@gezegeninenguzelye
|
Sabah telefonuma gelen bir bildirimle uyandım. Huzurlu başlayan gün, birkaç saniye içinde kabusa dönüştü. Gözlerimi telefon ekranına dikmiş, gördüğüm şeye inanamıyordum. Bir magazin sitesinde, Mert’le bahçede öpüştüğümüz o anın fotoğrafı vardı. Fotoğraf o kadar netti ki… Mert’in bahçesinde yaşadığımız o özel an, şimdi herkesin gözleri önündeydi. Başlık kalbimi sıkıştırdı: “Mert’in Yeni Gizli Aşkı Kim?” Midemde bir bulantı hissettim. O fotoğrafı nasıl çekmişlerdi? Kim görmüştü? Kimseye görünmeden, sessizce o anın tadını çıkarmıştık sanıyordum. Bir an için kalbimin durduğunu hissettim. Sanki biri beni izliyormuş da, her hareketimi gözetliyormuş gibi hissetmek tarifsiz bir dehşetti. Mert hemen yanıma geldi. Benim telefon ekranımdaki fotoğrafı görünce onun da gözleri kısıldı. “Bu nasıl olur?” diye mırıldandı. Sesindeki öfkeyi duyabiliyordum. Telefondaki haberi hızla kaydırmaya başladı, diğer sitelere baktı. Ne kadar baktıysa, o kadar daha fazla yerin dibine geçiyordum. O fotoğraf her yerdeydi. Ve sosyal medya patlamıştı. Dakikalar içinde, binlerce yorum yapılmıştı. Bir an durakladım. Sosyal medya hesaplarıma gelen mesajlar, bildirimler ardı arkasına yağıyordu. Titreyen ellerimle birkaçını açtım. O an anladım ki insanlar acımasızdı. Fotoğrafın altındaki yorumlar kalbimi daha da sıkıştırdı. “Bu kız kim? Hiç yakışmamışlar.” “Mert gibi biri nasıl böyle biriyle beraber olabilir? İnanamıyorum.” “Bu ilişki uzun sürmez, Mert yenisini bulur.” Her yorum, içimde bir yara açıyordu. Sanki bir kısım insanlar beni hiç tanımadan yargılıyor, küçümsüyor, alay ediyordu. Gözlerim doldu. Kendimi çaresiz hissettim. Bu kadar kısa sürede bu kadar ağır hissetmek... Hiç hazır değildim. Derin bir nefes almaya çalıştım ama boğazım düğümlenmişti. Mert yüzüme baktı, ne kadar kötü hissettiğimi anlamıştı. “Ada, sakin ol,” dedi, eliyle omzuma hafifçe dokunarak. “Bunlar hep olur. Boş ver, aldırma.” Ama nasıl aldırmazdım? İnsanlar beni tanımıyorlardı, ama yine de yargılıyorlardı. Sanki bu ilişkinin yanlış olduğunu, bana layık olmadığını düşünüyorlardı. Üstelik Mert’in hayatının bir parçası olmanın böyle sonuçları olacağını biliyordum, ama bu kadarını beklemiyordum. “Neden böyle bir şey oldu?” dedim, sesim titreyerek. “Beni tanımıyorlar bile, ama hemen yargılıyorlar.” Mert’in gözlerinde bir endişe belirdi. “Ada, onların ne dediği önemli değil. Seni ben tanıyorum. Biz ne yaşadığımızı biliyoruz. Onlar sadece bir yorum.” Ama içimde bir ses, bana farklı şeyler söylüyordu. Mert’in dünyasına adım atmanın böyle zorlayıcı olacağını hiç tahmin etmemiştim. Bir an ona baktım ve “Ama Mert, ben bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. Sanki herkes üzerime geliyor, sanki... ben buraya ait değilim.” O an Mert’in yüzü ciddileşti. Gözleri dolu dolu, ama sakin bir şekilde, “Ada, sen bu ilişkinin en önemli parçasısın. Burası senin de yerin. Ben hayatımda seni istiyorum,” dedi. Ama bu sözler beni yatıştırmaya yetmiyordu. Kendimi bu dünyada kaybolmuş gibi hissediyordum. Bir süre sessizlik oldu. Sonra, içimde biriken tüm duygularla patladım: “Ama Mert! Seninle olmak çok güzel, evet, ama bu baskıyla nasıl başa çıkacağım? Hala iğrenç yorumlar geliyor. Herkesin gözü üzerimizde olacak. Her adımım, her hatam yargılanacak. Bu benim için fazla!” Mert’in kaşları hafifçe çatıldı. “Ada, ben senin yanındayım. Bu tarz yorumlar hep olacak, ama biz bunları aşarız. Sana söz veriyorum.” Ama ben duramadım. O an öfkemle, korkumla, gözyaşlarımla patlamıştım. “Senin dünyan böyle olabilir, Mert. Ama ben bu kadar göz önünde olmaya alışkın değilim. Bu beni bitirir!” dedim, sesim çatallandı. Mert, derin bir nefes alarak geri adım attı. O da sinirlenmeye başlamıştı. “Ne yapmamı istiyorsun, Ada? Hayatımdan, işimden vaz mı geçeyim? Bu sadece bir fotoğraf. Üzerine bu kadar gitmenin anlamı yok!” Sözleri kalbimi daha da kırdı. O an kendimi yalnız hissettim. Sanki abartan benmişim gibi. Gözlerim dolmuştu ve kelimeler boğazımda düğümlenmişti. “Hayır, tabikide hayatından vazgeçmeni istemiyorum,” dedim, sesi kısık bir şekilde. “Sadece... kendimi kaybolmuş hissediyorum.” Mert bir an durdu. Sanki söylediklerimi anlamaya çalışıyormuş gibi baktı. Sonra, derin bir nefes aldı ve yanıma oturdu. Elimi tuttu, gözleri ciddi ve kararlıydı. “Tamam,” dedi sakin bir sesle. “Seni bu kadar zor durumda bıraktığım için özür dilerim. Ama seninle olmak benim için her şeyden daha önemli.” Sonra telefonunu eline aldı ve gözleri hala bana bakıyordu. Sosyal medya hesaplarını açtı ve duraksamadan bir açıklama yazmaya başladı. Ben sessizce onu izlerken, ne yaptığını anlamaya çalıştım. Birazdan telefonunu masaya koydu. “Ne yazdın?” diye sordum, gözlerim endişeyle ona bakarken. Mert bana döndü, elini omzuma koydu ve “Ada, herkesin bilmesini istedim,” dedi. “Onlara, senin benim sevgilim olduğunu ve birlikte olduğumuzu söyledim. Artık gizli saklı bir şey yok.” Telefonuma bir bildirim daha geldi. Mert’in açıklaması: “Tüm takipçilerime buradan seslenmek istiyorum. İşim gereği gözler önündeyim, hayatımı merak ediyorsunuz, bunu anlayabiliyorum. Ancak sınırlarınızı lütfen geçmeyin. Ada benim sevgilim ve onu seviyorum. Sevdiğim kadın hakkında bu şekilde yorumlar yapmanızı istemiyorum. Eğer onu benim gözlerimle görebilseydiniz, benim gibi tanısaydınız, ona ne kadar haksızlık ettiğinizi fark ederdiniz. Lütfen bir daha böyle bir açıklama yapmak zorunda bırakmayın. Kötü yorumlarınızı ve kalbinizin kötülüğünü kendinize saklayın.” Bir süre sessizlik oldu. O an kalbimde hafif bir rahatlama hissettim.Bir şeylerin değişeceğini biliyordum. Ama bu yolculukta yalnız değildim. Mert yanımdaydı, ve bu bana güç verdi. Aramızdaki gerginlik yavaş yavaş dağılıyordu. Mert’in ellerini hissetmek, bana verdiği güven... Belki zor olacaktı, ama biz bunu birlikte atlatacaktık.
|
0% |