@gevezeyazar
|
Söz yüzüğünü taktılar ve nişan için konuşmaya başlandı bu kadarı bana fazlasıyla yetmiş olsa da bulunmak zorunda hissettiğim ortamda kalmaya devam ediyordum. Telefonum çaldı burada konuşamazdım ama cevap vermem gerektiği için ayağa kalktım salondan dışarı çıktım. Hala olduğunu öğrendiğim kadın sağdaki ikinci kapıyı göstererek orada konuşabilirsin rahat rahat demesiyle odaya ilerledim. Kapıyı açtığımda sanki kalbimi söküp almışlar gibi hissettim nefes almayı bile unuttum. Kokusunu unutamadığım adamın odası hala o kokuyor asla değişmeyen zevklerine göre düzenlediği oda tamamen ona ait duruyordu. İlk olarak camın önünde duran sallanan sandalyeye gitse de gözüm asıl takıldığım yatağın yanındaki komidinin üzerinde duran kar küresinde kalmıştı. Belki de kimse bilmiyordu bunun anlamını bir aksesuardı ama bizim için birçok anlamı barındıran bir hediyeydi. İçerisinde önünde havuzu olan bir ev ve sallanan sandalye figürleri vardı. Kendimi anın büyüsüne kaptırmıştım ki tekrar telefon sesiyle irkildim. Otel müdürümüz Simay arıyordu. Efendim Nasılsın İyiyim sen nasılsın Bende iyiyim ama sorun var gelebilir misin diye sordu 1 saate oradayım dedim kapattım telefonu İçeriye gitmek istemiyordum artık aklıma gelen ilk şeyi yaptım ablamın yanına yaklaştım otelde sorun var gitmem gerekiyor sen durumu hallet dedim babama bir göz kırptım en iyi o anlardı beni iyiyim her şey yolunda demek istediğimi anlamış kafasıyla beni onaylamıştı. Feza gelmek istediğinde ben hallederim sen bekle dediğimde mecburen kabul etmişti. Evden çıktığımda artık ellerim titremeye başlamış ter dökmeye başlamıştım oysa hava bir hayli soğuktu ama içimde sönmek bilmeyen ateş vardı. Bütün çabalarım sonucunda göz göze gelmemeyi başarmış olmanın verdiği rahatlıkla arabaya doğru yöneldiğimde arkasında olan araba dikkatimi çekti oradan çıkmam imkansızdı. Karadeniz damarım tutmuş sinirden dudaklarımı ısırmaya başlamıştım. Sağa sola baktım kimse yoktu kimin olduğunu bilmediğim aracın üzerinde numara var mı diye kontrol ettikten sonra son çare Feza’yı aramaktı. “Araç yüzünden çıkamıyorum” dedim sesim biraz fazla çıkmıştı. Beş dakika sonra evden birisi bana doğru yaklaşıyordu. Hayır ya hayır bu olmaz diyerek kendi etrafımda döndüm deli gibi. Bilerek yaptın dimi diye bağırdım istemsizce dalgayla karışık yüz ifadesiyle bilmiyordum dedi. Hızla arabaya geçtim çekilmesini bekledim ama her şeyi planlı yaptığı belliydi cama tıklamasıyla kafamı çevirdim açmayacaktım. Tekrar tıkladı Ne var be ne var dedim sinirden yeterince tahammül etmemiş gibi sabrımı sınıyordu. Kaçacak mısın hep böyle Sabır Rabbim sabır yeterince katlanmıyormuşum gibi bir de sohbet bekliyordu. “Acelem var çekil” sonra camı kapattım uğraşacak ne gücüm vardı ne de sabrım “Elbet bir gün” dedi arabasını çekti hızla uzaklaştım. Yıkılmamam gerekiyordu kalbimde ölmüştü artık beni yeniden yıkmasına izin veremezdim dayan yüreğim biz nelere dayanmadık. Son ses açtığım şarkıyla uzaklaştım. Bir hafta kalacağımı söyledim her gelişimde bir bahane bulup kaçıyordum ama bu defa gerçekten gitmem gerekiyordu. Otele gideceğimi söylediğim için gittim biraz da çalışır kafamı dağıtırdım. Bir sorun olduğunu söylemişti Simay ama sorunlar için beni aramazdı ki ben zaten burada yoktum bütün sorumluluk ondaydı en güvendiğim kişide üniversite yıllarımda tanışmış dostluğumuz hala devam ediyordu. Vardığımda hemen odasına çıktım. Kapıyı çaldım gel dediğinde içeriye girdim. Problem ne diye sorduğumda sorun olduğunu söylediğinde kendi de unutmuş olacak ki şaşırarak bana baktı. Sonrası koca bir kahkaha. Seni kurtardım dedi bir sorun yok Saatlerdir yaşadığım stres bana yeterdi. Normal bir zamanda bunu yapsa neler yapabileceğimi iyi bilirdi ama bu beni gerçekten kurtarmıştı. Sen beni özlemedin mi demesiyle hemen yanına yaklaşıp sımsıkı sarıldım Özlemiştim hem de çok sevdiklerim hep bu şehirdeydi ama kalamıyordum burada nefes alamıyordum. Bu geceyi kızlar gecesi ilan ettim orman evine gidiyoruz itiraz da kabul etmiyorum. Buna gerçekten ihtiyacım vardı görmezden geldiğim yok saydığım geçmişimle yüzleşmek zorunda kalacak gibiydim. Toparlanıp çıktık bizimkilere de haber verdikten sonra arabaya bindik. İyi bilirdi Simay şarkı olmadan asla yolculuk yapmazdım. Hemen listemi açtı dinlemekten bile korktuğum şarkıyı buldu “Yıldız Tilbe Ama Evlisin”. Bu gerçekti artık evli ve benim değildi. Ah be şarkılar anlatamadıklarımı ne güzelde söylüyor. Simay’a gönderme yapmak ister gibi “Dağıldım Biraz” parçasını açtım. Benden sana dedim gülerek tarla değil hayatım isteğe göre gelinip gidilmez. Hüzünlerimizi gülüşlerimizle örtmeye çalışırken varmıştık eve. Ben bir duş alayım dedim kendime geleyim. Fırsat vermeden tamamladı cümlemi çıktığında kahveni hazır bil. İnsanın onu tanıyan dostları olması kadar güzel bir şey yoktur herhâlde. Uzaktan bir öpücük yollayıp banyonun yolunu tuttum. Döndüğümde kahvenin kokusu yayılmıştı etrafa ve tabi ki artık sorgu zamanı da gelmişti. Anlat artık dedi çabuk dökül neler oluyor Olduğu gibi anlattım her şeyi uzatmadan bitti dedim işte bu kadar olay. Anlatması kısa süren hikâye de ben bitmiştim sanki. Yanıma yaklaşıp bana sımsıkı sarılmasıyla günlerdir zorla tuttuğum gözyaşlarım özgürlüğüne kavuşmuş gibi akıp gittiler. Oda benimle ağladı hem bana hem kendine ağladı ailesi yüzümden kavuşamadığı kara sevdasına ağladı oda. Belki on belki on beş dakika ağladık ihtiyacım olan tek şeymiş gibi rahatladığımı hissediyordum. Bir anlık sinirle kalktım ayağa yeter be kader değilmiş işte ne ağlıyoruz. Yine kaderi suçladım kolay olanı seçip bizim hiç suçumuz yokmuş gibi. Kız gecesi yapalım dedik dert gecesi oldu bizden de farklı bir eğlence çıkmazdı zaten bildiğimiz tek duygu buydu. Biraz iş konuştuk ondan da sıkıldık film izleme fikrini kabul etmem mümkün değil. Saatte yeterince geç olmuştu en iyisi uyumaktı biz biteceğimize gece bitsin. Her şeye rağmen aylar sonra bir arada olmanın mutluluğuyla uyuduk. Uyandığımda Simay yoktu saate baktığımda neredeyse öğlen oluyordu. Hemen hazırlanıp aynada kendime baktığımda her şeye rağmen güçlü bir kadın olduğumu görüyordum. Eve doğru yola çıktım netice de pazar kahvaltısı geç yapılırdı yetişirim diye umuyordum. Tahmin ettiğim gibi herkes toplanmıştı tabi ki konumuz kız isteme olmuştu. “Nişan bir ay sonra öyle karar verdiler” dedi annem. Sanki beynim durdu oysa mutlu olmam gerekiyordu ailemiz büyüyordu kardeşim sayılırdır Arsen beraber büyüdük biz her şeyi paylaştık. Ama şimdi heyecanlanmam gereken yerde kara bulutlara esir oluyordum. Hayırlısı olsun diyebildim sadece üç gün daha burada kalacaktım ama gitmek istedim. O zaman ben bu akşam gideyim işlerimi halledip geleyim galiba fazla kalmam gerekecek burada. Hiç itiraz etmedi annem alışık değillerdi zaten son beş yılda toplasan bu kadar kalmamıştım baba ocağımda. Kahvaltıdan sonra güzel vakitler geçirdik hazırlıklarımı yaptım akşam geri dönecektim. |
0% |