Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4.BÖLÜM

@gel685

 

~Onu sevmek nefes almak gibiydi, gel de nefes almaktan vazgeç şimdi~

~Hz. Mevlana~

 

Yavaş yavaş karanlığım aydınlığa dönmeye başladı. Kendime geldikçe başımda ki acının arttığını hissedebiliyorumdum. Acı artıkça dudaklarım dan acı içinde iniltiler çıkıyordu.

"Su"dedi kokusuna aşık olduğum adam.

Gözlerimi yavaşça araladım ve ilk gördüğümde şey Ateş'in deniz gözleri oldu.

"Ateş.."dedim kurumuş dudaklarımla.

"Güzelim.." dedi rahatlamış biçimde

"Ne oldu?"

"Bayıldın.."

"Neredeyiz?"

"Evde"

"Uyusakmı?"

"Uyu güzelim"

"Ateş, senden bir şey istesem yapar mısın?"

"Ne istersen."diye net bir cevap verdi.

"Öpsene beni." Ne dedim ben!

Allahım benim beynimi düştü, neden öyle bir şey dedim ki?!

Aramızda uzun bir sessizlik çöktü. Yok et beni Allah'ım, uzaya fırlatın ulan beni.

Ateş dudağımın kenarına ufak bir öpücük kondurdu. Ben omzu ile göğüsü arasındaki yerime kuruldum

Ve uzun süre yine sessizce kaldık.

"Ateş, bana her şeyi anlatacağım dedin. Anlat." Dedim tüm cesaretimi toplayıp.

"Bugün olmaz." Dedi net bir şekilde

"Ateş, lütfen anlat hazırım ben." Anlatmazsa bir daha duymak istemeyeceğimden korkuyordum.

"Baban" Dedi boğuk bir sesle " Baban, beni soğuk hava deposuna kapatı."

Derin bir nefes verdim. "Su, kalp ritmini bile değişti boşver şimdi, böyle duymaman gereken şeyler var"

Kararlı'yıdım anlatacaktı."Anlat."

"Senin videolarını izletti."dedi canı acır gibi.

"Video?"sordum. "Sana neler yaptığını biliyorum Su , senin acı çığlıklarının hepsini, morluklarını, kapanmak yerine kanayan yaralarının nasıl olduğunu ben gördüm." Dedi acı içinde.

Bütün bu acıları ben yaşadım ama ne bir mimik nede bir göz yaşı akmıştı gözlerimden, duygusuzum.

"Bana dedi ki ,senden uzak durmalı, durmazsam seni benim gözümün önünde öldüreceğini söyledi. Sonra işte seni getirtip beni vurmanı söyledi zaten sonrasını biliyorsun." Dedi

"Peki nerede kaldın tek başına?" Dedim masum masum, oda geciktirmeden "Fransa da." Diye mırıldandı.

"Su?" Saçımla oynamaya başladı.

"Efendim."

"Ben vurulduktan sonra ne oldu?"

"Bende, vuruldum Ateş." Dedim önemsiz bir şey gibi.

"Ne?!"

"Karnımdan vuruldum, Ateş." Evet, babam olacak it beni de vurmuştu ve bir hayalimi daha elimden almaya kalkmıştı.

"Sen vurulduktan sonra, o adam beni karnımdan vurdu çünkü senden hamile kalmamı istemedi , zaten benden annede olmazdı."

Evet yanlış duymadınız daha 15 yaşında babamın saçma düşünceleri ile bir kere daha vurulmuştum.

Ateş'in saçımda ki eli birden dondu ve mavilerini benim gözlerimle birleştirdi.

"Su ,sen dünyanın en güzel annesi olacaksın bundan hiç bir şüphem yok."

Eyyy ahali dibimiz tuttu

Ateş yavaşça ayağa kalktı ve ilk yardım kutusunun önünde durdu ve içimden bir kaç krem ve yapışkanlı sargı bezi ile yatağa oturdu.

"Tişörtünü çıkar." dedi ben ikiletmeden üstümdeki tişörtü çıkardım ve sadece iç çamaşırım ile karşısında oturuyordum.

Morluklarıma, çiziklerime ve kapanmak yerine kanayan yaralarımı kremleyip üstünü kapatıyordu.

"Bugün bir davet vardı ama iyi değilsen gitmeyebilirim." Dedi, düşünceli şapşik

"Bende geleyim mi lütfenn." Dedim duygusal ama tatlı olmaya çalışarak.

"Sen bilirsin, bu arada Işık ile Egemen aşağıda seni çok merak ettiler." Ben ise onaylayan şekilde kafamı salladım.

Tişörtümü yavaşça üstüme geçirdi ve beraber aşağıya indik.

Işık beni görünce gözleri dolu dolu yanıma koşarak gelip sıkıca sarıldı.

Yaralarım yüzünden canım yanmıştı ama bozuntuya vermeden bana sarılan kıza sıkıca sarıldım.

"Çok korktum, iyimisin?" Dedi telaşla ben ise cevap vermeden başımı sallayarak onayladım.

Egemen hemen atıldı " Yenge vallahi gelişme mükemmeldi ama final pek olmadı bee!" Evet kesinlikle gelişmeye bende bayıldım.

Anlatmaya devam etti Egemen "Biz bu kadını 6 ay boyunca kendimizden uzaklaştıramadık ama sen işi 6 dakikada çözdün valla, Allah senden razı olsun yangem" Bu çocuk kesinlikle saftirik

Kanıtlandı, onaylandı

"Ee Akşama gidiyor muyuz ?" Dedi Egemen.

Ateş'in huyu bu hiç geciktirmeden yapıştırır cevabı "Gidiyoruz, kızlarda gelecek." Dedi

Işık'ın tabi davetten haberi yoktu ve sorgulamaya başladı." Nereye?"

"Akşam bir davet var da gelmek istermisin, eğer istemezsen beraber kalabiliriz." Dedi Egemen melül melül

Havada aşk kokusu var birde Ateşin o muazzam kokusu.

Ateş'e doğru yaklaşıp " Egemen ,Işık'a aşık olabilirmi?" Dedim fısıldayarak.

Ateş hazır cevap " Ben onu bilmem ama ben galiba sana." Dedi çapkınca ben ise şok içinde deniz gözlerine bakakaldım.

Evet arkadaşlar bugün birisine aşık oldum AHAHAHAH!

Niye kalbim bu kadar hızlı atıyor?

Ateş'in çapkın kıkırtısı ile kendime gelebildim ama kıkırtısı daha da artmıştı, niye ki?

"Neden gülüyorsun?" Dedim masum masum. "Yanakların kızardı hem çok güzel, tatlı, kalbimin hızlı çarpmasına sebep bir kadına niye gülmeyeyim ki?"

Evet arkadaşlar ben eridim ve buharlaşıyorum.

"Bak şimdi daha çok kızardın."dedi hayranlıkla gözlerime bakarken. Dudaklarımda küçük bir tebessüm olmasına engel olamadım.

"Çokmu seviyorsun beni?"Dedim masum ve duygusal bir şekilde.

"Her şeyden çok."kısa ve öz bir cevaptı bu benim için.

"Bende seni seviyorum, Her şeyden çok seviyorum, ruhun ruhumda olacak kadar." Dedim hayranlıkla.

İkimizinde gözleri yavaşça dudaklarımıza kaydı ama öpemedik nefeslerimizi çünkü ortam pek uygun değildi .

Egemen'in bilmem kaçıncı seslenişi ile önümüze döndük "Abi! Hadi hazırlanın!"

"Bumuydu Egemen bittimi söyleyeceğin şey it!" Dedi öfkeyle. "Bitti abi." Dedi korkarak

"Bizim burada kıyafetimiz bile yok ki ne olacak?"Dedi benim saftirik kızım.

Ateş"Egemen sen Işık'ı eve bırak, hazırlanınca gelin buraya." Egemen onaylayarak kafa salladı.

"Peki ben?"Dedim melül melül. Ateş ise beni şaşırtarak "Odanda."dedi

Odamı? Beni burada bir odam mı vardı?

Egemenler vakit kaybetmeden hemen çıkıp gittiler.

Egemenler gittikten sonra Ateş benim elimden tutup yukarıya çıkartı.

Ateş'in odasının yanında ki başka bir odaya girdik.

İçeri girer girmez dudaklarımda küçük bir tebessüm oluştu, odanın içi beyaz ve pembe laleler den oluşuyordu ve lale en sevdiğim çiçekti.

"Ateş.."

"Güzelim.."

"Çok teşekkür ederim." Duygusallık zirvelerde.

Teşekkürüme karşılık saçlarımdan öptü.

Hazırlanmak için Ateş odadan çıkmıştı birtek ben ve giyinme dolabım kalmıştık

Dolabı açar açmaz bir elbise dikkatimi çekmişti bile. Askıdan alıp elbiseye bir göz gezdirdim ve hemen üzerimi çıkarıp elbiseyi denedim

Kırmızı rengi ile hızlıca dikkat çekerdi ama olsundu. Bacağımdan boylu boyunca derin bir dekolte vardı, göğüs kısmı en sevdiğim yer oldu çapraz ip askılarıyla muhteşem görünüyordu.

Sırtı biraz açıktı, bu yüzden uzun saçlarımı salık bıraktım ve makyaj masama oturdum.

İlk omzumda görünen bir kaç morluğu benim rengim olan fondöten ile kapattım.

Bu kokusuna aşık olduğum adam bedenimi ve nasıl makyaj malzemelerimi biliyordu aklım almıyordu.

Makyaj yapmayı pek sevmediğimden az ama güzel bir makyaj yapmıştım.

Hazırlanmak için geç kaldım ama rahatlığʻımdan pek ödün vermiyordum.

En son yatağımın köşesine oturup siyah

bilekten bağlamalı topuklu ayakkabımı da giydim. Evet hazırım.

Siyah çantamı alıp odadan çıktım. Ateş'te odadan yeni çıkıyordu ve göz göze geldik.

Allahım sen bu herifi taştanmı yaratın yarabbim!!!!

"Bu elbisenin bu kadar güzel olduğunu düşünmemiştim." Dedi yutkunarak

Gözleri yırtmacım ile göğüs dekoltesi arasında gidip geliyordu.

"Hadi aşağıya inelim."Dedim kibarca.

"İnelim, güzelim."

Yavaşça aşağıya indiğimizde Işık ve Egemen'in çoktan geldiklerini gördüm.

"Hadi gidelim." Dedim enerjik bir biçimde.

Işık ise siyah mini bir elbisenin içinde çok zarif duruyordu. "Oo Işık hanım bu nasıl zarafet böyle." Dedim gülümseyerek.

Kibarca gülüp " Teşekkürler Su hanım sizde parlıyorsunuz" Tabi parlayacağız kızım boşunamı süslendik.

Evi kilitleme işi bana kalmıştı hızlıca kilitleyip arkamı döndüğümde bir şok daha yaşadım.

"Motorum." Diyip motorumun yanına hızlı adımlarla vardım yanına. Anahtarı üstünde görünce dudaklarımda sinsi bir gülüş belirdi. Anahtarı çevirip gaz vermeye başladım.

Sesini duydukça huzur buldum, canım motorummm.

Beni bekledikleri için motorumu durdurup anahtarlarını çantama attım. Arabaya ilerlemeye başladım ve ön koltuğa oturdum.

Bir kaç dakika sonra mekana gelmiştik. Bir kaç gazeteci kapının önünde video ve fotoğraf çekiyorlardı. Arabadan indik

Etrafı Ateş'in dehşet verici kokusu ile karışınca Ateş'in yanımda olduğunu anladım.

"Senden bir şey isteyeceğim ama seni buna zorlamıyorum." Dedi ve elindeki yüzük kutusunu bana uzattı. "Küçüklüğumüz den beri böyle mekanları ikimizinde biliyoruz, senin bu heriflerin ne kadar kötü olabile-" demeden onu susturdum. "Tamam, anladım." Yüzük kutusundan yüzüğü çıkarıp parmağıma geçirdim ve Ateşin elini sıkıca kavradım.

Gazetecilerin yanına yaklaştıkça gerginliğim artıyordu bu yüzden Ateş'i durdurdum ve deniz gözlerine baktım

 

"Ateş.. o adam burada değildir demi?" Dedim endişeyle.

 

Ateş bir şey söylemek yerine başını önüne eğdi

 

"Olsa bile artık ben yanındayım, bırak dokunmayı,üzmeye kalkarsa canını yakarım." Dedi net bir şekilde ve ilerlemeye devam ettik

Gazeteci yığınına geldiğimizde ikimizinde durdurdular ve soru sormaya başladılar.

İlk soru bana geldi "Su hanım sizi çok uzun zamandan beri göremiyorduk, nerelerdeydiniz?" Dedi genç bir adam. "Öyle olması gerekti." Dedim gülümseyerek

Bu soru ikimizde soruldu "Çocukluk arkadaşından, aşkımı doğdu ?" Dedi bir kadın. Bu sorunun ardından Ateş'in deniz gözlerine hayranlıkla izlemeye başladım.

"Aynen, bizim çocukluk bağlarımızı dahada güçlendirip bu yolu aşka dökmemiz zor olmadı, iyiki karım."Dedi gözlerime hayranlıkla bakarken.

Bir kaç daha sorudan sonra Ateş bileğimden tutup içeri girmiştik sonunda.

Şükür Allah'ıma içerideyiz.

Koridorun sonunda davet sahibi orta yaşlarda bir adam bizi bekliyordu.

"Ateş bey hoşgeldiniz" Dedi neşeli sesiyle ve gözleri bu sefer beni buldu "Sizin gibi genç bir kadını ağırlamaktan şeref duyarım."dedi çapkınca gülüşünün ardından. Ben ise baş selamı ile karşılık verdim.

"Kim bu hanımefendi Ateş?" Dedi davet sahibi. Bizimkinin huyu " Karım" Dedi gururla ve daha fazla durmadan adamın yanından büyük solana vardık.

Egemen ile Işık'ın oturduğu masaya ilerledim. İlerledim diyorum çünkü Ateş'in konuşması gereken saftirik beyler var.

Yandan geçen garson bir kadeh içki uzattı ve tek dikişte hepsini içtim. "Oha yenge bu ne hız?" Duymamazlıktan geldim Egemen'i

Işık bir şey farketmiş olacak ki şaşkın gözlerle bana bakıyordu "Oha! Siz evlendiniz mi?!" Evet, parmağımda ki yüzüğü farketmişti.

"Aynen Işık arabada yıldırım nikahı kıydık hatırlamıyorumusun?" Dedim ciddiyetle

Gözlerim Ateş'i ararken bir anda mavileri ile göz göze geldim, bu bile kalp ritmimin değişmesine sebep olmaya yetiyordu.

Ateş konuşmayı bölüp bizim olduğumuz masaya geliyordu.

Afet mübarek adam.

Beni kolumdan tutup dans pistine getirmişti ve tonuna aşikar olduğum bir müzik çalmaya başladı. Fikrimin ince gülü.

"Bana bu dansı eşlik edermisiniz?" Dedi centilmence. Ben ise kibarlığımdan ödün vermeyerek "Hay,hay." Dedim

Ateş'in sıcak eli yavaşça belimi kavradı. Bu bile titrememe yetti. Ben bir elimi Ateşin omzuna attım ve vals dans tarzında dans etmeye başladık.

Ne o, ne ben ikimizde gözlerimizi birbirinden ayıramıyorduk.

"O gün ki gördüm seni, yaktın ah yaktın beni " Dedim aşık aşık. Ateş "Ateşli dudakların, gamzeli yanakların, ateşli dudakların gamzeli yanakların.." dediğinde alt dudağımı ısırdım.

İç çekerek devam etti "O gün ki gördüm seni, yaktın ah yaktın beni." Asıl sen beni yaktın adi herif bey.

Şarkı burada susmuş ve derin bir sessizlik kapladı ikimizi.

Ellerimizi hiç bırakmadan tekrar oturduğumuz yere geri döndüm ve Ateş yan masaya gitti.

Garson bana bilmem kaçıncı kez içki getirmişti. Yani içimdeki alevi sadece içki veya Ateş bitirebilirdi. Yada ben çok sarhoş olmuştum ve dudaklarım Ateş'i arzuluyor da olabilirdim.

Davettin sahibi Hasan bey bizim masaya geliyordu. Bu adam nedensizce rahatsız bir havası vardı.

"Buyrun Hasan bey, Ateş'e baktıysanız diğer masada."kibar olmaya çalışırken.

"Yok ben size bakmaya gelmiştim, eğlenmeye ne dersiniz?"Dedi gevşek gevşek.

"Yok sağ olun, kocamı bekliyorum." Şu herifin suratına okkalı bir yumruk geçirmek istiyorum ama neyse.

İç çekerek "Çok güzelsiniz kim bilir bu elbisenin altında daha ne güzellikler yatıyordur." Ben ise ne olduğunu anlamadan adam yere yığıldı. Evet suratına okkalı bir yumruk yemişti.

"Bir daha seni karımın yanına yaklaştığını görürsem o zaman çok geç olur!" Dedi öfkeyle Ateş. Tabi o sıra 'İşte benim kocam!' Demek çok istedim ama olmadı.

Ateş beni omuzlarından aşağıya sarkıtarak beni kollarının arasına aldı ve çıkışa doğru yürümeye başladı.

İnsanlar azalınca içimden geçeni söyledim. " İşte benim kocamm !" kocam kelimesini biraz vurgulamıştım ve etrafa şen kahkahalar bıraktım.

Çıkış kapısına geldiğimizde beni omuzlarından aşağıya yavaşça indirdi ve deniz gözlerini bana kilitledi. "Ama karım beni kıskançlıktan gebertmek üzere!" Kıskanmıştı ve bu benim dudaklarımda kocaman gülümsemeye sebep oldu.

"Kocam, beni kıskanmışmı ama ben kocamı kendimden daha çok seviyorum ki niye kıskanmış?" Hüzünle. Ateş'in dudakların şaşkınlıkla bir küfür çıktı.

"Sen harbi sarhoşsun."Dedi dehşetle.

"Senin yüzünden be adam, kendini aşık et et, ortalık yangın yerine dönsün bende o yangını durdurmaya çalışayım değilmi!"

Bu sefer Ateş sesli bir şekilde güldü.

"Senin açtığın yangını ne yapacağız be güzelim?" Dedi dertli dertli

"Öpersem geçermi?"

"Daha çok benzin döküp kaçmış olursun."

"Tamam" dedim melül melül.

Bu sefer düzgün bir şekilde beni kucağına aldı.

Gazeteciler kapıda bizi görünce fotoğraflarımızı çekmeye başladılar ama ben onları şuan düşünecek halde değildim

İkimizinde hiç bir cevap vermeden arabaya bindik.

Davet alanından uzaklaşmıştık şuan daha rahattık.

Elim radyoya doğru gitti ve son ses bir müzik açtım ve cilveli cilveli oynamaya başladım.

"Ben suysam o ateş" diyerek şarkıyı söylemeye başladım. "Ruhu var ruhuma eş, gri ler hep düşmanım kırmızılar bana kardeş." Parmaklarımı yavaşça bedenimde gezdirdim.

O sırada Ateş arzuyla bakmaya başladı bana.

Şarkıyı yavaşça kapattım ve başımı cama yaslayıp Ateş'i seyretmeye başladım. "Kocam, ben sana çok aşık olduğum." Dedim gülücüklerimin arasında.

"Ateş öpsene beni." Dediğim an arabayı sağa çekti.

 

Emniyet kemerini sabırsızca çıkarıp bana döndü, ve gözleri dudaklarımı buldu.

İkimizde daha fazla dayanamayıp dudaklarımızı birbirine birleştirdik ve nefeslerimiz bir oldu.

İlk başta çok nahiflikten çıkıp birbirimize karşı açlığımız ortaya çıktı. Ve bu ne kadar dehşet verici olsada mükemmel ötesi bir şey di.

Dudaklarımız yavaşça birbirinden ayrıldı ve ikimizin ılık nefeslerimiz birbirine vuruyor bu benim için içimin titremesine sebebiyetti.

Dudaklarımda olan sızı beni çıldırtacak derecedeydi. Bu önemsiz, bir şeymiş gibi gözlerim yine dudaklarına kaydı, şişmişti

Ve tekrar birbiriyle buluştu dudaklarımız

"Ateş.."

"Güzelim.."

"Seni çok seviyorum..."

"Bende seni seviyorum güzelim.."

"Ateş" dedim içli içli "Dudaklarıma ne yaptıysan sızlıyorlar.." Ateş'in dudaklarından bir kıkırtı döküldü "benimde merak etme geçer birazdan." Dedi " Ama ben geçmesini istemiyorum ki." Dedim melül melül.

 

 

Hemde hiç...

Loading...
0%