Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. BÖLÜM KASVETLİ AY

@gecmisten_okur

"Sadık Ekinci adamın ismi, karanlık bir adam torunlarını ama veriyorsa eminim ki oda FREE için önemli bir adam. Madddi durumu iyi ve gözünü karartada biliyor."

"Anladım kimmiş bu adam bize rakip mi? Yoksa dost muymuş?" kırmızı şarabından küçük bir yudum aldı arkasına yaslandı bu sırada asistanı ise boğazını temizleyerek devam etti.

"Kendisi ONLY örgütünün kurucusu Dünya'nın tek bir ülke olmasını istiyor ve en önemlisi ise Tanrımıza tapıyor hatta onu tanıdığını idda edenlerde var eminim ki bize seve seve katılır iş birliği sayesinde örgütlerimiz büyür ve herkes tek bir Din olur yoksa ise" ölür.

Yüzünde ki gülümseme genişledi bu yolda onunla birlikte yürüyecek bir kişil, örgüt lazım olacaktı.

"Yalnız efendim bir sorunumuz var Anna Guesco yani Sadık Ekinci'nin eski eşi FREE örgütünü kurdu şuanlık olmasada bu ileride çok büyük bir sıkıntı olabilir. Tamamen dinsiz eşit ve adaletçi ayrıca başında ki de bir kadın evet o doğurmak dışında hiç bir işlevi olmayan anca çene çalan boş varlık. Ama görünüşe göre çok zeki birisine benziyor şunalık pek ayak bağı olamaz olsa bile kimse takmaz"

"Bana gereksiz bir şizofreni mi anlatıyorsun şuan? Bişey yapamaz maxs 2-3 gün zırlar"

Asistan kafasını aşa yukarı salladı ve odadan çıktı.

...

Mavinle kahverenginle

Mavinle kahverenginle

Yabancı olmadığım bu 2 söz karşısında sadece odamda volta atıyordum. Bana yardım edeceğini söylüyordu ama nasıl yapacaktı; beni nasıl bulmuştu, daha önceden yerimi biliyor muydu, bana gerçekten yardım edecek miydi?

Korku buram buram her yerimi sarıyordu bir yandanda heyecan, istek, arzu beni etkisi altına alıyordu. Ama bunu yapamayacağımı da çok iyi biliyordum. Ona örgüt lideri Işık Ekinci'nin güvenmemesi gerekiyordu ama Işık Ekinci'nin ona güveni tamdı kalbi ile, ruhuyla, her şeyiyle ...

Gözlerimi sıkıca yumdum sadece sakinleşmeye çalıştım ama çarpıp aldığım nefesler bunun zor olduğunu çok iyi biliyordu. Ağlamak bağırmak hıçkırmak istiyordum ama sadece öfke kusuyordum kimeydi bu öfke, sevgilisini terk eden Işığa mı, yoksa onu unutan Tolgaya mı?

Bilmiyordum, bilemeyecektim, bilemezdim...

Telefonumun çalan sesi ile açmak istemediğim gözlerimi araladım arayan Doruk'tu. Gözlerimden gelen yaşları ve ağlamaklı bir o kadar da öfke kusan sesimi dengelemeye çalışarak telefonumu açtım.

"Alo ablacık hukusal süreçte avukat Deacf Sunko bize eşlik edecek hakkında baya araştırma yaptım yarın gel at imzayı"

"Tamam Doruk ben yarın gelirim görüşürüz" göz yaşları burnumdan süzüldü ve çeneme geldi çazesizlik göz yaşlarım ona ulaşmıştı 12 yıl sonra her an gibi bir duygum ilk defa dışarıya taşmıştı 12 yıl sonra ilk kez.

"Ablacık iyi misin? Ahh sormayacağım eve geliyorum, sus konuşma" telefonu sertçe yüzüme kapadı duvarla bakıştıktan sonra bir çok kez aradım ama hiç birine bakmadı en son göz yaşlarımı sertçe sildim. Duygular tamamen bir aptallıktı hayatta olması gerekiyordu ama keşke benim gibi bazen insan olmaması gereken kişilerde duygular olmasaydı. Duygular insanlar içindi insanlar bencildi ve beni süper kahramanlarda genelde insansı olmayan özelliklere sahip olurdu konu güç değildi konu duygulardı, Tanrı tarafından insanlara bahşedilmiş en büyük duygu buydu bencillik.

Gözlerimi kapattım ve her kelimesini ezbere bildiğim mektubu bir kez daha okumaya başladım.

...

Kapının çalmasıyla yerimden doğruldum gerçi Doruk Bey çoktan içeri girmişti bu çocuğu kontrol etmek imkansızdı.

"Ablacık iyi misin? Ona bir bakış attım güçlü duracaktım Işık sen güçlüsün, Işık sen güçlüsün, Işık sen güçlüsün...

"İyiyim Doruk ben yarın avukatı ayarlayacağız ya onun için dosya ayarliyorum şimdi ifade vermekle uğraşmayalım diye bir sıkıntımı var, neden geldin?"

Aptal aptal gülümsedi ve sonra benim bile tahmin edemeyeceğim bir şey yaprı; sarıldı. Kollarını belime doğru doladı 1.75 olmama rağmen 1.91 oldğu için benden uzundu kafam onun göğüs kısımlarına denk geliyordu.

"Ağlıyordun, abla senin de duyguların var sen bir insansın ağlayabilir, üzüle bilirsin! Bu seni farklı yada zayıf kıymaz aksine görmezden gelirsen duygularını güçsüz olursun yüzleşmek istemeyen korkak birisi için. Her sorununda derdinde tasanda yanındayım" kollarımı onun uzun boynuna sardım ve göz yaşlarımı serbest bıraktım. Ben daha fazla ağladım o daha fazla sarıldı ve evet teselli de olmuştum o beni rahatlatmıştı Oğuzdan sonra ilk defa kardeşlik kanıma bu kadar karışmıştı.

Abim seni özledim...

...

Mektubu Tolga ile olan geçmişimizi her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmıştım bazen göz yaşları içerisinde bazen bir gülümsemeyle antidepresan gülümsemesi ile...

En son duruşumu dikleştirdim ve gülümsedim bu sahte yada zorla değildi isteyerek yapılmış bir zafer gülümsemesiydi.

"Şimdi bu sadece kişisel bir mesele değil söz konusu işte var evet ama bundan bir zarar göremezsin gerçekten aşağalık bir adam ise diye seni bir kulaklıkla takip edeceğim unutma Ablacık sende insansın herkes gibi her zaman yanındayım" gülümseyerek suyumdan bir yudum aldım ardından suyu sertçe yuttum.

Sana hiç bir şey yapamazlar abim senin her zaman yanındayım...

Endişelenme Işığım her zaman yanındayım mavinle kahverenginle her şeyinle...

"Saat geç oldu Doruk efendi senin sağ solun belli olmaz malsın sen bende kalıyorsun bir tecavüz vakasıyla daha uğraşamam" dudaklarında geniş bir sırıtış aldı.

"Tamam. Madem sende kalıyorum o zaman muhteşem yüz yıla başlayalım"

"Olmaz"

"Hudutsuz sevda"

"Olmaz"

"Yasak elma"

"olmaz "

"Kiraz mevsimi"

"Olmaz, dizi izlemem ben Doruk"

Dudaklarını büktü "lütfen.. lütfen ben tüm akşam seni dinledim hadi yaa" yüzümü astım.

"Vay çıkarcı puşt tamam diziyi sen aç"

Gülümseyerek çocuk gibi ellerini çırptı. "oyy benim küçük bebeğim" diyerek yanaklarını sıktım en son omzuna sertçe bir yumruk geçirdim ve yolladım.

O sırada mutfakta mısır patlatmaya başladım bende kafamı azda olsa dağıtmak istiyordu en azından bir kaç saat uzaklaşmak kime iyi gelmez di ki? Onun emrine uydum şuan Tolga yoktu ve sadece dizi gecesiydi Işık Ekinci hep dimdikti.

Mısırlar patladıktan sonra kendi odama getirdim laptopumu almıştı genelde kullanmazdım ama çok yorgun olduğum günler yatağımda çalışırdım evet böyle bir amaçla kullanacağım aklıma gelmezdi.

"Ne izliyoz şimdi ?" diye sordum.

"Sen uyuyacaksın 2 saate ablacık o yüzden kutsal damacanaya başlayacağız yalnız ben 1'i izledim 2'den izleyeceksin sen şansına küs" omzumu onun olduğu tarafa doğru silktim ve yanına uzandım çarşafımı tabi ki de değeşecektim o yüzden pek dert etmeden mısırı koydum saçlarımı arkaya attım ve filme başladım.

2 SAAT SONRA

Film gerçekten de sarmıştı adam bi tuhaftı arada Doruk kahkaha atmıştı ben ise gülümseyerek geçiştirmiştim. Sonunda onu yatağımdan kovdum çarşafımı değişip blgisayarımı kapattım ve kendimi derin bir uykuya esir bıraktım.

...

İş çıkışı sonunda gelmişti maskeler düşecek yüzleşme başlayacaktı. Sağ kolum Hanks'a tüm işleri kitlemiştim gerçi oda Dünden hazırdı bir kız onunla olmak istiyordu o ise kalbini kırmak istemediğinden sadece "çok çalışıyorum diyordu. O cesur değildi yüzleşemiyordu ilk okuldan beri başka bir kıza abayı yakmıştı, duygularını harika bir şekilde gizliyordu ama biliyordum onu seviyordu beğenmek ile aşık olmak arasında ip ince bir çizgi oldu günümüz aşklarının yarısı beğenmekten geçiyordu çirkin bir erkek güzel bir kıza aşık olurdu kızında tabi ki de burnu kalkık olurdu çünkü güzeldi; Adam ondan red yiyince hayata küserdi, aşkı boş bir duygu sanardı oysa ki aşkta güzellik algısı olmazdı aşk kalpten geçen bir çizgiydi ve Hanks o kızın güzel olsun çirkin olsun hep kızı kalbinde bir yerlerde yaşatacak ve diğe kızı da asla kırmayacaktı."

"Evrakları imzaladınız mı efendim" ...

"Evet Hanks dilekçede yine aynı dosyada mevcut bu gün avukata sen teslim edersin benim küçük bir işim var çalışmak istemezsen Doruk'la biz akşam hallederiz" gülümseyerek demiştim bunları. "Küçük bir işim var" demiştim belki de ama bu benim içimde ki en büyük sorunumdu ama duygular yasaktı, Işık Ekinciye duygular yasaktı!

"Yok Işık dosyalar bende avukat zaten bu gün gelecek o zaman onuda hallederim sen ne işin varsa hallet buralar bana emanet" dudaklarını büktü: "Nede olsa boşuna Işık Ekinci'nin sağ kolu olmadık kaptan" dedi "n" harfini uzatarak gülümseme ile karşılık verdim ve büyük adımlarla kendimin çalıştığımız inin dışarısına attım.

Üzerimde sarı bir kazak ve siyah bir kot vardı. Topuklu botlarım boyumu uzun gösteriyor, taktığım kahverengi kaban adeta botları tamamlıyor, dik duruşum ve kendimden eminliğim kendimi oldukça emin gösteriyordu. Bunu yapabilirdim.

2 hafta ne kadar çabuk geçti ne ara nasıl geçti anlamamıştım. 2 hafta deyip geçmeyin gerçekten de 2 hafta tüm ömrüme bedeldi şuan. Kafeya geldiğimde adımlarım yavaşlamıştı ama dik duruşumdan asla vaz geçmemiştim.

Yer mektubta açık olarak yoktu onun mantığı ile düşünürsem en ilgi çeken yere otururdu sanki sıradan bir adammış gibi. En ilgi çeken yer Sİraya'da büyük çınar ağacının olduğu masaydı.

Çınar ağaçları güzelim seni ilk orada gördüm. Çocuk aklım bunun aşk olduğunu idda etmese de bir gün ayrılırsak bunu artık bileceğiz. Biz bunun aşk olduğunu bilmeden şans vermiş Çınar ağacı bize o dallarını ortasında hikayemizin başlamasına eminim ki mutsuz son istemez oda bize aynı dalları ile bir şans veriri işte o şansı bize verene kadar yalvar yada kabullen mutsuz sonu. Mektublar güzelim mektublar onlar bizim geçiş kapımız mutsuz sonu kabullensek bile bir gün başka bir evren için onları yazalım bırak Çınar ağacı bize 2. kez başka bir evrende buluşma şansı versin.

Adımlarım her ne kadar geri gitmek istese de dimdik durmuş ve çınar ağacının olduğu masaya oturmuştum. Evet oydu, Ela gözlerinde kaybolduğum o adam. Altında bir kot vardı, üzerinde beyaz bir tshirt vardı siyaha çalmış kumral saçları dağınıktı.

"Buyurun sizi dinlemek için buraya geldim" kararlığım eminliğim ve dik duruşum beni şaşırtacak kadar ilgi çekici bir şekilde sakindi sanki hiç tanımamışız, hiç aşık olmamış, hiç onu bırakmayışım gibi...

Bana yalan söyledin dercesine bakıyordu masum gözlerimin içine. Ben ona yalan söylemiştim evet ama gözlerim asla yalan söylememişti, gözler yalan söylemezdi. O ise acısını çıkarıcasına bakıyordu gözlerime yada belki de ben gittikten sonra kararmısştı gözleri.

"Teşekkürler geldiğiniz için. Öncelikle iyi kötü bir geçmişimiz oldu geçmişi es geçemem. Fakat ben sizden geçmiş değil bir gelecek istiyorum Dünya kararıyor, insanlar ölüyor ve bu projeyi destekleyen bir çok kişi var. Güçlerimizi birleştirelim" eli cebine uzandı ve bir kart çıkardı.

Eli elimin üzerinde yer alınca, ne oluyor lan der gibi baktım. Rol yaptığını belli eden bir bakış attı, bizi izleyen adamı görünce tuttuğum nefesimi verdim ve oyununa ayak uydurmaya başladım.

Sonra sandelyesinden ayrıldı ve önümde diz çöktü ellerini tuttum. Avucumun içinde bir kağıt hissetiğimde rolden gülümsedim boynuna atıldım.

"Bu kağıt neyin nesi" sorduğum soruyla dudakları yanaklarımı buldu. Öpücüğün arasında konuştu.

"E-posta adresim bana sadece 'beautiful' yazacansın. Sonrasın da sana bir site atacağım sitede bir virüs bulaşacak o yüzden virüs programı ile giriş yap ayrıntıları açıklayacağım" sonra bana sarıldı ve "GÜZELİMMM" diye nefesi kesilene kadar bağırdı.

Birbirimize ayakta sarıldıktan sonra el ele ayrıldık.

"Tolga Bey kabul ediyorum ama geçmiş olmadan. Artık sadece iş" göz göze gelemiyordum. Göz göze gelirsem ela gözlerinde kaybolurum döner dururum.

Gülümseyerek geçiştirdi. Bu gülümsemeye minnetardım bir an sadece iki saniye göz göze geldik. Sdece 2 saniye ömre bedeldi sonra gözlerimi ondan çektim son kez gülümsedim ve arabama bindim.

...

Mail'i gönderdikten sonra bir site gelmişti ve 3 saat sonra açın diyordu. O sırada bende ekibimin yanına gitmiştim sadece Doruk'u çalıştırmış onun dışında ki herkes yatmıştı.

"Ayy Işık iyi olduda geldin" dedi Efe. Saçları kestane rengiydi, gözleri de yine aynı renkti. Gelirken sadece salaş beyaz bir tişört ve mavi bir kot vardı. Genel olaral kurgusal işlerşe o ilgilenirdi. Babası askerdi ama o babasını gururlandırmak için ajanlık ile başlamış sonra ise Dünya'da en çok söz sahibi olan örgütte insan kaynakları bölümünün başkanıydı.

Hemen yanında Lusi vardı. Afrika uyrukluydu haliyle siyahiydi fakar gözleri buna meydan okurcasına masmaviydi. Saçları kıvırcıktı ve kabarıktı genelde açık bırakırdı onu bu mutlu ederdi. Üzerinde kahve ip askılı bir crop ve beyaz fileli bir etek vardı. Şirkette ki görevi gelen talepleri karşılıyor genel meclis toplantılarını o yönetiyordu.

Hemen yanında ise sağ kolum Hanks. Siyah saçları kara gözleri kavisli burnu ile gayet yakışıklıydı zaten talibide çoktu. Üzerinde takım elbise vardı avukattan geldiği için böyle giyinmişti. Beni temsil edendi benim yerime yetki verecek kadar gücüde vardı. Tabi ki son söz sahibi benim o ayrı.

Hemen çaprazında ise Doruk. Masmavi gözleri kumral saçları vardı. Üzerinde siyah bir gömlek ve kumaş bir pantolon vardı. Saçlarını sabah özellikle yapmıştı puşt. Lusi ile beraber gelen talepleri karşılıyorlardı ayrıca exstra olarak ajan olduğundan bilgide sızdırıyordu.

Ve son olarak onun yanında Gejualla. Fransız uyrukluydu saçları sapsarıydı gözleri ise yem yeşil. En az yetki ona aitti ama buna rağmen harika iş çıkarıyordu. Üzerinde sadece kot bir ve içinde beyaz bir tişort vardı. Saçlarını örmüştü büyük ihtimalle bu örgününün 1 haftası vardı kendisine pek bakan birisi değildi. Genel olarak gelen dosyaları adlandırır bizden çıktığını bildirirdi.

"HANNKKSS KOCİŞŞŞKOOOMMM" diye bir ses duyduk. Evet gelen Nurvet'ten başkası değildi. Platin saçları kahverengi gözleri vardı. Üzerinde kırmızı bir gece elbisesi vardı. Etek kısa olduğundan sürekli çekiyordu ayrıca üsten göğüsleride sarkıyordu. Dudakları ve yüzünde ağır bir makyaj vardı, gelir gelmez parfüm kokusu ciğerlerimizi sağır etmişti. Saçları maşalıydı çok uğraştığı her yerden belli oluyordu.

"Hoş geldin ama bak ben çalışıyordum" dedi hanks sakince elinde kalem olan Doruk gülmemek için elinden geleni yapıyordu. Lusi ile Doruk birbirnin ağzını ve burnunu kapatmıştı bıraksalar kahkalar uçuşucaktı.

"AYY HAYATIMIN ANLAMI BALİKOM ŞEKERİM BÖĞĞREĞİİMMM... Napayım sen burda açın açın çalışmana gönlüm el vermedi bende böğrek yaptım çıtır çıtır." gülümseyerek bağırarak konuşuyordu.

Doruk bir an patlayacak gibi olduğunda yerimden kalıp bende elimle onların ağızını kapattım. En son kendilerini zar zor bir şekilde toparladılar omuz silkerek olayı izlemeyi devam ettim.

"Tamam güzelim, hadi biz çalışacağız sen git ben akşam size uğrarım" saçlarını karıştırarak.

"GÜZELİN MİYİM GERÇEKTEN?" diye sordu. Hanks onayladığında Dünya onun olmuştu çantasını aldığı gibi koşarak uzaklaştı. Hanks tuttuğu nefesi verdi.

Doruk ile Lusi'de nihayet patladı. "Gülmeyin ya ama..." dayanamayıp bende gülümsedim ama çok kısa sürdü Işık Ekinci için kahkalarla yeniden gülmek görmek İncir ağacının çiçek açtığını görmek gibiydi... İmkansızdı.

"Hanks istersen Dorukçuk biraz dinlensin akşama mesai kitleyeyim ne dersin?" dedim gözümü kırparak. Bana minnetar bir şekilde baktı ona gülümseyerek eşlik ettim. O sırada Doruk, Lusi ve Efe üçlüsü gelen iltifatları söyleyip çığlık atarak gülüyorlardı.

"KOCİİŞŞŞKOOOOMMMMMMMMMM"

"HAYATIMIN ANLAMIIIIII"""

"BAALLLİİİİKKKKOOOOOMMM"

"BÖĞREEEĞİİİMMM"

"AŞKISKUSUMSUZZZ"

ÖPÜCÜKK TANEMMM"

Lusi dudaklarını büzerek "Güzelin miyim cidden?" diye sorunca çığlıklar arttı.

Hanks hepsini susturmaya çalışmak yerine kendiside gülüyordu ben hariç herkes ortama aitti. Ama ben bu Dünya'ya ait değilim o yüzden hiç bir ortama ait olamıyordum ki...

Aklıma Oğuzun abimin ölümü geldi ve gülümsedim o olsa belki böyle olmazdı. Güldüğümü gören Doruk ilk defa geyiği bıraktı beni tanıyordu ve biliyordu ben buna gülmezdim.

"Yeni kız İnci, İnci Akasya ile benim bu gün görüşmem var Dorukçuk Lus (lusi'nin lakabı) size arkadaş geliyor olabilir" Lusi ellerini çırptı Doruk ise kafa sallamakla yetindi.

"Ablacık gelse ne olur yine bana kitleyeceksin" kahkaha attım ve büyük bir alkış tuttum.

"Evet bu doğru ama İnci'yi ben eğittim ve bizimle çalışmasını istiyorum." daha bir şey demelerini beklemeden odadan kendimi dışarıya attım ve İnci ile olan durağıma yol aldım.

 

BÖLÜM SONU

Selam bir bölümde bu kadardı umarım beğenmişsinizdir. Sonra ki bölümden sonra rol modelleri açıklayacağım hadi bakalım EHEHEHEHEHHE. Bölümlerin uzunluğu sizce nasıl, kurgu hakkında neler düşünüyorsunuz? Hepsini lütfen yorum olarak yazın.

 

Mavinizle kahverenginizle Her şeyinizle bayy

<3

Loading...
0%