Yeni Üyelik
7.
Bölüm

6. BÖLÜM: YAVRU:

@genc_bir_yazar

Hande'nin ağzından:

 

Gecenin geç vakitleri olmuştu zifiri karanlıkta ölüm sessizliği vardı. Gece boyunca çıkan tek ses cırcır böceği ve doğanın sesiydi. Elimde tüfeğim ve yaptığım bir fincan kahve ile hâlâ nöbet tutuyordum.

 

Kahveden bir yudum aldığım sırada duyduğum adım sesleriyle arkama döndüm. Jacob nöbeti devralmak için gelmişti. "Kolay gelsin." "Sağol Jacob."

 

Jacob elinde ki tüfek ile yanıma oturdu. "Neyi düşünüyorsun ?" "Çeliği acaba hâlâ hayatta mı ?" "Umudunu yok etmek gibi olmasın ama hayatta kalması zor hiçbir askeri veya benzeri deneyimi yok."

 

"Dediklerini bende biliyorum ve düşündüm ama içimden bir ses hayatta olduğunu söylüyor." Jacob olumlu anlamda başını sallayıp bana döndü."Genelde iç sesin yanılmıyor ama kendimizi tam güvenceye almadan risk alamayız."

 

"Haklısın Jacob ben dinleneceğim nöbet sırası sende dikkatli ol." Jacob'ın yanından ayrılıp odama geçmeden önce tüfeğimi bir kenara bıraktım rahat birşeyler giyip yatağa uzandım çok yorgundum.

 

Sabah uyandığımda Ceylin'in yatakta olmadığını gördüm. Odadan çıkınca mutfakta birşeyler hazırlamak ile meşgul olduğunu gördüm.

 

"Günaydın Ceylin." "Günaydın abla." "Jacob nerede ?" Çiftliğin içine bakınıyor birşeyler bulabilecek mi diye." "Anladım." Ceylin'e yardım ederek kahvaltıyı hazırladık oturacağımız esnada Jacob içeri girdi.

 

"Günaydın Hande." "Günaydın Jacob." Bulduğumuz azıcık yiyecek ile sözde bir kahvaltı yapıp karnımızı doyurmaya çalıştık ama pek işe yaradığını söyleyemem.

 

Yarı tok yarı aç kahvaltıyı bitirdik. Kahvaltıdan sonra oturup ne yapacağımızı konuşmaya karar verdik. "Şimdi ne yapacağız ?" Ceylin'in sorusuyla derin bir nefes aldım.

 

"Çiftlikte yiyecek birşey yok dolayısıyla yiyecek bulmamız lazım. Jacob burası ailenin çiftliğiydi bu çevrede bildiğin market veya benzeri birşey var mı ?" "Arabayla on beş dakikalık bir mesafede var. Çiftlikte olan araçlardan biri çakışıyor gidebiliriz."

 

"Harika hazırlanıp çıkalım." Mutfaktan çıkınca silah çantasının olduğu odaya gidip yanımıza silah aldık. Ben ve Jacob yanımıza birer av tüfeği ve tabanca alırken Ceylin'e demir bir beyzbol sopası verdik hiç silah kullanmamıştı sopa onun için şimdilik daha iyiydi.

 

Çiftlikte olan tek araç eski bir pikaptı ama en azından çalışıyordu. Pikabı aldıktan sonra çiftliğin dışına çıktık on dakikalık bir yolculuğun ardından kendimizi darabeli kapalı bir dükkanın önünde bulduk.

 

"Kapalı açabilir miyiz ?" "Sen merak etme Hande o iş bende." Jacob dükkanın önünde duran bir çiçek saksısından içeri elini uzattıp bir anahtar destesi çıkardı.

 

"Burası da aileme aitti salgın başlamadan bir hafta önce tatile çıktılar uzağa gitttiler. Dünden beri ulaşmaya çalışıyorum ama henüz bir cevap alamadım." Jacob'a ister istemez üzüldüm ailesinden haber alamamak çok kötü olmalıydı.

 

Jacob darabeyi açınca beklemeden içeri girdik. İlk olarak bizi dükkanın önünde olan tezgâhlar karşıladı meyve ve sebze ile doluydu. Çürük olmayan sebzeleri kasalarıyla birlikte pikabın kasasına yükledik.

 

Meyve ve sebzeler ile işimiz bitince dükkanın içine girdik. İçeride bulduğumuz her türlü yiyeceği hijyen malzemesi abur cubur ve daha bir çok şeyi alıp marketten çıktık.

 

Çıktıktan sonra eşyaları yüklerken birkaç adım uzağımızda bir zombi fark ettik. Dişi olan zombinin uzun pençeleri ve üzerinde yırtık pırtık bir elbisesi vardı.

 

Zombinin bize zararı yoktu öldürmek ile uğraşmak yerine çekip gitmek en iyisiydi. Pikabın kapısına elimi attığım sırada yerde olan bir dala basıp kırmam ile kadın zombi bize doğru döndü.

 

Bizimle göz göze gelir gelmez anında çığlık atmaya başladı. Lanet karının sesi kulakları sağır edecek kadar yüksek ve bir o kadar tizdi. Ellerimiz ile kulaklarımızı kapattığımız sırada kadın zombinin arkasından en az yirmi zombi çıkıp bize doğru koşmaya başladı.

 

Kendimizi hemen pikabın içine attık Jacob kontağı çeviriyordu ama aptal araç bir türlü çalışmıyordu. Araba çalışmamakta ısrar ede dursun zombiler pikabın önüne atlayıp camı kırmaya çalışmaya başladı.

 

Yapacak birşey yoktu Edward aracı çalıştırana kadar zombileri uzak tutmak zorundaydım yoksa motora da zarar verebilirdiler. Av tüfeğini elime alıp baltayı sırtıma astıktan sonra aşağı indim.

 

Tüfeğini tettiğine dokunup iki zombiyi yere yıktım. Güçlü olduğu için iki zombiyi tek atışla devirmişti. Yerde olan iki zombiye tekrar ateş edip onları öldürdükten sonra üstüme gelen birini daha tüfek ile yere serdim.

 

Önümde olan bir zombiye daha ateş edeceğim sırada arkadan üstüme atlayan zombi beni yere serdi. Zombiden kurtulmaya çalışırken zombi kafasına aldığı darbeyle öldü. Ceylin elinde olan beyzbol sopasını tüm gücüyle zombinin kafasına vurmuştu.

 

Pikap sonunda çalışınca Ceylin'i kolundan tutup araca bindirdim çünkü donakalmıştı. Arabada yerimizi aldığımız da Jacob gaza bastığı an güçlü bir kükreme duyduk.

Dev gibi bir ayı marketin arkasından çıkıp zombilere saldırdı. Sıradan bir ayı değildi o da virüsü kapmıştı. Ayı önünde olan zombileri parçalara ayırıp yerken sıranın bize gelmemesi için gaza basıp kaçtık.

 

Çiftliğe geri döndüğümüzde Ceylin yalnız kalmak istediğini söyleyip odasına çekildi ben ve Jacob getirdiğimiz yiyecek ve diğer malzemeleri yerleştirip mutfakta oturduk.

 

"O çığlık atan zombi de neyin nesiydi ?" "Ne olduğunu bilmiyorum ama sanırım zombiler için bir nevi siren görevi görüyor. Kendini tehlikede hissettiği için çığlık atarak diğer zombileri de çağırıp tehlikeyi ortadan kaldırıyor."

 

"Mantıklı peki ayı ?" "Sanırım virüs sadece insanı değil hayvanları da etkiliyor." Jacob morali bozuldu eh pekte haksız sayılmazdı. İnsan zombiler ile uğraşmak yetmezmiş gibi bir de hayvanlar ile mi uğraşacaktık.

 

Jacob'ın yanından kalkıp odaya Ceylin'in yanına gittim. Odasında yatağın üstüne oturmuş boş boş karşısında olan duvarı izliyordu. Ceylin gelebilir miyim ?" "Tabii abla."

 

Hande'nin yanına oturup ellerini sıkıca tuttum. "Neyin var ?" "Ben bir insan öldürdüm abla." "Sen birini öldürdün ama o bir insan değildi. Ceylin insan veya başka canlı birşeyi öldürmek kolay değildir bunu biliyorum ama dünya bu haldeyken atlatmak zorundasın çünkü hayatta kalmak istiyorsan daha çok öldürmen gerekecek."

 

"Sen işin gereği elbet öldürdün insanları nasıl atlattın ?" "İlk başta benim için de kolay değildi ama kendime şunu hep hatırlattım. O insanlar suçluydu ve onları durdurmazsak masum insanlara ve hatta o an ben ateş etmesem onlar ateş edip beni öldürecekti."

 

"Senin işin ise daha kolay karşımızda olan şeyleri iyi kötü masum suçlu diye ayırmak yok. Onlar vahşi birer canavar ve onları öldürmezsek onlar bizi öldürecek."

 

"Söylediklerinde haklılık payı var ama onlarda insandı. Bu şey onları dönüştürmeden onlar da birer insandı aileleri vardı belki hayalleri vardı bu gerçek aklıma geldiği sürece atlatmam zor olacak ama unutmak için elimden geleni yapacağım."

 

Ceylin'e sıkıca sarıldım o da bana sarıldı ama sanki hâlâ kendini iyi hissetmiyormuş gibiydi. Ceylin biraz düşünmek için çiftlik arazisinde gezmek için dışarı çıkarken ben de Jacob'ın akşam yemeğini hazırlanmasına yardım etmek için aşağı indim.

 

Çeliğin ağzından:

 

Sabah bu kez ben Edward'dan erken uyanıp mutfağa indim. Eh bu sefer de kahvaltıyı ben hazırlasam bir sorun olmazdı. Edward kahvaltıda kahve içmeyi seviyordu ona kahve hazırladım.

 

Kahvaltılıkları pastırmayı portakal suyunu kızarmış yumurta ve ekmekleri sofraya bırakıp Edward'a çağırmaya gittiğim esnada Edward yanında Fiona ile geldi. Fiona'nın mama kabını da doldurmuştum.

 

Edward masaya otururken mamasını da Fiona'nın önüne bıraktım. "Günaydın." "Günaydın Edward bugün ne yapacağız ?" "Şehire tam girmeden buraya ve şehire yakın yerlere bakınacağız bir bakalım çevremizde ne var ?" "Tamam."

 

Kahvaltıdan sonra yanımızda Fiona ile birlikte garaja gittik ben hangi aracı alacağız diye merak ederken Edward ilk geldiğimiz merdiven ile beni aşağıya indirdi ve garajın alt katına giriş yaptık.

 

Garajda ki ilk araç büyük beyaz kamyon gibi bir şeydi her bir yanında beş toplam ön tekeri vardı. Üstünde ve yanlarında büyük makineli tüfekler vardı.

 

İkinci araç ise büyük paletlere sahip tank benzeri bir araçtı önünde olan tabelada Ripsaw F4 yazıyordu.

 

Diğer araç turuncu bir kamyona benziyordu sekiz tekerleğe sahipti normal farları dışında tepesinde güçlü ışıklar vardı.

 

Arabaların dışında birkaç sağlam motorsiklette vardı ve hepsi birbirinden sağlam görünüyordu. "Dün sana gezdirmeyi unuttum burası da ikinci garaj eh burada pek araç yok gördüğün gibi daha çok motor var." "Evet ama baya sağlam motorlar."

 

"Motorlardan seç birini bende birini seçeceğim ufak bir motor ile keşif turu yapacağız." Edward'ın şaka yaptığını sandım ama ciddi olduğunu görünce motorlara bir göz gezdirdim.

 

Motorların içinden en ince olanı seçtim çünkü bunu daha rahat kontrol edebileceğimi düşünüyordum. Edward ise Fiona da bizim ile birlikte geleceği için üç kişilik kasalı olan motoru tercih etti. Motorlar ile birlikte garajdan çıkıp cephane binasına gittik.

 

Edward bana bir Spas-12 Tüfek ve el yapımı bir balta ile birşey bulursam koymam için sırt çantası verdi.

O ise makineli tüfek sırt çantası ve büyük bir palayı yanına aldı. Aldığımız şeyler ile birlikte sığınaktan çıkıp motorlar ile birlikte yola çıktık.

 

Daha önce motor sürmüştüm ama şimdi sessiz ve doğanın içinde elimde ki güçlü motoru süzmek bambaşka güzellikte bir histi. Edward ile yola devam ederken bir yandan da herhangi bir tehlikeye karşı etrafa bakıyorduk.

 

On dakikanın ardından bir markete yaklaşırken Edward birden durup benim yanıma geri dönüp motoru duvar dibine bıraktı. O benden önde olduğu için birşey görüp geri çekilmiş olmalıydı. Bende bakmak yerine ona ayak uydurup motor ile yanına gittim.

 

"Ne oldu ?" Edward bana sessiz olmamı işret edip onu takip etmemi işaret etti. Kafamızı duvarın kenarından çıkınca biraz ötemizde altı kişilik silahlı bir grubun bir markete girmeye çalıştığını gördük.

 

"Onlardan yardım mı isteyeceğiz ?" Edward başını olumsuz anlamda salladı. "Bu insanları tanımıyoruz kötü olabilirler iyi olabilirler ama bunun riskini alamayız bizim elimizde olan şeyleri görünce bizi öldürebilirler."

 

"Öldürmek mi ciddi misin ?" "İnsanların çaresiz kaldığında neler yapabileceklerine neleri göze alabileceklerine inanamazsın. Daha önce böyle şeylere şahit oldum ve izlediğim bir belgesel de bir iç savaşta yaşanan en basit olay bir konserve fasulye için karısını satan insanlar vardı."

 

"Gördüğün gibi çokta iyi ekipman ve silahlara sahip değiller. Dolayısıyla bizim elimizde ki iyi şeyleri görünce sahip olmak için bizi öldürmekten çekinmezler bundan emin ol."

 

Edward bu kadar ciddi ve kendinden emin konuştuğuna göre dediği gibiydi. "Bu tarafa başka zaman uğrarız gel başka bir tarafa bakacağız."

 

Edward ile başka yere bakmak için motorlara dönecekken arkamızdan duyduğumuz ses ile silahlarımızı elimize aldık. Ses arkamızda olan polis arabasının altından geliyordu. Arabanın dibine geldiğimiz an altta olan her neyse arabanın kaputuna atladı.

 

O an korkuyla gözlerimizi kapatmıştık gözlerimizi açınca arabanın kaputunun üstünde yavru bir K-9 ile karşılaştık. Fiona köpeğe hırlayınca yavru korkarak geri çekildi.

 

Edward Fiona'yı sakinleştirirken yavruya doğru bir adım attım. "Hey küçük dostum buraya gel. Gel oğlum hadi oğlum sana zarar vermeyeceğiz."

 

Köpek başta korktu ama sonradan elimi yalayınca kucağıma atladı. O yüzümü yalarken Edward bu halimize gülerek bakıyordu. "Seni sevdi." Yavrunun kulaklarını kaşırken Edward'a gülümsedim. "Öyle görünüyor."

 

"Neyse gel sakin bir yere geçip haritamda arayabilecek bir yer var mı bakalım ?" "Tamam." Yavru K-9'u polis arabasının içinde olan köpek yuvasına koyup yuvayı motora bağladım ve Edward ile uzaklaştık. Sakin bir yer bulup Edward'ın sırada ki planına karar verecektik.

 

Evet yeni bölüm ile karşınızdayım bölümün geneli hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Hande karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Ceylin karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Jacob kafaketri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Ceylin ve Hande'nin konuşmasında kim haklıydı ?

 

Çelik karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Edward karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Edward haklı mı ? İnsanlar gerçekten herşeyi yapabilir mi ?

 

Yeni bölüm de görüşmek üzere...

 

 

 

Loading...
0%