Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@geceninofkesi

1. Bölüm Kara bulutlar

Giriş...

İnsanlık tarih boyunca tükenmek bilmeyen bir rekabet içindedir.Bu rekabet her alanda kendini göstermeye başladığında, durumun ciddiyetinin farkında olsa da yönetim, bunu pek de umursamaz bir tavır takınır. İnsanlığın bilinçsizce hareketleri bilinçsizce tüketilen kaynaklar, rekabet ve hırs. Bunların olduğu hiç bir âlemde âdaletli bir yaşamın varlığından söz konusu edilemez. Şehir yıkık dökük, halk bazı şeylerden habersiz yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar. Nefes almak istiyorsan boyun eğmeyi bilecek sana biçilen kaderi yaşamaya razı olacaksın...

Biz dikenli tellerin ardında, olup bitenden habersiz gülümseyen çocuklardık. Bu karanlık şehrin her sokağında parlamayı bekleyen birer yıldız idik.
Ruhumuz bu karanlık şehrin görüntüsü kadar kararmıştı
Şimdi beraber batacağımız kadar batmıştık.
Bu şehrin sınırlarında kim bilir kaç hayat kaç hikâye yazılmıştı,kaç umut tünelin sonundaki ışığa kavuşamadan sönüp gidecekti...
Bunu bilemem, ama biz tünelin sonuna varamadan parlamaktan vazgeçmiştik. Çünkü; ışıklar yol vermekten vazgeçmişti...
Biz, bu karanlık şehrin parlamayı bekleyen sönük yıldızlarıydık.
Biz, aşılamayacak duvarların ötesinde kurtarılmayı bekleyenler için gönderildik oysa duvarların ardında kurtarılmayı bekleyenler bizler olduk..

Yıl 2023 dünyamız.
“Kelebek! O duvara yaklaşma”
Küçük erkek çocuk tehlikenin adı olan duvarın dibinde oyun oynamakta ısrar eden küçük kızın inadına hayret ederek arkasından koşar.Kararında ısrarcı olan kelebek kız, peşinden koşan çocuğun soluk soluğa kalmasından bi memnun kalır. “Bana ne yarasa adam, bana ne adamm” diye arkasına bakıp kıkırdayarak ordan oraya koşuşturur. Onun bu kendinden emin ve büyük laflar etmesine ağzının kenarından güler.
“Adam mı kızım şaka mısın sen? Biz daha yedi, dokuz yaşlarındayız” arkasından koşarak kızı yakalamaya çalışıyor olsa da küçük kelebeğin hızına yetişemiyordu.

“Yeter Kelebek! Valla çok yoruldum” ellerini dizlerine yerleştirdi ve derin bir nefes aldı. “Kelebek yeter orası yasak bölge. Devlet tarafından korunuyor orası”

“Amma çene yaptın Yarasa şey” kendisine yarasa demesinden hoşlanmıyor olsa da bu onun gülümsemesine engel olamıyordu. Çünkü yarasa denen çocuk küçük kızı daima sever korurdu. Onunla aynı mahallenin çocukları olmak bunu gerektiriyordu onun için. O bundan hiçbir zaman şikayetçi olmazdı kelebek denen küçük kız onun için hep değerlidir.


“Hahah! Yarasa, ne oldu uykun mu var yine?” küçük kız dilini çıkartıp dudaklarından garip sesler çıkararak onunla dalga geçiyor bundan büyük bir zevk alıyor. Birbirlerine taktıkları lakaplarla sesleniyorlar.
“Haha yarasa adamm ne oldu gece uyumadın mı yine?. Uyumazsın sen. Sonra gündüz uykusuzluktan gözlerin kırmızıya döner annen seni öyle görünce de seni bir güzel pataklar.”


“Hiçte bile Annem kızmaz. O çok çalıştığı için evde yardımcımız bakıyor bana. Ama kızmaz bana”


“ Hıhı Yarasa” dedi küçük kız dalga geçer gibi konuştu.


Günlük dalga geçme dozunu da aldıktan sonra kelebek başlar duvarların önünde ordan oraya koşmaya. Çok meraklı çok yaramaz bir kız çocuğudur kelebek.
Bir yandan yarasaya laf yetiştiriyor bir yandan da etrafına bakıp koşuyordu.

“Hehehe yarasa,beni yakalayamaz ki yakalayamaz ki. Onun gözleri gece uyanık kalmaktan göremiyor ki ehehe yarasa adamm”
Yarasaya laf attığı yetmezmiş gibi bir de onun dış görünüşüyle dalga geçiyor.


“Ah kelebek ne diyeyim sana. Hadi mahalleye dönelim artık” onu ikna etmek için uğraş Verse de kelebeğin inadı kırılamadı. Onu neyin ikna edebileceğini düşünürken aklına gelen en parlak fikri sundu Yarasa.


“Kelebek!”


“Hı!”


“Hı ne kelebek. Biraz kibar olur musun Kelebek?” dedi yarasa.


“Hıhı” diye yineledi Kelebek gülümseyerek. Yarasanın yüz ifadesine baktığında bundan keyif aldığından emin olduktan sonra devam etti.

“Hıhı yarasa”

“Hıhı Kelebek” diye karşılık verdi Yarasa.

“Nik ve diğerleri toplanmış”

Tavşan gibi zıplayan kız duyduğu cümle ile yerinde kaskatı kesildi. Gözlerini şaşırmış gibi açtı. Yarasanın yüzüne dikkatle baktı kısa bir sessizliğin ardından dudaklarını araladı ve kulak zarını patlatacak şiddette bağırdı

“Yaşşasın Nik nik gelmiş"


Kollarını havaya kaldırıp Yarasa’ nın üstüne atladı.


“Başlasın sokak oyunları.”

Yarasanın üstünde debelenip cırtlak sesiyle bağırıyor.

Yarasa, “Kızım boğacaksın beni” dedi nefes almakta zorlanarak.

“Bana ne bana ne Nik nik gelmiş” diyerek yarasayı binbir pişman etti.

Yarasa, “Beni bırakırsan Nikin’e gideriz Kelebek” dedi azıcık sinirlendi. Niki’i ondan çok sevdiğini düşünerek biraz üzülmüştü yarasa.

“Timam ama mahalleye kadar yarış yapacağız” dedi kelebek.

Bir bıkkınlıkla gözlerini devirip omuzlarını indirdi “Tamam kelebek. Ama kaybedersen ağlama” diye küçümseyici bir bakış attı Kelebeğe.

“Hımh! Ben ağlamam bikeren” kollarını birbirine dolayıp çenesini kaldırdı.


“ Tam yedi buçuk yaşında koca bir kızım yarasa”

Yarasa, “Göreceğiz bakalım” dedi kendinden emin bir şekilde.

Koca duvarları arkalarında bırakıp mahalleye koşmaya başladılar.

“Yağmur yağacak galiba” dedi kelebek


“Arkana bak yarasa”

Buna hiçte inanmayan yarasa koşmaya devam ederek “yenileceğini anladın şimdi de beni oyalamak için yağmur bahanesini ekledin ha Kelebek!” dediğinde kelebeğin suratı asıldı, koşmayı bıraktı ve kollarını birbirine doladı.

O sırada duvarların ardından koca bulut yığını belirdi. Bulutlar kapkara ve oldukça yoğundu mavinin en güzel tonları zifire bulandı.
Yarasa çocuk arkasına dönüp baktığında yükselen kapkara bulutların ne anlama geldiğini çok iyi anlamış ve oradan hemen uzaklaşması gerektiğini anlayıp kelebeğin elini sıkıca tutup kaçmaya başladılar.

 

 

Loading...
0%