@gezegeninenguzelye
|
"Bazen bir insanı tanımak, tüm dünyayı tanımaktan daha zordur. Ve işte o an, kalbin daha hızlı atmaya başlar." Kafamın içinde yankılanan bu cümleyle ekrana tekrar baktım. Göz bebeklerine baktım, sanki beni yıllardır bekleyen bir masalın en güzel cümlesine ulaşmış gibi hissettim.Saçmalıyordum biliyorum. Hâlâ içimde bir çocuk saflığında çarpan kalbimi mi dinlemeliyim, yoksa hayatın bana öğrettiği derslerle şekillenen aklımı mı? İkisi arasındaki o ince çizgide, hangisini seçmem gerektiğini bilemiyorum. Çalan zilin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. İstemeyerek de olsa kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açtığımda adeta donakaldım. Evet, doğru duydunuz, kelimenin tam anlamıyla öylece kalakaldım. Hayal görüyor olmalıydım; az önce ekranda gözlerinin içine bakıp kaybolduğum adam karşımda olamazdı. Gözlerimi sıkıca kapattım. Bu bir hayaldi, alkolün etkisindeydim. Düşüncelerimi bölen, karşımdaki adamın büyüleyici sesiydi. “Merhaba, rahatsız ettim galiba. Ben Mert, Mert Yazıcıoğlu, yeni komşunuzum. Biliyorum saat geç oldu ama sanırım köpeğiniz bahçemde ufak bir gezintiye çıktı.” Son cümlesiyle birlikte ekranda gördüğüm o güzel gülüşünü sergiledi. “Şey, çok pardon, Rita maceraya atılmayı çok sever. Hemen…” “Lütfen, rahatsız olduğumdan değil. Sadece saat geç oldu, belki göremezsiniz diye haber vermek istedim. Dilediği kadar bahçemde maceraya çıkabilir. İyi geceler…” “Ada, Ada Tözün.” “İyi geceler Ada, tanıştığımıza memnun oldum.” diyerek arkasını döndü. Kısık sesimle “Ben de.” diyebildim sadece. Ne olmuştu bana öyle. Onu gördüğümde kalbimde fırtınalar koptu sanki. Nabzım hızlandı, ritmim şaştı; sanki bedenime sığmayan bir coşkuya kapıldı. Zaman sanki durmuş gibi; nefesim sıklaştı, ruhum dalgalarla savruldu. Bir anlığına göz göze geldiğimizde, kalbimin atışları öyle hızlandı ki, bedenim ona yetişmek için çırpındı adeta. İşte o an, yalnızca o vardı ve dünya sanki onun etrafında dönüyordu. O an emin oldum, içimde bir çocuk saflığında çarpan kalbimi dinlemeliydim. |
0% |