@girayinafyonsurubu
|
Sabah kalktığımda gram keyfim yoktu. Tatili erken bitirme kararı almıştık. Dünden sonra herkesin keyfi kaçmıştı. Bizde dönme kararı almıştık.
Valizimi topladım hemen. Altıma rahat siyah bi eşofman üstüme siyah bi tişört giymiştim. Üstüme de ceket almıştım.
Herşeyi toparladık. Evde ses yoktu. Evi eski haline getirip eşyaların üstüne örtü örttük.
Herkes arabalara doluşuyordu. Bu sefer kimse olay çıkarmadı.
Emre'nin arabasına doğru yürüdüm. Çok yorulmuştum. Tek planım bütün yol boyunca uyumaktı.
Arka koltuğa geçip oturdum. Yanımda Emre vardı. Önde ise Ela ve Ege vardı. Arabayı Ege kullanacaktı.
Kulağıma kulaklığımı taktım.
Kulağına dolan şarkı DKTT - Dilerim ki.
"Umudumsum, simsiyahken her yanım huzurumsun."
"Uçurumsun, atlasam karanlığına adım unutulsun"
"Benim ol, kurtar beni. Sonum ol"
"Dilerim ki. Dilerim ki asla caymazsın benim olmaktan"
Şarkı devam ederken gözlerimi kapattım. Gözlerim zaten sanki hiç uyumamışım gibi kapanmak istiyordu.
Sonsuz karanlık beni içine çekerken birden öne doğru savruldum. ...
Yazardan...
Ani fren yapmalarıyla refleksleriyle sevgilisin öne doğru savrulan kafasını vurmaması için nazikçe tuttu genç adam. Ardından genç kızı kucağına yatırdı.
Çok yorulmuştu genç kız. Sürekli aynı şeyleri yaşamaktan, insanların bu kadar iğrenç olmasından bıkmıştı.
Genç adam ise sevgilisinin her gün gözünün önünde eriyip bittiğini, o güzel çiçeğin yavaş yavaş solduğunu görüyordu.
İçi gidiyordu. Ne yapabileceğini bilemiyordu. Onu nasıl koruyacağını, nasıl herşeyden sakınacağını bilmiyordu.
Yanında olduğu zaman bi nebze de olsa koruyabilirdi ama yanında olmadığı zaman ne olacaktı.
Gözlerins sisler düştü genç adamın. Kucağına yatırdığı sevgilisinin saçlarını okşamaya başladı.
Sanki kendisi zarar veriyormuş gibi hissediyordu.
Sıkıntılı bi nefes verdi genç adam. "Napıcam ben?" diye mırıldandı.
Arkadaşının sesini duyan Ege, Ela'ya döndü. İkisi bi süre bakıştılar. Dhaa sonra Ela söze girdi.
"Hiç birimiz yanında olmak dışında bişey yapamayız. Sadece dastek olmalıyız. Yaşadıkları kolay değildi. Bunu bi kaç kere yaşamak... Gene iyi dayandı" dedi Ela.
"Aynen" diye onayladı Ege. "Hepimiz yanındayız zaten. Destek olucaz. Atlatıcaz bi şekilde. Miray nasıl iyi olduysa, Derin de iyi olucak. Derin benim kardeşim. Hep arkasındayım onun"
Buruk bi tebessüm etti Emre. "Sanki herşeyin suçlusu benmişim gibi hissediyorum. Ayrılsam daha mı iyi olur acaba diye düşünüyorum?" dedi Emre.
Ela hemen lafa girdi. "Sakın Emre. Senin de ondan gitmen Derini iyice boşluğa düşürür. Görmüyor musun sana olan bakışlarını? Kız sen varken iyi. Sen olmazsan toparlaması çok zor olur" dedi.
Ege de onayladı bunu. Emre bakışlarını cama çevirdi. Bi süre sessiz kaldılar. Ela konuştu.
"Kaya abinin nişanı var bu kaç gün sonra. Siz de gelin. Müzikti, eğlenceydi derken herkes toparlanır. Bu kaç gün dinlenelim de" dedi Ela.
Emre ve Ege onaylayan mırıltılar çıkardı. Yolculuğun geri kalanı ise sessiz geçmişti. ... (İzninizle buraya bi şarkı eklemek istiyorum Kolpa - Beni Aşka İnandır) Derinden... Gözlerime dolan güneş uyanmama sebep oldu. Biraz tavanı izleyip yatakta debelendim. Ardından yataktan kalktım. Etrafa boş bakışlar attım ve odamdan çıktım. Aşağıya indiğimde sadece annemi gördüm. "Günaydın" diyerek mutfağa girdim. "Günaydın güzelim" diye cevap verdi annem. "Babamgil nerede?" diye sordum. "Yarın nişan varya. Son şeyleri halletmeye gittiler. Abinde seninde olmanı istiyordu ama yorgun olduğunu görünce kıyamadı uyandırmaya" dedi. Evdeki herkes ruhsuz olduğumun farkındaydı ancak beni anlatmam için darlamıyorlardı. Dün akşam babam odama gelmişti. Yatağıma oturup beni dizine yatırmıştı. Saçımla oynamış, bana masal anlatmıştı. 6 yaşıma dönmüş gibi hissetmiştim kendimi. "Hadi birşeyler ye güzelim" dedi annem. Kafa salladım ve masaya oturdum. Tabağımla oynadım biraz ve masadan kalktım. Annemde kahvaltısını yaptığında birlikte masayı topladık. Daha sonra ben yukarıya, odama ders çalışmak için çıkmıştım. ... 4 saatlik bi çalışmanın ardından beynimin sulandığını hissettim ve telefonumu elime aldım. Emreden gelen mesajı gördüm. 💙: Derin napıyorsun? (11.23) Derin demesi garip gelmişti. Genelde güzelim veya deniz kızı diyordu. Siz: Şimdi dersin başından kalktım. Siz: Sen ne yapıyorsun? Siz: Yarın nişana geliyorsun değil mi? Siz: Yalnız olmak istemiyorum. 💙 Çevrimiçi. 💙: Bilmiyorum Derin. Siz: Emre neden soğuk yapıyorsun? Siz: Soğuk yapacak gerçekten şu zamanı mı buldun? 💙: Sana zarar veriyormuşum gibi hissediyorum Derin. 💙: Kafam karışık. 💙: Ayrılsak nasıl olursun? Eskisi gibi mi olursun, bilmiyorum? Siz: Ne diyorsun Emre? Siz: Böyle düşünmene sebep olan şey yaşadığım/ yaşadığımız şeylerse sen ne yaptın? Siz: Sen olsan da olacaktı olmasanda Siz: Eğer devam etmek istemiyorsan gidebilirsin Siz: Yalan söylemene gerek yok. O kadar sinirliydim ki ne yazdığımı gözüm görmüyordu. Bunu gerçekten demiş miydi? 💙: Saçmalama Derin. Senden neden ayrılmak isteyeyim. 💙: Eski neşen yok görmüyor musun? 💙: ve bu benimle tanıştıktan sonra oldu. 💙 Sence de böyle düşünmem normal değil mi? Siz: Şuan emin ol ben ne kadar iyiyim desem de iyi değilim. Ve sen benim şuan sinirlerimle oynuyorsun. Siz: Sana en çok ihtiyacım olduğu zaman bunları demen... Siz: Eğer bunların kendi suçun olduğunu düşüyorsan hiç bir yere gidemezsin. Kendi yaptıklarını, dağıttıklarını toplayacaksın. Siz: Sen benden ayrılıyorsan bile ben senden ayrılmıyorum. Siz: Ve evet ben yüzsüzlüğün ve gurursuzluğun dibine vurmuş bi insanım. Telefonu kapatıp sertçe yatağa fırlattım. Aslında duavara fırlatmak istedim ama... Aması yok şartlar işte... Sinirle soludum. Nasıl böyle bişey düşünebilirdi. Benim ona ihtiyacım vardı. Onun yanında güvende hissediyorum.1 gün bile görmeyince özlüyordum. Kendimi yatağa attım. Düşünceler denizinde boğuluyordum. ... Zil sesiyle birlikte koltuktan kalkıp kapıyı açmaya gittim. Yattıktan sonra daha fazla kendimi sıkmak istememiştim. Paşa gönlü bilirdi. Annemin yanına gidip dizine yazmıştım. Biraz konuştuktan sonra da zil çalmıştı zaten. Kapıyı açtığımda İrem ablayı, Kaya abimi ve Demir abimi görmüştüm. En önde duran İrem ablaya güldüğümde o da gülümsedi onları içeriye davet ettim. Hepsi geçtiğinde İrem abla bana sıkıca sarılmıştı Kaya abimle de sarıldıktan sonra sıra Demir abime gelmişti. Kulağıma doğru eğildi. "Ne işler karıştırıyorsun bilmiyorum" dedi ve yanağımı öptü. Muhtemelen numaradan bahsediyordu. Salağa yatıp ne olduğunu anlamamış gibi yapıp kaşlarımı çattım. ... Babam da eve gelince hep birlikte sofraya oturmuştuk. Daha sonra ise nişanlar için yapılan hatıra hediyelikleri varya. He ondan yapmak için masaya geçtik. Biz yaparken aklıma Arkın geldi. Evde yoktu, nerdeydi bu çocuk? "Arkın nerde?" diye sordum. Annem "Spor salonuna mı ne gidecekmiş? Oraya gitmiştir heralde" dedi. Ooo bunu da bi gün sorguya çekelim. Biz yapmaya devam ederken ben tabiki Elayı aradım. Ona gelip bize yardım etmesini söyledim. Hemen geleceğini söyleyip kapattı. Ela geldiğinde biz yapmaya devam ediyorduk. Ela da herkesle kısa bi selamlaşma faslından sonra annem, babam, Demir abim, Kaya abim ve İrem abla salonda bizde Amerikan mutfakta Elayla birlikte masada hediyelik eşya yapıyorduk. "Ela benim sana bişey söylemem lazım" dedim. Bana direk "Hamile misin!?" diye sordu Gözlerimi fal taşı gibi açtım. "Saçmalama" dedim koluna cimcik atarken." Ne şeyi kızım. Allah korusun" "Ay ne var ne? Olmasın mı küçük küçük Emreleriniz, Derinleriniz" dedi içi gdier gibi. "Bu gidişle biraz zor" dedim sıkıntılı bi şekilde. "Niye kız?" diye sordu. "Benim kendi yüzünden bu halde olduğumu düşünüp bana "ayrılsak eskisi gibi olur musun?" diye sordu" dedim. Ela tepkisiz kaldı. O da biliyordu değil mi? "Biliyor muydun?" diye sordum. "Dönüşte sen uyurken konusu geçti ama onu bu fikirden vazgeçirdiğimi sanıyordum" dedi. "Kızdın mı?" diye de sordu. Kafamı iki yana salladım. "Yok kızmadım da ben niye böyle düşündüğünü anlamıyorum" dedim. "Kafası karışık onun. Sana içi gidiyor, çok seviyo seni" dedi ve devam etti. "İlişki için bazen böyle şeylere gerek oluyor. Hep mıç mıç olmaya gerek yok. Arada bunlarda lazım ama çok büyütmeyin. Sonra işin içinden çıkamayız" "Vay vay vay Ela hanım aşk profesörü mü oldunuz?" dedim gülerek. "Tabi kızım. Ben her zaman öyleydim de siz bilmiyordunuz işte" dedi. Birlikte ufak bi kahkaha attık. Yanımıza Demir abim geldi daha sonra. Oturdu bu sandalyeye. Haydi Bismillahirrahmanirrahim. "Derin" dedi. "Efendim abicim" dedim şirin şirin. "Güzel kardeşim benim, o numara kimin?" diye sordu. "Hangi numara?" diye salağa yattım. "Ne bilim ben? Kızın teki bana yazdı. Ben de analamdim. Senin adınla falan seslendi. Gene ne haltlar karıştırıyorsun?" "Aa abi ben ne yapıcam sanki ya? Sen bi göster bakayım numarayı" dedim. Abim telefonu çıkarıp Efsunun numarasını gösterdi. "Hmm" dedim. "Şey ya, bu benim arkadaşım. Numaramı istedi. Senin numaranı mı vermişim tüh" dedim. "Karıştırmışım demek ki" "Tabi tabi. Karıştırmışsındır kesin" dedi. "Neyse benim numaramı ver sonra da engelle bari" dedim test etmek için. "Niye engelleyecekmişim canım. Dursun işte. Sana ulaşamazsak ona sorarım." dedi. Güzel kıvırmıştı. "Sen yok musun sen?" bakışı attım ona. Bana "Bakma şöyle. Ne var sanki?" diye söylendi ve geri yerine gitti. Ela "Ne oldu ya öyle?" diye sordu. Olayı baştan sona anlattım. Ela kahkahalarla gülerken annem neye güldüğümüzü sorup bizi biraz darlamıştı. Hediyeleri yapmayı bitirdiğimizde herkes evine dağılımıştı. Bende koşarak odama gittim ve yatağıma girdim. Telefonumu kapatmıştım. Açmakta istemiyordum. __________ Kestikkk Nasılsınız? İyisiniz inşallah. Bu yeni bölümümüz. Umarım beğenirsiniz. Oy ve yorum atarsanız sevinirim. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum. Bayy. |
0% |