@geceninnkuytusuu
|
Sabah kalkınca etrafa göz gezdirdim. Ilk bi korktum burası değişik ev olduğu için ve benim ev olmadığı için. Belimde kollar hissedince arkama kolların sahibi olan adama baktım. Ateş huzurla uyuyor aldığı nefesten anladığım kadarıyla. Ben kalkmaya çalıştım. Kolunu tutup kendim den çektim. Arkasını dönüp uyumaya devam etti. Kalkıp banyoya girdim. Bugün haftasonuydu. O yüzden okul işi yarına kalmıştı. Banyodan çıkıp aşağıya indim. Çay koydum ama hiç ekmek yoktu. O yüzden ceketimi alıp markete doğru yola çıktım. Umarım bulabilirdim kaybolmadan... Biraz ilerde toplar asılmış bir bakkal gördüm. Buna da şükür. Bakkala doğru yürüdüm. Hem yürüyüp hem arkama bakıyordum. Paronayak olmuştum iyice. Bakkala girip ekmek istedim. Adam 2 tane ekmekle geldi. Poşete koyup bana uzattı. Parasını verip uzaklaştım ordan... Sanki takip ediliyor gibi hissediyordum. Arkamı dönünce kimsenin olmadığını görmüştüm. Devam ettim yürümeye. Birden önüme bir adam çıkınca durdum. Bu adamlar onlar olma ihtimali sizce % kaç? Onu es geçip gitmeye karar verdim ama önüme geçti. "Bakin burda kim varmış? Levent'in orospu kızı" deyince sinirden saç diplerim ağrıdı... "Çekil önümden!" geri gidecekken biri de arkamda belirdi. Siktir! Fena tuzağa düştüm. Tam kaçacakken belimden yakaladı. "Nereye kaçıyorsun ha nereye?" Eliyle ağzımı kapatmıştı. Bağıramıyordum. Beni sürükleyerek arabaya bindirdiler. Sonra hızla uzaklaştılar. Yan tarafımda duran adama yumruk attım ard arda. "Rahat dur!" dedi ama ben vurmaya devam ettim. "Sen istedin bunu" birden ceketin cebinden iğne çıkarınca korktum. Ona engel olmaya çalıştım ama çok geçti. Boynumda hissettiğim acıyla gözlerim karardı... Gözlerimi araladım odamda konuşmalar duyuluyordu. Kaldığım oda resmen eski pis bir harabe gibi bir yerdi. Duvarların boyası sökülmüş yattığım yatak bile rahat değildi. Acaba Ateş beni fark etmiş miydi? Fark ettiyse şimdiye kadar beni bulması lâzımdı. "Abi biz bu kızı napcaz?" diye sordu çirkin kara kuru ses. "Bu kız bize lazım. Onun sayesinde babası bize ulaşacak ben o şerefsizden daha paramı almadım." dedi. Uyandığımı belli etmemek için kıpırdamadım. Onlar hala konuşuyordu. Ateş nerdesin ? Nolur bul beni yalvarırım. "Ne zaman uyanacak bu?" diye sorunca korkudan kasıldım. "Yaptığım iğne biraz güçlü uyanması ve kendine gelmesi zaman alır." dedi piç kurusu. Benim uyandığımdan haberleri yoktu. Kapı sesiyle onların gittiğini anlamıştım... ATEŞ Sabahtan beri bakmadığım sormadığım yer kalmamıştı. Nereye gider bu kız? Telefonu da kapalı. Telefonum çalınca açtım. "Efendim Yiğit? Var mı haber?" "Malesef Ateş her yere baktık." deyince elimdeki telefonu koltuğa fırlattım. O kız bana emanetti. Ben nasıl derim Levent amcaya kızına sahip çıkamadım diye. Koltuğa oturdum. Nasıl benden habersiz çıkar dışarı? Kapı çalınca koşup açtım. "Haber var mı Murat?" kafa salladı. "Malesef kuzen hiç bir yerde yok" dedi. Kafayı yiyecektim kim bilir nerde ne yapıyorlar ona? "Murat bana geliyorlar ben duramıyorum oğlum bir şey yapalım hadi" deyip kapıya yönelince peşimden geldi. Bahçede gözüme ilişen kamerayı görmüştüm. Bekci klübesine doğru ilerledim. Adam çay içiyordu. "Bilader bu kamera 24 saat kayıt ediyor demi?" "Evet" deyince içime umut doğdu. "Bana sabah 10 civarı görüntülerin kaydı lazım. Bakabilir mısın?" deyince. "Hemen bakayım." deyip çayı masaya koydu ve bilgisayar başına döndü. Görüntüler dönmeye başladı. Siyah bir araba görmüştüm kapımızın önüne park edilmiş. Sonra Yaz'ın evden çıkışı girdi görüntüye. Dakikalar sonra elinde ekmek posetiyle dönerken kesmişler önünü. Burda bile buldular kızı? Zorla bindirmişlerdi arabaya. "Murat bana hemen bu plakayı buluyorsun hemen!" dedim Murat'a dönüp. Murat kafa sallayıp uzaklaştı. Murat'dan haber bekledim. Zaman geçiyor ama Murat hala gelmiyordu. Sinirden dizimi zıplatıyordum. O kıza benim yüzümden bir şey olursa kendimi asla ama asla affetmem. Murat bi hışımla içeri girdi. "Buldum kuzen" deyip gösterdi. Araba Şirinyer civarında görünüyordu da burası neresi? Burayı ilk kez görüyordum. Hemen toplanıp çıktık Murat'la... YAZ Hâlâ aynı durumdaydım. Kel adam bana yemek getirmişti ona elimi bile sürmedim. Neme lazım ilaç falan vardır içinde. Bu puştların ne yapacağı belli olmadı. Kapı açılınca o kel yine göründü. "Yesene kızım. Ölüp de başıma kalma" dedi ayı. "Yemiyorum siktir git seni puşt herif" dememle tokat yemem ve dudağımın kenarında sıcaklık hissetmem bir olmuştu. "Niye yemedin yemeğini?" "Ellerim bağlı nasıl yiyeyim?" "Lan salak ellerini çözmezsen nasıl yiyecek?" Bunların ikisi de salaktı. Ben bunları kolaylıkla atlatırdım. "Levaboya gitmem gerekiyor" dedim. Beni levaboya götürdü kel. "Yanlış bir şey yaparsan bedelini canınla ödersin" dedi. "Ulan gerizekalı ben size canlı lazımım" dememle şaşırdı. Levaboya girdim. Havalandırma cami vardı. Biraz küçük ama sığardım. Klozeti kapattım ve üstüne çıktım. Baktim ses oluyor musluk açtım. Kendimi yukarı çektim ve atlaıp koşmaya başladım... Ateş Karahanlı Yaz'ın tutulduğu eve yaklaşmıştık. Araba durdu etrafa göz gezdirdim. Burası çok ıssız ve ben burayı ilk kez görüyordum. Murat da inip yanıma geldi. "Burası ne amına koyayım!" dedim. Birden ses kulağıma ilişti. "Imdaaaaat yardım ediiiiiin!" Yaz! "Yaaaaz!!" Diye bağırınca. "Ateeeeş!" Demişti. Onu görmüştüm. Bana doğru koşmaya başladı ama arkasındaki adamı son anda görebilmiştim ve geç kalmıştım. Çünkü adam silah doğrulmuş ve ateş etmişti. "Yaaaaaz!!"
ATEŞ KARAHANLI
MURAT KARAHANLI ATEŞ'İN KUZENI
YAZ KARASU
YİĞİT ATEŞ'İN ADAMI
YAVUZ KARASU
LEVENT KARASU DEVAM EDECEK.... |
0% |