Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Kalp Sızısı.

@geceyazar

 

Anıl hoca henüz çağırmamıştı beni. İşi bitmemişti zannımca. Gül hocayla sohbet etmek istiyordum. Hemde ne kadar merak etmiyorum desem de resmi çizenin kim olduğunu öğrenmeden rahat edemeyecektim Biliyorum. Odasına çıkmak için merdivenlerin köşesine gelmiştim. Bir anda köşeden çıkan Anıl hocayla karşı karşıya geldik. Çarpışmamıştık ama aramızda mesafe yok denecek kadar azdı. Yine elleri doluydu ama düşmemişti hiç biri. Dejavu yaşıyorduk Yakınlığımızı bozmuyorduk ikimizde. Gözlerimiz birbirine bakıyordu. Bazen bakışları kelimelerle anlatılamayacak kadar güzeldi. Tıpkı şimdi olduğu gibi. Yine buğulu bakıyordu bana. Sanki bi derdi vardı. Anlamıyordum ama içimde ki ses "acaba bana hep böyle bakacak biri olur mu hayatımda?" diye yakınıyordu. Uzaklaştım

 

- Yine çarpıyordum size bu sefer hata bendeydi . Diyerek gülümsedim

Bakışları değişmedi. Yüzümü dudaklarımdan gözlerimin bitimine kadar gözleriyle süzdü. Gözlerimin içine içine bakıyordu yine.

-Evet Çarpışıyorduk. Ama bu kez birbirimizi tanıyoruz. Kırmayacağız .

-Pek tanıyoruz diyemeyiz ama doğru anlaşma yaptık zaten. kırmayacağız.
-Ben çay almak için indim az bi işim kaldı birazdan gelmek istersen eğer gelebilirsin.
-Gül hocanın yanına gidiyorum. Seslenin hemen gelirim. Aynı kattayız zaten.
-tamam.

 

Sözlerimiz bitmişti. Yukarı doğru çıktım. Gül hocanın odasındaydım.

 

Anıl yine yenik düştü yukarda verdiği sözlere. Kendine hakim olamıyor. Gözlerine bakmadan duramıyordu.
"Evren sanki sürekli beni sınıyor" diye düşündü içinden. Zaten insan en çok kaçtığı şeyle imtihan oluyordu. "Sadece bir kez gördüm bir daha görmedim nasıl bu kadar aciz olabilirim?" Diyordu ama ilk görüşte aşk diye bi gerçek vardı bu dünyada. Şimdiye kadar güldüğü şey başına gelmişti. Henüz aşık değildi ama çekimine engel olamıyordu. Zaten aşkı sadece okuduğu şiirlerden biliyordu. Tatmamıştı daha önce.

-Gül hocam gelebilir miyim?
-Aa gel Bade Hoşgeldin. Niye derste değilsin sen?
-Hocam ben bugün nöbetçiyim o yüzden

-Anladım tatlım. Nasılsın nasıl gidiyor?
-Hocam okulla alakalı bi sıkıntım yok ama benim size bişey danışmam lazım yoksa kafayı yiyeceğim

-Korkutma beni. Noldu?

-Hocam Anıl hoca kantinde ki masanın üstünde benim resmimin çizili olduğu bi kâğıt bulmuş bana verdi. Şu an evde Akşam size uğrayıp gösteririm. Tıpa tıp benziyoruz boynumdaki kolyeden saçımda ki tokaya kadar aynı. Bu beni biraz korkuttu sizce kim olabilir?
-Yok artık. Kimin bıraktığını görmemiş mi Anıl bey?
-Hayır hocam sordum. Görmemiş . Kimse yokmuş.

 

Bade ve Gül hoca aralarında konuşurlarken Anıl koridorun başında belirdi. Badenin sesi geliyordu "Merak etmiyorum dedim ama aslında çok merak ediyorum" diyordu

 

kapıya yanaşıp dinlemeye karar verdi.

-Bade belki sana bişeyler hisseden biri vardır okulda. Olamaz mı ? Kimseden böyle bi elektrik aldın mı?
-Hocam hiç sanmıyorum. Okulda ki bütün öğrenciler benden en az 3 yaş küçük mantıklı gelmiyor. Hem öyle hissettiren kimse de olmadı.
-Bade biri geliyor aklıma ama..

-kim?
 

 

Anıl merak içinde dinliyordu hala. Yoksa anlamış mıydı Gül hoca. Kimi söyleyeceğini merak ediyordu iyice kulak kesildi.

-Selim olabilir mi?

 

Gül hocanın söylediği isim karşısında dizlerimin bağı çözülmüştü resmen. Tam üç yıldır bu ismi ağzıma almamıştım. Unutmuştum bile.

-Sanmıyorum. O karşıma dikilmeyi tercih ediyor biliyorsun. Böyle basit şeyler yapmaz. Yani İnşallah yapmamıştır. Bana uzak bi ihtimal gibi geldi.
-Kızım sana bu derece takıntılı olan bir tek onu tanıyorum ben. Siz en son ne zaman görüştünüz?

-Üç yıl oldu. Bi kaç kez Melisa'dan ulaşmaya çalıştı ama asla izin vermedim. Sonra da hiç görmedim zaten.
-Seni çok seviyordu. Belki yine şansını denemek istemiştir. Bi işaret bırakmıştır. Gitti mi buralardan ben uzun zamandır hiç görmedim.
-Bende görmedim. Bilmiyorum mantıklı gelmiyor.
-Kızım senin için neler yaptı. Niye mantıklı gelmiyor? Ya okuldan biri ya da Selim. Ben Selim olduğunu düşünüyorum.
-Bizim Selimle nasıl ayrıldığımızı biliyorsun abla. Okulda abla diyorum ama şu an Hocam demek istemiyorum.
-Sorun değil de tabi ki. Bilemiyorum Bade benim aklıma başka biri gelmiyor. Eğer Selimse ne yapacaksın? Tekrar bi şans verir misin? Belki iyi gelirsiniz birbirinize.
-Bilmiyorum ben çok kırgınım. Ona karşı bişey kalamamış içimde. Sen ismini söyleyene kadar aklıma bile gelmemişti. Öyle bitmişiz.
-Herkes hata yapar. Önemli olan hatasından dönmesi değil mi? Seni sevdiğini çok iyi biliyorum. Hatırlarsan binayı yakacaktı. Ahahhah

-Unuturmuyum hiç. Canım babam sopayla koştu peşinden.
-Bade akşam bize gel elinde ki resimle daha rahat konuşuruz olur mu ? Bende bi kaç işi halledeyim kafam rahatlasın.
-Tamam ben çıkayım. Siz işlerinizi halledin. Görüşürüz akşam.
-görüşürüz canım benim.

 

Anıl hızla uzaklaştı kapıdan. Kendini kütüphaneye attı. Kalbine öyle bir sızı düşmüştü ki öldürüyordu sanki. Bade'nin hayatında biri olması ihtimali öldürüyordu onu. Yüreği paramparça oldu. Nasıl dayanırdı buna? Bunu kendisi de bilmiyordu. Verdiği sözlerin hepsi uçup gitti aklından. Yine Badenin gülümsemesi geliyordu gözlerinin önüne. Bu çok acıydı.

 

Birden Bade kapıda belirdi. Durmuş Anılı izliyordu öylece. Neredeyse ağlamak üzere olan gözlerine bakıyordu. Yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı. Anılın yanına oturdu. Elini Anılın kolunun üstüne koyarak;

 

-Hocam iyi misiniz? Ne bu haliniz Noldu size?
-Bişey yok Bade iyiyim. ( Değilim)

-Olur mu,neredeyse ağlayacak gibisiniz. Yardımcı olabileceğim bişey varsa lütfen söyleyin.
-Yok dedim Bade! Diye bağırdı. Beni yalnız bırakır mısın. Bugün bitmeyecek bunlar. Ben sonra hallederim. Sen işine bak.

 

Bade neye uğradığını şaşırdı ama belli ki Anıl hocanın canı bişeye sıkılmış sık boğaz etmenin anlamı yok.


-Tamam ben yalnız bırakayım sizi.

 

 

Odadan çıktım. Daha 20 dakika önce aşağıda konuştuk bişeyi yoktu İnşallah kötü bişey olmamıştır. Üzülsün istemiyorum.

 

Gün boyunca bir daha göremedim. Anıl hocayı. Akşam olmuştu bile. Eve gidip dinlenmek istiyordum. Çok yorulmuştum. Hemde olanları Melisa'ya anlatmam gerekiyor. Bakalım o ne diyecek? Gül hoca gibi Selimden mi şüphelenecek?
Eşyalarımı topladım herkes çıkmaya başladı. Gözlerim Anıl hocayı arıyordu. Merak ediyordum. Bahçeye çıktım. Arkamdan geldiğini fark ettim. Yanımdan geçip gitti. Ruh gibiydi. İçim sızladı. Neden bu haldeydi bilmiyorum ama umarım en kısa zaman da düzelir.
Eve varmıştım bile hemen Melisayı aradım acil gelmesini istedim.
Üzerimi değiştirdim. Kahve yaptım.
kapı çaldı.

-Nedir bu kadar acil olan. İnşallah sağlam bi dedikodudur yoksa seni gebertirim.
-Dedikodu değil kendimle alakalı anlatacağım şey diye girizgah yaptım.

 

Dün eve geldikten sonra olan herşeyi anlattım. Resim bulduğumu. Anıl hocayla olan konuşmayı, Gül hocayla Konuştuklarımızı herşeyi anlattım. Elimdeki kağıdı gösterdim. Ağzı açıkta kaldı duydukları karşısında. Elindeki kağıda uzun uzun baktı.

-Gül hoca Selimden şüpheleniyor sence kim olabilir ?
-Anıl hoca. Dedi birden gayet emin bi şekilde.
-Anlamadım?

-Anıl hoca kızım. Adamın senle ne derdi var bilmiyorum ama bence o.
-Saçmalama Melisa. Niye resmimi çizsin. Kitabının arasında taşısın? Manyak mı bu adam?
-Manyak değil belki ama aşık. O kadar eminim ki. Kesinlikle O .
-Ya sen bilinç altında ne yaşıyorsun? Başkasının yanında söyleme gerçekten inandırırsın o kadar emin konuşuyorsun çünkü. Nerden vardın bu kanıya.
-Ya sen mal mısın? Kâğıdı buldu kantinde eee sen kitabı karıştırana kadar aklına hiç mi gelmedi. Ayrıca spor odasında kitap okuyordu demiştin seni gördüğü an aklına gelmesi gerekirdi.
-İnsanlık hali unutmuştur.
-Niye zorluyorsun Bade.

-Melisa bence sen saçmalıyosun şu an. O benim Öğretmenim böyle bişey olması mümkün mü ?
-Sanki olanların hepsi belli bi mümkünata dayanıyor. 7 ay sonra öğretmenin değil. O zaman ne diyeceksin?
-Kapatalım konuyu. Hiç hoş değil bırak konuşmayı düşünmek bile istemem böyle bişeyi. Dün düşündüm diye sabaha kadar uyumadım. Yapmayacağım kendime bunu. Hem biz bugün söz verdik birbirimize yanlış anlaşılma olmayacak aramızda. Önyargı olmayacak.
-Birbirinize söz vermeye başladınız demek. Ee bu da bişeydir şimdilik. Hahaha

-Vallahi tam bi muzipsin. İnsanın aklına neler sokuyorsun.

 

aklımda ki binbir türlü düşünceyle Melisayı uğurladım. Yatağa uzandım. Gözlerimin kapanmasına engel olamıyordum...

 

Kaç saat uyumuşum bilmiyorum. Zil sesiyle gözlerimi araladım.Gelen Gül hoca olmalıydı akşam buluşalım demiştik ama uyuyup kalmıştım.

 

Uykulu gözlerimle kapıya yöneldim. Gözlerim hala kapalıydı kapıyı açtım. Bir yandan da "Gül abla uyumuşum kusura bakma" diyordum. Gözlerimi araladım. Karşımda dağınık saçlarıyla. Buğulu gözleriyle Anıl hoca duruyordu...

 

Loading...
0%