Arven Alkay
Gözlerim dolu dolu karşımdaki abimin varlığının gerçek olup olmadığını algılamaya çalışıyordum.
"Bu bir şaka mı?" diyerek devam ettim titreyen sesimle. "B-bu şaka olmalı! Karşımda olamazsın inanmam!" Bağırarak ellerimi saçlarıma geçirdim.
"Lütfen sakin ol..." fısıltısı kulağıma iliştiğinde kaskatı kesildim oydu gerçekten oydu sesini yıllar sonra duymanın verdiği güzel his vardı içimde. Ama kızgındım.
"Abi... sen yaşıyorsun ama mezarın vardı ben vakit buldukça mezarına gelirdim. S-senin mezarın gerçek değil miydi?"
"Değildi anlatacağım, her şeyi anlatacağım ama önce lütfen sana sarılayım Arven lütfen..." Abim bana yaklaşmaya başlayınca abime doğru koşup sarıldım karnımdaki yara daha tam geçmediği için ağrımıştı dudaklarımı birbirine bastırıp ağrının geçmesini bekledim.
Sarılmamızı bozan telefonum olmuştu. Telefonumu hemen cebimden çıkartıp arayana baktım.
Tavuk Pilav'ımm 💘 arıyor...
Telefonu direk açıp kulağıma koydum. Açar açmaz Hakan abimin endişeli sesi geldi.
"Arven! nerdesin sen? neden haber vermeden çıktın eve geldiğimde seni göremedim korkudan öldüm be kızım!" dedi.
"Abi endişelenme markete çıkmıştım zaten iki üç dakika önce çıkmıştım endişelendirdiğim için özür dilerim."
"Güzelim korkuttun beni çabuk eve gel.Ve senin sesin neden böyle ağladın mı?" diye sorunca abime baktım.
"Eve gelince neden ağladığımı öğrenirsin Hakan abi sadece eve gelmemi bekle."
☢︎︎☢︎︎☢︎︎
"AKLIM ALMIYOR ULAN NASIL ARAF NASIL HABER VERMEZSİN BİZE!? BUNU YAPMANIN MANTIKLI BİR AÇIKLAMASI OLAMAZ! ULAN SENİN KIZ KARDEŞİN NELER ÇEKTİ HABERİN VAR MI HE? O KIZ DEFALARCA ÖLÜMDEN DÖNDÜ YETMEDİ PİSKOLOJİSİ ALT ÜST OLDU! SEN BİR HABER VERMEYİ ÇOK MU GÖRDÜN LAN BİZE!?" abimler odaya çekilmiş benim uyuduğumu sanarak konuşuyorlardı ama ben duyuyordum abimi Hasan'ın tehdit edip yolladığını, abimin de buna mecbur kalıp gittiğini, sahte mezar ile öldüğüne inanmamızı her şeyin yalan olduğunu anlamıştık. Abim daha bir hafta önce yurt dışından dönmüş ve eve gitmiş evde de bizi bulamayınca aramış benim de hastanede olduğumu bulup beni takip etmiş biz hastaneden çıkarken bile izliyormuş beni. Duyunca kızmıştım kendime nasıl hissetmemiştim abimin varlığını? O adam abimi beni öldürmekle tehdit etmiş eğer abim bana sevgi ile yaklaşırsa her şeyin kötü olacağını söyleyip abimi yurt dışına yollamış abim de mecburiyetten kimseye hiç bir şey söylememiş, o cesette abime ait değilmiş sadece mumdan heykele benzer kanlı cesedi göstermişler sadece bana peki ben nasıl inanmıştım? sonrasında abim yurt dışında farklı bir kimlikle yaşamış bu zamana kadar.
"Hakan yapamadım ona zarar gelmesini istemedim. Eğer Arven ile konuşur ve ya yakınına yaklaşırsam Arven'i öldürmekle tehdit etmişti. Nasıl kardeşimin ölümüne göz yumardım sen söyle?" abim üzgün sesle söylüyordu ama Hakan abinin siniri dinmek bilmiyordu.
"Kardeşim sen ölmesin diye gittin de bu kızı ölmekten beter etti! Kız iki hafta boyunca Hasan'ın yanında kaldı. Herkese yaptığı şeylerin videosunu gönderdi! bak!" dediğinde sesler kısık kısık geliyordu. Sanırım benim oradaki görüntülerimi izletiyordu. Uykum iyice gelirken abimin sesini duymuştum.
"N-ne bu olamaz! Hayır, hayır hayır! Ona zarar vermeyeceğine söz vermişti! Bunu yapmış olamaz!" Bağırarak söylediklerinden sonra Hakan abi ve Abim konuşmaya devam etmişti.
Aradan geçen beş dakikada hala uykuya direniyordum. Sonunda kaldığım odanın kapısı açıldığında abim olduğunu anlamıştım. Sıkıntıyla verdiği nefesin ardından yanıma uzandı. Uykuya yenik düşmeden önceki duyduğum son sözler şunlar oldu,"Özür dilerim... çok özür dilerim güzel kardeşim..."
𖦹𖦹𖦹
Sabah kalktığımda yanımda abim yoktu. Ellerimi yumruk haline getirip gözlerimi ovdum. Yataktan kalkıp banyoya girdim hava bu gün çok sıcaktı o yüzden soğuk bir duş alıp çıktım evden getirdiğim kıyafetleri giydim.
Aşağıya indiğimde Hakan abi ve Abimin oturduğunu gördüm. "Yemek yemeyecekmiyiz abi?"
"Yok güzelim biraz önce Baban aradı orada kahvaltı yapacaksınız." Hakan abinin cevap vermesiyle başımı salladım.
"Ben bir arayayım babamı." diyerek telefonumu çıkardım. Babamı arayıp telefonu açmasını beklemeye başladım abim çok tuhaf bakıyordu.
"Alo kızım"
"Baba günaydın"
"Günaydın geleceksin değil mi yanımıza Hakan'a söylemiştim sana söyledi mi?" kıkırdayıp cevap verdim.
"Merak etme söyledi Baba birazdan geliriz tamam mı?" Dedim beni özlediğini sonuna kadar hissediyordum.
"Seni çok özledik kızım çabuk gel de o kokunu içime çekeyim!" Diyerek kıkırdadı.
"Tamam baba bak gör mucizeyi nasıl da ordayım" Ben bu sözleri nerden öğrendim lan!?
Oha lan da diyorum bozuldum iyice!
Tövbe tövbe.
"Hadi hadi oyalamayayım seni de çabuk gel." Telefonu kapattığında kahkaha attım.
"Noldu civciv ne diyor Baban?" Hakan abi soruyu sorarken abim sessizdi.
"Babam beni çok özlemiş de ondan dolayı gelecekmisiniz diyor çabuk gitmeliymişiz yoksa hasretimden yataklara düşermiş.Hatta hastanelik olurmuş!" Tamam birazcık çok azıcık abartmış olabilirim....
Hakan abi gülerken yalandan kaşlarımı çattım. "Ne gülüyosun ya doğruları söylemek suç mu oldu?"
"Yo-yok hahaha suç değil hayal dünyan çok mu gelişti kızım senin?" dedi kesik kesik gülerken. Abime baktığımda yüzümdeki gülüş soldu. "Abi?"
"Efendim güzelim?" sesini normal çıkartmaya çalışıyordu ama yanılıyordu ben yutmazdım.
"İyi misin?" dedim. Kafasını sallayarak beni onayladı. "İyiyim iyi olmasına da... senden şüpeliyim. Yaşadığın şeyler kolay değil kardeşim, karıştırılman, Babam üstelik bir de ön yargılı abilerin varmış. Abi demişken onlara abi diyor musun? Benden çok seviyor musun? Yada onlarla uyuyor musun?" Nefessiz konuşunca Hakan abi yine dayanamayıp güldü. "Sakin ol Araf ben gördüm tek bir tanesine abi diyor ha birde ikizi ve Ergen velet var."
"Oha!oha! aşiret kızımısın bana doğru söyle Arven?" Dedi abim şokla.
"Abicim daha baba tarafı ve Anne tarafı kuzenleri tam olarak tanımıyorum aşiret miyiz oda belli değil ama taş gibi bir yengem var görmen gerek manken manken offf harika var yaa." dedim ballandıra ballandıra anlatırken.
"Lan saçmalama güzel kardeşim ya sen nasıl bu hale geldin kim getirdi seni bu hale bu sözler ne ay bana bir şeyler oluyor!" elini kalbine koyarak inanmaz gibi bana baktı.
"Ya abi sakin ol ya bak valla geçircem kafana bir tane o olacak he." dedim Sağ elimi sallarken abim şoktan şoka giriyordu. Herşey çok hızlı gidiyordu abimi tekrardan bulmuştum sanki her gün berabermişiz gibi davranıyorlardı.
Belkide kaybettiğiniz zamanı telafi etmek istiyordur.
Doğru dedin Kuzgun ayrı kaldığımız zamanları telafi ediyordur belki.
RUH HASTASI DELİ YAKINDA AKIL HASTANESİNİN BAHÇESİNDE KAFANDA HUNİ İLE FOTOĞRAF DA ÇEKERSİN SEN!
Allah bana sabır yerine seni vermiş Kuzgun sus ve git hadi.
Aman be her saat başı neden senin iç sesin olduğumu sorguluyorum.
Sorgula.
ok.
Bb.
"Tövbe yarabbim Civcivciğim iyimisin acaba?"
"Hı?"
"Diyorum ki sabahtan beridir kaşlarını bir çatıyorsun, bir havaya kaldırıyorsun noluyo kız sana?" Dedi hayretle ben cidden kuzgunla konuşurken böylemiydim ya?
"Ha şey Kuz- Amaan şey işte ya bişey düşünüyordum." dedim. Kuzgun ile konuştuğumu bilmese de olurdu yani.
"Ne düşündüğünü sorup piskolojimi bozmayacağım sen tam gaz devam güzelim." dedi ellerini kaldırarak.
"Yürüyün hadi gidelim bizi bekliyorlar daha doğrusu Arven'i."
߷߷߷
Evin önüne geldiğimizde koruma abi bey kapıyı açtı. Bahçeye girdiğimizde Annemlerin bahçede kahvaltı yaptıklarını gördüm.
"Arven abla geldi!" Azat'ın neşe ile çıkan sesine gülümsedim.
"Hoş geldin kızım." Annem hızla yanıma gelip sarılınca diğer aile üyeleride sofradan kalkıp yanımıza gelmişti.
Abimi daha kimse fark etmemişti Caner abi hariç. "Bu kim?" Dediğinde Babam ve diğer kişiler de fark etmişti.
Daha ben konuşmadan abim "Seni ilgilendiriyor mu kim olduğum asıl sen kimsin?" dedi ters ters Caner abimin onunla konuşma şeklini sevmemişti sanırım.
Babam "Kızım harbiden kim bu bey oğlum?"
"Abisiyim!" bir durda konuşayım abi!
Caner abim yerine Berk kahkaha atarak cevapladı. "Biz de yedik he Arven bize abisinin öldüğünü söyledi." dedi.
"Ya yaşıyorsam o zaman ne bok yiyeceksin sarı çiyan?" dediğinde Berk kıpkırmızı oldu. "Sarı.Çiyan.Öyle.Mi?" dedi tane tane.
Abim bela arıyormuş gibi başını salladığında "Evet sarı çiyan anlama kıtlığın mı var?"
"Yok bu çok kaşınıyor!" koşarak abimin yakasına yapışıp kafa attığında çığlık attım. Berk ve Abim bana dönünce
"ABİM O BENİM! ABİM!" dedim bağırarak.
Herkes bana şokla bakarken ben sinirliydim ne hakla abime saldırıyordu!?
"N-ne abisi öldü demişti-" Berk şaşkınca konuşurken sözünü kestim.
"Evet öldü dedim ama ölmemiş işte abime kim olarak saldırıyorsun sen ha? kim?!" sesimin yüksek çıkmasını umursamadım.
"Abin olarak Arven!"
Elimle Abimi gösterirken Alayla karışık sinir ile "Pardon benim bir tane abim var oda her zaman sırtımı yaslayabileceğim, (Caner abime baktım.) bana güvenen bir abim var işte tam da yanımda gördüğünüz kişi!" Dedim.Kimse benden böyle bir çıkış beklemediği için Berk ve Caner abim suçlulukla kafasını eğerken kuzenler de şoktaydı tabii. Alper de eskisi gibi bakmıyordu bana. Erdem desen o ayrı trende ben ayrı garda.
Abimin yaşıyor olma ihtimalini vermiyorlardı bende vermemiştim ama gerçekten yaşıyordu. "Biz de senin abiniz Arven, bizi görmezden gelemezsin üvey abin gerçek abin değil ama biz senin gerçek abileriniz." Dedi Berk.
"Berk, sizler benim biyolojik abilerim olabilirsiniz ama abimin yerini tutamazsınız asla bunu bana karşıma geçip aşağılayıp, ağza gelmeyecek sözler söyleyip, yüzüme karşı nefretini haykırırken düşünmeliydiniz hangi biriniz kendini benim yerime koydu? Sizler zorluk yaşadıysanız bende yaşadım o zorlukları. Erdem'in de dediğinin tam tersi ben el bebek gül bebek büyümedim bunun da en büyük şahidi abim!" Çok uzun konuşmuştum hepsinin gözleri benim üzerimdeydi abim Berk'in yanından benim yanıma gelip elini belime attı.
Abim. "Arven değil asıl aşağılık olan sizsiniz bu birincisi. İkincisi de bir kişi bile Kız kardeşime en ufak bir laf ettiğinizi, onu küçük düşürdüğünüzü ve kırdığınızı duyarsam... kardeşimi de alır yurt dışındaki evime giderim kimse de buna engel olamaz!" sesini yükselterek konuştuğunda babam araya girdi.
"Kimse kızımı hiç bir yere götüremez. İçeriye geçip sakin bir şekilde konuşalım lütfen evladım." babamın sakinliği hayra alamet değildi ya ne bu sakinlik az kaos kaos! Bu arada Mahir ve Gediz ortalarda gözükmüyordu nerdelerdi acaba? biraz önce burdalardı.
Sen bozuldun Arven ben eski Arven'i istiyorum ne bu böyle? hanım hanımcık olcaksın.
Şazi sabrımın sonlarındayım bak
Allah sana sabır yerine beni vermiş beğenmemek senin suçun!
Allah keşke bana sabır verseydi. Trip atıyo bide. Ey güzel Allah bana kendi iç sesim de trip atacaktı da ben mi görmeyecektim keşke görmeseydim.
Asıl ben senin iç sesin olmaktan utanıyorum ruh hastası deli!
Of Şazi of!
ok.
Ok ne be!?
ok.
Sg.
"Peki geçelim." Abimin konuşmasıyla Şazinin hayal aleminden ayrıldım.
Hep beraber içeriye geçerken bir yanımda Azat bir yanımda da abim vardı. Odaya girdiğimizde Abim ben ve Azat üçlü koltuğa, abi takımı ve kalan kişiler de de diğer yerlere oturmuştu. Abim, abi takımına öldürecekmiş gibi bakıyordu.
Babam boğazını temizleyip konuşmaya başladı. "Oğlum, öncelikle (Abi takımına ters ters baktı) oğullarım adına senden özür dilerim. Arven bize senin öldüğünü söylemişti sende abisiyim deyince şaşırdılar."
Abim, abi takımına sırıtıp. "Anladım zaten belli ediyorlar şaşırdıklarını. Bu arada isminiz neydi?" Dedi.
"Ben Pamir, sende Araf olmalısın... Arven senin mezarına giderken söylemişti bize ismini." O gün iyi şeyler olmamıştı özellikle de araba çarpma kısmı.
Babam da o günü hatırlamış olacak ki sonlara doğru sesi kısık çıkmıştı.
Abim konuşmaya başlayacakken odaya
Gediz girdi nefes nefese. "YA BABA MAHİR BANA İKİDEBİR YAVŞIYOR!" Ben gülmeye başladığımda diğerleride bana katıldı o sırada içeriye kıvırta kıvırta giren Mahir daha da gülmemize sebep oldu.
"Ayol ne yavşaması ben mi ay yok bee saçmalamayın lütfen ne varmış yani öpüp, iltifat ettiysem?" dedi tripli tripli.
"ULAN ŞEREFSİZ SORUN DA ORADA YA HER GÜN BUNU YAPIYORSUN BIKTIM BE!" Gediz sinirle Mahir'e bakarken Mahir'in umrunda bile değildi.
Abim kulağıma eğilip "Burası normal değil güzel kardeşim sen gel benle kal." kesin sesi kulaklarıma dolduğunda gülümsedim. Mahir ve Gediz hala kavga ederken annemler de gülüyordu.
Abim homurdanarak ayağa kalktı. "Pamir bey lütfen sessiz bir yerde konuşalım." dedi.
Babam başını sallayıp ayağa kalkınca evdekiler Babamlara dikkat kesildi.
"Tabii oğlum gel çalışma odamda konuşalım." abim kafasını sallayarak babamla odadan çıktı babam çıkınca diğerleri de kaldıkları yerden devam etti. Azat beni dürtünce ona baktım.
"Arven abla."
"Efendim Azat'cım?"
"Şey hani fazla tanışma fırsatımız olmadı ya... şey işte bana kendini anlatır mısın mesela neler yapmaktan hoşlanırsın?" dedi çekingence. Bende saçlarını karıştırıp. "Tanışalım bakalım. Ben gitar çalıp ,şarkı söylemeyi ve resim yapmayı çok severim. Peki sen?"
Dedim bana gülümseyerek bakarak cevapladı.
"Bende sadece müzik dinlemeye bayılırım."dedi müzik dinlemeyi sevdiğini duyunca "O zaman bir gün sana şarkı söylerim nasıl fikir?" Azat sözlerimi duyar duymaz kafasını salladı şapşal çocuk.
Onun bu haline kıkırdayarak yine saçlarını karıştırdım o sırada Efe yanımıza gelip direk bana baktı. "Benimle gelebilir misin? yani senin için de bir sorun olmazsa?" dedi.
En başında bana ters ters bakan ve canımı yakacak sözler söyleyen o değilmiş gibi karşımda utançtan kıpkırmızı kesilmiş, pişmanlıkla bana bakan bir Efe vardı.
"Peki konuşalım." dedim.
Efe önden giderken bende onu takip ediyordum. Eni sonu Efe'nin odasına girdiğimizde kapıyı kapattı.
"Ne söyleyeceksin Efe?" Dedim dayanamayarak.
Gözlerimin içine bakarken konuşmaya çalıştı ama başaramadı bakışlarını kaçırıp yere bakmaya başladı.
"Ben... özür dilerim. Yemin ederim isteyerek yapmadım Zuhal bana çok zarar verdi. Korktum... onun gibi olacaksın diye korktum." Dedi. Şaşırmıştım ben tam konuşacakken beni susturdu.
"Yalvarırım konuşma, eğer konuşursan anlatamam." Başımı salladığımda anlatmaya başladı.
"Zuhal ben beş ve ya altı yaşıma kadar bana hep iyi davrandı. Daha sonrasında annemler evden gittiğinde Arkadaşlarını eve çağırıp benimle alay ederdi onların yanında bazen beni odama kilitleyip annemlerin geleceği sırada çıkartırdı beni tehdit ederdi söylememem için annemlerin yanında bana iyi davranırdı. Hatta bir keresinde annemlere söylemiştim Annemler bana inanmayıp Zuhal'e inanmıştı. Çünkü tek kız oydu." Deyip sustu. Duyduklarım karşısında Zuhal'e olan nefretim kat kat artarken Efe'yi kendime çekip sıkıca sarıldım. Ah şu merhametim!
Efe'nin kollarım arasındaki bedeni kasılırken ağlamaya başladı. "A-abla çok özür dilerim. Hayvanlık ettim seni üzdüm, sana kötü şeyler söyledim çok... çok özür dilerim n'olur beni affet senden beni hemen affetmeni beklemiyorum ama bana kırgın bakma." Dedi. Kollarım daha sıkı sararken Abla dediği yerde takılmıştım o kelime başkaları için basit olabilirdi ama bana göre basit değildi küçükken hayalini kurduğum kardeşim gerçek olmuştu ve ben... ben onu affedecektim.
Hiç sesimi çıkartmadan ona sarılmaya devam ettim.
Bunu ona söylemeyi düşünmüyordum tabii.
Seninle en başından daha güzel bir abla-kardeş ilişkimiz olabilirdi velet...
♡♡♡
Hellooooooo canlarım az önce yorumlara bakarken bir okurumun daha hızlı bölüm atabilme şansım olup olmadığını sorduğunu gördüm. Bölümleri ancak gece yayımlayabiliyorum bunun nedeni de sabah 7 de evden çıkıyorum 15.40'da geliyorum okuldan sonra da futsal (kız futbolu) antrenmanım var anca eve gel sınava çalıl derken vakit geçiyor bu gün 3 bölümbirden gelebilirrrrr.
Yorumlarınız beni o kadar sevindiriyor ki hepinizi çok çok çokkkkkk seviyorummmmmm