Yeni Üyelik
2.
Bölüm

♧2. Bölüm

@gelmemeyegitmisimm

Arven Alkay

Tam her şeyi anlatacaktım ki... çalan telefonum her şeyi bozdu.Arayan kişi ara sıra şarkı söylemek için gittiğim kafenin sahibi Uğur abiydi.Pamir beye bakarak sordum, "İzninizle telefonu açabilir miyim?"

"Tabii kızım sormana gerek yok." Pamir beye gülümseyip telefonu açtım.

"Alo?"

"Arven'im nasılsın?"

"İyiyim Uğur abi sen nasılsın?" Abi takımı bana çatık kaşlarla bakıyordu. Gerilsem bile fark ettirmedim.

"İyiyim güzelim bu gece önemli konuklar gelecek, bunların arasında bir de çok kalabalığız bu gün gelip şarkı söyleme şansın var mı?"

Üzgünce dudaklarımı büzdüm, "Gelirim gelmesine de gitarım yanımda değil ki ne yapacağım?"

"Nasıl yanında değil her zaman yanında taşımıyor musun?"

"Olaylar karışık be abim daha sonra anlatırım..."

"Tamam o halde gidip alma şansın var mı yoksa burda ayarlamaya çalışacağım."

"Bilmiyorum bir bakayım duruma sana beş, on dakika sonra dönsem olur mu?"

"Tamam Arven'cim lütfen acele et fazla zamanımız yok."

"Tamam abi görüşürüz."

Telefonu kapattığımda Caner abiye baktım, "Caner abi gitarımı almamız gerek o evden bu akşam bana lazım olacak da müsait misin şimdi?"

Caner abi gözlerindeki ışıkla bana baktığında bende gülümsedim "Tabiki gideriz balım"

Ona abi demek için çok mu erkendi? Bir tarafım erken olduğunu söylerken, diğer tarafım da senden büyük zaten abi demen normal diyordu. Peki ben neden Erdem'e abi demek istemiyordum? Alper ve Berk'e neden diyemiyordum ki?

"Neden ne yapacaksın gecenin bir saati dışarıda?" Alper dayanamamış olacak ki, sanki çok umurundaymış gibi bunu sordu.

"Ara sıra geceleri gitar çalıp şarkı söylediğim bir kafe var oraya gideceğim Uğur abim çok yoğun olduğunu ve bugüne özel konukların olduğunu söyledi."

"Uğur abisiymiş hah!" Berk'in sessizce söylediklerini her kes duymuştu fısıldadığını sanıyordu.

Aysun ablanın haber vermesi ile hep beraber kahvaltıya indik.

Kahvaltı çok sessiz geçmişti, gerim gerim gerilerek yediğim yemek sonucu doyduğumu anlayıp herkese afiyet olsun deyip odama geçtim ve Uğur abiyi aradım.

❁❁❁

Uğur abiye gideceğimi haber verip, Pamir bey ve Bahar hanımdan izin almıştım. Caner abi beni o eve götürmek istemeyip alıp gelmişti gitarımı.

Çok şükür ki gitarım sapasağlam elime ulaşmıştı. Şimdi ise üzerimi giyinmiş saçlarımı yapıyordum.

saçlarımı da yapıp aşağıya indim. Herkes aşağıdaydı sohbet ediyorlardı.

"Pamir bey ben şimdi çıkabilir miyim?

"Tabi kızım ama tek gitme, Erdem abin bıraksın seni gideceğin yere-"

"Ben bırakmam o eziği!"

"Ben bırakırım!"

Erdem ve Caner abi aynı anda konuşmuştu.

Caner abi direk lafa atlaması beni mutlu etmişti çünkü Erdem ile gitmek istemeyeceğimi anlamıştı.

Gülümsedim ve onay verircesine başımı salladım.

"Hadi gidelim o zaman Balım."

"Tamam."

Gitarımı sırtıma taktım ve beraber evden çıkıp arabaya bindik.
Sessizce Caner abiye verdiğim konuna gidiyorduk. Sessizliği Caner abi bozdu.

"Balım... ben de dinleyebilir miyim sesini? yani orda durmam senin için bir sorun olur mu?" Çekinerek sorduğu soruyu hiç beklemeden cevapladım.

"Yok hayır gerçekten sorun olmaz, dinleyebilirsin istersen de beraber çıkarız." onu onaylamam rahatlatmış olacak ki tamam dercesine salladı başını.

"Burası mı Bal?" Durduğumuz yerin tabelasına baktığımda

'☕︎SARDUNYA CAFE☕︎'

Yazısını görmemle doğru yer olduğunu anladım.

"Evet burası Caner abi. Teşekkür ederim geleceksin değil mi benimle?"

"Tabiiki de geleceğim balım benim."

Yanıma yaklaşacaktı ama korktuğumu hatırlamış olacak ki geri durdu.

İçeriye girdiğimizde her zamanki gibi çok şirin ve huzur vericiydi: denize bakan boydan camlar, bazısı dertli bazısı yorgun insanlar, canlı müzikler ve sarı küçük ampulleriyle cidden harikulade bir yerdi.

"Hoşgeldin Arven'im" Uğur abinin neşeli sesini duymamla o tarafa döndüm bana kocaman gülümsüyordu.

"Hoşbuldum abim" bende neşeli bir ses tonuyla karşılık verdiğimde Caner abiye baktı.

"Bu delikanlı kim Arven'cim?"

"O benim abim Uğur abi dediğim gibi karışık durumlar."

"Bildiğim kadarıyla bir abin yoktu Araf'tan başka, neyse anlatırsın sen bana."

"Anlatırım anlatırım."

"O zaman abine oturacağı yere kadar eşlik edeyim sende koş hazırlan."

Kıkırdayarak "Emredersin komutanım," Uğur abi de bana katılıp.
"Aferin asker hadi iş başına marş marş!"

Gülümseyip yanlarından ayrıldım hazırlık yapmam gerekiyordu.

Caner Alkay

Arven yanımızdan ayrıldığında Uğur beyin peşinden gidiyordum Balımın sesini dinleyecektim.

Ona iyi bir abi olmaya çalışıyordum, olabiliyor muydum acaba? Zuhal'e ne kadar iyi davranırsam davranayım hiç söz dinlemez, istediği bir şeyi yapmazsak kıyamet koparır ve yedi yirmi dört şımarıklık yapardı.

Ama Arven çok farklıydı.

Bir şey söylerken çekiniyor, bir şey isterken çekiniyor. sabah kahvaltıda bile gergince yemişti yemeğini o böyle oldukça daha çok merak ediyordum.

Acaba bu kadar ne yaşamıştı?

Sonunda sahneye çıktıklarında balım elinde gitarı ile mikrafonun başına geçti ve konuşmaya başladı.

"Öncelikle herkese merhaba, ilk şarkımız bende dahil hiç masal dinlemeyenlere gelsin." burukça etrafa baktığında bir kaç kişi 'çal bacım çal'
'işte benim şarkım geliyor' ve daha bir çok söz söylediler bende telefonumu çıkartıp Annem babam abilerim ve kardeşlerimin olduğu gruba girdim Arven'i videoya çekmeye başladım. O sırada Arven şarkıya başladı.

{Bana bir masal anlat baba}

Bu şarkıyı biliyordum bende dahil demişti hiç masal dinlememişti?

Gözleri dolmuştu şeker kızımın kamerayı yüzüne doğru yaklaştırdım.

Etrafıma bakındım herkes Arven'e bakıp ağlıyordu. Ne kadar çok acısı olan insan var böyle,Arven'in yanaklarından yaşlar süzülüyordu.

Son kısma geldiğinde kızarmış gözleri beni buldu. Onu kameraya çektiğimi görünce tebessüm etti. Son kısmı söylerken söylerken gözlerini kapattı.

Şarkı bittiğinde büyük bir alkış tufanı koptu, Arven gözyaşlarının ıslattığı yanaklarını silerken gülümsedi ve konuşmaya başladı.

"Gece uzun arkadaşlar dertli dertsiz bu gece içimizi dökme gecesi olsun mu?"

Hep bir ağızdan

"Olsun!" diye bağırdı herkes Arven diğer şarkıya geçmeden kayıttaki videoyu gruba yolladım.

Diğer şarkıya geçince tekrar başlattım videoyu.

Yunus emre & Şekersiz~ İmkansız bir aşk denir

Şarkı bittiğinde daha büyük alkış tufanı koptu. Videoyu tekrar gönderdiğimde gece böyle ilerlemişti Arven'in söylediği her şeyi videoya çekip gruba atmıştım.

İki saatin sonunda bitmişti herkes tebrik ediyordu Arven'i

Bu gece Arven hem kendi hem de Diğer insanların içini döküp ağlamasını izlemişti ben bile ağlamıştım sesi çok güzeldi inanılmaz derecede güzeldi hemde.

Benim kardeşim

Benim güzel kardeşim

Balım...

Çok üzmüşlerdi onu her halinden belliydi.

Ama ben Bal kızın mutluluğu için her şeyi yapacağım..

Yazar'dan

Tüm ev halkına mesaj gitmişti aynı anda mesaj kurdukları aile grubundandı. Caner bir video atmıştı videoda Arven vardı Pamir bey heyecanla açtı videoyu.

Videoda kızı 'Bende dahil hiç masal dinlemeyenlere gelsin' diyordu evdeki herkes duymuştu bunu Alper,Berk,Erdem ve Efe yalan diyordu duygu sömürüsü yapmak için söylemiş bunu diyorlardı.

Bahar hanım ve Pamir bey hiç dinlememiş mi? diye geçirdi içlerinden kızlarının eski hayatını merak ediyorlardı.

Pamir bey en çok neden erkeklerin temasından korktuğunu düşünüyordu,

Bahar hanım gece Arven'i kontrol etmek için gittiğinde ağlayarak uyuduğunu şişmiş gözlerinden anlıyordu.

Peki Arven nasıl bu duruma gelmişti?

Efe ablasıyla yakınlık kurmak istiyordu ama korkuyordu Zuhal ona çok zarar vermişti ve kimse inanmamıştı Efe'ye Zuhal'e inanmışlardı. Korkuyordu Efe, Arven'in Zuhal gibi olmasından ya yalansa masum rolü yapıyorsa diye düşünüyordu.

Alper görür görmez nefret etmişti zaten kız kardeş istemiyordu. Nedensiz nefretti Alper'inki korkusu yoktu ailesine zarar vermeye kalkışırsa olacaklar kafasında yer edinmişti.

Berk de abisi gibiydi nedensiz nefret ediyordu Arven'den.

Erdem abilerinden güç alıyordu ailesine çok düşkündü Arven'i istemiyordu evde çünkü kız kardeş ne demek bilmezdi o Zuhal vardı ama Zuhal kız kardeş gibi değildi evdekilere karşı her zaman Erdem ile kavga ederdi Erdem de sesini çıkartmazdı.

Tabii bu yaptıkları ve yapacakları Arven'in kalbinden silinmesine sebep olabilirdi ve Erdem bunu anlamak istemeyecek kadar kin besliyordu Arven'e.

Herkes videoya odaklanmışken Arven her baba dediğinde gözlerinden daha fazla yaş geliyordu babalar kızlarını korurdu değil mi? Arven'in babası Arven'i korumak yerine tehlikeye atıyordu.

Babalar kızların ilk aşkıydı değil mi?
Arven babasına sarılmak istese ya tersler ya da iterdi.

Sahi baba sevgisi neydi?

Arven ağlıyordu şarkı bitene kadar da ağlamıştı. Babası ne ona masal anlatmıştı, ne ellerini tutmuştu, ne oyuncak almıştı.

Arven renkleri bazı çocuklar gibi vücudundaki morluklarla morlukların iyileşmeye başlarken oluşan yeşil renklerle öğrenmişti.

Evdekiler ard arda gelen videoları izlerken bazen ağlamış bazen kızlarının huzur verici sesini dinlemişlerdi.

Arven'in de dediği gibi dertli dertsiz bu gece içini boşaltma gecesiydi bu şey abi takımı için geçerli değildi tabii Efe hariç.

Caner ve Arven eve dönüyorlardı. Arven daha fazla dayanamayıp sordu abisine. "Caner abi baba sevgisi nasıl bir şey? Nasıl hissettiriyor?"

Caner şok olmuştu bu soruyu beklemiyordu. Nasıl anlatacağını bilmiyordu ki ne demeliydi kardeşine öğrenmeden bilemezdi anlatılmazdı çünkü bir babanın sevgisi yaşanılırdı.

Caner "yani... anlatılamayan bir şey bu Arven yaşanılan bir his yaşamadan bilemezsin."

Arven ne diyeceğini düşündü. Ve pat diye dudaklarından çıkan kelimelere engel olamadı. "Biliyormusun ben hiç baba sevgisi hissetmedim babam ona sarılmak istediğimde elinin tersiyle iterdi beni kızardı bana, ama abime sarılır gülümser ve istediği her şeyi yapardı ölmeseydi beni babamdan koruyabilirdi değil mi? Beni seven sadece abim vardı evde oda ölünce tek kaldım, acıyordu burası çok acıyordu." Kalbini işaret etti Arven "Daha küçücük bir çocuktum dayak yerken yalvarıyordum ben canım acıyor baba bırak lütfen özür dilerim diye bağırıyordum kimse duymuyordu çığlıklarımı annem kenarda izliyordu, babam beni döver korkusuyla yedi yaşında kahvaltı hazırlamayı öğrendim. Ben neden erkeklerden uzak duruyorum Caner abi?"

Caner duydukları karşısında yıkılmıştı
Şeker kızı neler yaşamıştı öyle annesi babası varken kimsesizliği hissetmişti resmen onlar sevgiye boğulurken kız kardeşleri sevgiye aç şekilde yaşıyordu korka korka cevap verdi alacağı cevap Caner'i korkutuyordu.

"Neden Arven? neden erkeklerden uzak duruyorsun?"

"Babam on yaşlarımın başında beni bir adamın eline bırakmıştı neredeyse üç ay o adamın yanında kalmıştım." Elleriyle oynarken Caner'e bakamıyordu "O adam bana her gün eziyet ediyordu. Bazen ellerimi ayaklarımı bağlayıp bir odaya kapatır beni aç susuz bekletirdi iki gün ve ya daha fazla. Bazen beni bayıltana kadar döver ve öylece hiç bir şey yapmadan karanlık cam bile olmayan pis odaya atardı bir adam kurtarmıştı beni ordan geri mecburiyetten babamın yanına dönmek zorunda kaldım her şey daha kötü olmuştu döndüğümde..." Arven'in susmasıyla Caner daha fazlasını kaldıramayacağını anladı. Gözünden süzülen yaşlar tenini yakıyordu artık.

"Sonra anlatsan Arven daha fazlasına dayanamam." Caner anlatılanı kaldıramamıştı, küçük kardeşi nasıl kaldırmıştı bunları küçücük bedeniyle?

Yolu yarıladıklarında Arven uykuya direnemeyip uyumuştu. Ne kadar da güzel uyuyordu öyle.

Eve geldiklerinde Caner kız kardeşini kucağına aldı uyanık olsaydı. Yaklaştıramazdı Arven yanına Caner daha iyi anlıyordu neden yaklaştırmadığını...

Kapıyı çaldı saniyeler sonra Bahar hanım açmıştı kapıyı. Oğlunun kucağında uyuyan Arven'i görünce tebessüm etti.

"Gelin hadi içeriye" Bahar hanım fısıltıyla konuşmasıyla içeriye girdiler tüm gözler Caner'e dönmüştü daha doğrusu Caner'in kucağında uyuyan Arven'e.

"Ben odasına yatırıp geliyorum." kimse fark etmemişti Caner'in dağılmış halini.

Caner kardeşini yatağına yatırıp alnını öptü odadan çıkıp aşağıya indi, herkes yerinde oturmuş birşeylerle ilgileniyordu.

"Size iyi geceler benim çok uykum var."

"O kız seni çok yordu değil mi gitmemeliydin abi seni kullanıyor işte sen onun şoförü müsün?" Erdem'in dedikleri Caner'i çok sinirlendirmişti.

"Erdem nerden biliyorsun Arven yüzünden yorgun olduğumu bir doktor nasıl yorgun olmaz oğlum at şu ön yargıyı üzerinden!"

"El bebek gül bebek büyümüş işte kendinin masum olduğuna inandırıp bize zarar verecek" bunu nasıl derdi el bebek gül bebek büyümüş bir kız olsaydı böyle davranmazdi ki Arven.

"Erdem sınırını aşma daha kızın ne yaşadığını bilmeden konuşma!"

herkes susmuş izliyordu onları.

"Abi ne yaşadığı umurumda mı? söylesene ölse umrumda olmaz!"

Caner sinirden deliye dönmüş biçimde odasına giderken Erdem keyifliydi Bahar hanım Erdem'e yine kızıp uyumaya gitmişti Pamir beyse kızının odasına gidiyordu.

Odaya girdiğinde yatakta uyuyan meleğini gördü. Çok masum uyuyordu Arven. Pamir bey gülümseyip alnını öptü kızının uzuun uzun izledi meleğini. Uykusu gelince de odasına çekildi.


Arven Alkay

Gözlerime hücum eden ışık ile gözlerimi açmaya çalıştım. Çalıştım çünkü açamıyordum.

Zor bela açabildiğimde odamda olduğumu fark ettim. Saate baktığımda 9.12 olduğunu gördüm yemek saatiydi başlamış olsalardı beni çağırırlardı değil mi?

Banyoya girip ihtiyaçlarımı giderdikten sonra üzerimi giyindim.

Aşağıya inerken kahkaha seslerini duyuyordum. Başlamışlar ne yapacağım şimdi?

Yemek odasına girdiğimde herkes susmuş, tüm gözler bana dönmüştü.

Onların huzurunu bozuyorsun anla artık!

İç ses haklıydı. Onların huzurunu kaçırıyordum. Bu evden gitmem gerek...

Berk "Nihayet uyanmış güzellik uykusundam!"

Alper "Hiç gelmeseydin!"

Erdem "Bu evde fazlalık olduğunu anladın değil mi şimdi? Baksana annemler seni kahvaltıya bile çağırmadı!"

Hepsinin sinirli sesi kalbimi kırmak yerine paramparça ediyordu.

"Özür dilerim geç kaldım..." Başımı önüme eğerek konuştuğumda.

"Kaldır başını kimsenin önünde başını eğme," Caner abi konuştuğunda ona baktım. Başımı sallayıp tek boş yere Alper ve Erdem'in ortasına oturdum.

Pamir beyin "Afiyet olsun," demesiyle yemeğe başlamıştık yemek yerken Erdem kolunu bana çarpıyordu bilerek. Tabağımdakileri de bitirdiğimde "Ellerinize sağlık ben odama çıkabilir miyim?"

"Tabi kızım afiyet olsun çıkabilirsin"

Odama çıkıp giyinme odasına girdim ve valizlerimi görmemle şok oldum ne ara gelmişti bunlar?

Kafaya takmayıp valizimi karıştırdım. İçinde kalemlerimi bulmamla masamın başına geçip çizmeye başladım.

Çizimlerimi bitirip kağıtlarımı da masama yerleştirip uykuya daldım.

Efe Alkay

Arven onu izlediğimden habersiz bir şeyler çiziyordu

Çizmekten yorulmuş olacak ki yatağına yattı uyuduğuna emin olup odasına girdim neden girdiğimi sormayın neden girmeyeyim?

Masasına ilerleyip çizdiği şeylere baktım çizdiği şeyler... çok değişikti.

Bütün resimlere baktığımda daha fazla şok olmuştum! Bunlar neydi böyle?

Her resimde yanlızlık, acı gözyaşı vardı neydi bu?İnsanlar kendilerini ifade etmek için çeşitli yollar kullanırdı Arven de çizime baş vurmuş olmalıydı.

İç dünyası böyle miydi ki?

"Abi... abi..." Arven'in fısıltıları kulağıma doldu.

"Abi bırakma beni... ölme ölme!" ne saçmalıyor bu?

"Hey uyansana!"

"Abi! Ölme! Yalvarırım ölme! bırakma beni!" Bağırışını eminim bütün ev duymuştu, herkes odaya apar topar girdiğinde Caner abim "Noluyor Efe? Naptın Arven'e!?"

"Abi ben bişey yapmadım gerçekten şu çizimlere bakıyordum sadece!"

Arven bir anda hem bağırarak hem ağlayarak sayıklamaya devam etti.

"ABİ GİTME! GİTME LÜTFEN! BENİ O ADAMIN ELİNE BIRAKMA YALVARIRIM!"

Abim koşarak Arven'in yanına gitti.
"Abicim bal kızım benim burdayım uyan hadi," sakin ses tonuyla konuşsa bile sakin değildi.

"Arven kızım uyan hadi bak abilerin ve biz buradayız." annem ağlayarak söylediği şeylerle babam odadan çıkardı çünkü annem hastaydı.

odada abimlerle kaldığımızda Arven az da olsa sakinleşmişti Alper abim aynı sertlikle Arven'e bakıyordu, diğerleri de aynıydı ben hariç onu seviyordum ama yapamıyordum söyleyemiyordum korkum buna engel oluyordu...

Arven yavaş yavaş uyanırken "Balım, iyi misin?"

"A-abim abimi gördüm rüyamda o her seferinde rüyama girip ölüyor her zaman görüyorum kanlı bedenini." hıçkırarak ağlarken Alper abim "Abin derken?"

"Abim eski evdeki abim Caner abi beni lütfen abimin mezarına götür lütfen onu ziyaret etmem gerek."

Abisi mi vardı ve ölmüş müydü?

"Tamam Bal kızım gidelim."

"Teşekkür ederim" Birden abime sarıldığında abim kaskatı kesildi erkeklere dokunmaya korkan kız sarılmıştı abime.

Arven Alkay

Ben az önce Caner abi ye sarılmış mıydım?

Evet evet sarılmıştım ben?

Ben?

Ben mi?

Yok canım ben değilimdir ben yapamam öyle bir şey.

Bir uzman olarak söylüyorum sen yaptın.

Haşmet sus yavrucuğum!

Şimdi de Haşmet mi oldum ruh hastası!

Haşmet git dedim aa

Cidden ben bunu yaptım dostlarım bir erkeğe temas ettim... Ama bu temas uzun sürmedi.

Işık hızıyla geri çekilirken Caner abiye bakmıyordum, "B-ben özür dilerim, bir anda oldu gerçekten, anlık gelişti her şey özür dilerim çok özür diler-" Caner abi eliyle ağzımı kapattığında ona baktım.

"Güzelim sakin ol, yaptığın yanlış bir şey değil ki neden özür diliyorsun? Bidaha ufak şeyler için özür dileme tamam mı?"

Başımı sallayarak elini ağzımdan çektim. "Tamam,"

Abi tayfası da odadaydı onları unutmuştum. "Şimdi odamdan çıkabilir misiniz? Üzerimi giyinmem gerek."

"Tamam abicim ben seni aşağıda bekliyorum tamam mı seni bıraktıktan sonra da hastaneye geçerim."

"Tamam Caner abi iki dakikaya gelirim,"

Herkes odadan çıktığında bende üzerimi giyindim.

Mezarlığa gideceğim için siyah giyinmiştim. Hemen aşağıya indim.

"Ben hazırım gidebiliriz,"

"Tamam balım gidelim."

𑁍𑁍𑁍

İşte burdaydım mezarlıkta ama içimde garip bir his var... içeriye girersem kötü bir şey olacak gibi geliyor.

"Balım? Girmeyecek misin içeri?"

"Ha, şey gireceğim."

"Gir hadi gelmemi ister misin seninle?"hayır anlamında başımı salladım.

"O zaman eve geç kalmadan gidiyorsun benim hastaneye gitmem gerek tamam mı bal kızım?"

"Tamam Caner abi getirdiğin için teşekkür ederim."

Caner abi gülümseyip göz kırparak arabaya binip gittiğinde bende mezarlıkta ezbere bildiğim yolda ilerlemeye başladım ve tam önünde durdum.

ARAF YILDIZ...

Özlemiştim hemde çok özlemiştim. Önce mezar taşını öptüm. Sonra toprağında ellerimi gezdirdim.

"Abi, canım abim bak ben geldim. Kardeşin geldi abi uyan hadi."

Uyanmayacaktı biliyordum. Mermere oturup başımı mezar taşına yasladım ve konuşmaya başladım.

"Uzun zamandır yanına gelemediğim için özür dilerim abi. Başıma neler geldi tahmin bile edemezsin! Ben senin kardeşin değilmişim beni yinede sever misin? Dört tane abim var ama Caner abi hariç diğerleri benden nefret ediyor. Efe var kardeşimmiş hatırladın mı bir erkek kardeş istediğimiz günleri?" Ne ara aktığını bilmediğim yaşları sildim abim üzülmesindi.

"Dört abim var ama sen hep benim ilk ve tek abim olacaksın kimse bunu değiştiremez. Biz daha senle neleer neler yapacaktık ama sen bıraktın gittin her şeyi Annemde Babamda senin için çok ağladı ama benim ağlamama izin vermediler." Toprağın üzerine uzandım.

"Abi neden gittin ki Babam bana neler yaptı haberin var mı? Ben küçüktüm kendimi koruyamadım beni koruyacak tek kişi de sendin ama bıraktın bu hayatla savaşı!" Hıçkırarak ağlıyordum. Abime bunları anlatmalıydım arkasında bırktığı enkazdan haberi olmalıydı.

"Arkanda ben kaldım sen... sen bana acımadın abi o gün evden çıkıp gittin! Gözyaşlarımı görmezden geldin! gittin ama geri dönemedin! bana verdiğin sözü tutmadın! Seni hiç bırakmayacağım demiştin ama tutmadın sözünü bıraktın beni!"

"Ve... bende sana verdiğim sözümü tutamadım abi" sesim gittikçe alçalıyordu. "Kendime zarar verdim sana söz vermiştim değil mi? Ama sözümü tutmadım." Yağmur yağmaya başladı, ben hala toprağın üzerinde yatıyordum üstümün kirlenmesini umursamadan abime içimi dökmeye devam ettim...

Saat geç olmuştu, bunu sonradan fark etmiştim abimle konuşup içimi dökmüştüm ara sıra bağırıp ara sıra gülerek, ağlayarak, anıları anlatarak geçirdiğim zamanın bu kadar çabuk geçmesini beklemiyordum. Mezarlığın çıkışına geldiğimde harabe gibiydim. Üstüm başım çamur ve gözlerim kızarık şekilde dalgınca yürüyordum tam karşıya geçecekken ani fren sesi buna engel oldu...

Yazar'dan

Alkay ailesi sofraya oturmuş Arven'i bekliyordu. Erdem daha fazla susmayıp.

"Başlayalım işte anne ne gerek var onu beklemeye?!" sinirle söyledikleri Bahar hanımı sinirlendirmişti.

"Oğlum bekle biraz daha ben aradım ama açmadı şarzı bitmiş olabilir."

Pamir bey durgundu içinde bir sıkıntı vardı.

Caner mesaisinin bitmesine az kala Arven'i arama kararı aldı merak etmişti nasıl olduğunu. Tam Arven'i arayacaktı ki Arven onu aradı.

Balım arıyor...

Aramayı anında cevaplayıp. Gülümseyerek konuştu, "Balım nerdesin sen-"

"Merhabalar efendim Arven hanım bir kaza geçirdi durumu ağır arama kayıtlarında en son sizin isminiz vardı. Hastayı Alkay Özel Hastane'sine sevk ediyoruz."

Caner şok olmuştu tek kelime dahi söyleyemiyordu. Nasıl olmuştu bu kaza?

Caner hiç bir şey düşünemiyordu
Ailesini arayıp haber vermişti evleri hastaneye yakın olduğu için son süraat hastaneye gazlamşıtı Pamir bey. Öğrendiklerinde şok olmuşlardı.

Caner gözleri dolu dolu ambulansı bekliyordu kardeşi kaza geçirmişti durumu ağır demişlerdi peki şimdi ne olacaktı?

Alkay ailesi de Caner'in arkasındaydı bekliyorlardı. Aradan geçen on dakika sonucu ambulans hastaneye giriş yaptı ve kanlar içinde olan kız kardeşi aceleyle aöbulanstan indirildi. Arven'in halini gören ailesi ikinci şoku yaşadı kanla kaplı yüzü, elleri ve çamurlu kıyafetleri korkunç gözüküyordu. Hemşire çok kan kaybettiğini söylüyor ve bir yandan da dayan diye bağırıyordu neye dayanacaktı?

Caner'in ameliyata girmesine izin vermemişlerdi o halle ameliyata giremezdi!

Efe çok korkuyordu ablasına bir şey olmasından. Onu yeni bulmuşken kaybedemezdi daha abla diyememişti bile. Hatalıydı hatasını kabul ediyordu ön yargılı davranmaması gerekirdi. Dışarıdan bakan bir yabancı bile Arven'in masumluğunu görebilirdi.

Abi tayfası bile şaşkındı Erdem hariç, Arven'i o halde görmeyi beklemiyorlardı. Hele ki Alper o ne düşüneceğini bilmiyordu tabii nefreti merhametinin önüne geçtiği için Nefretinden hiçbir şey eksilmemişti.

Erdem içinden keşke ölse de kurtulsak şu ezikten diye geçirdi içinden. İlerde pişman olacağı şeyler yapacaktı Erdem ama bunun farkında değildi.

Berk de Erdem gibiydi ama kimsenin ölmesini istemiyordu.
Arven'i sevmiyordu evet, ama ölmesini isteyecek kadar da vicdansız değildi.

Bahar hanım donmuş şekilde yere bakıyordu. Ne hale gelmişti kızı öyle? Bir şey olacakmıydı Arven'e? Korkuyordu çok korkuyordu kızını kaybetmektenmiydi bu korku?

Pamir bey ortalıklarda yoktu kimse yokluğunu fark etmemişti bile. Kızının neler yaşadığını öğrenmişti... Nasıl kaldırdı o küçüçük bedeni onca şeyi demişti Arven aslında çok güçlüydü o bir melekten farksızdı Pamir bey anlamıştı Hasanda bir şey olduğunu arven'e karşı davranışları bile bir baba gibi değildi.

Kızının hayatını öğrenmişti bu gün Pamir bey. Araştırmıştı gece gündüz... sonuç hiç iç açıcı değildi kendine kızdı onu neden daha önce bulamadım diye.

Onca yükün üstüne Alper,Berk,Erdem ve Efe'nin davranışları vardı bir de! Zuhal onlara çok çektirmiş olabilirdi her insan aynı olacak diye bir şey de yoktu oğulları öyle sanıyordu ama Arven de Zuhal gibi diyorlardı. Caner ile gurur duyuyordu Pamir bey.

Caner Arven eve ilk geldiğinden beri yanında olmuş Arven'i korumuştu bu hareketleri Pamir beyi daha da gururlandırıyordu ailede en merhametli kişi Caner'di zaten kimseye bir zararı olmaz herkesle anlaşmaya çalışırdı.

Arven Alkay

Bir bahçedeydim üzerimdeki beyaz elbisenin güzelliği ile beraber etraftaki koca ağaçların büyülü güzelliği beni mutlu etmişti. Tek bir sorun vardı kimse yoktu burada bahçeyi turlarken arkamdan bir ses geldi.

"Pişt cimcime nereye gidiyorsun bakalım?"

Bu ses yabancı gelmiyordu arkamı döndüğümde karşılaştığım kişi abimdi...

"A-abi sen... sen yaşıyor musun?"

"Öldümmü kız ben? Beni de şu hayal dünyanda öldürdün ya yazıklar olsun sana puu" yalandan kızgınlıla söylediği şeyler gerçekten abim olduğunu gösteriyordu!

Vakit kaybetmeden kollarımı abimin boynuna doladığımda kahlaha atarak beni etrafında dödürdü.

"Hadi gel gidelim cimcimem."

"Nereye abi?"

Loading...
0%