Yeni Üyelik
26.
Bölüm

Geçmiş - Acı Dolu Gün

@gevezeyazar

14.02.2018

 

Günlerce kendimi suçladım oysa sevmekten başka ne suçum vardı. En başa dönmüştü sanki hislerim o küçük kız çocuğunun kalbi kırıktı hala.

 

 

Gidişinin ardından üç ay geçti. Yokluğuna alıştın mı diye sorarsanız alışamadım. Onsuz kutlayacağım ilk sevgililer günüydü ya da kutlayamayacağım.

 

Ne güzeldi insanlar kolunda çiçek buketi, sevdikleri yanında elleri ellerinde. Sevgiyi bir güne sığdırmak doğru muydu? Seven sevdiğini her gün mutlu etmesi gerekmez mi?

 

 

Kafamda dolaşıp duran isyanları bir kenara bırakıp Uraz’la anılarımı yad etmek istercesine aşk dolu tepeye çıktım. Dakikalarca belki de saatlerce oturdum.

 

“Deren” cılız çıkan ses tanıdıktı. Dönmedim, dönemedim inanmaktan korktum belki de.

 

“Beni affedebilecek misin? Yeniden biz olamaz mıyız?” Kaç kere verdim bu sorunun cevabına bilmiyorum. Affetmek için kaç bahane sığdırdım yüreğime bilmiyorum. Ama yapamazdım dönemezdim. Eğer geriye dönersem kendime ihanet ederdim.

 

“Sen gittin Uraz. Sessizce çıkıp gittin hayatımdan tek kelime etmeden başkasına gittin. Hiçbir şey olmamış gibi af mı dileniyorsun!” Ne çok isterdim affetmeyi gözlerinin içine bakıp özledim demeyi.

 

“Belki inanmayacaksın ama zaman ver bize açtığım her yarayı iyileştirmeme izin ver.” Söylemek kolaydı peki ya yaşamak. Dokunmaya kıyamadığım adamı başkasıyla görmek affedilir miydi?

 

Öfkeme hâkim olmayı unutalı çok olmuştu. Oturduğum yerden kalktım aramızdaki mesafeyi azalttım gözlerinin içine bakarak sordum tüm sorularımı.

 

“Yedi yıl lan yedi yıl dile kolay her anımda sen vardın. Ben sana güvendim, inandım gitmez dedim. Bakmaya kıyamayan adam üzmeye kıyamaz dedim. Sen ne yaptın bana, bize, geçmişimize yaşadığımız güzel günlere ihanet ettin.” Belki de ilk defa bu kadar yükselmişti sesim. İlk defa kırmaktan korkmuyor aksine kırmak için en acımasız kelimeyi seçiyordum.

 

“Özür dilerim Deren pişmanım çok pişmanım. Zamanı geri getiremem ama lütfen bize bir şans ver!” cılız çıkan sesi, titreyen elleri kızaran gözleri belki de gerçekten pişmandı. Onu bu halde görmeye dayanamayacak kadar çok sevmek adil değildi.

 

Karadeniz hırçın ben ondan hırçındım. İçimdeki öfke yeterdi memleketi yakmaya ama yanan sadece yüreğim oldu. Son kez ağladım kanadımı kıran kelebeklerimi öldüren adamın karşısında son kez ağladım.

 

Ezberlenmiş üç beş cümleden ileriye gidemiyordu pişmanlık sözleri. Bıçak gibi keskin, akrep gibi zehirli tüm cümleler döküldü dilimden.

 

“Sen gittin ben bittim. Şimdi ben gidiyorum sen yok olacaksın. Dönme geriye Uraz çünkü ben bıraktığın yerde olmayacağım.” Sarılsa geçek sandı belki de birkaç adım daha attı aramızdaki mesafe adımlarla kapanmayacak fazlaydı. Görünmez uçurumlar kavuşmamıza izin vermezdi.

 

“Bakma öyle Deren çek vur beni yalvarırım ama ne olur öyle bakma.” Titreyen sesi pişmanlığını belli edercesine çaresizdi. Anlık hevesler büyük pişmanlık getirirmiş. Pişmandı belki de gözlerimin içine bakmaya korkacak kadar çaresizdi hatta.

 

Son kez dokundum göğsüne aşkla değil öfkeyle. Ellerim ilk defa itti. Göğsüne bastırdım son kez ellerimi tüm gücümle ittim. Düşmedi geriye doğru sendeledi ama düşmedi. Kıyamadım yere düşmesine kıyamayacak kadar çok sevdim.

 

“Özür dilerim…” duyulması güçlükle çıkan sesiyle diyebildiği tek şey en basit iki kelimeydi özür dilerim.

 

“Özür mü dilersin. Dileme Uraz özür dilenecek bir şey değil yaptığın sen bize ihanet ettin sen beni yok saydın. Sana güvenmiyorum ve en acısı da sana inanmıyorum.” Kollarım güçsüzleşti yana düştü.

 

“Sen affedebilir miydin Uraz. Sen gelseydin beni başkasıyla aynı evi bırak el ele görseydin. Sen affeder miydin?” Tahmin ettiğim gibi kaçırdı gözlerine yere dikti konuşamadı verecek cevabı kalmamıştı.

 

“Cevap versene Uraz affederdim desene!” Sıktığı yumrukları cevap veriyordu. Affetmezdi biliyorum.

 

“Bana bıraktığın cehennem seni de yakacak. Ben küllerimden yeniden doğacağım ama sen olmayacaksın. Bir daha sakın karşıma çıkma.” Dizlerinin üzerine düştüğünde gözünden akan yaşlar yüreğimi paramparça etse de dokunamadım. Silemedim gözyaşlarını söndüremedim kalbimdeki öfkeyi.

 

Acıyla kıvranan gözlerine sok kez baktım. Arkamı döndüm yürümeye başladım kalsaydım dayanamazdım biliyorum. Bırakıp gidemezdim kıyamazdım çaresizliğine.

 

Gururum sevgimin önüne geçti. Başka bedende dinlenen ruhuna şifa olmazdım.

 

“İhanet edene merhamet edilmez Uraz. Son bir şarkı bırakıyorum sana dinlediğin her an bugünü hatırla ve asla geri dönme.”

 

İnci Mercan – Ateşlerde Yanacağım

 

Bıraktığım şarkının son cümleleri…

“Ateşlerde yanacaksın,

Bensiz deli olacaksın,

Koydum seni bir başına nasıl dayanacaksın,

Kurşun aşkın silahın da vurdum seni en sonun da,

Kuruyan topraklar gibi susa dur bana…”

 

Yıllarımı, sevdiğim adamı arkamda bıraktım bir daha dönmemek üzere gittim. Bilmediğim şehrin bilemediğim sokaklarında bile onu aradım.

Loading...
0%