Yeni Üyelik
13.
Bölüm

12. BÖLÜM: KAVUŞMA:

@genc_bir_yazar

Hande'nin ağzından:

 

Çiftlikte o küçük zombi kızı bulup Ceylin'i eğitmeye başlayalı iki hafta oluyordu. Ceylin'i eğitmeye devam ediyorduk Ceylin hiç fena değildi silah dışında Jacob ile birlikte Ceylin'e dövüşmeyi ve bildiğimiz sağlık ile ilk yardım tekniklerini de öğretmiştik.

 

Bunları öğretiyorduk ama henüz çiftliğe o kızın nasıl geldiğini ya da kimin getirip öyle zincirli halde bıraktığını bilmiyorduk. Bu konu hâlâ hepimizi rahatsız ediyor ve kafamızı karıştırıyordu.

 

Umarım kısa sürede cevabını bulurduk çünkü belli ki Jacob'ın ailesi bir haftalık tatildeyken buraya başkaları girmiş ve nedense kızı bırakıp gitmiştiler.

 

O kişiler buraya tekrar gelebilirdiler o yüzden dikkatli olsak iyi olurdu. Sabah kahvaltısının ardından bahçeye çıktığımız sırada çiftlik kapısının açık olduğunu gördük.

 

Bu sabah hiçbirimiz dışarı çıkmamış veya çiftlik kapısını açık bırakmamıştık ne olduğunu sorgularken gördüğüm parlayan namlu ile herkese edilmesini söyledim.

 

Kendimizi duvarın arkasına attığımız an bir kurşun duvara saplandı. Anlaşılan daha önce buraya giren kişiler geri gelmişti. "Jacob içeri girip silahları alman lazım silahlar olmadan bunlara karşı koyamayız."

 

Jacob içeri girip silahları getirirken biz Ceylin ile duvarın arkasında duruyorduk ve kafamızı bir türlü dışarı çıkaramıyorduk ateş kesilmiyordu.

 

Jacob elinde silahlar ile gelip her birini teker teker bize uzattı. Silahları alıp duvarın kenarından çıkacakken atılan üç adet sis bombası ile öksürmeye başladık.

 

Kaçmaya çalışsakta bombaların yarattığı sis yüzünden önümüzü göremiyor ve düzgün nefes alamıyorduk. Sislerin arasından birkaç silüetin bize yaklaştığını fark ettim ama bir tepki veremeden yere düştüm ve gözlerim kapandı.

 

Suratıma atılan buz gibi bir suyla kendime gelip ağzıma dolan suyu dışarı püskürttüm. Ceylin ve Jacob'ta uyanık bir şekilde yanımda öylece duruyordu.

 

Onlar da benim gibi bir kova suyla uyandırılmıştı sanırım çünkü onların da kıyafetleri ıslaktı. İçinde bulunduğumuz depo gibi geri incelemeye başladım.

 

Baya yüksek bir tavana kirden rengi kalmamış beyaz duvarlara ve tepede bir yanıp sönen sallanan bir lambaya sahipti. Deponun her yeri camlar ile kaplıydı. Odanın içinde ellerimiz bağlı şekilde oturtulduğumuz sandalyeler dışında birkaç adım ötemizde birkaç sandalye ve bir çalışma masası daha vardı.

 

Sandalyeler ve masada oturmuş elleri silahlı birkaç kişi vardı. Silah ve malzemelerimiz adamın oturduğu masanın üzerinde öylece duruyordu.

 

Derin bir nefes alıp bakışlarını bize dikti. "Bizim mekanımızda ne işiniz vardı ?" Adamın söylediği üzerine hepimizin kaşları çatıldı. Jacob'ın aile çiftliğinin kendinin olduğunu iddia ediyordu bu adam ne sanıyordu kendini.

 

"Sizin mekân mı ? Orası benim ailemin çiftliği." Adam Jacob'ın kurduğu cümle ile Jacob'a ters ters bakıp Jacob'ı baştan aşağı süzdü. "Salgın başlamadan bir hafta önce oraya geldik ve kimse yoktu. Malzemeler ile oraya geri dönecektik ama salgın başladı ve ancak şimdi geri dönebildik."

 

"Ailem tatildeyken gelmişsiniz bende işte olduğum için kimse yoktu. Yoksa sahipsiz terk edilmiş bir yer değil orası." "Neyse ne sizi öldüreceğiz ailen gelirse onları da öldürürüz çünkü artık orası bizim yerimiz."

 

Aklıma gelen şey ile adama döndüm. "Çiftlik çevresinde bir kulübede zincirlenmiş küçük bir kız bulduk onunla bir alakanız var mı ?" "Evet organ mafyasıyız biz o kızı da organları için kaçırmıştık ama salgın başlayınca birşeyler ters gitti ve kız orada kaldı. Şimdi çoktan ölmüştür veya zombi olmuştur yazık oldu organları çok işimize yarayacaktı."

 

Adamın kurduğu cümle ile ona tiksinerek baktık küçük bir kızı alıkoymuş ve daha sonra ölüme terk etmiştiler bunlar yetmezmiş gibi umursadıkları tek şey kızın organlarıydı.

 

"Patron şunları öldürüp çiftliğe yerleşeceğiz değil mi ?" Masada oturan adam yanında ki adama dönüp gülümsedi. "Tabii ki bu aptalları başka ne yapacağız ki ?"

 

Üçü ayağa kalkıp ellerinde tabancalar ile gelip silahları kafamıza doğrulttu. "Adam bir süre beni ve Ceylin'i inceledikten sonra dudaklarını yalayıp gülümsedi.

 

"Aslında bence şu adamı öldürelim ve kızlar ile biraz eğlenelim. Elimizde bir kızıl ve siyah saçlı bomba var bu iki nimetten yararlanmadan direk öldürmek yazık olur."

 

Adamın söyledikleri ile midemin bulandığını hissettim pislik herif bizi mal olarak görüyordu. Adam bana yaklaşıp elini suratıma koydu. Parmakları dudağıma dokunacağı sırada bacak arasına tüm gücüm ile bir tekme geçirdim.

 

Adam inleyerek iki büklüm oldu ama acı içinde toparlandı. "Savaşçı bir tarafın var bunu sevdim. Umarım yatakta da bu vahşi savaşçı yanını görürüz."

 

Adam tekrar bana yaklaşıp elini göğüslerime yaklaştırırken arkamızda olan çatıda parlayan birşey fark ettim. Hemen ardından gelen silah sesiyle adam kafasına giren kurşun ile yere yığılıp kaldı.

 

Diğer adamlar ne olduğunu anlamaya çalışırken biri daha yediği kurşun ile yere yığıldı. Üçüncü adam siper almaya çalışırken bacağına isabet eden kurşunla yere yığıldı.

 

Adamın kafasını dizlerimin arasına alıp onu boğarak öldürdüm. Adam öldükten sonra ellerimi iplerden kurtarmaya çalışırken deponun kapısı ardına kadar açıldı ve bir kadın içeri girdi.

 

Vakit kaybetmeden elinde olan bıçak ile yanımıza gelip ipleri kesip bizi kurtardı. "Adamları sen mi öldürdün ?" Ceylin hepimizin aklında olan soruyu kadına sorunca kadın olumsuz anlamda kafasını salladı.

 

"Ben öldürmedim onları arkadaşım öldürdü. Hadi sizi buradan çıkaralım da buradan gidelim." Kadın elinde ki tüfek ile kapıya doğru gidip etrafı kolaçan ederken biz de masanın üzerinde olan silah ve malzemelerimizi alıp kadının yanına gidip binadan çıktık.

 

Kadına nereye gideceğimizi ve bizi nasıl bulduklarını soracakken bana doğru yaklaşan adım sesleri duydum adım sesleri yaklaşırken birden durmuştu. "S s sen yaşıyorsun." Duyduğum şaşırmış ve kekeleyen ses ile arkama döndüm.

 

İki saat önce:

 

Çeliğin ağzından:

 

İron Sam için inşaat malzemeleri ve kaynak makinesi bulup vereli iki hafta olmuştu. O günden beri Sam için iş yapmamıştım ama çevre de olan yerleri arayıp malzeme toplamış ve başta nişancılık olmak üzere birçok konuda kendimi geliştirmiştim.

 

Sığınağın içinde bir spor salonu vardı ve içinde ağırlıklar da dahil olmak üzere her türlü şey vardı onlar da kendimi güçlendirmem için baya bana yardımcı olmuştu.

 

Aynı şeyleri Melodi de yaparak kendini geliştirmiş bu süre zarfında da Derya tamamen iyileşmiş sayılırdı. Melodi Derya'nın babasının tamirci olduğunu ve Derya'nın ondan çok şey öğrendiğini söylemişti.

 

Eh sanırım araçlar ile ilgili sorun olursa küçük Derya'nın bize yardımı dokunabilirdi. Sabah kahvaltısının ardından tekrar bahçeye çıkmıştık. Bahçede dolaşırken avlu kapısının zorlanıyor olduğunu fark ettik.

 

Ellerimize tabancalarımızı aldık ve kapıya doğru ilerledik Melodi Deryayı içeri göndermişti. Kapının önünde elinde silahlar ile birkaç kişi duruyordu.

 

Arkalarında birkaç motor vardı onlar ile gelmiş olmalıydılar. Adamlar içeri girmek için kapıyı zorluyordular ama bilmedikleri şey kapının otomatik bir sisteme sahip olduğuydu.

 

Melodi'ye kafam ile işaret verince silahını sıkıca tutup hazır olduğunu baş parmağıyla işaret etti. Elimde olan sis bombasını adamların ortasına attım.

 

Adamlar sis yüzünden önlerini göremez ve kaçmaya çalışırlarken ateş ederek onları indirdik. Adamlardan biri koşarak motora yetişti ve motor ile kaçmaya başladı.

 

Adama ateş ettim kurşun motora veya adama denk gelmedi. Adam kaçarken hızla garaja girdik. Tekrar arkadaşları ile buraya gelebilirdi bu riski almamak için peşinden gitmemiz lazımdı.

Ben motorlardan birini alırken Melodi'de kızına sığınakta kalmasını söyledikten sonra ufak bir minibüs tipli araçlardan birine atladı. Kapının önüne geldiğimiz zaman benzin izleri fark ettik. Anlaşılan sıktığım kurşun boşuna gitmemişti kurşun aracın yakıt deposunu delmişti.

 

Benzin izlerini takip edince eski bir araziye geldik. Arazide depo benzeri bir bina dışında başka bir şey yoktu. Bizden kaçan adam binaya doğru sürerken önünde olan boruya dikkat etmediği için çarpıp motor ile ters takla attı.

 

Adamı uzaktan silah ile öldürdükten sonra Melodi Depo kapısına doğru ilerledi ve içeriye bir göz attı. "İçeride altı kişi var üç kişi silahlı ve diğer üç kişiyi rehin alıp sandalyelere elleri bağlı şekilde oturtmuşlar."

 

"Deponun pek çok yerinde camlar var ben uygun bir açı bulup adamları indireceğim. Ardından sen gidip onları kurtarırsın." Melodi kafasını olumlu anlamda sallayıp kapının önünde beklemeye başladı.

 

Elimde olan keskin nişancı tüfeği ile çevrede dolaşıp bulduğum bir yere yattım. Depo ve içi harika bir şekilde görünüyordu. Nişan alarak ilk adamı kafasından vurdum.

 

Diğer adamlar ne olduğunu anlamak için etrafa bakarken ikinci kurşunu yükleyip diğer adamı da indirdim. Son adamın geçtiği pozisyon yüzünden adamın kafasını göremiyordum ama ayağı görünüyordu.

 

Üçüncü kurşunu da tüfeğe sürdükten sonra tetiği çektim ve adamı ayağından vurdum. Adam yere yığılırken sandalyede olanlardan biri adamın kafasını dizlerinin arasına alıp onu öldürdü.

 

Melodi içeri girerken bende yardım etmek için yanına gittim. Melodi hepsinin elini çözüp dışarı çıkarmıştı. Yanlarına vardığım an gördüğüm yüz ile şok oldum. "S s sen yaşıyorsun ?" Bana dönünce gördüğüm yüz ile yaşadığını anladım.

 

Hande'nin ağzından:

 

Duyduğum cümlenin ardından dönünce gülerek bana bakan Çelik ile karşılaştım yaşadığına inanamıyordum. Çelik yaşıyordu ve ikimiz şu ana inanamaz halde sadece birbirimize bakıyorduk.

 

Biz hâlâ şoku atlatmaya çalışırken Ceylin birden Çeliğin omzuna atlayıp sırtına çıktı. İkisinin bu hâline kahkahalarla gülerken Çelik beklemediği için başta şok olsa da o da gülmeye başladı.

 

Çelik ve Ceylin her zaman abi kardeş gibiydiler. "Ceylin in sırtımdan." Ceylin Çeliğin sırtında başını iki yana sallayarak konuşmaya devam etti. "Olmaz Çelik gerçek olduğundan emin olmam lazım."

 

"Şu an sırtımda olduğuna göre bence yeterince gerçeğim." "Doğru Ceylin Çeliğin sırtında inip ona sıkıca sarıldı." Jacob Ceylin'in ağzından Çeliğin ismini duyunca ona yaklaşıp el sıkıştı.

 

"Memnun oldum Çelik." Çelik gülümseyip Jacob'ın sıktığı elini bıraktı. "Bende memnun oldum Jacob sonunda seninle tanıştık." Çelik sonunda bana döndüğünde ikimiz de bir adım atmak istiyorduk ama ne yapacağımızı bilmiyorduk.

 

Sonunda Çelik bana sıkıca sarılınca bende ona sarıldım. Ayrılınca direk onu soru yağmuruna tutmaya başladım. "Bunca zamandır neredeydin ? Nasıl hayatta kaldın ? Nerede yaşıyorsun ? Güvende misin ?"

 

Çelik üst üste sorduğum sorular ile ağzı bir karış açık şekilde bana baktı. Cevap vermek için birkaç kez ağzını açtı ama konuşamadan geri kapattı.

 

Bizi kurtaran kadın yanımıza geldi. "Bu konuları burada konuşursak zaman kaybeder ve dikkat çekeriz sığınağa dönelim." "Sığınak mı ?" Çelik Jacob'ın sorusuyla ona döndü.

 

"Herhalde bu dünyada ciddi anlamda güvende kalabilecek tek yer." "Oraya gideriz ama önce çiftliğe dönüp eşyalarımızı toplamamız lazım." Herkes önerimi mantıklı bulunca çıkışa yürüdük.

 

Ceylin ve Jacob bizi kurtaran kadın Melodi'nin isminin Melodi olduğunu öğrenmiştim. Ceylin ve Jacob onun geldiği araca binerken Ceylin burada yer kalmadı diyerek binmeme izin vermemişti.

 

Bende Çeliğin kullandığı motora Çeliğin arkasına binmiştim. Bir yandan sıkıca tutunurken diğer yandan Çeliğe çiftliğin yolunu tarif ediyordum.

 

Çelik yol boyunca nedense sürekli gülümsüyordu sanırım motor sürmenin verdiği hissiyattan olabilirdi çünkü süren ben olmasam bile motor yolda kayıp giderken saçlarımı uçuşturan rüzgarı hissetmek çok güzeldi.

 

Çiftliğe gidip tüm eşyalarımızı çiftlikte olan eski pikaba ve Çelik ile Melodi'nin geldiği kamyona yükledikten sonra bu sefer Melodi'yi takip ediyorduk. Sanırım bizi sığınak dedikleri yere götürecektiler.

 

Sığınak dedikleri yeri görünce ağzım açık kaldı. Burası dışarıdan bile kocaman ve sapasağlam görünüyordu. Metrelerce yükseklikte duvarlar silah ve gözetleme kuleleri dıştan görünen şeyler bile bu kadar sağlam ve iyiyse içeriyi hayal bile edemiyordum.

 

İçeri girdiğimiz de ise dışarıda gördüğüm o azıcık şeylerin sadece fragman olduğunu asıl filmi şimdi gördüğünü anladım. Çelik ve Melodi bizi bahçede indirip motor ve araç ile bir yere gittiler.

 

Ardından yanımıza gelip sığınağı baştan aşağı bize gezdirdiler. Bu sığınak ciddi anlamda tam bir kıyamet için tam teşekküllü olarak kusursuz hazırlanmıştı. Çeliğin silahlara veya kıyamet sonrası olaylara ilgisi yoktu bunu yapmış olamazdı. Ayrıca ikimiz birbirimizin herşeyimi biliyorduk o yapmış olsaydı ben bilirdim.

 

Melodi'nin de nedense böyle birşey yapacak havası yok gibi geliyordu bana. En son çeşit çeşit araçlar ile dolu garajı gezdikten sonra bir binaya geçip oturduk.

 

Melodi hepimize kahve yaparken karşılıklı oturmuştuk Melodi'ye yardım etmek için ne kadar ısrar etsekte kabul etmemişti. Oturduğumuz zaman Çelik konuşmaya ve o ilk gece neler yaşadıklarını buranın sahibini onun ölüm hikâyesini yaşadıklarını ve Melodi ile tanışma hikâyelerini anlattı.

 

Melodi de kısaca kendi hikâyesini anlatınca bizim yaşadığımız şeyleri de ben anlattım. Konuşma boyunca susan Jacob konuşmak için boğazını temizledi.

 

"Edward denen adamın hayatını kaybetmesi kötü oldu. Adam hakkında hiçbirimizin bilgisi yok ama şunu biliyoruz böyle birşey yaşanacağını er geç biliyordu. Bu yüzden bu kadar sağlam bir sığınak inşa edip bulabildiği lazım olabilecek herşeyi topladı."

 

"Ne yazık ki sığınakta onun hakkında birşey bulamadım. Bulduğum şeylerin hepsi hayatta kalma ve sığınak ile ilgili bilgiler içeren notlar. Ha bir de zombi türleri ile ilgili bir not defteri var. Dediğin gibi salgının başlayacağını er geç biliyordu bu kesin çünkü o notlar arasında karşılaştığım zombiler var ve eminim o notlarda gördüğüm ama karşılaşmadığım zombiler de vardır."

 

"Zombi türleri mi ?" Ceylin'in sorusunu Çelik bozuk bir moral ile kafasını sallayarak onayladı. "Farklı özellik duyu ve algılama sistemine sahip farklı zombiler var. Mutant ve hayvan zombiler de var. Geçenlerde bir ayı zombi ile savaşmak zorunda kaldım. Onu öldürdüm ama dişlerini koluma fena geçirdi."

 

Çelik kazağının kolunu sıyırıp biraz eskimiş ama hâlâ fark edilen yaralı diş izlerini gösterdi. "Hayvan zombiler ile ilgili tek avantajımız virüs onlardan bulaşmıyor ama yine de ölümcül ve çok tehlikeliler. Virüs hayvan zombilerden bulaşmasa da diğer bütün zombilerden bulaşıyor."

 

"Neyse zor bir gün atlattınız biraz dinlenin isterseniz duş alın. Binanın içinde odalar ve banyolar var gerçi her odanın kendi banyosu da var. Bu binada kalmak istemiyorsanız yaşam alanlarında evler ve büyük binalar var orada kalabilirsiniz."

 

Hepimiz burada kalacağımızı söyleyip birer odaya yerleştik. Nedense Ceylin benimle aynı odaya gelmemişti. Duşa girip güzel ve sıcak bir duş aldım. Duştan çıktıktan sonra etrafa baktım ama Ceylin ve Jacob görünmüyordu herhalde dinleniyordular.

 

Uykum gelmediği için bir süre binanın içinde dolaştıktan sonra bahçeye çıktım. Çelik elinde olan bir sopayı ileriye doğru atıyor yavru bir kurt köpeği de sopayı gidip Çeliğe getiriyordu.

 

Onların birkaç adım uzağında ise genç olmasına rağmen gözleri yaşlı bir adam gibi bakan pitbull cinsi köpek yatmış onları izliyordu.

 

Çelik beni fark edince gülümseyerek yanıma geldi. "Uyursun sandım." Uyku tutmadı köpekler nereden çıktı ?" "Pitbul dişi ismi Fiona Edward'ın köpeğiydi. Yavru ise onu Edward'ı kaybettiğimiz gün buldum henüz bir ismi yok."

 

Yavrunun yanına diz çöküp kulaklarını okşamaya başladım. Pitbul Çeliğin yanına geldiğimden beri gözlerini benden ayırmıyordu. Çelikte bunu fark etmiş olacak ki köpeğin yanına gidip kafasını sevdi.

 

"Sakin ol kızım Hande bizden biri." Fiona çeliğin elini yaladıktan sonra yanıma gelip benim elimi de yaladı. Kafasını sevince Fiona yanımda olan sandalyenin dibine uzandı bende sandalyeye oturdum.

 

Çelik ve yavru da yanımıza geldi. "Salgın başladığından beri Max Amcanın ne durumda olduğunu merak ediyorum." Çeliğin kurduğu cümle ile ona döndüm. "Benim de aklımdan hiç çıkmadı umarım iyidir."

 

"İyi olduğuna eminim o ihtiyarı bilirsin çok güçlü ve inatçıdır." Çeliğin söylediğine güldüm ama haksız sayılmazdı çok sağlam adamdı.

 

Çelik ile birlikte sığınağın işleriyle akşama kadar ilgilendikten sonra akşam yemeğinden sonra dinlenmek için odalara çekildik.

 

Evet yeni bölüm ile karşınızdayım bölümün geneli hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Karakterimiz bir araya geldi bundan sonra ne olacak sizce ?

 

Max Amca hâlâ hayatta mı sizce ?

 

Yeni bölüm de görüşmek üzere...

 

 

Loading...
0%