Arven Alkay
"A-abim yaşıyor mu?" dedim hala şokla ona bakarken devam ettim "Yalan... yalan değil mi?... olamaz ki , ben gördüm o , o kanlı beden abime aitti!" diyerek sonlara doğru bağırdığım için karnım ağrımıştı.
"Bende bilmiyorum nasıl oldu tek bildiğim yaşıyor oluşu yerini sordum söylemedi, nasıl bilmiyorum." Kaşlarımı çatarak Hakan abime baktım.
"Yaşıyor oluşunu nerden biliyorsun bu kadar emin misin?" dedim sorgularcasına ya kandırıyorlarsa bizi?
"Emin oluşum aslında... beni aradı bende ilk başta kandırıldığımızı zannettim ama yok gerçekten abindi telefondaki kişi abindi Arven." dedi elleriyle yüzünü sıvazlarken.
"Bir kerecik arasan, sesini duysam abimin," dedim ağlamaya tekrar başlarken gözlerim ağrıyordu artık. "Yalvarırım Hakan abi! çok... çok fazla özledim abimi sesini duyayım yeter bana yaşadığına emin olayım yeter!" dedim hıçkırarak.
"Arayama-" sözü bitmeden "Ne demek arayamam ya!? Nasıl arayamazsın!? burada bana gelip abin yaşıyor diyip bırakamazsın! Ara dedim!" kimse bu halimi görmemişti daha önce evde sinirden deliye dönmüş şekilde Hakan abime bakıyordum. Önce gelip abin yaşıyor deyip beni bu halde meraka düşüremezdi!
"Arven, güzel kızım sakin ol belki de özel bir nedeni vardır." Babamın konuşmasıyla kızaran gözlerim o tarafa döndü.
"Baba ne özeli olabilir ki abim yaşıyor ama-" deyip sustum bu düşünce kafamdan gitmeliydi abim yaşadığı halde beni görmeye gelmemiş, beni merak etmemiş olamazdı değil mi?
"Noldu kızım ne diyecektin?" Babam bana merakla bakarken sorusunu cevaplamadım. "Baba yanımda sadece Annem ve sen kalsanız olur mu sadece iki dakika." dedim.
Sülük: "Odadan mı kovuyorsun bir de bizi!?" Dedi sinirle onu takmadım.
"Gözde! odadan kovmuyor ve kız haklı oda çok kalabalık biraz nefes alsın kız çocuklar hadi dışarıya geçmiş olsun halacım sen biraz dinlen biz yine geliriz senin yanına dışarıdayız tamam mı?"
"Tamam hala biraz kendime gelince daha iyi tanışalım" dedim. Hala dediğim için gözleri parlayan Halama gülümseyerek baktım ve oda Ayşen yemgeye dönüp kapak çekti. "Al işte bak ilk bana hala dedi!" diyerek odadan çıktı ben şaşkınlıkla arkasından bakıyordum.
"Halanın her zamanki hali kızım zamanla alışırsın Ayşen yengeni sinir etmeyi çok sever kendisi," Annemin söyledikleri kıkırdamama neden oldu.
"Yengecim sen Halana aldırma" dibime kadar gelip kulağıma fısıldadı "Kendisinin tahtaları eksiktir de!" dedi.
Kahkaha atmak istedim ama karnımın ağrısı bir türlü dinmemişti.
"Anladım yenge" dedim, "AYYY KIZ SEN BANA YENGE Mİ DEDİİİN OY KURBAN OLSUN YENGEN SANA GÜZEL YAVRUM!"
"Ay neyse bebeğim geçmiş olsun en sevdiğin yengen olarak çıkıyorum bu odadan" saçlarını savurarak odadan çıkınca bu ailenin gerçek bir aile sevgisi barındırdığını tekrar anladım.
Sülük de ağzında bir şeyler geveleyerek odadan çıkmıştı.
Yanıma Mahir abi geldi ve yanaklarımdan tutup alnımı öptü uzunca. "Geçmiş olsun civciv" dedi bende "Sağol Mahir abi" dediğimde gözleri resmen parladı.
Yook disko topu oldu canım ne parlaması
Bir sen eksiktin zaten Rüştü.
Geldiğimgibi gidiyorum ruh hastası
Alper'e bakıp sırıttı Mahir abi "Canım kardeşim benim, güzel kardeşim" deyip yanağımdan öptü Alper resmen kırmızı görmüş boğa gibi bakıyordu Mahir abime "Az çekil lan bende sarılayım kardeşime" Gediz abi de yanıma gelip bana sarıldı "Abicim geçmiş olsun o adam bizde var ya sen merak etme tamam mı bana emanet " göz kırptığında Mahir abi kafasına vurdu Gediz abinin bu halleri çok güzeldi keşke onlarla büyüyebilseydim. Belki de abilerim ve kardeşim bana önyargı ile yaklaşmazdı daha güzel olabilirdi.
"Çıkın lan odadan kızımı boğdunuz iyice!" diyen babam üzerine Azat, Mahir abi ve Gediz abi tekrardan geçmiş olsun deyip odadan çıktılar.
"Baba"
"Efendim güzel kızım. Bir yerin ağrıyormu?" dedi hemen. Annemin pek sesi çıkmamaıştı.
"Sadece karnım kasılıyor bazen." Dedim sonra anneme döndüm.
"Anne yanıma uzanmak istermisin beraber uyuyalımmı birazcık." diyerik yanımı gösterdim.
"K-kızım canın acır ama..." dedi durgunlukla. Kendisi durgundu ama sesi acı çekiyor gibi geliyordu.
"Yok yok acımaz sen merak etme gel hadi anne" dedim ısrarla.
Annem başını sallayıp yavaşça yanıma uzandı başımı annemin göğsüne koyduğumda safi huzur vardı içimde.
Babam da yan tarafımızdaki koltuğa oturup elimi tuttu işte huzur buydu...
Yazar'dan
"Caner abii lütfen önlüğünü ben giyeyim mii?" diyerek ortalıklarda dolaşan Gözde Caner'in Arven'e olan sevgi dolu bakışlarını çok kıskanmıştı.
"Olmaz dedim Gözde uzatma lütfen!" Caner'in sabrı taştı taşacaktı. Gözde'nin Arven'i kıskandığını biliyordu kim bilebilirdi ki Gözde sayesinde aralarının bozulacağını. Gözde aklındaki planı gerçekleştirmek için
Canerin peşini bırakmıştı. Arven'in odasının önü boştu herkes kafe de olmalıydı.
Odayı kontrol ettiğinde Arven'i gördü iki saattir Amcası ve Yengesinin uyanmasını bekliyordu eni sonunda onlarında kafeye girmesi ile odadaydı şimdi tek başına. Arven yavaş yavaş uyanmaya başlarken sırıttı Gözde.
"Tünaydın abla" dedi Arven daha ne olduğunu anlamadan Gözde Arven'e baktı sinsice.
"Caner abimi benim elimden almak neymiş öğreneceksin Arven!" derken sesi fazlasıyla hırslı ve öfke dolu çıkmıştı.
"Abimi senin elinden falan aldığım yok Gözde o benimde abim farkındaysan!" dedi Arven iyice sinirleniyordu.
"Yok ya iki günlük bişeysin sen nereden abin oluyor Caner abim senin he!" dedi bağırarak. Bu sözler karşısında Arven rahat durmayıp, "Senden çok seviyor beni farkındaysan abim!" dedi.
Ve Bu sefer Gözdenin söylediği sözler bardağı taşıran son noktaydı; "Sen o evde sevilmiyorsun bile sırf sana acıdıkları için seviyormuş numarası yapıyorlar yoksa senin gibi bir zavallıyı kim istesin hı!?" Der demez yüzüne inen tokat Arven'dendi.
Tokatın etkisiyle yana düşen kafasını tutan Gözde bağırarak ağlamaya başlamıştı. Sesleri duyan doktorlardan birisi Caner'e haber verdi. Caner odaya girdiğinde Ağlayan bir Gözde ve Sinirden kıpkırmızı olmuş bir Arven beklemiyordu.
"Noldu burda Arven?" dediğinde Arven tam ağzını açacaktı ki Gözde ağlayarak Caner'in yanına gitti. "ABİ! ARVEN ABLA BANA TOKAT ATTI!" diyerek sarıldı.
Caner Arven'e hayal kırıklığı ile bakarken Arven bakışlarını görüp kendini açıklamaya çalıştı. "Abi bana neler dediğini bilmiyor-"
"Arven sus lütfen kendini dibe çekme!" dedi Caner sinirle nasıl vurur diye geçirdi içinden "Senden beklemezdim Arven lütfen açıklama kendini bunun bir açıklaması olmaz." dedi ve çıktı Arkasında kalbi paramparça bir kız bırakarak gitti o odadan. Arven'e güvenmek yerine Gözdeye güvenmişti fakat gerçekleri öğrenince birdaha Arven'in kalbini toplayabilecek miydi; Ya Gözdeye güvenebilecek miydi?
Arven Alkay
Bırakmıştı! benim yerime sülüğe güvendi! o aptal kıza güvendi!
Sinirden kendi kendimi yerken odanın kapısı açıldı gelen kişi Hakan abimdi onu odadan çıktıklarından beri görmemiştim. Üç saattir kimseyi odaya almamıştım. Olayı öğrenen ailem daha doğrusu abiler ve kardeşim olacak şahıslar bana kızmayı tercih etmiş, yengemler de bunu beklemiyor olacak ki hiç odama dahi girmemişti hep sülüğün yanındalardı.
Sadece halam bana inanmıştı annem, babam ve ikizim de benim tarafımdaydı Caner abim beni dinlemek istemiyordu.
"Güzelim ben kamera kayıtlarına bakmalarını söyledim senin böyle bir şeyi boşuna yapmayacağını biliyorum ne dedi o sana?" diye sordu. Kamera kayıtlarında çıkacaktı her şey o zaman görecektim ben Caner abimin suratını.
Kalbimi çok kırmıştı benim cidden öylesine vurduğumu düşünmüş olamazdı!
"Bana Caner abimi onun elinden aldığımı, beni bu evde sadece acıdıkları için sevdiklerini, iki günlük bişey olduğumu ve zavallı olduğumu söyledi bende anlık sinirle tokat attım Caner abim de beni dinlemeyip o sü- ay Gözde salağı ile gitti bana da senden beklemezdim dedi kendimi açıklayacaktım susturdu beni dinlemiş olsaydı kalbimi bu derece kırmazdı!" dedim o anları tekrar yaşarken sinirle.
"Anladım abim şimdi kamera kayıtlarında her şey ortaya çıkar" bana sarılmasıyla bende ona sarıldım iyiki vardı.
"Seni yanıma alacağım bir kaç günlüğüne ya da iyileşene kadar bende kal kafanı dinlersin hem" dedi aslında mantıklıydı biraz kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı. Peki ya abim?
"Abim o ne olacak?"
"Onu ben halledeceğim güzelim sen merak etme." Anlımdan öptü ve devam etti. "Ben bir ne yaptıklarına bakayım tamam mı annenler de yanına gelsin" diyerek odadan çıktı. Hakan abimin abimden bir farkı yoktu oda her zaman benşm yanımda durmuş abilik yapmıştı bana. Beş dakika sonra da annem, babam ve ikizim girmişti odaya.
Ayaz: "Arven'im " Yanıma gelerek yavaşça sarıldı.
Annem "Kızım kamera kayıtlarına bakacaklar şimdi eğer seni biraz olsun tanıdıysam sen boşuna böyle yapmazsın sana inanıyorum." dedi haklıydı.
Babamda annemi onaylayarak "Evet kızım Halan, Enişten,Annen,ikizin ve ben sana inanıyoruz." ona gülümseyerek başımı salladım "Her şey kamera kayıtlarında ortaya çıkacak zaten Gözde'nin dedikleri cidden sabrımı taşırmıştı dediğim gibi boşuna vurmadım."
Aradan neredeyse yirmi dakika geçmişti. Kapının çalınmasıyla odaya önde Caner abim olmak üzere diğer kişiler de girmişti. Caner abim bana bakmadan elindeki bilgisayarı yatağın önündeki masanın üzerine koyup cabinden çıkardığı flaş belleği taktı. Odada öncelikle Annemlerin çıkışı sonra da Gözde'nin odaya girişi vardı sonrası zaten ben uyanıyordum.
"Tünaydın abla." diyordu gözde abla demesi bile çok gıcıktı.
"Caner abimi benim elimden almak neymiş öğreneceksin Arven!" Hah! Önce abla deyip sonra da Arven diyor ya o beni çıldırtmıştı.
"Abimi senin elinden falan aldığım yok o benim de abim farkındaysan!"
"Yok ya iki günlük bişeysin sen nerden abin oluyor Caner abim senin he!?"
Bende daha fazla sinirlenerek konuşmaya devam etmiştim "Senden çok seviyor beni farkındaysan abim!" demiştim.
"Sen o evde sevilmiyorsun bile! Sırf sana acıdıkları için seviyormuş numarası yapıyorlar yoksa senin gibi bir zavalıyı kim istesin hı?" Dediğinde dayanamamış tokat atmıştım.Çünkü o kadar kötü söze karşı kim olsa tokat atardı az bile yapmıştım!
Caner abim bir hışımla Gözde'ye dönerken ifadesizdim Hakan abimin elini tutuyordum.
"Gözde! ne bu sözler!?" diyen kişi Mahir abiydi "A-abi-"
"Abi deme! Bir, o senin büyüğün saygı duymak zorundasın. İki, KİMSEYİ BÖYLE AŞAĞILAMAYA HAKKIN YOK ANLADIN MI BENİ?" Dedi bağırarak.
Gözde Caner abime üzgünce bakıyordu Sülük işte!
Caner abimin gözleri bana dönerken boş boş suratına bakıp ondan başka tarafa çevirdim gözlerimi Babama bakıp "Ne zaman çıkabilirim?" dedim.
"İstersen bu gün çıkabiliriz"
"Ben sizinle gelmeyeceğim baba." dediğimde bana kaşlarını çattı "Nasıl sizinle gelmeyeceğim? Nereye gideceksin?"
"Hakan abimin evinde kalacağım bir kaç günlüğüne malum kafamı toplamam gerek lütfen izin verin vermeseniz bile gitmek istiyorum.
Dedim kesin bir sesle Azat, Mahir abi ve Gediz abi aynı anda.
"Ama daha seninle vakit bile geçiremedik kuzen!"
"Ama daha seninle vakit bile geçiremedik kuzen!"
"Ama Arven abla daha seninle düzgünce kaynaşamadık ki!" dediler.
"Lütfen bunu erteleyelim cidden kafamı toplamam gerek her şey üst üste oldu." dedim hepsi üzgünce başını salladığında gülümsedim "Kızım seni bu halde hiç bir yere göndermem!" Annem gözleri dolu dolu söyledikleri ile hayır anlamında kafamı salladım.
"Anne lütfen beni de anla." dedim sessizce.
"Seni anlıyorum kızım ama bu halde nasıl göndereyim seni?" Anlaşılan bu konu uzayacaktı.
۞۞۞
Sonunda annem iki saat boyunca ısrarlarım sonucunda izin vermişti sadece bir şartı vardı eve gidip beni duş aldıracaktı bir güzel sonra da yemek yiyip gitmemi istemişti bende hayır dememiştim.
Evin önünde durduğumuzda Caner abimin ve Alper'in arabaları da arkamızda durdu. Hastaneden bu yana yüzüne bile bakmamıştım Caner abimin. Bakmayacaktım da
Yürürken karnıma kramplar giriyordu doktor bunun normal olduğunu söylemişti.
"Güzelim ben seni burada bekliyorum tamam mı işini çabuk bitirip gelirsin" Hakan abinin söylediği şeyi hemen red ettim "Olmaz abi ya geç içeriye otur bekle iki dakika!" dedim kızarak dışarıda beklemesine asla izin veremezdim.
"Zahmet olmasın size güzelim beklerim ben burada." dedi ısrarla ama ben izin verirmiyim? HAYIR!
Babama söyleyip içeriye girdik. Annem beni direkt odama götürüp banyoya geçip suyu hazırlamamı istedi. Bende banyoya geçip küvete suyu hazırladım. Kıyafetlerimi çıkarıp içine girdim. Annem de gelince saçlarıma şampuanı sürüp ovmaya başladı. Günün verdiği sıkıntı ile gözlerimin dolmasını engelleyememiştim. Annem de sırtımı görüp ağlamaya başlamış̧tı ikimizde ağlıyorduk...
Banyo bitmişti, Annem beni sanki bir bebeğe bakıyormuş̧ gibi kurulayıp giydirmişti.
Şimdi ise hazırlanıyordum. Üzerimde bol bir eşofman takımı vardı.
Çantamı da alıp aşağıya indim Hakan abi ve babam konuşuyordu. Hakan abi beni fark edip yanıma geldi. "Gidelim mi?" dedi.
Başımla onaylayarak salladığımda annem yanıma geldi sarılınca bende karşılık verdim.
"Güzel kızım kendine çok dikkat et tamam mı? Bak ağrın olursa direk babanı ara gelsin alsın seni. Oraya gidince de yemeğini ye aç kalma."
Sanki ölüme gidiyormuşum gibi davranıyordu.
"Tamam anne sen merak etme." dedim
Babamda bana sarılınca karşılık verdim kuzenler ve Ayaz'la da sarıldıktan sonra nihayet evden çıkmıştık.
✫✫✫
Hakan abimle beraber eve girdiğimizde kendimi koltuklardan birine bıraktım. Diyemeyeceğim çünkü hala karnım feci halde ağrıyor!
"Aç mısın?"
"Kurt gibi acıktım valla abi uyanır uyanmaz resmen boğdular beni!" Hakan abim başını sallayıp odadan çıktı yemek sipariş edecekti büyük ihtimalle.
Bilmem kaç dakika sonra Hakan abi geri odaya girdi. Oda yorgun görünüyordu haklıydı sabahtan beri hiç bir şekilde yanımdan ayrılmamıştı.
"Güzelim yemeği sipariş ettim yarım saate kadar gelir." Diyerek oda kendini
çaprazımda olan koltuğa bıraktı.
Yarım saat boyunca telefonda takılmıştım kapının çalması ile Hakan abi kapıyı açmaya gitti.
Elinde yemeklerle geri döndüğünde hamburger olduğunu gördüm karnımın ne kadar acıktığını şimdi daha fazla anlıyordum.
"Öyle aç kurt gibi bakacak mısın yoksa yemek mi yiyeceksin?" Alayla söylediklerine kıkırdadım ve yemeğimi yemeye başladım.
"Az yavaş ye boğulacaksın!" dedi Hakan abi. Ağzım dolu dolu konuştum. "Ama napayım? Tadı çok güzel bunun!" dedim.
Hakan abi kahkaha atarak ağzına patates attı. Böyle böyle derken gece biri bulmuştu uyumamız daha doğrusu Hakan abi on iki de uyumuştu bende on ikide uyumaya çalışmıştım ama uyku tutmadığı için film izlemiştim.
Daha fazla uykuya dayanamayıp uykuya daldım.
᯽᯽᯽
(1 Hafta Sonra)
Buraya gelelim bir hafta olmuştu ve ben kendimi daha iyi hissediyordum.
Kafamı da toparlamıştım Bana inanmayıp güvenmeyen abilerim ve kardeşim yoktu. İkizimi, Annemi ve Babamı özlemiştim onlarla da her gün telefonla konuşuyorduk. Hava karamaya yüz tutmuşken marketten çiğ köfte almak için evden çıktım Hakan abinin önemli bir işi olduğu için gitmişti. Aşağı sokaktaki markete giderken izlenme hissine kapılıp etrafıma bakındım. Kimse yoktu.
Sonunda markete ulaştığımda içeriye girdim. Dolabın olduğu kısıma geldiğimde 5 tane çiğ köfte aldım.
Hakan abi zaten ayı gibi yediği için üç tanesi ona anca yeterdi. Bende iki taneyi zor bitirirdim büyük ihtimalle.
Kasadan çiğ köftelerin geçişini izleyip kaç tl tuttuğunu sordum.
Parayı verip marketten çıkınca eve ilerlemeye başladım. İzlenme hissi hala gitmemişti. Sokak bomboştu arkamdan adım seslerinin gelmeye başlamasıyla korkum kat kat arttı tabii ki bende aptallık edip bir ara sokağa girdim o anki panikle.
Kahretsin! çıkmaz sokakmış! arkamı döndüğümde yanılmadığımı anladım tam karşımda yüzünde maske olan uzun boylu siyah kapşonu ile kafasını kapatmış altında siyah dar pantalon olan adama korku ile baktım.
"K-kimsin sen?" sesim fısıltıyla çıkmıştı adam bana daha fazla yaklaşırken korkudan iyice arkaya doğru adımladım sırtım duvarla buluşunca sertçe yutkundum.
Adam bana yavaşça yaklaşıyordu gözleri çok tanıdıktı.
Tam karşımda duran adama baktıkça kalbim sıkışıyordu. Adam elini kaldırdığında kollarımı yüzüme siper ettim fakat o vurmadı maskesini indirdi. Yüzüne dikkatle baktığım kişi... Abimdi?
☼︎☼︎☼︎