Yeni Üyelik
23.
Bölüm

22. Bölüm

@girayinafyonsurubu

 

Görevlinin sesini duymamızla hemen ayrıldık birbirimizden. Duymazdan gelip sağa sola bakmaya başladık.

 

Selam örümcek kardeş. Nasılsın? İyisin inşallah

 

Adım seslerini duyduğum kabının kapısını açtım. Kafamı uzatıp baktım. Kimse yoktu. Geri girip Emre'yi sırtından itekleyerek kabinden çıkardım. Afallayarak bana baktı.

 

"Bu daha bana toplum içinde yaklaşma pis köpek. Kanıma giriyorsun sonra böyle oluyor" dedim. Görende sanır yıllardır sevgiliyiz hep bu duruma düşüyoruz.

 

Gören olmasın bence ama sen bilirsin.

 

"Ben ne yaptım ya?" dedi şaşkınlıkla.

 

"Şimdi gösteririm sana kim ne yapıyomuş. Hadi kaybol." dedim. Kapıyı kapattım. En sonunda da dayanamayıp "Adi köpek!" dedim.

 

Üstümü değiştirip çıktım hemen. Benimle aynı zaman diliminde Emre de çıktı. Görevliye yakalanmamak için hemen dışarıya çıktık ama keşke çıkmayasaydık. Götüm donuyordu.

 

Hemen Elaya mesaj attım.

 

Siz: Ela hemen gelin. Hadi

 

Bal peteğim: Tamam kuşum üstümüzü değiştirip geliyoruz.

 

Arabamı açtım. Birlikte içine girip, klimayı açtık ve diğerlerini beklemeye başladık.

 

Herkes geldiğinde arabalara doluştuk. Sadece Arkın gelmek istememişti. Spor salonunda kalıp biraz daha vakit geçirmek istediğini söylemişti.

 

Bunda sarışın kızın etkisi ne kadar büyük acaba?

...

 

Bi kafeye gelip oturduk. Self servis olduğu için bizimkileri sipariş vermeye gönderdik. Biz kızlarla birlikte geçip bı masaya oturduk.

 

Miray etrafa tedirgin bakışlar atıyordu. Ben ona bakarken bana döndü gülümsemeye çalıştı. Ellerini tutup güç vermeye çalıştım. Elaya döndüm şapşal aşık masaya gözlerini dikmiş şapşal şapşal gülümsüyordu. Miraya gözlerimle Elayı işaret ettim. Güldü. Elini Ela'nın gözünün önüne doğru salladı. Ela dan tepki alamayınca Ela'yı dürttüm.

 

"Ben aşka inanmıyorum diyen Eladan. Gözlerini masaya dikip ağız dolusu gülümseyen Elaya ha?" dedim. Miray ve ben kahkaha atarken Ela da gülümsüyordu.

 

"Ayy geçin dalganızı. Aşka inanmayan ben bile şuan Ege 7 ceddime duyulabilirim" dedi.

 

Ardından 3'ümüz birlikte güldük buna.

 

Kafeyi bizim kahkahalarımız doldururken omuzumda bi el hissettim. Arkamı dönüp Emre'ye baktım.

 

"Neye gülüyorsunuz böyle?" dedi. Ardından çapkınca göz kırptı.

 

İçim erirken ben bu çocuktan nasıl nefret etmişim ya diye düşündüm.

 

Ela gülerek konuştu. "Benim aşık olmamla dalga geçiyorlar. Valla o kadar mutluyum ki aşık olmamı 7 ceddime duyulabilirim" dedi. Başında duran Ege ise sevgilisinin kafasına bi öpücük kondurdu.

 

Ey aşk sen nelere kadirsin

 

Yemeklerimizi yiyip masada sohbet döndürürken benim gözler kaydı. Uykum geldi. Başımı masanın üstüne koydum. Tam uykuya dalmıştım ki Emre'nin kafamı öpmesiyle geriye doğru sıçradım.

 

Benim sıçramamla kafam Emre'nin ağzına denk geldi. Ortamda yankılanan "şak" sesi ise herşeyi açıklıyordu.

 

Hemen ayağa fırladı. Üst dudağından kan akan Emre'ye dönüm. "Ay Emre. İyi misin? Çok özür dilerim" dedim. "Tamam güzelim yok bişey." dedi. Bu sefer sandalyeme oturdum. Emre'nin elini çektim ve dudağına baktım. Elimi tutup dudaklarına götürdü ve öptü.

 

Ay ben bayılıcam şimdi şuraya.

 

"Özür dilerim" dedim suçlu çocuklar gibi.

 

Ufak bi kahkaha attı. "Yok işte birşeyim güzelim. Sıkma canını." dedi bana.

...

 

Biraz daha oturduktan sonra evlere dağılmıştık. Evin kapısına geldiğimizde havlama sesi duyduğumda hemen indim. Arkamdan gene bu kapı sesi duymuştum. Emre de inmişti.

 

Bizim bahçenin kapısını açtım. Dode hemen üstüne atladı.

 

Dode benim köpeğimdi. Ailemizin bir üyesiydi daha doğrusu. Ufak bi rahatsızlık geçirdiği için uzun zamandır veterinerdeydi. Muhtemelen annem bugün gidip almıştı Dodeyi.

 

"Oyy oğluşum benim" derim ve yere bıraktım Dodeyi. Ardından bende yere çöktüm. Ben Dodeyle oynarken arkamda duran Emre "Hani ismi Emreydi?" diye sordu.

 

"Malesef tatlım. Dode senden önce vardı. Değil mi oğluşum?" dedim ters bi şekilde yatmış Dodenin göbüşünü okşadım.

 

"Demek benden bile önce vardı ha?" dedi. Kafa salladım. "Dolabına koyduğum mama kabını ne yaptın?" diye sordum.

 

"Ne yapacağım kızım. Attım tabi ki." dedi ters ters. Sinirlendirmişti bu onu. "Sıkma canını güzel sevgilim benim. Ben daha kalitelisini alırım sana. 40 liraydı o" dedim.

 

Gözlerini açarak bana baktı. "30 liraya mama kabımı kaldı. Nasıl dolandırdılar seni çok merake ediyorum deniz kızı" dedi.

 

"Bana olan güvenin gözlerimi yaşarttı." dedim. Güldü. Kollarının arasına alıp sımsıkı sardı beni. Kokusunu içime çektim. Hayatımda duyduğum en ferah kokuydu...

...

 

Alarmın çalmasıyla birlikte sıçrayarak uyandım. Gözümün önüne gelen saçımı üfleyerek geriye doğru itmeye çalıştım. Olmayınca zorlamadım. Yataktan kalktım ve saçımı başımı biraz düzeltip aşağıya indim.

 

Annem kahvaltı hazırlıyor babam ona yardım ediyordu. Demir abim annemin yaptığı minik sandviçleri bir bir götürürken Kaya abim telefonla konuşuyordu. Arkın ise Demir abimin yanında dikilmiş o da pankekleri görmüyordu.

 

Bugün ilk ders boştu bende o yüzden böyle oyalanıyordum. Demir abimin yanına gidip eline vurdum. Bakışları ben ve eli arasında mekik dokurken konuştum. "Yemesene, az bize de bırak" dedim.

 

"Ne var kızım? 2-3 tane yedim" dedi. "He he 2-3 tane yemişmiş. Tabakta kaç tane kaldı sanki hayvan" diye ortama giriş yaptı Kaya abim.

 

Bu sefer de bizi umursamayıp pankek yemeye devam eden Arkının eline vurdum.

 

"Sende az yavaş ol ablacığım. Boğazına kaçmasın" dedim yumuşak bi sesle.

 

Bana bakıp gülümsedi ve yemeye devam etti.

 

Demir abim koluma vurdu. "Ona niye öyle diyosun? Ben neyim burda? Boru mu?"

 

Kahakah attım. "Erkek kardeş herşeydir. Senide çok seviyorum abicim ama o sözümü hep dinledi" dedim.

 

Kafama bu zeytin attı. Bende yere düşen zeytini alıp geri ona attım. Tam eline denk geldi. Zeytini havada yakaladı.

 

Annem ve babam da gülerek geldi. Annem babama bişey anlatıyor babam ise kahkaha atıyordu.

 

Ardından hep birlikte sofraya oturup güzle bı kahvaltı yaptık.

...

 

Okula geldiğimde daha dersin başlamasına yarım saat olduğunu görüp kantine indim. Ela ve Mirayın yanına geçip oturdum. Biz sohbet ederken arkamdan dolanan ellerle şaşırdım. Daha sonra aldığım okyanus kokusu rahatlamamı sağladı.

 

Bu insan bu kadar mı güzel kokardı ya...

 

"Günaydın güzelim" dedi Emre.

 

"Günaydın yakışıklı" dedim.

 

"Nerede sahiplik eki?" diye sordu. Küçük bi kahkaha attım.

 

"Günaydın yakışıklım" diye tekrar ettim cümlemi. Yanağıma bı öpücük kondurdu ve "Dışarıya çıkalım mı?" diye sordu.

 

Kafa salladım. Kızlara görüşürüz dedikten sonra bahçeye çıktık.

 

Bahçeye çıktıktan sonra durduk. Emre elimi tuttu ve beni kendine çekti. Kollarının arasına girdiğimde gözlerimi kapattım. Huzurla dolmuştum valla.

 

Çatlayınn...

 

Biz böyle dururken duyduğum ses gözlerimi açmama neden oldu.

 

"Vay vay vay. Kimler varmış burada. Bizim çifte kumrulara bak sen" dedi Eren.

 

Emreden ayrıldım. Ona yapma der gibi baktım. Emre ise "Defol git Eren şuan seni çekemem" dedi.

 

"Derin, Emre'ye sen hala söylemedin sanırım" dedi Eren. Emre kaşlarını çattı. "Ne söyleyeceksin bana Derin?" diye sordu. Erene döndüm. "Yapma şuan değil" dedim.

 

Emre artık sinirlenmeye başlıyordu. "Ne söyleyeceksin bana Derin!?" diye sordu hiddetle.

 

Evrenin söylediği şey belki de Emre'nin hayatını alt üstü edecekti. "Üvey kardeşine merhaba de Emre" dedi Eren kendini göstererek.

 

______________

 

Kestikk

 

Biliyorum çok geç geldi özür dilerim güzelliklerimm. Derslerim yoğundu ve muhtemelen hafta sonuna kadar bölüm atamam. Tekrardan çok özür dilerimm.

 

Umarım beğenirsiniz.

 

Oy ve yorum atarsanız sevinirim.

 

Kendinize iyi bakın.

 

Sizi seviyorum.

Bayy.

Loading...
0%