Yeni Üyelik
6.
Bölüm

İlk Dokunuş…

@geceyazar

Kitaplarımı açtım. Sanki birer mücevhermiş gibi dokunuyordum onlara. Herbiri benim için bir hasret gibiydi. Elime aldığım kalemim geleceğimi yazacakmış gibi hissettim ve birden mani olamadığım göz yaşlarım yaprakların üzerine döküldü.
Hem okuyor hem ağlıyordum. Neden ağladığımı bilmiyordum ama durdurmayacaktım kendimi. Eminim artık ağlamak yoktu. Bu göz yaşları benim için kıymetliydi çünkü son damlalar olacaktı. Kendime söz vermiştim.

Kapının açılmasıyla kafamı kaldırdım.
Anıl hoca karşımda dikilmiş yüzünde anlam veremediğim bi ifade ile duruyordu. Hemen gözyaşlarımı sildim. Ve kitaplarıma doğru eğdim kafamı.

-Günaydın Bade.
Konuşmak istemiyordum ama cevap vermek zorunda hissediyordum kendimi.

- Günaydın Hocam.

-Erken değil mi ? Öğlene doğru gelseydin keşke. Dedi

Sesinde ki pişmanlığın verdiği titremeyle birlikte.
-Erken kalkmaya alışmam gerekiyor.
Diye ekledim kafamı hiç kaldırmadan.

Gitmeye niyeti yoktu. Dediğim gibi de oldu. Gelip tam karşıma oturdu.
Gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Kitap sayfalarını karıştırmaya devam ettim. Ona kızgın değildim ama kırgındım. İnsan tanımadığı birine kırgın olabilir miydi bilmiyordum.
-Ben... diye söze başlayacaktı.

Birden kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Sözü yarıda kesilmişti.
-Hocam sanırım dün benden sonra Gül hocayla konuşmuşsunuz. Söyledi bana eğer konuyla alakalı bişey söylemek istiyorsanız inanın hiç gerek yok.
-Konuştuğumuzu söylemeyecekti.

-Ne konuştuğunuzu bilmiyorum. Bana bişey anlatmadı. Ama ben çocuk değilim. En azından annem ve babamın vefatından bahsetmiştir. O yüzden bana acırmış gibi konuşma yapacaksanız lütfen yapmayın.
-Hayır ne acıması. O nerden çıktı? Acınacak neyin var senin. Ben sadece özür dilemek istedim. Her ne olursa olsun o şekilde konuşmamam gerekirdi.
-Özür dilenecek bişey yok. Asıl ben özür dilerim. Size o şekilde konuşmasaydım sizde bana bunları söylemezdiniz Hem ilk karşılaşmanın günahı olmaz. Ben unuttum,sizde unutun. Dedim
Böyle bir konuşma beklemiyor gibiydi benden. Yüzü iyice düştü. Ama ben kimsenin bana acıyarak bakmasını istemiyorum. O yüzden güçlü gözükmek zorundaydım. Belki biraz kabaydım ama aksini yapamazdım.
-Kafan nasıl oldu?
-Bilmiyorum hiç bakmadım. Acımıyor da zaten iyi galiba

-Olurmu öyle şey? Belki şişmiştir.
Diyerek yerinden kalktı ve yanıma doğru ilerledi. Ellerini saçlarımın arasında hissettim. Duvara çarptığım yere bakıyordu. Neden böyle bişey yaptığını bilmiyorum. Belki sadece vicdanını rahatlatmaya çalışıyordu.
Saçımda ki elini tutarak kafamdan çekmesini sağladım.
Eline dokunduğum an göz göze geldik.
Bana gözlerini kırpmadan bakıyordu. Bende ona. Gözlerinde ki derinlik beni korkutmuştu. Eli hala elimdeydi. Fark ettiğim an gözlerimi çekip hemen elini bıraktım . Ondan uzaklaşarak;

-Sorunumuzu çözdüğümüze göre dersime devam edebilir miyim?

-Tabi ki tekrar özür dilerim böldüm. Dedi. Sesinde ki titreme daha da artmıştı.

-Ben seni yalnız bırakayım en iyisi diyerek Çıktı kütüphaneden.
İçimde anlam veremediğim bi duygu vardı. Acaba kötü bişey mi yaptım diye düşündüm. İçimden;

-Bırak artık insanları düşünmeyi bir kez de kendini düşün ve dersine devam et diye geçirdim. Islak yapraklara döndüm tekrar. Konsantre olmaya çalıştım. Kararlıydım.

Anıl kütüphaneden çıktıktan sonra hızlı adımlarla Lavaboya ilerledi. Elini yüzünü yıkadı. Aynaya döndü ve bembeyaz olmuş yüzüne baktı Elleri titriyordu.
-O kadar dik duruşlu ki karşısında çocuk gibi cevap bile veremeyecektim neredeyse. Diye geçirdi içinden

-Halbu ki sadece özür dilemek istedim. Beceremedim. "İlk karşılaşmanın Günahı olmaz" diye Badenin söylediğini tekrarladı ve ekledi

-Ben seni ilk defa Çarptığımda görmedim....

Loading...
0%