@gezegeninenguzelye
|
Ezgi🤍 Ada 🤍 Mert🤍 Ada, sabah kahvaltısını bitirmiş, bir fincan kahveyle balkona çıkmıştı. Bahçeye bakarak bir gün önce yaşananların izlerini yavaş yavaş siliyordu aklından. Mert’in sosyal medyadaki açıklaması sayesinde içine su serpildiğini hissediyordu. Tüm o kargaşaya rağmen, Mert’in yanında olması ona güç veriyordu. Ama bu sakin an çok uzun sürmeyecekti. Telefonu titredi. Ekrana baktığında en yakın arkadaşı Ezgi’den gelen mesajı gördü. Mesajda sadece üç kelime vardı: “Acil konuşmamız gerek!” Ezgi’nin bu kadar kısa ve kesin konuşması, Ada’yı endişelendirdi. Bir şeylerin ters gittiğini hissediyordu. Ezgi, haftalardır yurtdışında tatildeydi. Ada, Ezgi’nin dönmesine daha zaman olduğunu düşünüyordu ama mesajın tonundan anlaşıldığı üzere Ezgi tatili kısa kesmişti. Ada, aceleyle telefonuna sarıldı. “Ezgi, ne oldu? Her şey yolunda mı?” diye yazdı. Cevap gecikmedi. “Geliyorum. Birazdan oradayım.” Ada’nın kalbi hızla çarpmaya başladı. Ezgi’nin böyle ani tepkiler vermesi nadirdi. Bir şeyler olduğu kesindi ama ne olduğunu anlamak için beklemek zorundaydı. Birkaç dakika sonra kapısının çalması Ada’yı daha da tedirgin etti. Hızla kapıyı açtı, Ezgi kapıda dikiliyordu. Gözleri öfkeyle parlıyordu. “Ada!” Ezgi sertçe içeri girdi, kapıyı bile kapatmasına fırsat vermedi. “Bu ne? Ne olduğunu biliyor musun?” dedi elindeki telefon ekranını Ada’nın yüzüne doğru tutarak. Ada, Ezgi’nin ekranına baktı ve nefesi kesildi. Ekranda dün çıkan magazin haberi vardı. Mert’le bahçede öpüştükleri o anın fotoğrafı büyük bir başlık altında yer alıyordu: “Mert’in Gizli Aşkı Kim? İşte İlişkisi Ortaya Çıktı!” Ada ne diyeceğini bilemedi. Ezgi ona gözlerini dikmiş, açıklama bekliyordu. “Ezgi, bak, sana söyleyecektim, ama…” diye başladı Ada ama Ezgi onu sözünü keserek durdurdu. “Söyleyecektin mi? Şaka yapıyorsun herhalde! Ada, en yakın arkadaşınım ve böyle bir şeyi sakladın. Ne zaman söylemeyi planlıyordun? Bütün Türkiye öğrendikten sonra mı?!” Ezgi’nin sesi yükseldi. Ada, Ezgi’yi böyle sinirli görmeyi beklemiyordu. İçinde bir suçluluk duygusu belirdi. “Ezgi, sakin ol lütfen. Bu… böyle gelişti. Sana anlatmak istiyordum, gerçekten.” dedi Ada, ellerini suçlulukla birleştirerek. “Ama her şey o kadar hızlı oldu ki. Her şey bir anda gelişti. Yüz yüze anlatmak istedim. Tatildeydin ve ben tatilini de bölmek istemedim.” Ezgi kollarını göğsünde birleştirdi, gözleri Ada’da. “Ada, sen benim en yakın arkadaşımsın. Bunu benden saklamamalıydın. Tamam, her şey bir anda gelişti anlıyorum. Ama biz hep birbirimize her şeyi anında anlatmadık mı? Üstelik böyle bir olaydan bahsediyoruz kızım. Tatilini bölmek istemedim de ne?” Ada derin bir nefes aldı. Ezgi haklıydı. Onu bu kadar önemli bir konuda dışarıda bırakmıştı ve şimdi karşısında suçlu hissetmekten başka bir şey yapamıyordu. “Haklısın Ezgi. Beni affet. Gerçekten seni üzmek istemedim. Ama ne bileyim tüm detaylarıyla yüz yüze anlatmak istedim.” Ezgi, Ada’nın açıklamasını biraz olsun kabul etmiş görünüyordu. “Tamam, anlıyorum. Ama bir daha böyle bir şey yapma. Bir daha bana anlatmadan böyle şeyler yaşamayalım, olur mu?” Ada gülümseyerek başını salladı. “Tamam Ezgi, söz veriyorum. Bir daha asla saklamayacağım.” Ezgi bir süre sessiz kaldı, sonra merakla sordu: “Peki, Mert nasıl biri? Onu hala tanımadım, Ada. Senin için ne kadar özel biri görmek istiyorum.” Ada bu soruyla rahatladı. Konuşmanın tonunun değişmesi, Ezgi’nin öfkesinin dindiğini gösteriyordu. “Eğer istersen bugün sizi tanıştırayım.” dedi Ada. Ezgi, gözlerini Ada’ya dikerek başını salladı. “Tabii, neden olmasın. O zaman bir süre burada kalırım. Seninle vakit geçirmeyi de özledim zaten.” Bu sözler Ada’yı çok mutlu etti. Özlemişti en yakın arkadaşını. "Seni o kadar özledim ki”diyip kocaman sarıldı Ezgi'ye. Ezgi çantasını bıraktı ve yerleşmeye başladı. Ada da mutfağa geçip kahve hazırlamaya koyuldu. Ezgi'nin tepkisinden kurtulmanın verdiği rahatlama, Ada’nın omuzlarından bir yük kalkmış gibi hissetmesine neden oldu. Akşamüstü, Mert eve geldiğinde Ada kapıda onu karşıladı. "Hoşgeldin bir misafirimiz var." Mert merakla "Kimmiş bakalım o misafir."diyip Ada'nın yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. “Ezgi, en yakın arkadaşım. Magazin haberini görmüş ve apar topar tatilden dönüp geldi. Biraz kızgın bana, ona her şeyi anlatmadığım için. Ama şimdi burada kalacak bi süre, gönlünü alıcam. Seninle de tanışmak istiyor.” Mert hafif bir gülümseme ile Ada’ya baktı. “Süper. Hadi içeri geçelim de tanıştır artık güzelim.”dedikten sonra içeri geçtiler. “Merhaba, Ezgi değil mi?” dedi Mert sıcak bir gülümsemeyle. Ezgi, Mert’i görünce biraz şaşkınlıkla ama samimi bir tavırla elini uzattı. “Evet, merhaba Mert. Seninle sonunda tanışmak güzel.” Mert ile Ezgi kısa bir sohbetin ardından birbirlerine ısındılar. "Sizi ben artık baş başa bırakayım. Anlaşılan güzel bir kızlar gecesini hak etmişsiniz. Birbirinizi özlediğiniz yüzünüzden belli. Tanıştığıma memnun oldum Ezgi."diyerek Mert ayağa kalktı. Ada, onun bu tavrına gülümseyerek karşılık verdi. “Evet bebeğim daha dedikodu yapacağımız çok şey var.” dedi gülerek. Mert, kapıda Ada'ya yaklaşıp alnına hafif bir öpücük kondurdu. “Seni özleyeceğim.” dedi. Ada "Bende."diyip sarıldı kocaman. Mert, kapıdan çıkarken dönüp Ada’ya bir kez daha baktı ve “Seni seviyorum,” diye mırıldandı. Ada da içten bir şekilde karşılık verdi. “Ben de seni seviyorum, Mert.” Mert evden çıktıktan sonra Ada derin bir nefes aldı. En yakın arkadaşını öylesine özlemişti ki sabaha kadar otursalar ona yetmeyecek gibiydi. |
0% |