Yeni Üyelik
13.
Bölüm

13. Bölüm

@girayinafyonsurubu

Siz bi şarkı söylemek istiyorum bu bölüm için.

Şarkı:Yalın-Oyunbaz

Öğle arasına girmiştik. 2 ayda sadece 4 kere gördüğüm Emre'yi öğleden önce dört kere gördüğüm için benim beynim artık Emre'ye katlanamıyor, onu görünce yön değiştirmem gerektiğini söylüyordu.

Ela ile birlikte sınıftan çıkıp yemekhaneye doğru yürümeye başladık. "Yemekte ne var?" diye sordum. "Kuru fasulye, pilav" cevabı alınca yüzümü buruşturdum. "Ee hadi kantine gidelim o zaman" dedim. O da "Bence de" diyince yönümüzü değiştirip kantine indik.

Tost ve ayranımı alıp masaya ilerlerken kolumun tutulması ve başka bi tarafa sürüklenmem bir oldu. Gördüğüm yüzle sinirlerim tepeme çıktı.

"Napıyosun Eren?" dedim hesap sorarak.

"Derin seninle bişey konuşacaktık unuttun mu?" dedi.

"Konuşmak istemiyorum Eren, bırak beni" dedim.

"Sadece konuşucaz Derin. Abartma istersen" dedi.

"Bıraksana beni!" diye bağırdım. Bi kaç göz bize doğru döndüğünde Eren kolumu sıktı. "Bağırmasana. Oynama benim sinirlerimle" dedi.

Ben bişey söyleyecekken benim yerime arkadan bi ses yükseldi. "Asıl sen benim ayarlarımla oynama Eren." dedi Emre.

Ona doğru kafamı çevirdim. Kollarını göğsünde birleştirmişti. Saçları dağınıktı. Gri gözleri sanki kırmızılaşmıştı. Önceden de bu kadar yakışıklı mıydı? Yoksa ben şimdi mi fark ediyordum.

Ay ne diyorum ben ne ayol.

"Sen karşma Emre. Seni ilgilendiren bişey yok. Bu ikimizin arasında bi mesele" dedi çok bilmiş Eren.

"Benim" diye başladı Emre. Bi adım attı. "Benim sevgilimle," dedi bi adım daha attı. "senin" dedi bi adım daha attı ve Erenle arasındaki mesafeyi kapattı. "ne gibi bi meselen olabilir?" dedi bunu dedikten sonra işaret parmağıyla Erenin omzuna dokunmuştu.

"Senin sevgilin mi?" dedi Eren. Sesinden şaşkınlık akıyordu.

"Evet benim sevgilim," dedi Emre. "O kolun şimdi sevgilimin üzerinden çekmezsen o kolu başka bi tarafına montelicem."

Eren yutkundu. Kolunu çekti bileğimden. Emre elimi nazikçe tutup beni oradan uzaklaştırdı. Geçip bi masaya oturduk.

"Ne oldu? Ne meselesi bu?" diye sordu Emre.

"Bişey değil ya" dedim umursamaz bi şekilde. "Geçen konuşmak istedi sen çağırdın ya. Onu diyo işte." dedim.

Başka birşey söylemedi. Tostu ve ayranı masaya bıraktım. Yiyesim kaçmıştı. Tostu ve ayranı bıraktıktan sonra Emre bileğimi yakaladı. Baktı... Baktı... Baktı...

"Kızartmış, piç kurusu" dedi mırıldanarak.

Bişey demedim. Nazikçe bileğimi bıraktı. Bu kaç dakika sessiz kaldık.

"Neden yemeğini yemiyorsun?" diye sordu. Sesi soğuktu. Hoşgeldin eski Emre.

"Yiyesim kaçtı." dedim. Kafa salladı. "Deniz kızları hakkında ne düşünüyorsun?" diye sordu.

Mitolojiye ilgiliydim. Heyecanla anlatmaya başladım. "Mitolojide siren olarak geçiyorlar." dedim ilk. O ise başka bişeyle uğraşıyor bu yandan da kafa sallıyordu."Seslerini insanları hipnoz etme-" diyordum ki diyemedim çünkü Emre ağzıma bı tost parçası tıkmıştı.

"Nopoyoson yo" diye çemkirdim. Omuz silkti "Yemiyosun yemeğini. Bende bu yolu denemeye karar verdim. Konuşmaya başlayınca kendini kaybediyorsun" dedi.

"Bu yaptığın oyunbozanlık. Oyunbaz zorba." dedim. Ardından yüzümü buruşturdum. "Ben o kadar konuşuyor muyum ya?" diye sordum.

"Konuş sen," dedi. "Sana yakışıyor" dedi. Tosttan bı parça koparıp ağzına attı.

Ayağa kalkıp "Ela'nın yanına gidicem ben" dedim.

"Hayır" dedi tok sesiyle anında. "Eren, Çağan ve Ozan orada. Gidemezsin hiç bir yere." dedi.

Haklıydı. Çünkü gidersem bunun bi oyun olduğunu düşüneceklerdi ve doğru düşüneceklerdi.

Ama yerime geri otururken lafımı da söylemeyi ihmal etmedim. "Senden emir almıyorum zorbacık. Sadece mecburiyetten." dedim.

"Mecburiyet" diye tekrar etti kısık sesle.

Emreden...

Derinle birlikte kantinde oturuyorduk. Nasıl herşey bu kızın başına geliyordu anlamıyordum. Bu artık canımı sıkmaya başlamıştı.

Şuan Derine karşı bi hissim yoktu. Kendimi kontrol edebilmeyi öğrenmiştim. Bu halimi seviyordum. Derin bana zorba dese bile ben zorba değildim. Sadece bu haldeyken insanlarla arama mesafe koyuyordum. Efe, Ege ve Selim bunların arasında değildi. Selin ise bizi çoktan satmıştı. Ancak ben böyle olduğumda Derinle arama bı mesafe giriyordu. Sorun da tam burda patlak veriyordu.

10 Kasım'da çok güzel olmuştu ama ben bunu ona onunla işimin bittiğini söyledikten sonra söylemiştim. Konuşmamız gerektiğinde ve gelmediğinde sırtıma atmış, daha sonrasında yere bırakınca dengesini koruyamamış ve yere düşmüştü. Ona sadece "İyi misin?" demiştim ve yüz ifadesi bile buna ne kadar sinirlendiğini gösteriyordu.

Biz masada güzelce otururken Derinin masadaki kolu biri tarafından tutuldu ve Derini ayağa kaldırdı...

Derinden...

​​​​Kolumdan çekilememle ayağa kalktım gördüğüm sima eşek gibi sırıtıyordu. Ozan karşıma geçmiş sırıtıyordu. Emre ayağa fırladı.

"Ozan cek o pis ellerini sevgilimin üzerinden." dedi Emre hiddetle.

"Çekmezsem ne olur?" dedi Ozan.

"Zıkkımın dibi olur" dedi Emre ve Ozanın benim kolumu tuttuğu kolunu kavradı daha sonra diğer koluylada Ozanın yüzüne en şerrinden bı yumruk geçirdi.

Ozan geriye doğru savruldu. Daha sonra gelip Emre'ye bı yumruk attı. Emre de geriye savrulduğunda arkasında olan bana çarptı. "Emre dur, yapama lütfen. Şu kaşının haline ba-" derken Emre geriye doğru bı kere daha savruldu onun savrulmasıyla arkasında olan bende geriye doğru düştüm. Düşerken Emre'nin yüzü bana dönük olduğu için ve çok yakın olduğumuz için dudaklarımız sürtüşmüştü.

Yere şiddetle düştüğümde basımın arkasını arkamdaki masaya sertçe vurmuştum. Kafam zonkluyordu. Emre ise üstüme düşmüştü. Ben Emre'ye seslenirken yaklaşık 5 dakika önce duyulması gereken o ses duyuldu.

"Ne oluyor burda" diyen Murat hoca.

__________

Kestikk

Bölüm biraz geç geldi kusura bakmayın.

Bölümü nasıl buldunuz?

Umarım beğenirsiniz.

​​​Oy ve yorum yapmayı unutmayın.

Kendinize iyi bakın.

Sizi seviyomm.

Bayy.

Loading...
0%