Yeni Üyelik
19.
Bölüm

Kırgınlık

@gevezeyazar

Son bakışındaki kırgınlık tanıdıktı yıllarca benim hayata baktığım gibi şimdi o bana bakmıştı. Oysa bilmiyordu aklımdan geçenleri söyleyemedim ki ben özgürce seni sevmek istiyorum gülüşünün sebebi olmak gözlerin de kendimi bulmak istiyorum diyemedim.

 

Eve gittim sığamadım dört duvar arasına boğuldum sanki. Eşofmanlarımı giyip sahile indim biraz koşmak özgür olmak için. İhanet mi ediyordum? Hayır etmiyordum en büyük yaramı başkasına yara yapmazdım.

 

Neredeyse iki saat olmuştu denizin kokusu ruhumu hafifletiyor, ciğerlerim sanki bayram ediyordu. Arabaya doğru ilerlemeye başladığım da Dinçer karşımdaydı. Şaşırdım, bilmiyordu burada olduğumu söylemedim kimseye.

 

Arabaya yaslanmış bekliyordu garipti bakışları ve ben bu bakışların altında eziliyordum. Ne hissettiğini bilmiyordum neden böyle olmuştu.

 

“Hoş geldin” zoraki bir tebessüm vardı yüzümde.

“Terlisin hasta olma hadi gidelim” bu kadar düşünürken bakışlarından haberi yok mu bu adamın. Delirme Deren yeterince delisin zaten kendi kendime konuşmaya devam ederken arabaya bindim. O muhteşem koku canım kahvem.

 

Ortadan kaybolduğum da nerede olduğumu biliyor hasta olmamam için beni düşünüyor kahvemi almayı ihmal etmiyor. Peki bu saçma girdap neyin nesi. Daha fazla dayanamayacağım sormalıyım. Evet evet sormalıyım.

 

“Neyi” yine mi sesli düşündüm. Başımı ona doğru çevirdim göz göze gelmemek için mücadele veriyordu. “Anlat artık ne oldu sana vaz mı geçtin?”

 

Sustu konuşmadı cevap bile vermedi arabayı sürmeye devam etti. Bende çevirdim yüzümü ona dışarıyı seyrettim öylece. Eve vardık durdu hiçbir şey söylemedi öfkeyle indim aradan kapıyı sertçe vurdum. Ardıma dönüp bakmadan eve çıktım.

 

Kelebeklerim yeniden ölmeye başlamıştı sanki. Duygularım karma karışık hal almış. Kuruyan kalbim yeniden canlanmaya başlamışken bunları hak etmiş miydim?

 

Dinçer Demirkan

 

Yıllar sonra kavuştum sevdiğim kadına hasretle beklediğim hasretime son verdi. Eksikti, bedeni benim yanındaydı peki kalbi. Kırıktı kalbi gözlerindeki ışıltı sönmüştü. İkimize de yeterdi benim sevgim yeter ki yanımda olsun. Kalbim böyle diyordu aklım hala geçmişini unutmadı diyordu. Sormalıydım ama korkuyordum en ufak bir kırıntı bile yok ederdi beni. Uzaktan sevdim yıllarca dokunmadan, hissetmeden sadece sevdim. Şimdi yanımda elimi uzatsam dokunacağım sarıp sarmalayacağım ama yapamıyorum. Vazgeçtim sanıyor ama bilmiyor ömrüm ömrüne feda.

 

 

Üç gün geçti odalarımız aynı kattaydı ama karşılaşmadık. Son işlerimi toparladım çıkmak için hazırlandığım sırada Uraz geldi.

 

“Müsait misin” buyur gel dediğimde iki kahve söyleyip içeriye girdi. Yan yana olmaktan korkmuyordum artık aksine mutlu oluyordum. Çünkü eskisi gibi hissetmiyordum sıradan biriydi artık benim için. Ondan bana miras kalan kötü anılarımı güzelleştiren bir adam vardı.

 

 

“Son zamanlar da kötü görünüyorsun bir sorun mu var?” Evet var senin varlığın desem çok ayıp etmiş olur muyum? Neyse ben saygılı bir kadınım. Sakin ol ve sakince cevap ver Deren yapabilirsin.

 

“Daha kötü günlerim olmuştu bu en iyi halim” o kadar da saygılı değilim canım.

 

“Yeniden güzel günlerimiz olmaz mı Deren? İhanet eden aldatan bendim sanki. Neden böyle insanlar kendilerine yapılan hatayı affetmezler ama affedilmek isterler.

 

“Bazı hisler tekrar hissedilmez Uraz eskidendi onlar sen artık benim hiçbir şeyim değilsin. Şimdi hiç kimsesin ben seninle olan tüm anılarımı sildim, yaktım, attım!” Aldatmaya alışmış bir kere eşi umurumda bile değil. Ve evliyken kaldığımız yerden devam edebileceğimizi düşünmesi zaten beni tanımadığını kanıtlıyordu. Kafasını yere eğdi bir noktada takılı kaldı bir süre baktı.

 

“Biz olamaz mıyız yeniden güzeldik biz çok güzeldik!” Yedi yıl dile kolay çocukluğum gençliğim bin bir anım sol yanım. Pişmanlığı her halinden belki oluyordu ama zamanı geriye alamayız yaşanan her şey yaşandı.

 

“Sen gittin ben bittim. Sen hayatına devam ederken ben bekledim ama sen gelmedin. Ben seni kalbimde öldürdüm sen evlendin ben vazgeçtim. Şimdi gelmiş bana bizden bahsediyorsun yapma Uraz. Bu düşüncelerle konuşmaya devam edersen ortaklığımızı yeniden düşünelim.” Sinirle çantamı aldım odadan çıktım koridorda Dinçer duruyordu. Günlerdir benden kaçan adam şimdi karşımda. Yokmuş gibi davrandım ve çıktım otelden.

 

 

Sinirden evi köşe bucak temizledim iyi gelen bir terapi. Yorgunluktan parmaklarım sızlıyordu artık ufak bir şeyler atıştırıp kendimi uykuya esir bıraktım. Erken uyumuştum bu yüzden erkenden uyandım güzel bir duş aldıktan sonra makyajımı tamamlayıp siyah tercih ettiğim kıyafetlerim ve iddialı olan topuklu ayakkabılarımla en güçlü halimle hazırdım.

 

Otele vardığımda Dinçer’in arabası yoktu gelmemişti demek. İçeriye girdim topuklarım sesi melodi gibi yankılanıyordu etrafa gözler üzerimdeydi farkındaydım ve karşımda asil duruşuyla Dinçer Demirkan. Anlık olarak buluştu gözlerimiz çevirdim hemen yüzümü. Odama geçtim koltuğuma yerleştim. Bekledim gelsin diye bekledim yine gelmedi. Tek kelime etmemişti günlerdir ve yine etmedi. Yorgun kalbim daha da yoruldu aşkta kaybeden ben yine kaybetmiştim.

 

Masama geçtim kalemliğime yaslanmış not kağıdına çarptı gözüm.

 

“Güneş doğuyorsa bugün seni seviyorum. Özür dilerim…” normal bir zaman olsaydı şimdi giderdim yanına ama değildi kırgındım. Hiçbir suçum yokken günlerdir koruduğu mesafeyi hak etmemiştim. Dakikalarca baktım yazdığı yazıya güzeldi el yazısı.

 

Dalgın olduğum için mi fark edemedim yoksa kapıyı tıklamadan mı içeriye girmişti ayırt edemedim ama suçunu bilen küçük çocuklar gibi girmişti içeriye.

“Akşam yemeğini beraber yiyebilir miyiz?” Hayır demem gerekiyor, gitmemem gerekiyor yapma Deren hemen su kaynatma.

“Kimsenin tarlası değil hayatım” şarkıyla gönderme yaptım teşekkür ederim Yıldız ablam ne güzel söylemişsin.

 

“O zaman toparlanmalıyız” hain benim silahımla beni vuruyor.

 

“Toparlayabilir miyiz her şey bu kadar dağılmışken?” Daha kavuşamadan mesafeler girmişti aramıza oysa biz daha hiçbir şey paylaşmamıştık.

 

“Sekizde alırım seni” cevabımı beklemeden gitti arkasından elimdeki kalemi fırlatmayı ihmal etmedim. Hem suçlu hep güçlü. İstediğinde gidip istediğinde geleceği kadın değilim ben. İşten çıkana kadar kendimi gaza getirmiştim tabi aynanın karşısına geçip hazırlanan da alt komşum Zerrin teyzeydi.

 

Saat tam sekiz ve beklenen mesaj. Elinde kahve fotoğraf çekip atmış. Ağır adımlarla çıktım evden otoparkta arabasına yaslanmış beni bekliyordu. Son üç adımım kalana kadar kıpırdamadan sadece izledi. Dur kalbim sana ihtiyacım var güzel günler göreceğiz. Sarılmıştı tüm zaman durdu sanki kemiklerim kırıldı desem abartmış olmazdım. Yılların hasretini gideriyordu sanki. Karşılık vermemek için dirensem de başarılı olamadım bende sarıldım. Birkaç dakika öylece kaldık sonra elimden tuttu kapıyı açtı kemerimi takıp kapıyı kapattı. Alıştık sessizliğe sessizce ilerledik.

 

İstanbul’un tüm güzelleri karşımızdaydı ait olmadığım bu şehirde bana ait izler vardı artık. Özel olarak hazırlattığı masamıza geçtik. Daha fazla dayanamayarak sordum.

 

“Konuşmayacak mısın?”. Boyum uzun olabilir ama sinir tepeme hızlı çıkıyor neticede.

 

“Seni seviyorum kadın gülüşüne ömrümü veririm saçının her teline aşığım” istemsizce yüzümde güller açmıştı bunu da beklemiyordum sonuçta.

“Korktum Deren sana kavuşamadan seni kaybetmekten korktum Uraz’la seni yıllarca uzaktan seyrettim yeniden yan yana geldiniz duygularının değişmesinden korktum. Bana seni anlatırken seni sevdiğimi söyleyememekten nefret ettim. Kendimden nefret ettim! Geçmişimi mahvettiği yetmiyor gibi bu günümü de mahveden kişinin Uraz olması delirmemek elde değildi.

 

“Sorsaydın Dinçer karşıma geçip sorsaydın ne hissediyorsun diye sorsaydın!”

 

“Ben sormak istemiyorum yaşamak istiyorum her anına ortak olmak, seni mutlu etmek sadece beni sev istiyorum.” Farklıydı bugün her günden farklıydı gözlerinden çıkan ateş aşktandı hissettim kapalı kapılar ardında bıraktığım duyguları hissettim her şey aşktan.

 

“Baştan başlayalım o zaman yeniden taşıyormuş gibi sen neredeyse benim hakkımda her şeyi biliyorsun ama ben bilmiyorum. Beraber öğrenelim olmaz mı?” Gözlerindeki ateş dinmiş yerini mutluluğa bırakmıştı. Yıllardır hayalini kurduğunu mutluluğu yaşamanın sevinciydi bu.

 

“Seni seviyorum Deren Sancaktar”.

“Seni sevmeyi seviyorum Dinçer Demirkan”.

Loading...
0%