Yeni Üyelik
10.
Bölüm

9. BÖLÜM: ÖLÜMÜNE SAVAŞ:

@genc_bir_yazar

Çeliğin ağzından:

 

Av tüfeğini yanıma aldıktan sonra hazır olduğumu düşünmüş ama emin olmadığım için garaja geri dönmüştüm ve tekrar cephaneliğe göz atmaya başlamıştım.

 

Cephanelikte geçen birkaç dakikanın ardından içimi rahatlatmak için sonunda karar vermiş ve yanıma Rpd Ağır Makineli Tüfek ile Steyr Aug Otomatik Taaruz Tüfeği ve cephanelerini almıştım.

 

Araç olarak yanıma Shaman Off-road Truck-3'ü aldım. Hem eğer o iki kişi sağ ise onları aracın içine alırdım hem de İron Sam'in yerine dönüp motoru alınca motoru aracın içine koyardım.

 

Shaman'ı çalıştırıp haritada işaretlenen yere doğru sürmeye başladım. Burası eski ama baya büyük bir kamp alanıydı ve ormanın iç kesiminde bulunuyordu.

 

Kamp alanına yaklaşırken Shaman'ı durdurup indim ve aracı ağaçların arasına gizleyip park ettim. Henüz zombi ile karşılaşmamış olabilirdim ama kamp alanında zombi varsa aracın sesiyle hepsini başıma toplama ihtimalim vardı ve bu riski göze alamazdım.

 

Rpd'yi elime almıştım Alev Makinesi Aug ve el yapımı balta ise sırtımda duruyordu. Av tüfeğini Shaman'ın içinde bırakmıştım. İhtiyacım olursa geri dönmem gerekecekti umarım Av tüfeğine ihtiyacım olmazdı.

 

Rpd ile yavaş yavaş yürürken kamp alanına yaklaşmıştım etrafta tek bir canlı zombi vardı diğer zombilerin hepsi ölü şekilde yerde yatıyordu.

 

Zombiye arkadan yaklaşıp cebimde olan bıçağı kafasına saplayıp onu öldürdüm. Yerde yatan zombi cesetlerine yaklaştığım zaman korkuyla yutkunmak zorunda kaldım.

 

Cesetlerde kurşun veya bıçak izi yoktu çoğu ortadan ikiye ayrılmıştı diğerlerinin ise uzuvları koparılmış ve vücutları ısırık pençe izleriyle doluydu. Bu manzara gerçekten tüylerimi diken diken etmişti.

 

Bunca zombiye bunu yapan zombi türüyle karşılaşmayı hiç istemiyordum çünkü belli ki çok tehlikeliydi. Yine de o adamları ölü veya diri şekilde bulmak zorunda olduğum için yürümeye devam ettim.

 

Bir evin yanından geçerken yanıma atılan taş ile kafamı kaldırdım. Yirmi beş metre uzağımda olan eve bakınca iki kişinin evin çatısında olduğunu ve bana seslendiğini gördüm.

 

"Bize yardım et dostum buradan biraz uzakta İron Sam diye bir adamın kampı var oradan geliyoruz burada sıkıştık oraya gidip bize yardım göndermelerini söyle."

 

"Merak etmeyin beni İron Sam sizi bulmam için gönderdi. Hem siz nasıl sıkıştınız ki çatı alçak atlasanız birşey olmaz ve çevrenizde olan tüm zombilerin hepsi ölü." "Çatıdan dolayı sıkışmadık ki bizim sıkışmamız-."

 

Adam devam edeceği sırada adamın cümlesini güçlü bir kükreme kesti. Kükreme sesini duyar duymaz kendimi hemen yanımda olan evin arkasına attım.

 

Kafamı yandan çıkarınca devasa bir ayıyla göz göze geldim. Hem de bu ayı zombi virüsünü kapmış gibi görünüyordu. "Oh harika cidden harika tek eksiğimiz dev bir zombi ayıydı o da tamam oldu. Normal zombiler yetmedi birde hayvanlar ile mi uğraşacaktım." Ayı beni fark etmemiş çatıda olan adamlara ulaşmaya çalışıyordu.

 

Demek ayı yüzünden sıkışmıştılar yapacak birşey yoktu. Motorumu almak istiyorsam bir şekilde bu ayıyı öldürüp o iki adamı kurtarmalıydım ayrıca motor dışında kimseyi bu halde bırakacak biri değildim.

 

Ayı adamlara ulaşmaya çalışırken birden durup havayı koklamaya başladı ve benim olduğum yöne doğru bir adım attı. Lanet olsun ayıların koku alma duyuları çok güçlüydü ve ayı beni fark etmek üzereydi.

 

Adamlar durumu anlayınca ayı bana doğru gelmesin diye çatıda gürültü yaparak ayının dikkatini çekip beni kurtardı. Bu ayıya silah ile saldırmadan önce zarar vermek zorundaydım.

 

Çantamın içinden Boru bombası ve Çivi bombasını çıkartıp fitillerini yakarak teker teker ayının yanına attım. Hemen ardından molotofu da harika bir zamanlamayla atınca üçüsü aynı anda patlayıp ayının alev almasına ve çıkan dumandan görünmemesine sebep oldu.

 

Ölmüş olmalıydı iki patlama ve cayır cayır yanmaya dayanacak değildi. Böyle düşünürken ayı vücudunda ki alev ve şarapnel parçaları yaralarıyla benim olduğum tarafa doğru koşmaya başladı.

 

"Hassiktir." Diyerek koşmaya başladım yanıma kesinlikle daha fazla Boru bombası Çivi Bombası ve molotof almam gerekirdi. Rpd'yi elime alıp ateş etmeye başladım.

 

Ayı bana yetiştiği an yerde yuvarlanarak ondan kaçmayı başardım. Rpd'nin şarjörünü üzerine boşaltmıştım ama lanet ayı hâlâ ölmemişti. Tabii açtığım yaralar kanadığı ve yavaş yavaş etkisini gösterdiği için hızını kaybetmişti.

 

Rpd'nin şarjörü bitince şarjör değiştirmek yerine Steyr Aug'a geçmeye karar verdim. Silahı elime alacakken ayı bir kez daha üzerime koştu ve dişlerini koluma geçirip beni bir bez parçası gibi tutup fırlattı.

 

Kolumun acısıyla yerde yatarken birşeyin farkına daha vardım. Beni o kadar sert fırlatmıştı ki silahlarım ve sırt çantam herşey benden uzağa uçmuştu. Lanet olsun şimdi şu sikik ayıyı nasıl öldürecektim.

 

Ayı bir kez daha üzerime gelirken kendimi zar zor bir çatının üstüne attım. Ayı çatıya ulaşamıyordu ama hâlâ ölmemişti eğer ayıyı bir şekilde öldüremezsek burada ölen biz olacaktık.

 

Acıyla ayının ısırdığı yeri tutarken çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum. O sırada çatıda kırık bir Amerikan bayrağının direği olduğunu gördüm. Bayrak direği ortadan ikiye ayrılmıştı ve kırık olan taraf sivri görünüyordu. Gidip kontrol ettiğim zaman ucunun gerçekten keskin olduğunu fark ettim. Bu bayrak direği ile aklımda olan şeyi yapabilirsem ayıyı öldürme ihtimalim vardı ama çok dikkatli olmam gerekiyordu.

 

Ayı tam çatının altına geldiği an direği sıkıca tuttum ve ayının üzerine atlayıp direği kafasına soktum. Ayı çektiği acıyla çığlık atarak direnmeye çalıştı ve beni üzerinden attı ama bayrak direği ölümcül bir yere denk gelmiş olmalı ki ayı yığılıp öldü.

 

Nefes nefese ayağa kalkıp silahlarımı yerden aldım ve yanımda olan baltayla ayının kafasını kestim. Kafasını nedense kanıt olarak götürmem gerektiğini hissediyordum. Kafasını yerde bulduğum eski bir sırt çantasının içine koydum.

 

Çatıda olan iki adam aşağıya inip yanıma geldi. "Çok sağol dostum sen olmasan çoktan ölmüştük." "Arkadaşım haklı zombi bir ayıyı tek başına öldürdüğüne inanamıyorum." Adama gülümsedim ve omzuna dokundum. "Dert etme bende hâlâ inanamıyorum."

 

"Neyse hadi beni takip edin sizi İron Sam'in kampına geri götürmem gerek." Başlarını sallayıp hemen arkamdan beni takip etmeye başladılar.

 

Shaman'ın yanına gelince ikisi de şok olmuştu. Şaşırmış hallerine bakarak arabaya bindim ve onlar da binince İron Sam'in kampına döndüm. Kamp kapısına varınca aşağı inip kendimi gösterdim. Kapı açılınca Shaman ile içeri girip direk tamirhanenin önüne gelip aracı park ettim.

 

İron Sam ve Neil yine tamirhanenin tam önünde duruyordu. Ben indikten hemen sonra iki adam da indi. İron Sam onları görünce ayağa kalkıp ikisine sıkıca sarıldı.

 

İron Sam adamlarından ayrıldıktan sonra arkasına doğru eliyle bir işaret verdi ve tamirhaneci motorum ile birlikte yanımıza geldi. "Sen bana adamlarımı getirdin ben de sözümü tuttum ve motorunu tamir edip sana teslim ediyorum. Teşekür ederim evlat." "Ne demek üstüme düşeni yaptım ben."

 

Motoru Shaman'ın içine yerleştirip indiğimde Neil'in kurtardığım adamlar ile konuştuğunu gördüm. "Size ne oldu ? Neden sıkıştınız ?" Adamlar konuşacakken ben araya girdim.

 

"Bir zombi ayının saldırısına uğramıştılar ben de tek başıma ayıyı öldürüp onları kurtardım." Söylediğim şeye İron Sam tepkisiz kalırken Neil kahkaha attı.

 

"Zombi ayı mı söyleyecek başka yalan yok mu ? Zombi ayıymış yok zombi dinozor birde koskoca virüslü ayıyı tek başına öldürdün demek buna çocuklar bile inanmaz." "Dostum doğru söylüyor." "Hadi lan oradan yok daha neler ?"

 

Neil kurtardığım adam bana destek çıkınca onu terslemişti. Gülümseyerek Neil'e bir dakika beklemesini işaret ettim ve Shaman'ın arka koltuğundan çantayı aldım.

 

Çantayı tam Neil ve İron Sam'in önünde ters çevirip içini boşaltım ve çantadan yere düşen ayı kafasını ayağım ile önlerine ittim. "Bir zombi ayı ile karşılaştık ve onu öldürdüm bu da kanıtı. Hâlâ inanmak istemiyorsanız sizin hatanız."

 

Çantayı yere attıktan sonra Shaman'a bineceğim sırada İron Sam yanıma geldi. "Evlat telsizin var mı ?" Sığınakta telsizler vardı İron Sam'e evet dedim.

 

"Bir kulağın telsizde olsun işim olursa sana haber veririm. Yapacağın işler karşılığında birşeye ihtiyacın olursa işi yaparsın ve karşılığını alırsın olur mu ?" "Olabilir."

 

İron Sam kafasında olan kovboy şapkası ile bana selam verdikten sonra tamirhaneye geri döndü ben de Shaman'a bindim ve sığınağa döndüm.

 

Sığınağa dönünce silahları temizleyip tekrar cephane odasına bıraktıktan sonra Fiona ve yavruyu besledim şu yavruya da bir isim bulsam iyi olurdu.

 

Onların karnını doyurduktan sonra sağlık malzemelerinin olduğu binaya girip ayının ısırığı sonucu oluşan yara için neler yapabileceğime bakınmaya başladım.

 

Bulduğum sağlık kitabında ki talimatlar ile yarayı temizledikten sonra yarayı dikkatli bir şekilde sardım. Yara ile işim bittikten sonra mutfağa geçtim karnım acıkmıştı.

 

Sığınakta yemek kitapları vardı Edward gerçekten herşeyi düşünmüştü. Çok aç olduğum için tariflere bakarak yemek yapmak ile uğraşmak istemiyordum. O yüzden hızlıca soslu makarna yaptım. Yemeğin ardından sığınağın ana binasında bir not defteri buldum.

 

Sığınak hakkında her türlü bilgiyi içeriyordu. Sığınağın çevresini kaplayan yirmi metrelik çit ve duvarların elektrikli olduğunu da öğrenmiştim.

 

Bir başka not defterini bulunca ise şaşkınlık ile şok geçirdim. İkinci defter başta Çığırtkan ve Kokarca olmak üzere bir sürü zombi türü hakkında resimleriyle birlikte bilgiler içeriyordu. Hatta bu zombilere ayı da dahildi. Ayrıca öğrendiğim bir bilgi içimi rahatlatmıştı. Virüsü kapmış olan hayvanlar size virüsü bulaştırıp zombiye dönüştüremiyordu ama diğer tüm zombiler bunu yapabiliyordu. Eh en azından ayı beni ısırdığı için zombiye dönüşmeyecektim.

 

Tamam bu gördüğümden sonra şundan kesinlikle emin olmuştum Edward kıyamet delisi falan değildi. Edward kesinlikle bu virüs ve salgın hakkında daha önceden bilgi sahibiydi.

 

Acaba Edward'ın bunları nasıl biliyor olduğunu ve bu salgının ne olduğunu bir şekilde öğrenebilir miydim ? Tavukları besledikten sonra serada olan meyve ve sebzeler ile talimatlar ile ilgilenip olgunlaşmış olanları topladım.

 

Sığınak çevresinde son bir gece turu yapıp çevrenin güvende olduğundan emin olduktan sonra ana binaya döndüm. Geç olmuştu ve çok yorgundum üzerimde ki kirli kıyafetlerden kurtulduktan sonra bir duş alıp uyumak için kendimi yatağa bıraktım.

 

Evet yeni bölüm ile karşınızdayım bölümün geneli hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Çelik karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

İron Sam karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Neil karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz ?

 

Edward'ın iyice bu işin içinde ve bilgi sahibi olduğu ortaya çıktı sizce virüse ne sebep oldu ?

 

Yeni bölüm de görüşmek üzere...

 

 

Loading...
0%