Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Bölüm 6

@gezegeninenguzelye

"Peki bu akşam hangi satırlarda kaybolacağız."dememle Mert'in eve girmesi bir oldu. Yanlış bir şey mi söylemiştim. Çok mu belli etmiştim ona olan hislerimi. Rahatsız mı olmuştu? Ben aklımda bu sorularla boğuşurken Mert'in geldiğini fark etmemiştim bile.Kitaplar masadan kalkmış, yerini şarap şişesi ve iki kadeh almıştı. Mert, şarabı şişeden dikkatlice iki kadehe doldurdu. Bardağın içinde dönen şarap, bir tür büyü gibi gözlerimi çekti.

“Bazen maceralar satır aralarında değil, kadehin dibinde saklıdır,” dedi bu sefer, hafifçe gülümseyerek. Bu akşamın farklı olacağını anlamıştım. İçimde hafif bir heyecan dalgası yükseldi.

Kadehi uzattığında, dokunuşunu fark ettim; elleri sıcaktı ve yüzünde sakin, ama yine de derin bir ifade vardı. İlk yudumu aldığımda, şarabın boğazımdan yumuşakça geçtiğini hissettim. İçimi ısıtan bu içkinin, aynı zamanda zihnimi bulandıracağını biliyordum. Ama bugün buna ihtiyacım vardı; kendimden, Mert’ten, şu anda olmakta olan her şeyden kaçmak değil, aksine daha derine dalmak.

“Mert” dedim, gözlerimi ona dikerek. “Gerçekten nasıl birisin? Bahçende saklanan adam mı, yoksa herkesin tanıdığı kişi mi?”

Bu sorum onu şaşırtmadı, aksine yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. Kadehinden bir yudum aldı, sonra derin bir nefes vererek bana döndü. “Belki de her ikisiyim” dedi. “Bazen insan bir kimliğin ardında saklanmak zorunda kalır. Peki ya sen? Sen gerçekte kim olmak istiyorsun?”

Bu soru beklenmedik bir şekilde beni vurdu. Bir an cevap veremedim, sadece elimdeki kadehe baktım. Kim olmak istiyordum gerçekten? Belki de bu sorunun cevabını bulmak için buradaydım. Birkaç saniye sessizliğin ardından, “Bilmiyorum,” dedim. “Ama kendimi arıyorum. Belki de bu yüzden buradayım.”

O an sanki zaman durdu. Kafamdaki tüm düşünceler, sesler sustu. Sadece Mert’in gözlerinde kaybolmuş gibiydim. Şarap yavaş yavaş başımı döndürmeye başlamıştı, ama bu baş dönmesi garip bir şekilde hoşuma gidiyordu. Kendimi daha özgür hissetmeye başlamıştım, sanki her şeyi söyleyebilirmişim gibi.

Mert kadehini havaya kaldırdı, “O halde, kendini bulmaya” dedi. Onunla birlikte kadehimi kaldırdım ve hafifçe tokuşturduk. Metalik ses, hafif bir yankıyla bahçede asılı kaldı. Şarap tekrar boğazımdan geçerken, bir cesaretle dolduğumu fark ettim.

“Biliyor musun” dedim, alkolün verdiği cesaretle. “Sana karşı bir çekim hissediyorum. Ama bu sadece merak değil… Daha derin bir şey var. Bunun ne olduğunu tam olarak çözemiyorum.”

Mert, gözlerini benden ayırmadan beni dinliyordu. “Çekim?” diye tekrarladı, dudaklarında hafif bir gülümsemeyle. “Peki bunun ne olduğunu öğrenmek ister misin?”

Cümlesinin ardındaki anlamı hissettim. Kalbim hızla çarpmaya başladı, ama geri çekilmek istemiyordum. İçimde bir yerlerde, her zaman onu daha yakından tanımak istediğimi biliyordum.

“Elbette,” dedim, sesimde bir kararlılık vardı. Mert biraz daha yaklaştı, aramızdaki mesafe iyice kapanmıştı. Şarabın ve gecenin getirdiği bir sersemlikle, bir an için her şeyin olasılıklarla dolu olduğunu fark ettim.

Ona daha fazla yakınlaşmaktan kendimi alıkoymadım. Kadehlerimizi masaya bıraktık ve şarap ağır ağır zihnimi bulandırırken, Mert’in bana dokunduğunu hissettim. Parmakları omzuma hafifçe değdi, o sıcaklık tüm vücuduma yayıldı. Şarabın etkisiyle birlikte, o dokunuş başka bir boyuta geçmiş gibiydi. Sanki aramızda görünmez bir bağ vardı, sessizce ama derin bir şekilde büyüyen bir şey.

Bir an her şey bulanıklaştı. Zaman durmuş, etrafımızdaki dünya kaybolmuş gibiydi. Sadece o vardı, ben vardım ve aramızdaki o tarif edilemez çekim. Şarabın sarhoşluğu sadece başımı döndürmekle kalmamış, aynı zamanda hislerimi de yoğunlaştırmıştı. Mert’e daha da yaklaştım, nefesi neredeyse yüzümdeydi.

Ama o an, bir anlığına durdu. Gözleri gözlerimde gezindi, sanki içimi okuyormuş gibi. “Emin misin?” diye fısıldadı, sesi alkolün verdiği bir kısık tonla, ama aynı zamanda yumuşak bir dokunuşla.

Bir an tereddüt ettim, ama sonra başımı salladım. “Evet,” dedim.

Loading...
0%