığımda biraz geri çekilip yüzünü seyrettim...

Bir kaç dakika geçmedi ki o uçsuz bucaksız denizleri aratmayan gözleri açıldı

Tam gözlerime bakıyordu...birkaç dakika öylece kaldık..ve ben en sonunda

"Günaydın kaptan"

"Gün sen söyleyince aydı mermaid"

Ya kalp var diyorum be adam!

"Hadi gel aşağı inelim sonra kahvaltı hazırlayayım ben"

"Çok erken değil mi daha saat 7 mermaid"

"Erken kalkan yol alır kaptan! Hem bizimkiler daha uyanmamıştır onlarada süpriz olsun"

Atilla gülümsedi

"Şimdi seni bir tekerlekli sandalyeye oturtalım"

Dün akşam ki gibi kollarını boynuma dolayıp sırtımda sürümeye başladım

"Şey..çok ağır mıyım..zorlanıyor musun?"

Atilla mahçup olmuş gibi sordu

"Sen benim anca kalbime ağır gelirsin kaptan bedenime değil"

Ne güzel konuştum be!

​​​​​​Atilla bu cevapla kırmızının elli tonunua bürünürken sandalyeyi aşağı indirerek aşağı indik

Herkes tahmin ettiğim gibi uyuyordu

Mutfağa grdiğimizde gerçekten büyük olduğunu fark ettim

Ve kahvaltılıkları dolaptan çıkarmaya başladım

Atilla ise hayallere dalmış beni izliyordu

"Yeşil zeytin sever misin?" Dedim elimdeki kavonozu gösterirken

Atilla dudak büktü "Hiç sevmem"

Zevksiz yeşil zeytin sevilmez mi

"Ben bayılırım ya benim hatrım için yesen?"

Atilla "Yok mermaid ben yemem onu valla midem bulanıyor"

"İyi peki..domates falan kesiyorum?"

"Kes olur... mermaid ben ne yapayım?"

Ne mi yapayım...yani felçlisin be oğlum ne diyeceğim ben şimdi sana!

Atilla sankş ne dediğini anlamış gibi

"Pardon..bir işe yaramam şuan değil mi.."

"Yoo yararsın! Mesela bana mert ve gurur un hangi yemekleri sevdiğini söyleyebilirsin ona göre birşeyler hazırlarım!"

Atillanın gözlerinin içi gülerek

"T-tamam o zaman! Mert sucuklu yumurta hastasıdır onu yapsan iyi olur..başkaa Gururda ne bulsa yer takma fazla"

Güldük.. ben sofrayı kurdum mükellef bir kahvaltı olmuştu sonda ellerimi kurularken

Atillanın yanağına eğildim ve yanağına bir öpücük kondurdum

"Teşekkür ederim kaptan yardımların için"

Atillanın kaskatı kesildiğini gördüm..bana baktı ve derin derin nefesler aldığı belliydi..

Bu güzel anı bozan Gurur oldu

"Günaydınnnnnn ohoooo maşallah be sofraya bak"

Arkasından melek ve mert geldi

"Günaydın" dedi melek

Ona baktı mert.. Pek bir yakındılar bunlar net olmuşlardı..

Sofraya geçtik..

Herkes hızla yemeğe başlarken şimdi ki görevim Atillayı beslemekti

Eğer severim diyorsan harbi seveceksin

​​​​​​"Eee ne yemek istersin kaptan?"

"Önce sen ye..sonra ben- yani..mert bana yedirir"

"Mert şuan sevdiceği ile bence bunu ben yapayım ha? Hem ben varken mert kimmiş ya?"

Atilla gülümsedi acı bir gülüştü bu

Kestiğim salatalıklardan birini çatala taktırdım

"Al bakalım kaptan gemi geliyor aç ağzını"

Güldü "Gemi mi?"

"Hee gemi sen kaptan değil misin böyle ikna ederim diye düşündüm"

Ona bütün yemeğini yedirdim ama sıkıntı şuydu bana bırakmamışlardı

Aç kaldım a dostlar Aç..

Buna pek aldırışı etmedim Atillanın ağzını silerken kapı sertçe çaldı?

Gurur belindeki silahını çıkardı ve kapıya doğru yanaştı açtığı anda hazır ola geçti

İçeri kır saçlı uzun boylu kara gözleri heybetle bize bakan biri girdi...

Merte baktığımda şaşırmıştı sanki bunu beklemiyordu..

Adam kalın bir ses tonuyla

"Merhaba çocuklar..Ben Turgay Savaş..Gurur'un komutanı bu operasyonunda başı olan Gizli Gölge Üssünün kurucusuyum"

Haydeeee şimdi birde Turgay komutan vardı yanımızda..sen düşün ulan ziya!

Turgay komutana hayranlık ve saygıyla bakıyordu Atilla fakat sadece o değil mertte aynen öyle bakıyordu..

Ama mertin gözlerinde o komutan saygısı değil...bir babaya bakıyormuş gibi hasret vardı..

Turgay komutan oturdu..ve hepimiz masa etrafına toplandık..

Turgay komutan "Sizler artık birer Gölge Üssü gönüllüsüsünüz MIT'e destek çıkacaksınız! Bu işin sorumluluğu hepimizde!"

Gönüllü olduk bir o eksikti

Turgay komutan

"Gurur ve Atilla bu konuda deneyimli.. Gurur MIT'te gözde ajanlardan biri bu Gizli gölge üssüne gönüllü olarak katıldı..biz ölmeye oynarız..kaybedecek birşeti olmayan gelir bizim üsse.."

Gururun kaybedebileceği bir şey yok muydu?

Turgay devam etti "Atilla ile yollarımızın kesişmesini sağlayan Ziya denen adamın ibneliği! Rusyaya kaçak silah ve eroin satmakta ve bu gölge üssü tarafından farkedildi.. ama Atilla ile geçmişimiz dahada ayrı..."

"Annem..." Dedi atilla..

"Annem öldükten birkaç yıl sonra..Turgay komutan bir okul çıkışı yanıma gelip anlattı..annemin intihar etmediği kanıtlanmıştı ama Babam yüzünden açığa çıkarılamıyordu..O sırada Turgay komutanla tanıştım"

Turgay komutan durgunlaştı canı acımış gibi baktı gözleri..

Atilla burukça gülümseyerek

"Neden annemin ölümü üzerinde bu kadar durduğunuzu biliyorum komutanım..."

Turgay komutanın gözleri anında açıldı

"Annem size çok aşıktı komutanım.." dedi sesi titreyerek..

"Ölümüde bu aşkından oldu..benim annem size olan aşkından öldü komutanım"

*******

Nasıldı👉👈 skskkakak

 

 

 

 

 

Loading...
0%