@geceyazari
|
Selamlar, öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Eylül Tunalı. Tabi bu gerçek ismim değil :) . Kitap yazarken bir nickname kullanmak istedim. Kendi ismimle değil, kafamda oluşturduğum bir karakter ile yazmaya başlamak istedim. Bu benim yazdığım ilk kitap değil fakat açıkça yayımladığım ilk kitap. Bu nedenle geliştirmeye yönelik her türlü eleştiriye açığım. Umarım okuduklarınız hoşunuza gider. Yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar !!
BÖLÜM 1 İzim zoraki şekilde gözünü açmıştı. Bugün onun için büyük gündü. Tüm gece bavullarını ve eşyalarını toplamaya uğraşmıştı. Doğduğu, büyüdüğü, liseyi okuduğu şehri bırakıp yeni bir şehre yeni bir hayata atılacaktı. En yakın arkadaşlarının da onunla birlikte olacak olması endişe ve tedirginliğini azaltıyordu. İzim okuduğu tarih bölümünde yüksek lisans yapacaktı. En sevdiği alan olan eski dönem krallık ve kraliyetleri üzerine yoğunlaşacaktı. Şu an oturduğu Amasis şehrinden kalkıp yepyeni bir şehre yepyeni bir hayata adım atıyordu. İzim üniversiteyi okuduğu şehre, aynı zamanda ülkenin başkenti olan Samira’ya taşınacaktı. Ülkedeki en iyi üniversitelerden birini derece ile bitirmiş, hocaları tarafından üniversitede kalması gerektiği söylenmişti. Bir çok hocasından asistanlık teklifi almış olması da gururunu okşamıştı. O da en sevdiği ve yoğunlaşmak istediği alana karar vermiş en sonunda da kendi üniversitesinde yüksek lisansa kayıt yaptırmıştı. En yakın arkadaşlarından Efsa zaten kendi ofisini Samira’da kurmuştu. Aynı üniversitede okumuşlardı. Efsa psikoloji okumayı tercih etmiş sonrasında da Amasis’e geri dönmek istememişti. Orada hem kendi terapi merkezini açmış hem de küçük bir eve çıkmıştı. Ailesinin ona bıraktığı mirası bu şekilde değerlendirmeyi tercih etmişti. Arkadaşı ile de kendi ile duyduğu kadar gurur duyuyordu Efsa. tek başına hayatta kalmaya çalışmasına rağmen çok güçlü bir karaktere sahip olduğunu düşünüyordu. Cansel onlarla aynı şehri tercih etmemişti üniversitede başka bir şehirde matematik öğretmenliği okumuştu o da. Fakat çalışacağı şehir için sadece Samira içerisinde tercih yapmış, bununla birlikte İzim’le aynı okulda yüksek lisansa başvurmuştu. Hem çalışacak hem de en iyi üniversitelerden birinde yüksek lisans yapacaktı. Bugün Cansel ve İzim beraber yola çıkacaklardı. Efsa zaten orada olduğu için oturacakları evi ayarlamış, eşyaların yerleştirilmesine kadar her şeyi halletmişti. İzim ve Cansel sadece gelecek ve eve yerleşme kısmını, birkaç da ufak tefek kalan işleri halledeceklerdi. Cansel ve İzim beraber kalacaklardı. Efsa’nın kaldığı ve kendine ait bir evi vardı . Üçü vaktinin çoğunu beraber geçirecekleri için 3+1 şeklinde bir ev tutmuşlardı. Efsa’nın kendi evinden çok İzim ve Cansel ile kalacağını düşünüyorlardı. Bu nedenle de Efsa’nın da evde yeterince rahat etmesini istemişlerdi. Her ne kadar Efsa bu noktada kızlara böyle bir ihtiyaç olmadığını söylese de biliyordu ki artık kendinden çok onların evinde vakit geçirecekti. Bu yüzden arkadaşlarının bu tavrı ve evi sanki üçü beraber yaşayacakmış gibi düzenlemeleri hoşuna gitmişti. İzim son kez dolaplarına ve evin kalanına göz gezdirmeye ve unuttuğu bir şey var mı diye bakmaya başladı. Babası ile birlikte arabayla gideceklerdi. Bu yüzden erken kalkmışlardı ve yola da erken çıkacaklardı. Cansel ile sözleştikleri ve hep birlikte yola çıkacakları için üçünün olduğu gruba hemen bir mesaj attı. Eğer Cansel uyuyakalmışsa tekrar araması gerekecekti. Biricik arkadaşlarının geç kalmak gibi bir özelliği vardı. Kendisi bile bunu nasıl başardığını henüz çözememişti. Attığı mesaja Cansel’den anında mesaj gelince İzim rahatladı. Cansel sabah erkenden kalkmış , evde unuttuğu bavuluna koymadığı ya da kolilemeyi unuttuğu bir şey olup olmadığını kontrol etmeye başlamıştı. Cansel’e yüksek lisans yapması ve atanması karşılığında annesi ona araba alacağının sözünü vermişti. Cansel de hedeflerine ulaşınca annesi ona en sevdiği renk olan koyu yeşil küçük bir araba hediye etmişti. Cansel aşırı heyecanlı olduğu için dayanamamış eşyalarını bir gece önceden arabaya yerleştirmişti. Ama eksik bir şey yapmadığının garantisini veremediği için dördüncü kez evdeki dolapları ve eşyaları kontrol ediyordu bir şey unuttu mu diye. Efsa da onlarla birlikte erken kalkmıştı. Gerçi onun hayat rutinini düşününce bu çok normal geliyordu. Nasıl her gün bu enerjiyi bulduğunu arkadaşları anlamlandıramasa da Efsa her sabah erkenden kalkıp yoga yapan , kahvaltı ettikten sonra da çalışmaya başlayan bir kadındı. Bu nerdeyse onu tanıdıkları lise yıllarından beri böyleydi. Zaman ilerledikçe hobileri değişmiş ve fazlalaşmıştı. Sabah yogası ile asla yetinmiyordu Efsa. Genelde öğlen yüzmeye , akşam ise spor salonuna giderdi. Özellikle de kış aylarında. Diğer türlü evde tek başına sıkıldığını iddia ederdi. Çalışmak, okumak , spor onun için bir rutin ve alışkanlık halini almıştı zamanla. Tüm bunları yaparken arkadaşlarına ve sosyal hayatına da vakit ayırıyordu bir şekilde. Efsa yine erkenden kalkmış , kendi işlerini hallettikten sonra kızların evine geçmek için arabasına binmişti. Kızlara ufak bir sürpriz yapmak istiyordu. Önce bir markete uğradı ve ev için kapsamlı bir market alışverişi yaptı. Nasıl olsa bundan sonra yüksek ihtimalle bu alışverişi Cansel ve İzim yapacaktı. O market alışverişini yaparken kızlardan yola çıktıklarına dair mesaj gecikmemişti. Gelmeleri neredeyse 4 saat sürecekti. Yolda mola verirlerse 5. Marketteki işi biter bitmez eve geçti. Önce aldıklarını yerleştirdi. Sonrasında ise kızlar için güzel bir yemek hazırlamaya başladı. Arkadaşları yanına geldiği için çok heyecanlıydı. Yaklaşık bir yıldır bu şehirde tek yaşıyordu. Kızlardan da uzakta kalmıştı. İzim yüksek lisans için hocalarından gelen teklif ile birlikte , bu konuda karar vermek ve biraz da dinlenmek istediğini söyleyerek 1 sene kadar Amasis’e geri dönmüş ailesinin yanında birazcık kafasını dinlemişti. Üniversite boyunca yoğun bir tempoyla çalıştıktan sonra buna gerçekten ihtiyacı vardı. Sonrasında yüksek lisans için kararını vermiş hocalarıyla tekrar iletişime geçmişti. Hocaları ise büyük bir zevkle onunla çalışmaya devam etmek istediklerini ve yeni dönemde onu beklediklerini söylemişlerdi. Cansel de bu süreçte atanmak için ve yüksek lisans için sınava çalışmış ve ikisinden de olumlu sonuçlar almasıyla birlikte Samira’ya taşınmaya karar vermişti. Efsa mezun olur olmaz terapi merkezini kurmuş, yüksek lisansını başlatmıştı. Kendi açısından zaman kaybetmeyi sevmediğini , bir alanda ilerlemezse mesleği açısından daha verimsiz olacağını söyleyerek başlamıştı işine. Bu süreçte arkadaşlarını onun yanına gelmeleri için ikna etmek adına büyük bir çaba sarf etmişti. İzim’in ikna olması çok uzun sürmemişti. Samira’ya ilk gittiğinde bu şehirde onu kendine çeken bir şeyler olduğunu hissetmişti. Bunu Efsa ile gitmesine ,okuduğu bölüme ve üniversiteye olan sevgisine bağlamıştı en başta. Ama Amasis’e geri döndüğünde bundan fazlası varmış gibi hissetmesine engel olamamıştı. Çünkü doğduğu, büyüdüğü, ailesinin olduğu şehirde kendini yabancı ve sanki buraya ait değil gibi hissetmeye başlamıştı geri döndüğü bu son bir yılda. Zaten Samira’ya taşınmaya ikna olmasının en büyük sebeplerinden biri de buydu. Orada yaşayacağı bir şeyler vardı hala. Bunu biliyordu. Efsa’nın attığı konuma gelmişlerdi. İzim arabadan inip hemen Efsa’yı aradı. Efsa , İzim’in araması ile birlikte anahtarı alıp evden çıkarak yanlarına geldi. Arkadaşlarını aşırı özlemişti. İner inmez ikisine birden sarıldı. Herkes taşıyabileceği kadar bavul alarak eve çıktılar. Eşyaların kalanını bir süre dinlendikten sonra halledeceklerdi. Cansel ve İzim’in, gördükleri sofra ile keyifleri aşırı yerine gelmişti. Sabah ufak atıştırmalıklar yedikten sonra çok da oyalanmamak için hemen yola çıkmışlardı. Bunun sonucunda da Samira’ya oldukça aç şekilde varmışlardı. İzim, babası, Cansel ve Efsa , yemek yemek için masaya oturdu. Bir yandan yemeklerini yerken bir yandan da uzun süredir görüşememiş olmalarının verdiği özlemle koyu bir sohbete dalmışlardı. Biraz dinlenmenin ardından kalan eşyaları eve taşıyıp yerleştirmeye başladılar. Uzun bir gün onları bekliyordu.
|
0% |