Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5.BÖLÜM

@gel685

 

Yanağıma kondurulan sıcak öpücüklerle yavaşça uyandım.

"Ateş.." dedim uyku mahmurluğu ile

"Günaydın, güzelim hadi kalk bakalım." Dedi sevecence. "Kalkmasam?" Uykum vardı.

"Olmaz ben seni özlerim ama." Ben bu çocuğu yerim.

 

Yavaşça yatakta doğruldum ve Ateş'in deniz gözlerine baktım, "hâlâ dudaklarım acıyor." Dedim masum masum.

 

Dün gece nasıl eve geldik bilmiyordum ama hayatımın en güzel heyecanını ve tutkusunu yaşadım.

 

"Üstünü giy ve gel bu arada Egemen ile Işık aşağıda." Dedi huysuz bir şekilde

 

Ateş odadan çıkmıştı ve bugün imzalamam gereken bir kaç dosya olduğu için üzerime daha resmi kıyafetler seçtim, siyah dar bir boğazlı kazak ve kahverengi keten bir pantolon giymiştim. Ayakkabılarımı giyip takılarımı taktıktan sonra aşağıya indim.

 

"Günaydın!" Enerjik olmaya çalışarak.

 

Herkes kahvaltı masasına oturmuş beni bekliyorlardı. "Günaydın yenge." Dedi ağzı dolu dolu.

 

Bende masaya oturmuş afiyetle kahvaltımızı yapıyorduk ki . Dışarıdan büyük bir patlama sesi duyulmuştu ve sofradaki herkes birbirine şok içinde bakmaya başladık.

 

O sırada aklıma tek bir şey geldi, babam...

 

"Ateş.." Demiştim ki aklımdan geçen düşünceyi hemen anlamış olacaktı ki bir küfür savurdu.

 

Ateş hızlıca ayaklanmıştı ki hemen önüne geçip onu durdurdum "Ateş, bak lütfen gitme yalvarıyorum sana, ya bir şey yaparsa sana ben o zaman yaşayamam!" Dedim telaşla

 

"Egemen ! Ben çıktıktan sonra hızlıca kapıyı kilitle ve kimsenin çıkmasına izin verme!" Dedi öfkeyle beni dinlemeden çıkıp gitti. Egemen ise arkasında kapıyı kilitledi.

 

"Egemen."

 

"Efendim, yenge?"

 

"Özür dilerim." Dedim ve konuşmasına izin vermeden yumruk geçirdim az bile olsa sendeleyince belindeki silahı aldım.

 

Işık ise beni şok içinde izliyordu

 

"Işık ben çıkınca Egemen'e pansuman yap."

 

Egemen'e silahı doğrultum.

 

"Kapıyı aç!" Ve kapıyı benim için açtı.

 

Kapı açılır açılmaz dışarı fırladım ve gördüğüm manzara beni pek şaşırtmadı.

 

"Ooo aramıza biri daha katıldı, hoş geldin güzel kızım!" Dedi babam olacak it

 

Ateş'in gözleri anında beni buldu.

 

"Su! Sen nasıl çıktın?"

 

"Egemen hafif yaralı olabilir." Dedim masum masum.

 

Silahın namlusunu babam olacak ite uzattım.

 

"Ah benim güzel kızım babaya silah doğrultulurmu kalbimi kırıyorsun." dedi sahte hüzünle."Asıl insan kızına silah doğrulturmu ! Kalbimi kırıyorsun !" Dedim sinsice gülerken.

 

"Sen asla akıllanmayacaksın değilmi kızım?"

 

"Akıllanmazsam dövermisin, soğuk hava deposunamı kilitlersin yada taciz mi edersin hangisi ? Ona göre hazırlanayım baba!" Evet öfkem katbekat artıyordu

 

Ateş'in oradan sesi yükseldi "Su, hadi güzelim içeri geç ben halledeceğim tamamı." Gözleri bana yalvarır gibi bakıyordu ama benim gözümde bir duygu kırıntısı bile yoktu.

 

"Şu an olmaz kocacım misafirimizi ağırlamak gerek !" Dedim bakışlarım o adama dönerken

 

Babam olacak ite yavaş adımlarla yaklaştım

 

"Sen yorulma diye ayaklarına bile geldim, durma bir şey yap." Yapmadı. Yapamazdı.

 

"Ateş'i vurduğun gibi benidemi vuracaksın kızım?"

 

"Ben hiç bir şey yapmadım ben vurmadım onu! Senin zorun ile vurdum ben onu!"

 

"Aynı bana benziyorsun güzel kızım." Dedi sinsice.

 

"Kızım? Senin bir kızın olduğu şimdimi aklına geldi. Ben yaşarken öldüm, senin yüzünden! Ben daha altı yaşındayken kan kustum kan! Niye senin yüzünden, soğuk depolara atıldım, aç susuz! Niye senin yüzünden. Ben daha Onbeş yaşındayken karnımdan vuruldum niye baba niye!" Gözümden bir kaç damla düştü ve hızlıca sildim.

 

"Daha bitmedi ki baba yetmedi beni zincirlerle kollarımdan asıp saatlerce demir sopalarla yaptığına bile değinmiyorum."

 

Bu söylediklerimin Ateş'in duymasını en son isteyeceğim kişiydi ama ilk öğrende oydu. Ateş'e baktığımda öldürücü gözlerle o adama bakıyordu.

 

Ve ben tüm öfkemle babamın dizini nişan alıp kuşkusuzca tetiği çektim. Adam dizlerinin üzerine acı içinde yere düştü.

 

"Şimdi cehenneme kadar yolun var görüşmemek üzere!" Dedim acımasızca.

Arkamı döndüğümde başımın döndüğünü hissettim ve gözlerimi kapattım. Burnumdan sıcak bir sıvının aktığını hissettim ve elimdeki kanı görünce anladım, sinir krizi geçiriyordum ve bu yüzden burnum kanıyordu.

Ateş burnumun kanadığını görünce hızlıca yanıma geldi ve beni yavaşça kucağına aldı.

Ağlamaklı bir sesle "Ateş..." dedim. "Geçti güzelim geçti."dedi güven veren sesle. Kapıyı güzel kapatamamış olacaktım ki içeriye girdik.

"Işık bir kaç peçete getir!" Dedi endişeyle ve beni yavaşça koltuğa oturturdu. Oturunca titreyen ellerim ve dizlerimi hissettikçe nefesim tükeniyordu, nefes alamıyordum .

 

"Ateş.."dedim acı içinde iniltilerle "Sakin ol güzelim geçecek şimdi hadi güzelim."

 

"Olamıyorum, olamıyorum!" Derin nefes alıp verişimin arasında.

Gözlerim kapalıyken bir sıcaklık, bir nefes kapladı dudağımı ve yavaş yavaş öptü kokusuna aşık olduğum adam.

O öptükçe ve kokusunu soludukça yavaş yavaş nefes alıp verişlerim düzeliyordu.

Yavaşça ayrıldı dudaklarımız ve alınlarımızı birbirine dayadım.

 

"Ateş.."dedim rahatlamış sesimle

"Daha iyimisin ?" Dedi oda rahatlamışçasına. Işık'ın geldiğini hissedebiliyordum ama dönüpte bakacak halim yoktu.

"Sonunda buldun. Egemen nerede?" Dedi Ateş Egemeni duyunca hemen alınlarımızı ayırdım.

 

"Egemen'in dudağını patladı. " Dedi Işık

 

Oha! ben Egemen'i unuttum.

 

Gözlerimi Ateş'in deniz gözlerine diktim ve şok içinde bana bakmaya başladı.

 

Aramızda büyük bir sessizlik kapladı ama merdivenlerden aşağıya inen Egemen'in sesi geliyordu.

 

Hemen merdivenlere doğru yöneldim "Egemen."

 

"Yengem" Dedi ağlayarak

 

"Özür dilerim yengem" Dedim bende ağlamaya başlayarak ve sıkıca birbirimize sarıldık.

"Asıl ben özür dilerim yengem. Sana kapıyı açmalıydım."

Yavaşça ayrıldığımızda ıslak gözlerle Ateş'e bakmaya başladım.

"Bu kapıyı imha edelim mi?" Dedim masum masum. Ateş sadece gülümsemeyle yetindi.

Işık "Bu adam sizin gerçekten evli olmadığınızı anlarsa Su'ya bir şey yapabilirmi ?" Dedi endişeyle.

Işık sözlerini bitirince Ateş ile göz göze geldik, ya gerçekten evli olmadığımızı öğrenirse sonra ne olacaktı

"Su, sen ne dersen o olacak senin kararına bağlı." Dedi net bir şekilde. Ben ise hiç düşünmeden " Zaten ruhun ruhumda bir imza atılacaksa atarım Ateş.." dedim gülümseyerek.

"O zaman gerçek anlamda karım ol."

"Olur." Dedim net bir kararla.

Artık bir çıkmaza girmiştik, artık bu yoldan dönemezdik.

"Ben bir lavaboya gidiyorum Ateş sende gelsen iyi olacak." Dedim tatlı tatlı çünkü Ateş'in dudağı ve çenesine kan bulaşmıştı.

Ateş'te oturduğu yerden kalkıp yukarıya doğru çıkmaya başladık .

"Su.." dedi sıkıntılı bir sesle. Ben burnumdaki kanı silmekle meşgul olduğum için deniz gözlerine bakmakla yetindim.

"Sen nasıl bir kadınsın? Her hareketin ile beni kendine nasıl aşık ediyorsun anlamıyorum?" Dedi hayranlıkla "Asıl sen nelere sebep olduğunu bilmiyorsun kocacımm" dedim en cilvesinden

"Şuan kalp krizi geçirip gitmemi istemiyorsan sus karıcığım, yoksa sonuçlarına ben karışmam." Elime bir mendil daha alıp Ateş'in dudağını ve çenesini silmeye başladım.

"Öpsene beni.." dedim tatlı tatlı ve geciktirmeden nefesimiz dudaklarımızda son buldu.

Yavaş yavaş ayrıldığımızda deniz gözlerine bakmaya başladım.

"Bugün adliyeye gideceğim sende gel çıkışta nikah işlemlerini halledelim."

"Olur gelirim." Dedi ve işimizi halettikten sonra beraber aşağıya indik ve koltuğa rahatça kurulduk.

Egemen "kim bu gelen it ?" Dedi öfkeyle

Ben ise başımı yavaşça önüme eğdim "Babam." Dedim nefretle

Ateş'in sıcak eli çenemi kavrayıp başımı dik bir konuma getirdi "Bir Harmanlı kadını olarak başını dik tut, tut ki bu çiftin onlara yıkılmaz olduğunu gösterelim." Dedi .

Sizinde burnunuza yanan bir kalp kokusu geldimi? Benimki şuan alevler altında da...

"Su bir tane yangın tüpü getireyim mi sana ?" Dedi, Işık imalı imalı.

"Beni bir tane kesmez, ama benzin olabilir." Dediğimde hepsi bir ağızdan gülmeye başladılar.

Yanaklarım ısındığını hissettim ve kimse anlamasın diye hızlıca ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledim." Ben gidiyorum."dedim utangaç utangaç.

Işık'ta bir ses yükseldi. " Nereye kaçıyorsun Su hanım."

"Adliyeye."

"Bu kadın tam bir işkolik." Dedi hayret içinde Işık. Cevap vermek yerine sabır çeker gibi gülümsedim.

Ateş'e baktığımda hâlâ oturup kara kara düşünüyordu.

"Ateş." Diye seslendim. Anında bana baktı.

"Efendim."

"Hadi, gelsene." Dedim yüzünün her milimini dikkatlice izlerken.

Oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi ve belimden kavradı.

 

"Egemen, artık burası güvenli değil Işık'ı da alıp malikâne ye yerleşin, birde korumaları iki katına çıkart." Dedi soğuk sesiyle, o kadar soğuk gelmişti ki titrediğimi hissettim. Egemen sadece başı ile onay vermekle yetinmişti.

 

Konuşmadan dışarıya çıkmıştık ve hâlâ eli belimdeydi.

"Ateş, sen iyimisin?" dedim emniyet kemerimi takmaya çalışırken

"Asıl sen iyimisin?" Bu tepkiyi beklemiyordum. "İyiyim.." dedim deniz gözlerine bakarken. " Herkesi kandırabilirsin ama beni değil. İyiymiş gibi davranma gel o içindeki zehiri bana akıt çünkü buna en çok senin hakkın var." Sözleri kalbimin ortasında bir yer kapladı..

Büyüdükçe büyüdü. "Bu zehire ikimizde hazır değiliz." Dedim güçlü durmaya çalışarak.

"Hazır olduğunda bir tek bana gel, ben hazırım." Dedi güven veren sesle.

 

"Geleceğim.. kimseye değil bir tek sana geleceğim..."

Loading...
0%