@geceyarisi
|
Merhabalar bu uygulamada yeniyim. Daha önce pek kitap yazmamıştım. Bu yeni bir deneyimim olucak. Lütfen kırıcı olmadan yorumlarınızla kendimş geliştirmemi sağlamanız dileğiyle... İyi okumalar... Keşke bende diğerleri gibi alarm sesine uyansaydım bir sabahta. Kavga seslerine değil. Bir kaç saniye tavanı izledim, sonrasında yavaşça ayaklarımı yere indirdim. Ve ayaklarım yer ile buluştu. Ayağa kalktığımda kavga sesleri azalıyordu. Kapıya ilerledim, kapıyı aralayıp kafamı çıkardım. Koridorda değillerdi, salondaydı büyük ihtimalle. Yavaşça parmak ucumda ilerledim. Yavaş, yavaş, yavaş... Salonun kapısına yaklaştım ve pekte görünmemeye çalışarak kafamı içeri uzattım. Vazo...Yerdeydi. Büyük ihtimalle kavga hararetliydi. Bir koltukta oturuyordu. Hala öfkeliydi. Pekte umrumda değildi öfkeli olması. Asıl öfkeli olması gereken içerde yaralarını makyajla kapatmaya çalışan kadın olmaşıydı, öfkeli olması gereken bendim. O da anca dışarıda, işte iyi adam rolü oynasın. Anca rolünü oynar. İyi adam. İyi baba. Bu kavramlara uyanlar var mıydı? İyi baba nasıl olurdu acaba? Çok merak ediyorum. Keşke sadece merak etmeseydim. Bilseydim. Okula gitmem gerekiyordu. Odama geçip hazırlandım. Odamdan çıkıp annemin odasına girdim. Makyaj masasının aynsından bana baktı. Göz göze geldik. Acıların gözleriyle... Kulaklıklarımı takarak otobüsteki boş koltuğa oturdum. Şarkının başlat dümesine bastığımda tanıdık melodiler kulağıma dolduğunda o tanıdık seste sözleri söylemeye başlamıştı. 1 saatlik bir yolculuğum vardı. Gözlerimi kapatıp kafamı cama yasladım. Yanıma gelen birinin koluma sürtmesiyle gözlerimi açıp irkilmem bir oldu. Karşımda o yüzle karşılaştım. Bizim okuldan biriydi. Her yerde karşıma çıkıyordu. "Selam, naber. Ben Cenk, yüzüncü kez söylüyorum sanırım." uzattığı elini sıktım. "Selam. İyidir senden? Ha bu arada bende Se-" derken sözümü kesti. "Selin." diyerek sözümü tamamladı. Afallayarak ona baktığımda bir şey olmamış gibi yanıma yerleşti. "Daha önceden tanışmış mıydık?" diye sordum çünkü her yerde karşıma çıkıyordu fakat sadece konuşmamız (onun konuşması) sadece adını söylemesinden ibaretti. Hiç cevap alamamıştı benden. "Yok tanışmadık. Sadece bir iki kere duymuştum arkadaşkarından." bende anladığımı belli edercesine kafamı salladım. Ve kafamı tekrardan cama yasladım. Ve gözlerimi kapattım. Birisi beni dürttüğünde gözlerimi araladım ve okulun önüne geldiğimizi görmüştüm. Beni uyandıran ise Cenk'ti. Aynı anda otobüsten indiğimizde yan yana ilerliyorduk. Yanımıza İlayda gelmişti. Evet eski yakın arkadaşım. Eski. Cenk'e yönelerek "Eee napıyorsun tatlım." demişti. Cenk ise göz devirip "Tatlım deme İlayda ayrılalı 1 yıl oldu.1 koskoca 1 yıl. Rahat bırak artık." dediğinde kafamı İlayda'ya çevirdiğimde o zaten beni izliyordu. Derdi neydi? Ben sadece kafamı başka yöne çevirerek yoluma devam ettim. Okulun girişine geldiğimde İlayda'nın sesini duydum, sesli konuşuyordu. Hatta bir şey açıklıycak gibi. O na döndüm. "Selin yine mi kavga etti annenle baban? Yine dayak mı yedi yoksa? Ah kıyamam." dedi. Artık herkesin odağı o değil. Bendim... |
0% |