Yeni Üyelik
6.
Bölüm

5. BÖLÜM: SIĞINAK:

@genc_bir_yazar

Çeliğin ağzından:

 

Sabah uyandığımda Edward'ın yatakta olmadığını gördüm. Nerede olduğunu anlamak için odadan çıkacakken odaya geldi uyanmış olduğumu görünce gülümsedi.

 

"Günaydın bende seni uyandırmak için gelmiştim elini yüzünü yıkadıktan sonra kahvaltı yapalım sığınağı gezeceğiz." "Tamam hemen geliyorum."

 

Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra sesleri takip ederek mutfağı buldum ve içeri girdim. Edward kahvaltı için yumurta ve ekmek kızarmıştı ayrıca portakal suyu da vardı.

 

Fiona da Edward'ın ayağının dibine yatmış köpek maması yiyordu. Edward'ın karşısında olan sandalyeye oturup önüme uzattığı tabaktan kahvaltımı ettim. Kahvaltıdan sonra tabakları toplayıp ana binadan çıktık.

 

Sığınak çok büyüktü koca bir araziye kurulmuş ve devasa bir alana sahipti. Bu sığınak tam anlamıyla herşeyi vardı. Sığınakta gözetleme kuleleri sağlık çadırları binaları jeneratörler silah cephane depoları kuyular yeraltından su çeken makineler güneş panelleri... Edward güneşli havalarda elektrik ihtiyacını panel ile hava kapalı olunca ise jeneratörler ile sağladığını söylemişti. Kalmak ve yaşamak için birçok ufak ev ve bina vardı. Sığınağın içinde tavuk horoz gibi birkaç hayvan sebze meyve için sera ve meyve ağaçları da var.

 

Beni arka kısımda en az ana bina kadar büyük olan bir binaya götürdü. Binanın önünde Edward'ın elinde ki kumandanın düğmesine basmasıyla kapı açıldı.

 

Binadan içeri girince bizi zifiri karanlık karşıladı. Edward elini duvarda olan düğmeye uzattıp ışığı açınca yoğun ışık yüzünden gözlerim kamaştı. Gözlerim sonunda alışınca koca garaj boyunca uzanıp giden sıra sıra araçlar gördüm.

 

İlk araç koca lastiklere sahip bir arazi yarış arabası karışımı gibiydi. Film bana Tom Hardy'nin rol aldığı çöle dönmüş bir dünyada ki kıyamet filmi Mad Max filminde ki araçları hatırlatmıştı.

 

"Turbo Dizel olan bu araç karşına çıkan her türlü zombiyi ezebilir silahsız kaldığında bu araca sahipsen zombilerden korkmana gerek yok." Edward'ın açıklamasına kafamı olumlu anlamda salladım.

 

Sırada ki araç kapalı bir kutu gibiydi ve siyah renge sahipti. Bir önce arazi aracından bile büyük lastiklere sahipti. "Sherp ATV. Bu araç her yere girebilir buna küçük göller nehirler ve akarsular da dahil. Bu gördüğün araç yüzebiliyor bu şeyin devasa lastikleri aracın suda 6 kilometre hıza ulaşmasını sağlıyor. Bu iyi birşey çünkü zombiler iyi yüzemez. Bu araç yoluna çıkan beton bariyer ve engelleri bile tırmanarak aşabilir. Bin kilograma kadar yük taşıyabilir."

 

Edward şaşkın halime keyifle bakarak araçları tanıtmaya devam ediyor ben ise şok içinde onu ve araçların özelliklerini dinliyordum.

 

Askeri bir aracın önünde durduk araç iki parçaydı. "Bvs 10 Viking kara ve suda gidebilen bu araç ana donanım olarak ağır bir makineli tüfeğe sahip arka kısımda da sis bombası fırlatıcısı var. Aracın önüne dört arkaya ise sekiz kişi oturabilir."

 

Kamyonet ve karavan tarzı bir aracın önünde durduk. "Shaman Off-road Truck-3. Altı metreden uzun ve neredeyse iki buçuk metre genişliğinde. Bu araç sekiz tekerleği sayesinde kendi etrafında dönebiliyor. Bu lastiklerinin her birinin kendi süspansiyonu ve farklı sürüş modları var. Clep modu sizi engebeli ve kıvrımlı bir yoldan rahat geçmenizi sağlar. Traster modunda ön ve arka dörder tekerlek farklı yönlere dönebiliyor. Bu gördüğün araç dört kişiye yatak olabiliyor ve dışı da oldukça sağlam."

 

Önünde durduğumuz bir sonra ki araç ise Jeep görünümlü bir zırhlı araç oldu. "Rezvani Tankı 500 beygir gücü 6.4 litre benziniyle balistik zırhıyla sağlam bir araç. Kör edici yüksek yoğunluklu LED ışık sistemi gece görüş ve termal görüş sistemiyle hayatta kalmak için harika bir araç."

Zırhlı bir askeri aracın önünde durduğumuz da Edward elini arabanın gövdesinde dolaştırdı. "Marauder nihai saldırı savunma hareketlilik aracıdır. Tırmanma özelliği sayesinde araçların üzerinden geçme şansınız var. Altında gerçekleşecek 20 kiloluk bir patlamaya dayanabilir."

Simsiyah zırhlı bir aracın önünde daha durduk bu garaj tam anlamıyla kıyamet için hazırlanmıştı. "Knight XV bu araç kurşun geçirmez ve patlamalara dayanıklı."

Sırada ki zırhlı araç yarı minibüs benzeri bir şeydi. Aracın gövdesinde ufak delikler vardı o deliklerin ne olduğunu anlamamıştım. "İnkas Huron Apc. Kurşun geçirmez bu araç her türlü patlayıcı etkisine de dayanıklıdır. Boyutuna ve ağır zırhına rağmen turbo şarj motoru sayesindedir hızlı bir araçtır. Gördüğün delikler de silah delikleri oradan silah çıkarılıp ateş edilebilir."

Garaj boyunca uzayıp giden birkaç araç daha vardı. Bunların arasında büyük bir kamyon ve hatta bir savaş helikopteri bile vardı.

En sonda ki araca gelince ise ağzım açık kaldı. Bu devasa kamyon benzeri aracın boyu neredeyse garajın tavanına yetişiyordu lastikleri bir kamyon kadardı.

 

"Bu gördüğün devasa kamyon ise son çare olacak araç. Bu sığınak düşerse kaçabileceğin son araç. Bu devasa şey büyüklüğünün yanında suda da gidebiliyor. Ayrıca garaj da olan birkaç araca garaj ve içinde yaşayacak insanlara ev olabilir."

 

"Bu kadar şey gerekli mi ?" "Emin ol yetersiz bile olabilir ben en dehşet verici senaryoya hazırlanan bir deliyim o yüzden hep en iyi şeyleri aldım."

 

Anladım dercesine kafamı sallasam da gördüğüm hazırlık ve araçlar bana Edward'ın bir kıyamet delisinden fazlası olduğunu düşündürüyordu.

 

"Hiç silah eğitimin var mı ?" Edward'ın sorusuna güldüm eğitim mi ben daha silaha bile dokunmadım ki ! "Hayır hiçbir şekilde en ufak silah eğitimim yok."

 

"Dert etme hallederiz silah eğitimi ve diğer her türlü eğitimi alman şart hayatta kalmak istiyorsan." "Sağol Edward." "Lafını bile yapma hayatta kalmak için ne kadar kalabalık ve bilgili olursak o kadar iyi." Edward ile birlikte askeri binalardan birinin içine girince buranın cephaneliklerden biri olduğunu anladım.

 

Edward ile birlikte duvarda duran keskin nişancı tüfeklerinden birer tane aldık. "Beni takip et ilk olarak keskin nişancı tüfeği ile başlıyoruz çünkü atış için en müsait olan bu." "Nasıl yani ?" "Bekle Çelik şimdi ne demek istediğimi görürsün."

 

Edward ile birlikte elimizde keskin nişancı tüfekleriyle yanımızda Fiona ile sığınaktan çıkıp yürümeye başladık. Fiona hâlâ beni korkutuyor olsa da eskisi kadar korkmuyordum o da bana alışmıştı. Hatta yürürken elimi yalayıp bana bakarak gülümsemişti.

 

"Artık korkma bak o da seni sevdi." Edward'a gülümseyip önümüzde yürüyen Fiona'ya baktım. "Elimden geleni yapıyorum ve sanırım yakında korkumu yeneceğim."

 

Ormanda yürürken geniş ağaçların arasından geçince bir açıklığa geldik. Tam karşımızda ki tarafta ise eski bir çiftlik arazisi ve binaları vardı. Etrafta dolaşan bir zombi vardı.

 

Edward uzun uzun karşıda olan çiftlik arazisine baktıktan sonra tüfeği eline aldı. Binalardan birinin çatısından ip ile aşağı sarkan birkaç boş teneke kutu vardı.

 

Edward tüfeği omzuna yaslayıp dikkatlice nişan aldıktan sonra tetiğe bastı ve teneke kutuları vurdu. Teneke kutuların çıkardığı sesler ile bir sürü zombi ortaya çıktı.

 

"O gördüğün zombilerin dikkatini kan kokusundan sonra en çok çeken şey seslerdir. Seslere karşı çok hassaslar ses duydukları an ölene kadar veya sesi kaybedene kadar aramayı bırakmazlar."

 

"Şimdi beni iyi izle." Edward'ı başım ile onaylayınca Edward ateş etti ve silahtan çıkan kurşun zombinin kafasına girip onu yere yıktı. "Mümkün olduğunca kafalarına nişan al daha çabuk ölürler."

 

Edward bana uzun uzun silahın nasıl tutulduğunu ana mantığını nişan almayı anlattı ve geri çekildi. "Acele etme iyice nişan aldığından emin ol. On atış yapacaksın sonra döneceğiz tamam mı ?" "Tamam."

 

Ateş etmeye başladım on atışta üç zombi öldürmüştüm. Üç zombiden ikisini tek seferde kafasını vurarak öldürürken birini ilk önce ayağından vurduğum için ona ikinci kez ateş etmek zorunda kalmıştım.

 

"Eline ilk defa silah alan birine göre hiç fena değil üstelik ilk silahın bir keskin nişancı tüfeği çoğu kişi bir tane bile öldüremezdi. Eline ilk defa silah almışsın ama nedense elinin silaha bir yatkınlığı var. Yavaş yavaş dövüş olsun silah olsun her yeteneğini birlikte geliştireceğiz." "Sağol Edward yardımına ihtiyacım çok olacak."

 

Edward ile birlikte sığınağa döndük. Sığınak işleri ile ilgilenip hayvanları besledikten sonra bana silahların kullandıktan sonra bakımını yapmayı öğretti. Akşam yemeğinden sonra da jeneratör ve güneş panellerinin mantığını anlattıktan sonra dinlenmek için uyuduk.

 

Evet yeni bölüm ile karşınızdayım bölümün geneli hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Edward karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Çelik yavaş yavaş öğreniyor sizce hayatta kalacak mı ?

 

Çelik Edward'ın kıyamet delisi olduğundan şüphe duyuyor şüphelerinde haklı mı ?

 

 

Yeni bölüm de görüşmek üzere...

 

 

Loading...
0%