Yeni Üyelik
3.
Bölüm

BÖLÜM/3 YENİ BAŞLANGIÇ

@geceninisigiii

SELAMMMM bu bölüm biraz olayların açıldığı bir bölümmm iyi okumalarrr

****

Yeni başlangıçlardan her zaman korksamda..bu sefer bir merak vardı içimde,bir ton soru soru doluydu kafam

Neden bizi seçmişlerdi?

Niye Mert denen koruma bizimle konuşmak istiyorduk?

Derken Malikanenin o güzel ve ihtişamlı kapıları açıldı ve nutkumuz tutuldu..

Bahçe sarı laleler,kırmızı güller,mor menekşeler ve bolca yeşil ağaçla huzur vericiydi..Malikane ise ihtişamıyla göz boyuyordu..

Malikaneye giriş kapısının iki yanında iki tane kurt heykeli duruyordu.

İçeri girdik ve bizi bir hol ve büyükçe merdivenlerde babacan bir gülümseme ile bizi karşıladı Ziya bozkurt..

"Hoşgeldiniz! Yeni eviniz burası doktor hanım ve hemşire hanım şimdi malikaneyi mert size gezdirir ondan sonra Elfda hanım Oğlum Attila ile ilgilenmeye başlayabilir..sizse melek hanım daha çok çalışanlar veya benimle ilgileneceksiniz yardıma ihtiyacı olursada yardımcı olacaksınız"

Mert yumruğunu sıktı...Bu olay onu sinirlendirmiş gibiydi anlam veremesemde malikaneyi gezmeye başladık..

Mert "Burası büyüktür hanımlar..bazen kayboldum sanarsınız ayrıca Ziya beyin çalışma odası yasaklı odadır sakın girmeye kalkmayın daha zamanı var"

Daha zamanı var? Ne demişti bu şimdi? Melek "Ne demek daha zamanı var? Ayrıca ben kaç tane çalışandan sorumluyum?"

Mert güldü "5 artı Ziya bey" ziya bey derken sesi buz gibiydi? Bir insanın patronundan sevmemesi normaldi ama mert sanki ondan hem iğreniyormuş hemde nefret ediyor gibiydi.

Melek " Ya of ama!"

Mert "Daha çok benle ilgileneceksin"

Melek donakalsada çaktırmadı sanırım mertte bu dediğinden utanmıştı yüzünü çevirdi...

Aşk diyorum,yanaş diyorummm

Şarkısı eşliğinde malikaneyi gezdik ve en sonunda Attila beyin odasının önüne geldim...Mert meleği alıp odasını gösteririrken ben Ziya bey ile odaya girdim....

Odaya girdiğim an şok oldum!

Eski püskü bir sedye..bir ton eski ve çağ dışında kalmış makinelere bağlanmış bir adam duruyordu odada pencere yoktu? Sadece bir havalandırma vardı..

Yatakta yatan Attila bey ise siyah saçları bemebeyaz teni ve masmavi gözleri ile hala ona hayran olduğum yıllarındaki gibiydi..sadece daha zayıftı ve biraz çökmüştü..

Ziya bey babacan şekilde "Oğlum..aslan oğlum benim bak bu yeni doktorun Elfida Kıracalı bundan sonra seninle ilgilenecek.."

Tuaf birşeyler vardı...oda hapishaneyi andırıyordu..Attila bey ise gözlerinde korkuyla ve nefretle babasına bakıyordu?

Sonra gözleri bana döndü..Birden gözlerine bir rahatlama ifadesi geldi ve mavi gözleri yardım ister gibi bakıyordu..

Bu adama ne olmuştu böyle?

Ziya bey "Konuşamıyor sadece mırıldanabiliyor...sizi yalnız bırakayım"

Ziya bey çıktı ve onunla yalnız kaldım

" Merhabalar Attila bey..ben Elfida" dedim gülümseyerek sonrasında ise gözleri odada gezindi..

Günlük kontrollerini yapmak için ona doğru yaklaştım

Gördüğüm şeyler içimi acıttı..yatmaktan oluşan yaraları enfeksiyon kapmıştı hiç ilgilenmemişlerdi...

Ama nasıl bakmazdı insan kendi evladına? Hem magazinde "oğluna sahip çıkan baba" olarak lanse edilirken oğluna bir hapishaneden bozma odayı layık görmüştü..

Bu işte bir iş vardı!

Ve ben Elfidaysam bu işi çözerdim

***

Selamm umarım beğenmişsinnizdir :)

Loading...
0%