Yeni Üyelik
3.
Bölüm

♧3. Bölüm

@gelmemeyegitmisimm

Yazar'dan

Alkay ailesi mahvolmuştu Arven'in içeride yaşam savaşı verişini bekliyorlardı. Dört saat, tam dört saattir içerideydi Arven, doktorlara sorduklarında cevap alamamak onları daha da delirtmişti.

Herkes bir yerlere dağılmış gelecek haberi bekliyordu. Ama şu kahrolası dakikalarda kimseden haber gelmiyordu!

Ameliyathane kapısı açıldığında Erdem hariç, herkes doktora bakıyordu. doktorun ağzından çıkacak bir cümleye bağlıydılar.

"Durumu ne doktor hanım? Lütfen artık birisi cevap versin!" Pamir Alkay dayanamayıp sesini yükselttiğinde Bahar Alkay kolunu sıvazlamıştı sakinleştirircesine.

Doktor maskesini çıkartıp konuşmaya başladı. "Öncelikle hasta yakınlarının hepsi burada mı?"

"Evet herkes burada doktor hanım," Bahar Alkay hızla konuşunca doktorun surat ifadesi bile her şeyi ele veriyordu.

"Durum şöyle ki hasta çok kan kaybetmişti hazırdaki kanlarımız ile bu durumu hallettik, araba ne kadar hızlıysa hastamız kafasını yere çok sert çarpmış. Şükür ki beyin kanaması geçirmedi. Gayet güçlü bir kızınız var bir ve ya iki gün yoğun bakımda gözetim altında tutacağız. Daha sonra duruma göre normal odaya alacağız, ne zaman uyanacağını bize zaman gösterir birazdan teker teker içeriye girersiniz. Ve kötü haber şu ki... Hastanın vücudunda sayısız darp izi, bıçak izi, yanık izleri ve kemer izleri var göğsünün üzerindeki büyük yara en kötüleriydi. Hasta uyanınca mümkünse onunla konuşun ve vücudunun nasıl o hale geldiğini öğrenin. Aksi takdirde polise başvurmanız gerekecektir. Tekrardan geçmiş olsun." deyip giden doktorun ardından bakakalmışlardı o izleri hiç görmemişlerdi ki çünkü hep kapalı giyinirdi Arven, bu yüzden miydi acaba?

Arven'in odaya alınması üzerinden beş dakika geçmişti Alkay ailesi- daha doğrusu Caner, Pamir Alkay, Bahar Alkay ve Efe- ilk kimin gireceğini konuşuyordu.

En çok Caner istiyordu girmeyi. Bal kızını çok özlemişti ona bal kız demesinin sebebi aslında Arven'in kızarınca, kendini açıklamaya çalışınca, gülünce olan tatlılığındandı bal gibi...

Savaşın kazananı Efe olmuştu. Odaya girmekte en başta tereddüt etti ama anlık cesaretle girdi tabii karşısında omuzları yanık izleriyle dolu ve göğsünün üzerinde bıçakla yapıldığı belli olan büyük bir yara izi vardı.

Efe çok şaşırmıştı ablası bu soğuk odada üzerindeki ince şey ile nasıl iki gün dayanırdı? Ya o yaralar, o yaralar doktorun dediği yaralar mıydı?

Umarım diye geçirdi içinden Efe, umarım daha fazlası yoktur bu yaraların.

Ablasının yanındaki koltuğa oturup soğuk elinin tuttu uyuyan ablasının.

"Abla... ben çok özür dilerim sana çok kötü davrandım."

Nasıl devam edeceğini bilmiyordu İlk kez sesli bir şekilde dile getirmişti Abla demişti.

"Kendimi nasıl affettiririm bilmiyorum. Zuhal senin gibi masum değildi. Bana yaptıklarından dolayı sana güvenemedim çok, çok özür dilerim umarım bir gün beni gönülden affedersin. Gözlerindeki sevgiye açlık öyle net görülüyor ki ben bunu görmezden geldim. Bu aptal kafam senin çektiğin şeyleri düşünemedi."

Uzanıp ablasının alnına ufak bir öpücük kondurdu, kokusunu içine çekti Arven... çok güzelkokuyordu tarifi yoktu sadece huzur verici değildi daha fazlasıydı.

Kendi inanamasa bile çok seviyordu Ablasını.

Hemşirenin odaya girmesi ile süresinin dolduğunu anlamıştı Efe. Gitmeden önce tekrardan saçlarını öpüp son olarak. "Uyandığında görüşürüz abla,"

Odadan çıkan Efe hâlâ heyecanı hissediyordu.

İlk defa öpmüştü ablasını,
İlk defa tutmuştu elini,
İlk defa, ilk defa ablası olduğunu hissetmişti.

Bu heyecanlı halini gören Caner sırıtarak. "Ne bu hal? Arven'i istemeyip ona ağır laflar kullanan sen değil miydin şimdi pişman mı oldun? Ha söylesene Efe kendinden büyük birine saygı duymak yerine büyüğüne saygısızlık yapmayı seçmiştin. Arven'in eve ilk geldiğinde sana olan bakışlarını hiç fark etmedin mi lan?" Caner Efe ye çok kızgındı şimdi de Arven'i sevmesi için kızın hastanelere mi düşmesi gerekiyor diye düşünüyordu Efe'nin sorduğu soruyla sinirleri daha fazla tavan yapmıştı.

Ama sakinliğini koruyarak konuştu.
" Sana sevgiyle, şevkatle, özlemle bakıyordu Efe sen ona o sözleri söyleyince resmen sana ışıkla bakan gözleri anında soldu. Sen soldurdun lan sen!"

Efe'nin kalbine bir bıçak gibi saplanan sözler daha çok pişman etmişti. Pişmanlığı boşunaydı. Her şey için çok geç kalmıştı...

İki Gün Sonra

İki gün olmuştu, koskoca iki gün Arven uyanmamıştı. Doktorlar durumunun iyiye gittiğini söylüyordu. Uyandığında kontrol edilip net sonuç vereceklerdi.

Caner her saat Arven ile konuşuyordu. Bahar hanım da konuşuyordu. Pamir bey bazen konuşuyor bazen de kızı ile sessizliğe gömülüyordu. Efe ara sıra giriyor ve özür dileyip duruyordu.

Abi tayfası bir kere girmişti odaya oda Bahar hanımın zoruyla hepsi Arven'in yarasını görmüştü ama umursamamıştı. Neden umursasınlar ki??

Şimdi ise iki gündür olduğu gibi Erdem, Berk ve Efe telefonda yarış yapıyor.
Bahar hanım ve Pamir bey kızlarının uyanmasını bakliyor ve, Caner ise gözlerini karşısındaki camın arkasında olan kız kardeşinden ayırmadan düşünüyordu.

Ve tam o sırada hastane koridorunda birisi belirdi...

Genç adam Alkay ailesinin yanına gidip sordu.

"Arven, Arven iyi mi?"

Aya Alkay

İkizimi yeni öğrenmiştim Zuhal sayesinde terk ettiğim evi Arven sayesinde geri dönüyordum. Zuhal'in okulda, evde, dışarıda her yerde beni rezil etmesine sesimi çıkarmıyordum ama canımdan çok sevdiğim gitarımı aldığı gibi duvara vurmaya başlaması çok canımı yakmıştı o sinirle babamdan beni Babaannemin yanına göndermesini istemiştim. Neredeyse bir yılı aşkın orada kalıyordum. Sonra o haber geldi...

Zuhal'in ikizim olmadığını aslında karıştırıldığını öğrendiğimde mutlu olmuştum ama az da olsa üzülmüştüm çünkü her ne kadar sevmesem de ikizimdi, Annem o gün beni aramıştı gelmem için ama süre istemiştim çünkü korkmuştum oda Zuhal gibi olur diye. Sandığım gibi olmadı araştırdım çünkü, O masmavi gözleri, bana benzeyen burnu ile çok tatlıydı.

İnstagram hesabını bulup fotoğraflarına bakmaya başladım. Soy ismini yazmamıştı, yolda olduğum için oyalanacak şey de yoktu zaten yorumları da teker teker okurum diye Arven'in hesabına girdim.


@.ben_arvi
᪥᪥

@zezeningünü: bu kız için kurşun atar kurşun yerim yaaaağ

@aslanizel gülüşü çok güzell🔥

@uğuryılmazz güzel kardeşim benim
➪@.ben_arvi abim be ❤️

Abisi mi vardı? İyi ama bizim ailede uğur diye birisi yoktu ki.



@.ben_arvi
moodumuz düşük...

@askokuskocane: benimdeeğ

@aslanizel: waoow🔥🔥
➪@.ben_arvi: sen yine geldin mi?
➪@aslanizel: geldim körmisin??

@agabeh: aga o gözler nedir?



@.ben_arvi
bir zamanlar bende gülebiliyordum...

-bu gönderide yorumlar kapatılmıştır-

Arven çok güzeldi benim kız halim gibiydi daha bunun gibi bir çok fotoğrafı vardı son attığı post'a geldiğimde bizimkilerin de yorum yaptığını gördüm.



@.ben_arvi
artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark edersin.

@baharalky: güzel kızım benim
➪@.ben_arvi: ❤️

@pamir.alky: Bana çekmiş güzel kızım❤️❤️
➪@.ben_arvi: evet Pamir bey シ︎

@erdm_alky: şu ezik kıza mı güzel diyorsunuz siz hahaha güldürmeyin beni anne ya salak işte kendini sevdirmeye çalışıyor!

➪@berko.alky: haklısın kardeşim bu salakla uğraşma boşuna yorum yapıyorsun slfmdkfndm

➪@alp.er.alky: susun size dediğim gibi görmezden gelsenize şunu

➪@efealky: Abi karışmayın dedim ya yeter kızın size yaptığı bir şey yok!

➪@uğuryılmazz: Hepinizin Arven'e olan nefretini anlamıyorum kız ailenize yeni geldi anlayış göstersenize.

➪@.ben_arvi: uğur abi boşuna uğraşma lütfen.

➪@dr.caner_alky: ABİ YETER YA HEPİNİZ TOPLU OLARAK KAFAYI YEDİNİZ.

Yorumları okudukça sinirleyordum abilerim nasıl bu kadar acımasız olabiliyorlar öyle? Güzel ikizimi umarım fazla üzmüyorlardır.

Şu anda otobüsteydim normalde arabayla gidecektim fakat ehliyetim olmadığı için otobüsle gitmek zorunda kaldım annemlerin haberi yoktu eve döndüğümden olmasın da hem ikizime hem annemlere süpriz olurdu zaten.

Yol öylece akıp giderken kalbimde bir sızı hissettim iki gündür ağrısı dayanılmaz oluyordu kalbimin. Doktora gitsem bile sapasağlamsınız diyip yolluyordu. Yine o sızı başlamıştı.

O sırada çalan telefonum araya girdi. Annem arıyordu. Benim geldiğimi bilmiyordu ki normalde babaannemi sevmediği için nadiren arardı. Hemen telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"Alo anne, bir sorun mu var?"

"Oğlum-" annemin ağlaması ile çok şaşırdım

"Anne, anne n'oldu iyi misin n'oluyor!?"

Bir haç hışırtı sesi geldi. Ve telefonda babamın sesini duydum "Oğlum çabuk gelmen gerek... Arven'e araba çarptı iki gündür yoğun bakımda-" telefon parmaklarımdan kayıp giderken şokta gibiydim ikizim kaza geçirmişti ve benim haberim yoktu öyle mi?

Gözlerimin dolmasını engelleyemeden yolun az kaldığına şükrettim ve google ya girdim ikizlerde olan özellikleri arattığımda sonuçları okudum.

"Demek ki kalbim bu sebepten dolayı sıkışıyordu." fısıltı ile söylediklerimi
ben bile zor duymuştum kalbimin sızısı hala geçmiyordu. Bu ikizlerde olan bir özellikmiş ikizler birbirlerinden uzak olsalar bile diğerinin acısını hissedermiş.

Gözlerim ağlamaktan şişmiş halde indim otobüsten ilk bulduğum taksiye binip yolu tarif ettim annemlere haber verip konum istemiştim bizim hastanedelerdi. İkizimi yeni bulmuşken kaybedemezdim...

Hastanenin önünde durduğumuzda atlarcasına indim ve içeriye girdim. Sekreter ablanın yanına giderek aceleyle sordum.

"Merhaba, acaba Arven Alkay nerede?" kadın bilgisayara bakıp tarif etti. Koşarak asansöre bile binmeden üçüncü kata çıktım nefes nefese koridorun başında dururken Annemleri gördüm. Dağılmış haldelerdi abilerimden Caner abim hariç diğerleri keyiflice oturuyordu Arven gerçekten umurlarında değil gibiydi.

Caner abimse camın arkasına bakıyordu oraya gittiğimde hepsi bana şok olmuş gibi bakıyordu. Annem ve babam hariç onların geleceğimden haberi vardı çünkü.

"Ayaz?"

"Ayaz?"

"Ayaz?"

"Abi!?"

hepsinden şaşkınlık nidaları dökülürken ben camın arkasındaki ikizimi görmeye çalışıyordum.

"Arven, Arven iyi mi?" Sorduğum soruya Caner abim cevap verdi.

"İyi olacak."

"İkizimi... görebilir miyim?" ikizim dememe Erdem abim kahkaha atarak araya girdi. "Oğlum daha görmedin kızı ne ara ikizin oldu? ahahahahaha!"

Sinirlenmem ile kendimi sakinleştirmem gerektiğini anladım.
"Abi. Senden. Ricam.Susman. Kimse. Arven'e. Laf. Edemez!" Tane tane dişlerimin arasından konuşup öfkeyle Erdem abime baktım.

"Ayaz abicim sen ikizinin yanına geç sakinleş konuş bende gidip kahve alayım."

Caner abime başımı sallayıp odaya girdim. İkizim yatakta solmuş halde yatıyordu fotoğraftakilerden daha güzeldi...

Kalbim tekrar ağrıdığında elim kalbime gitti o acı çekiyordu şu anda. Gözlerimdeki dolgunluğu serbest bıraktım güzel ikizimin Ellerini tutup öptüm. Göğsünün üzerinde büyük bir yara vardı

"İkiz ben geldim bak iki gündür uyuyormuşsun çok tembellik ettin bence kalk hadi." Baş parmağımla Arven'in elinin üzerini okşuyordum.

"Uyan hadi beklediğim karşılama bu değildi çok kırıcısın şu anda Arven'im" dediğim şeye kıkırdadım Arven'im ağzıma çok yakışmıştı.

Caner abim odaya girdiğinde bana gülümsüyordu. "Abi Arven çok güzel onu daha tanımasam bile çok sevdim ben." Abime gülümseyerek söylediklerim abimi de güldürmüştü.

"Sen daha gitar çalıp şarkı söylediğini bile bilmiyorsun."

"Ne!? oda benim gibi gitar çalıp şarkı mı söylüyor?"

"Evet abicim evet " sevinçle abime sarıldığımda arkamdan çatallı çıksa bile yumuşacık olan bir ses duydum.

"A-abi, abi nerdesin?" Caner abim koşarak Arven'in yanına gittiğinde, "Burdayım abicim nasılsın daha iyi misin bir yerin acıyor mu."

Arven abime sevgiyle bakıp "iyiyim Caner abi, ama çok susadım bir de çok az karnım ağrıyor." Bakışları bana döndü gözleri korkuyla parladı.

"C-caner abi şey bu kim?" Korkuyordu neden korkuyordu benden hiç bozuntuya vermeden

"Merhaba Arven," dedim konuya nasıl gireceğimi bilmiyordum. İmdadıma Caner abim yetişti. "Bal kız bu karşındaki kişi... ikizin ondan korkmana gerek yok sana zarar vermez. Tamam mı?"

Arven şokla bana baktı "Benim ikizim mi var ama evde değildi ki nasıl oluyor bu?"

"Ee şey ben babaannemin yanında kalıyordum uzun süredir haberini alır almaz geldim." gülümseyerek söylediklerim gözündeki korkunun az da olsa azalmasına sebep olmuştu.

"Şey özür dilerim ben senin daha doğrusu bir ikizim olduğunu bilmiyordum özür dilerim tanıyamadım." ard arda özür dilemesi beni şaşkına uğratmıştı.

"Özür dilemesene yahu bidaha duymayayım."

bana küçük bir gülümseme ile baş sallayınca yanına yaklaştım sarılmak için abim ve Arven aynı anda 'temas' diye bağırınca geri çekildim hemen

"N'oldu abi ne teması?"

"Arven erkeklerin temasından kaçınıyor. Annemleri çağırayım da Arven'i giydirsin." dedi ve odadan çıktı Arvenle tek kalmıştık odada.

"Neden erkeklerin temasından kaçıyorsun ikiz?"

Bana bakan gözlerini kaçırdı ve cevap vermedi.

"Ha?"

"Boş ver işte bende bilmiyorum." yalan söylediği belliydi omuz kısmında hep geçmiş yara izleri vardı.

Bir şey söylemeyip omuz silktim. O sırada annemler gelmişti. Annem hepimizi odadan çıkartıp Arven'i giydireceğini söyledi.

"Abi ablamı gördün değil mi? O Zuhal gibi değil"

"Evet Efe evet o çok masum ve tatlı"

"Masummuş hah!"

"Erdem!" babamın erdem abimi uyarması ile göz devirip kenara çekildi.

Arven Alkay

Annemin beni giydirmesini istemiyordum yaralarımı görürdü.
içimden anne diyecektim artık.

ayaklarımda felaket ağrı vardı ama söylememiştim. "Kızım ben giydiririm seni ya iki dakikamızı almaz giydirmek neden istemiyorsun?"

"Anne ben giyerim gerçekten bak-" daha yeni ne dediğimin farkına vararak gözlerimi kocaman açtım Anne demiştim bu çok farklı hissettirmişti...

Annem gözleri dolu dolu bana baktı. "Anne mi?"

"Ben, ben özür dilerim gerçekten bir anda çıktı ağzımdan isterseniz demem bir daha-"

"Ayyyy! kızım bana anne demiş ben neden rahatsız olayım! anne dedin bana anne dedin! kabullendin mi beni kızım ayyyy!" sevinçten oradan oraya koşuyordu. Bu hali çok tatlıydı.

"Kıyafetlerimi ben giyeyim mi dışarıda bekliyorlar zaten fazla bekletmeyelim."

"Kızım yok ben hallederim-" demesininn ardından üzerimdeki çarşafı kaldırmıştı vücudumdaki tüm yaralar bütün çıplaklığı ile gözler önündeydi...

"B-bunları o adam mı yaptı kızım?"
Gözlerim yanmaya başlarken kafamı salladım. Konuşursam ağlardım.

"Çok acıdı mı canın... benim bunu sormam hata tabiki acımıştır nasıl acımasın?" Annem ağlıyordu

"Anne ağlama zaten acısa da aynı yerler olunca alıştım acımıyor şimdi merak etme."

"Kızım sen şımartılacağın yaşta acıya alıştım diyorsun b-bu nasıl bir caniliktir bu kabul edilemez!" artık bende ağlıyordum.

"Sen nasıl dayandın bunlara kızım nasıl nasıl nasıl?" Annem ağlarken ben hızla üzerimi giyindim elbise olduğu için rahatca giymiştim. Annem ağlayarak odadan çıktığında kapının önünden sesler geldi. Ve odaya Erdem daldı.

"ANNEME NE DEDİN LAN NEDEN AĞLIYOR! NAPTIN ANNEME? BİLİYORDUM DAĞITACAKSIN BİZİ!"

Gözlerim dolmuştu bişey diyememiştim diyemezdim de zaten haklıydı annem benim yüzümden ağlamıştı. Ayaz bana bakıyordu ama eli kalbindeydi...

Annem bir anda odaya girip Erdem'e tokat attı "Sen bilip bilmeden konuşmamayı öğren Erdem! Ben neden ağladım biliyormusun!? kızımın vücudundaki izlerden dolayı bir anda yanıma gelip elbisemin arkadaki fermuarını açtı sırtımda yara daha çoktu.

"Baksana bak görüyormusun bu izleri bir annenin yüreği buna nasıl dayanır! Benim kızım şımartılacağı yaşta bana ne dedi biliyormusun Erdem!? Anne ben alıştım dedi acıya alıştım ben dedi! bu yaştaki bir insan acıya alıştım mı demeli Erdem!"

"Anne bu aptal umurumda değil isterse ölsün yine umurumda olmaz!" ve Erdem'in yüzüne inen bir yumruk bu da Caner abidendi.

"Kes sesini Erdem!" Erdem bana dönerek sırıttı "Planın gerçekleşiyor ezik bak senin sayende bana kızıyorlar hoşuna gitti mi he?"

Ağlıyordum Erdem hiç kapanmayacak yaralar açmıştı bende onu Affedebileceğimi sanmıyordum.
Erdem beni çok yaralamıştı ve bu sayede de,

Kız kardeşini kaybetmişti...

❄❄❄

Hastaneden çıkışım yapılmıştı Ayaz yanımdan ayrılmıyor her saniye soru soruyordu tıpkı çocuk gibi, bu halleri hoşuma gittiği için hepsini de cevaplıyordum şu anda da arabadaydık Annem,babam, Efe, ben ve Ayaz aynı arabadaydık diğerleri de Caner abimin arabasına binmişti.

Yürürken ayaklarım felaket ağrıdığı için Babam taşımıştı beni arabaya bu temastan da rahatsızlık duymamıştım.

"Pekii en sevdiğin şarkı ne?" Ayaz'ın sorduğu soruyla elimi çeneme koyup düşündüm.

"En sevdiğim şarkı, Ashe~ Moral Of The Story senin en sevdiğin şarkı ne?"

Oda benim gibi düşüniyor gibi yaptı.
"Aslında şarkı seçmem ama en sevdiğim şarkı artık Moral Of The Story."

Ona gülümseyerek baktığımda oda bana gülümseyerek baktı.

İkizimi çok sevmiştim diğerleri gibi değildi.

He bir de diğerleri olsun da gör.

Sen uzun zamandır yoktun niye geldin?

Gelcem lan gelcem!

Abdulrezzak sus yavrum.

Abdulrezzak ne Allah'ın şizofreni!

Daha kötü isim istemiyorsan sus!

Ok.

Koş ağla gelme birdaha

"Sana Arven'im diyebilir miyim ikiz?"

"Diyebilirsin... ikiz" Ona ikiz demem ile bana sarılması bir olmuştu. Temastan korkuyordum evet ama şu anda korkuya dair hiç iz yoktu...

Efe bana acılı gözlerle bakıyordu ama umursamadım beni umursamayanı bende umursamayacaktım ve Caner abim, İkizim, Annem ve Babam hariç diğerlerini görmezden gelmeye çalışacaktım.

Erdemi kalbimden silmiştim ona karşı hiç bir şey hissetmiyordum. Kaybetmişti beni artık bulamazdı Affetmezdim ki onu bu saatten sonra.

Ne Erdem'in kız kardeşi olan bir Arven , Ne de Arven'in abisi olan bir Erdem vardı....

Araba yolculuğu boyunca Ayaz ile sohbet etmiştik arada Annem ve Babam da bize katılıyordu Efe de sessizce dışarıyı izliyordu.

Eve geldiğimizde Babam arabadan inip kapımızı açtı ve "Kucağıma alabilir miyim?" dedi.

"Güvendiğim kişilerin teması fazla rahatsız etmiyor bunu hastanede fark ettim izin almana gerek yok baba" Babam şaşkınlıkla bana bakıyordu.

Kızdı mı acaba.

"Şey kızdınız mı gerçekten birdahaki sefere deme-" sözümü bitirmeden Babam boğuk sesiyle konuştu

"Yok kızım s-sen bana baba dedin ya o yeter bana... bir kere daha baba dermisin?" Bu hali çok güzeldi dudaklarımdan benden bağımsız dökülen kelimeye engel olamadım.

"Baba."

"Güzel kızım benim" Biz arabadaki annem, Ayaz ve Efe'yi unutmuştuk.

"Pamir kızımız bizi kabul ediyor yavaş yavaş!" Annemin gözleri dolarak söyledikleri gülümsememi sağladı.

"Eve geçelim bence artık herkes bizi bekliyor." dedim babam beni yine zorlanmadan kucağına aldı ve eve girdik.

Aysun abla yoktu neredeydi acaba?

"Odana mı bırakayım yoksa oturma odasında mı oturmak istersin?"
Babamın sorduğu soruya tabii ki odam diyecektim Erdem, Berk, Alper ve Efe'nin yüzünü görmek istemiyordum.

"Odama gitmek istiyorum baba."

"Tamam kızım," deyip beni odama çıkardı.

"Sen dinlen tamam mı bende birazdan gelirim işleri aksattım toparlamam gerek."

"Tamam," babamın odadan çıkması ile tavana baktım abimi özlemiştim acaba rahatmıydı yeri?

(2 Gün Sonra: Berk'in Doğum Gününden 1 Gün Önce)

Hastaneden çıkmamın üzerinden iki gün geçmişti bu süreçte Ayaz her saat her dakika yanımdan ayrılmamış benimle konuşmuştu.

Annem ve Babam ise daha ilgiliydiler.
Abi tayfası ve Efe evdelerdi ama yanıma hiç gelmemişlerdi.

Ayaklarımdaki ağrı bitmişti. Aşağıya inme kararı alıp üzerimi değiştirdim.

Annem yaralarımı öğrenmişti ve odadaki anlık sinirle diğerlerine de göstermişti. Aslında öğrenmelerini istemiyordum.

Ayaz da öğrenmişti, kimse bişey dememişti ses çıkarmamışlardı. Belkide beni üzmek istememişlerdir konuyu açarak.

Merdivenleri inerken annem ve tahmin ettiğim kadarıyla Berk konuşuyordu.

"Anne lütfen alayım şu oyunu lütfen bak yeni çıktı ya lütfen, lütfen, lütfen"

"Hayır Berk alamazsın!"

"Ya anne!"

"Anneye bağırılmaz git şimdi o dediğin oyunu da almana izin vermiyorum!" Küçük bir sessizliğin ardından Berk odadan çıkmıştı bende oturma odasına geçmiştim yarın Berk'in doğum günüydü her ne kadar beni istemese de ona hediye almak istiyordum.

Ne alsam diye düşünmem gerekiyordu Berk ne severdi ki? Aklıma konuşmalar gelince gülümsedim o oyunu bulacaktım ama ismini öğrenmem gerekiyordu onu da öğrenirdim bir şekilde.

Geldiğim gibi odaya çıkıp üzerimi giyindim pijama ile çıkmak istememiştim.

Oyunun ismini öğrenmek için Ayaz'dan yardım almam gerekiyordu Berk ile çok yakındı o bilirdi.

Hızla Ayaz'ın odasının önüne gidip kapıyı çaldım.

"Gel,"

"Şey ben geldim de sana bir şey sormak istiyorum." Ayaz gözlerindeki heyecanla bana bakıp "Tabiki gel sor bakalım,"

"Berk'in dediği oyunun ismi ne?"
𖣔𖣔𖣔

Ayaz hiç sorgulamadan bana oyunun ismini söylemişti zor bulunan bir oyunmuş yeni çıkmasına rağmen. Şimdi ise dışarıda bilmem kaçıncı alışveriş merkezindeki oyun satan dükkana bakıyordum.

"Pardon! acaba bu oyundan var mı?" gösterdiğim fotoğrafa bakan adam başını salladı "Hayır efendim şansınıza daha iki dakika önce bir müşteri aldı onu."

"Tamam kolay gelsin," hava kararmaya başlıyordu. Artık resmen yorgunluktan ölüyordum.

Son gördüğüm oyun dükkanı ile gülümsedim inşallah orada vardır artık yeter!

"Pardon bakarmısınız bu oyundan var mı?"

"Evet hanımefendi burada var," sevinçle yerimde zıplayıp koşarak oyunun yanına gittim ve aldım.

AVM den dışarıya çıktığımda hava kararmıştı.

Upsss!

Telefonumun da şarjı bitmişti. Ne yapacaktım ben!?

Otobüs durağı görmem ile
Otobüs kartını çıkartıp yakındaki durağa gittim.

Otobüs beklerken eve gidince yiyeceğim azarı ya da dayağı düşünüyordum...

Otobüsün gelmesiyle ayağa kalktım.
Sıradan geçip kartı okuttum fısıltılar geliyordu kulağıma.

Bu Alkayların kızı değil mi

Baya da güzelmiş bu kız

Aman Allah'ım Zuhal bu kızdan daha güzeldi.

Bu saatte otobüste ne işi var bunun babası para sıçıyor bir araba yollayamamış mı?

Ve bunun gibi saçmalıklar bunlardan sizene kardeşim size hesap mı vereceğim bir de!?
Zuhal benim çeyreğimi bile edemez be!

Daha fazla dinlemek istemeyip kulaklıklarımı taktım. Yol boyu fısıltılar kesilmemişti kulaklık bile işe yaramıyordu!

Hayır yani benim olmadığım bir yerde konuşun dibimde niye konuşuyorsunuz?

Evin önüne geldiğimde korumalar bana kapıyı açmıştı direk kapıyı çalmamla, bana kırmızı görmüş boğa gibi bakan iki kişi vardı. Alper ve Berk.

"NERDESİN LAN SEN GECENİN BU SAATİNDE!? O TELEFON SÜS DİYE Mİ VAR YANINDA ARVEN! ARIYORUZ MEŞGÜL NEREDEYDİN BU SAATE KADAR?" Berk'in bağırması ile arkaya doğru bir adım attım.

"Özür dilerim, şarzım bitmişti zamanın nasıl geçtiğini anlamadım gerçekten bir daha olmayacak," şu anda onu görmezden gelirsem büyük ihtimalle beni dövebilirdi.

"ÖZÜR FALAN DİLEME DEFOL GİT ODANA!"

Bağırmaya devam etmesiyle gözlerim dolmuştu dolmasanıza ya dolmasanıza beni bu kadar güçsüz olmasanıza!

hızla salondan odama giderken arkamdaki seslenmeleri görmezden geldim.

Odama girip kapıyı kilitledim ardından lavaboya girip kapalı alan korkumu unutarak orayı da kilitleyip duvardan kayarak oturdum. Ben Berk için o kadar dükkan gezmiştim onun istediği oyunu bulmak için çabalamıştım o ise beni anlamadan dinlemeden bağırıyordu.

Adaletin batsın dünya!

Kapım çalınıyordu tam ayağa kalkmıştım ki aklıma kapalı alan korkum geldi nefesim daralmaya başlıyordu kapıya doğru yürüyüp kilidi çevirmiştim ki başım döndü.

"Arven güzelim hadi aç kapıyı ben geldim."

Ses veremiyordum başımın daha çok dönmesiyle tutunacak yer aradım ama yoktu tam lavaboya tutunmuştum ki oradaki sabunlukları devirdim Ayaz deliye dönmüş gibi bağırıyordu.

"ARVEN! AÇ KAPIYI GÜZEL İKİZİM HADİ AÇ KAPIYI KIRMAK ZORUNDA BIRAKMA BENİ GÜZELİM!"

Yere düşmüştüm bilincim kapanmaya yakındı. Kapının yüksek sesle vurulduğunu duydum ard arda aynı ses geliyordu kapım kırılmıştı büyük ihtimalle.

Banyonun kapısının açılmasıyla bilincimi zar zor açık tutmaya çalışıyordum Ayaz yanımda diz çöküp başımı dizinin üzerine koydu gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Kendimi karanlığa bırakmadan önceki son ses Ayaz'a aitti...

"ARVEN!"

Loading...
0%