Yeni Üyelik
32.
Bölüm

29. Bölüm

@girayinafyonsurubu

Yatağa geçip oturdum. Ancak bu gecelik bizi ne kadar idare ederdi bilmiyordum.

Mirayın içinde de ne yangınlar varmış.

​​​​​​Emre içeriye girdi. Üstü çıplaktı. Altında ise siyah bi eşofman vardı.

Adımları bana doğru yön buldu. Yaklaştı... Yaklaştı... Yaklaştı... Ellerimden tutup beni ayağa kaldırdı. Beni kendine doğru çekti. Göğüsüm göğsüne çarptı. Alınlarımızı birbirine dayadı. Dudakları ve dudaklarım arasında milimler varken fısıldayarak konuştu.

"İznin var mı güzelim?"

Yavaş hareketlerle kafa salladım. "Var..." dedim varla yok arası. "Zorla sınırlarını"

Dudağında çapkın bi gülümseme belirdi. "Tabi... Nasıl istersen" demeyi de ihmal etmedi.

Ardından dudaklarını dudaklarıma bastırdı. İlk önce yavaşça öpmeye başladı. Ancak zaman geçtikçe öpüşü sertleşiyordu.

Ağzını araladı. Dili dilimi buldu. Biraz orada oylandı. Ellerim ensesine gitti. Sıkıca tuttum ensesinin oradaki saçlardan. Ben saçlarına sertçe asılırken o ise dudaklarımı ısırmaya başlamıştı.

Dişlerini hunharca dudaklarıma geçiriyordu ve ben bundan zevk alıyordum.

Elleri ile belimi sıktığında dudağından ufak bi inilti döküldü. O benim üstüme üstüme yürürken -ki dudakları hala dudağımdaydı- ben ise geri geri gidiyordum. Bu süre sonra yatağa çarpıp yatağa düştüm. Emre üzerime doğru eğildi. Ben onun altında kalırken elleri kalçamı bulmuştu. Kalçamı avucunun içine alıp sıktığında ensesindeki saçlara asıldım. Onun dudakları durduğunda bu sefer ben hücum etmeye başladım. Dudaklarında dilimi gezdirdim. Alt dudağını sert bi şekilde ısırdığımda ağzından ufak bi iniliti döküldü. Elleri gene belimi buldu beni yataktan kaldırdı. Dudakları dudağımdayken beni çalışma masasına götürdü. Çalışma masasının üzerine oturttuğunda geceliğin askısını seri bi şekilde indirdi. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı ve omzuna ortaya karışık birşeyler yapmaya başladı.

Omzum karıncalanıyoo!

Dişlerini omzuna geçirdiğinde ağzından "Oha!" diye bi ses döküldü. O ise umursamadan diğer askımı da indirdi ve geceliğin üst kısmını çıkarmış oldu. Dudaklarını tenimden ayırıp gözlerime baktı izin istercesine.

"Sana sınırlarını zorla dediğimi hatırlıyorum" diyip izin verdim.

Direk olarak göğsüme yapışmasını beklemiyordum.

Göğüs ucumla cebelleşirken ben ise büyük bi savaş veriyordum. Göğüs ucunu ısırdığında ağzımdan küçük olmayacak bi inilti döküldü.

Bi eliyle kalçamı tekrar kavradı. Göğsümden ayrılıp boynuma geçti. Boyumu baya bildiğiniz vakumladı. Artık her yerim ağrıyordu. Vücudum mu çok dayanıksızdı bilmiyordum ancak kendimi çok bitkin hissediyordum.

Emre'nin saçlarından tutup onu boynumdan uzaklaştırdım. "Yeterr! Çok yoruldum" dedim. Bu halime çapkın bi gülümseme gönderi.

Askıları geri kolumdan geçirdi ve beni kucağına aldı. Bacaklarımı beline sardım. Ellerini kalçamda hissediyordum.

Kişisel banyosuna geldiğimizde beni duşun içindeki tabureye oturttu. Kendisi ise hemen ardımdan girdi. Sıcak suyu açtığında ben direk suyu soğuk tarafa doğru çevirdim. Bu halime gülümseyip suyu saçlarımla buluşturdu...

Emre bana güzel bi duş aldırmıştı. Bebekler gibi yıkamıştı beni.

Bu sefer üstüme daha kapalı birşeyle vermişti.

Vayy çakal diğerini bilerek vermişş...

​​​​​​Kendimi yatağa attım. Örtünün içine girdim. Benden bu kaç dakika sonra Emre geldi. O da yatağın içine girdi. Ancak onun üstü hala çıplaktı. Banyo yaptıktan sonra bile eşofman giymiş ancak üstüne bişey giymemişti.

​​​​Yanıma yatıp beni kolunu başımın altından geçirdi. Elimi göğsüne koydum. Kolları beni sardığında o güzel kokusuyla derin bi uykuya daldım...

...

4 gün sonra...

Sabah kalktığımda çoğu yerim ağrıyordu. Çünkü dün gece bol bol ders çalışmıştım.

Saate baktığımda 6.00 olduğunu gördüm. Hemen bi duşa girip çıktım ve altıma siyah hafif bol bi pantalon üstüne de lacivert okulun sweatini geçirdim. Saçlarımı da yukarıdan topuz yapıp önden perçemlerimi çıkardım.

Saate baktığımda saatin 8.13 olmasıyla ıslık çaldım ve koşarak aşağıya indim. Annemgille vedalaştıktan sonra evden çıktım.

Evden çıkmamla arabasına yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmiş ve benim pencerme bakan karizmatik, yakışıklı bi adet Emre'yi görmeyi beklemiyordum.

Hafif bi tebessüm edip ona doğru seke seke gittim.

"Günaydınnnnn" dedim ardından da ekledim. "5 n ile hemdee" dedim sonunu uzatarak. Yanına vardığım gibi kollarımı boynuna doladım.

Elleri anında belimi buldu. Sıkı sıkı sardı kollarını belime. Benim boyuma nazaran daha uzun olduğu için bana yüksekten bakıyordu. "Günaydın güzelim" diyip alnıma bı öpücük kondurdu.

Ona aşık aşık gülümseyip dalmışken arabanın kapısını açıp şapşal şapşal sırıtan beni oturmam için yardım etmişti.

Bugünde rezil olduk çok şükür.

...

Denemeden yeni çıkmıştık. Güzel geçmişti. Yüksek bir puan bekliyordum.

Şimdi ise kantine doğru gidiyordum. Kelebek sistemli yaptıkları için birbirimizi bulamayacağımızı anlamış ve kantinde buluşma kararı almıştık.

Kantine girdiğimde bı kaç göz bana doğru döndü.

Onları umursamadan geçip gidecekken kolumdan tutulmamla arkama döndüm. Gördüklerime şaşırmadım desem yalan olurdu.

Gizem ve Eren.

Eren elini Gizemin beline koymuştu. Gizemin de boynundaki morluklara bakılırsa... Tam tencere kapak olmuşlardı.

Gizemden kolumu kurtarıp bir adım geriye gittim.

​​​​Eren bu halime gülerken "Hayırlıı olsunn!" dedi yapmacık ve abartılı bi şekilde.

Yüzümü buruşturup "Ne için?" diye sordum.

"Emreyle evlenmişsiniz" dedi göz devirerek.

Biz mi evlenmişiz.

Benim niye haberim yok?

Tamam Emreyle bi gelecek istiyordum ama şimdi çok erkendi.

Bi an afallasamda bozuntuya vermedim. "He, evet. Evlendik" dedim. Saşırmış gibi yapıp "Ay size davetiye vermeyi unuttum ben" dedim.

Gizem kafa salladı yavaşça. "Öyle oldu" dedi yapmacık bi şekilde.

"Neyse evimize gelirsiniz artık" dedim.

Gözlerini kırpıştırdı. Gözlerini devirdi.

Ardından el salladı. "Görüşürüz" dedi ve arkasını döndü. Sessiz bi şekilde "Görüşmeyelim lütfen" dedim kollarımı göğsümde kavuşturdum ve göz devirdim.

Ben ikisinin arkasından bakarken belime bi çift kol dolandı. Nefesi boynuma çarparken konuştu. "Demek evliyiz ha?" dedi Emre.

Minik bi kahkaha attım. "Ne oldu beğenemediniz mi Emre hazretleri?" diye sordum.

"Yok bacım daha neler" dedi.

Tam ağzımı açmış "Ha şöyle yola gel" diyecekken duyduğum kelime durmama neden oldu.

Bacım mı demişti o?

"Ne dedin sen?" diye sordum başımı arka tarafa çevirirken.

Brunlarımız sürtüşürken o "Eve mi gitsek acaba?" diye mırıldandı.

Bizim bu anımızı bölen şey ise nöbetçi öğrencinin sesi oldu.

"12. sınıflar gibebilirler. Öğleden sonra dersleri olmayacak" dedi ve kantinden geri çıktı. İkimizde aynı anda geri birbirimize döndük.

Emre dudaklarıma doğru "Keşke başka bişey isteseymişim" dedi. Ağzımdan ufak bi kıkırtı kaçtı. "Oldu o zaman ben gidiyorum" dedim ve ondan ayrıldım. Ancak beni bileğimden tutması ve beni kendine çekmesi yaklaşık 5 saniye içinde gerçekleşmişti. Kalp atışlarım hızlanırken konuştu. "Hayır, benimle geliyorsun" dedi serseri bi gülüşle.

Aklımdaki şarkı ise bu ana fazlasıyla uyuyordu.

Arıyorum aradığın neyse Belki de elin elime bi' değse Gerisi var hoşuna giderse.

Sonrası için de ara dilersen Bu gece yanıma gelsen En kötüsü görür işimi bi' celse Dayanamam ona böyle giderse

Emre "Vay be. Şu işe bak sen" dedi. "Başka bişey isteseymişim olurmuş" dedi ve göz kırptı.

Dudaklarım iki yana kıvrıldı. "Neden olmasın" dedim ve belimdeki ellerini çektim. Yavaş yavaş ayrıldım ondan. O ise bana büyülenmiş gibi bakıyordu.

Tamamen ayrılıp arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Ancak aklıma gelen fikirle birlikte geri Emre'ye dönüm. Hala bana bakıyordu.

"Saat 18.00 da Mirayı alıp bize gel. Ailecek seni, sizi bekliyor olacağız" dedim ve göz kırptım. Suratındaki gülümseme yerini şaşkınlığa bıraktı. Bense onu arkamda bırakarak sınıfa çıktım. Çantamı alıp evin yolunu tuttum.

______________

Kestikkk

Tekrar çok özür dilerim. Derslerim çok yoğun geçiyor. Yazmaya çok fazla vaktim olmuyor.

Oy ve yorum ararsanız sevinirim.

Umarım beğenirsiniz.

Kendinize iyi bakın ve dikkatli olun.

​​​​Sizi çok seviyorum.

Bayyy

Loading...
0%