Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@girayinafyonsurubu

Sabah kalkıp hızlı bi şekilde lavabodaki işlerimi halledip formamı giydim. Formamız siyah eşofman ve siyah tişört olunca hem hepimiz için rahat hem de tek tip oluyordu. Ama ekimin son günlerindeydik. Bu yüzden hava soğuktu. Bende üstüme bi tane sweat geçirdim.

Siyah saçlarımı tepeden toplayıp perçemlerimi öne doğru bıraktım. 3er tane deliği olan kulaklarıma farklı boyutlarda takım olan halka küpelerimi taktım. Hafif bi makyaj yaptım ve annemle babamı öpüp evden çıktım.

Okula doğru yürürken yanımdan geçen bi araba geçti. Geçerken de yolun kenarındaki bütün suy üstüme geldi.

Arkasından bağırdım. "Hayvan az yavaş olsana"

Geldiğim yolu geri dönüp üzerimi değiştirdim.

Bu sefer motoruna binip öyle gitme kararı aldım yoksa geç kalacaktım.

...

Okulun önüne gelip motorumu park ettim. Dersin başlamıştı ve ben geç kalmıştım.

Dersimiz Matematikti ve matematikçi geç kaldığım için beni asla içeriye almazdı.

Gene de şansımı denemek için sınıfa çıkıp kapıyı çaldım. Gir komutunu aldığımda kulpu indirdim. Matematik hocamız Aynur derse almayacağını söylediği için sınıftan çıktım ve bahçeye indim.

Bankların birine oturdum ve yeri izlemeye başladım bu yandan da Emre'yi düşünüyordum.

Acaba doğru bi karar mı vermiştim yoksa şuan kararımdan dönmeli miydim? Emre doğru mu söylüyordu yoksa beni mi kandırıyordu? Acaba dünden sonra nasıl olmuştu?

Ben bunları düşünürken bi gölge güneşimi kesti.

Kafamı kaldırıp umursamaz bi şekilde karşımdaki Emre'ye baktım.

Ben ona boş bakışlar atarken o da bana aynı şekilde bakıyordu.

Bu süre sonra "Ne var Emre?" diye sordum bıkkınlıkla. "Hep bu kadar kibar mısın?" dedi alayla.

"Noldu?" diye sorumu yeniledim.

"Dünden sonra eski haline dönmüşsün." dedi. Kafa salladım. "Mecburiyet, ölürsen başıma kalırdın. Bide şu genç, güzel ve çıtır olduğum zamanlarda hapiste sürünemezdim" dedim.

Güldü. Sanırım samimi bi gülüştü.

Bu süre sessizce bekledik. Hava her ne kadar güneşli olsada esiyordu. Omuzlarıma attığım siyah sweati giydim. Ara sıra Emre'ye bakıyordum ve beni izlediğini görüyordum.

"Hocalardan ne zaman izin alırsın?" diye sordu. İlk önce anlamadım. Sonra kafama dank etti.

"Provalara başlanınca izin alırım. Veya gösteriyor 3-4 gün kala" dedim.

Kafa salladı. "Neden derse girmedim?" diye sordu. "Derse almadı?" demekle yetindim.

"Neden" diye sordu bu sefer. "Sabah gelirken hayvanın biri arabayla geçerken beni ıslattı. Eve gidip değiştirmek zorunda kaldım." dedim. Birden Emre'nin bembeyaz yanakları kızarmaya başladı.

"Arkasından "Hayvan az yavaş olsana" diye bağırdın mı?" diye sordu.

Kahretsin bu Emreydi.

Evet anlamında kafamı salladım. Oturduğu yerde dikleşti. "Özür dilerim. Senin olduğunu görmedim" dedi.

"Yani ben olsam yapmazdın ama başkası olsa gene yapardın?" dedim sorarcasına.

Ben dalga geçerken o ciddi ciddi cevap verdi. "Hayır. Buradan gerçekten bu sonucu mu çıkardın?" diye sordu.

Kahkaha atarak başımı salladım.

"Sen neden derse girmedin?" Ben sordum bu sefer.

"Bu kaç işim vardı. Girmedim bende." dedi.

"Sen o," dedim ve ellerimle tırnak işareti yaptım."Bi kaç işini burda benimle oturarak mı hallediyorsun?" diye sordum.

"Hayır, seninle halletsem halletsem klostrofobimi yenerim." dedi ve yüzünü buruşturdu. Sonra tekrar konuştu. "Yada hayır. Seninle halledemezmişim. En son kafama kuş sıçıyordu."

Ellerimi göğsümde kavuşturdum. "Sana da iyilik yaramıyo. Keşke gelmeseymişim seninle" dedim. Devam ettim. "Ayrıca teklifini de reddediyorum"

"Ne?" diye bı nida döküldü ağzından. Kafamı salladım. "Evet, reddediyorum. Senin emirlerine uyacak değilim. Gidip ihbar eder şansımı öyle denerim daha iyi" dedim.

"Sana bu zamana kadar hiç emir vermedim deniz kızı" dedi.

"Yalan" dedim. "Neymiş hocalardan gidip izin alacakmışım. Neymiş beyefendiye yardım etmezsem elimde kanıt olmayacakmış."

"Evet kanıtın olmayacak" dedi.

"Çok biliyorsun sen" dedim karşılık vererek.

Beni taklit etti. Zorba şey.

"Bak gördün mü? Bu yaptığın bile bu zorbalık. Ben sana boşuna mı zorbacık diyorum" dedim.

"Abartma deniz kızı, sadece bi şaka." dedi.

"Şaka iki tarafından güldüğü bı eylemdir. Senin yaptığın şeyler şakaya girmiyo. Zorbalığa giriyo zorbacık" dedim.

"O sondaki cık eki ne için?" diye sordu.

"Küçültme eki. Senin gibilerin kendilerini bişey sanmaması için kullanıyorum. Çünkü hiç biriniz 5 para etmezsiniz." diyip banktan kalktım ve çantamı alıp yukarıya çıktım.

15 dakika sonra zil çalacaktı zaten. Çıkarken arkamdan Emre de geliyordu.Bende kızlar tuvaletine girdim ve sweatimi çıkardım. Geçen gün karnımı masanın yanından geçerken masaya sürmüştüm ve kızarmıştı ona bakmak için tişörtümü çıkardım bakmak için.Tuvalette kamera olmadığı için böyle rahat davranıyordum. Benim tişörtümü çıkartmamla kızlar tuvaletinin kapısının açılması ve flaşın patlaması bir oldu.

Ben öylece kalmışken kapı hızlı ve sert bi şekilde geri kapandı. Hemen tişörtümü üstüme geçirip kapıya doğru koştum. Koridora çıktığımda son anda köşeyi dönen ingilizce hocasını görmüştüm.

Öylece kalakaldım. Ayaklarımın beni taşıyamadığını hissettim ve yere yığıldım. Yerde oturdum. Gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı.

Yaklaşık 5 dakika boyunca sessizce ağladım. Gözlerimin buğlanmıştı ve ben bu yüzden hiç bişey göremiyordum.

Daha sonra karşıdan birisi geldi. Önüme çöktü. O önüme çökünce kim olduğunu gördüm.

Emre gelmişti.

"Derin ne oldu?" dedi yüzümü kavrayıp. Endişeli görünüyordu.

"E-emre fotoğrafımı çekti. E-emre üstüm çıplaktı." dedim.

Emre'nin yüzü kızgın bi hal almıştı. "Ne!?" dedi.

"Emre çok utanıyorum. Emre ne yapacak o fotoğraflarla" dedim.

Emre bişey demedi bu dediklerime "Hadi gel şurada bi yüzünü yıkayalım. Sonra bana ne olduğunu anlat" dedi.

Kafa salladım ve ayağa kalkmaya çalıştım. Emre kolumdan tutup beni içeriye soktu ve elime su alıp yüzüme çarptım.

Daha sorna -1e indik spor salonuna gidip yerdeki minderlere oturduk.

Ağlamam durmuştu. Emre'ye baktım. Çok kızgın görünüyordu.

"Anlat hadi deniz kızı" dedi bana.

"Tuvalete girdim." diye başladım. "Karnımda ufak bi yara vardı. Ona bakmak için tişörtümü çıkardım." dediğimde gene gözümden yaşlar düşüyordu. "Benim çıkarmamla kapının açılması ve flaşın patlaması bı oldu" dedim. Artık hıçkırarak ağlıyordum.

Üstümdeki şeyler bol olduğu için sadece destekleyici vardı altında.

Emre beni kolunun arasına aldı. Benim ona yaptığım gibi saçlarımı okşadı. "Şhh ağlama. Göstericez o pisliğe gününü. Sadece biraz bekle. Sana ve diğerlerine yaptıklarının hepsinin bedelini ödeyecek." dedi. Biraz daha durulmuştum. Bu muydu ihtiyacım olan şey?

"Emre çok utanıyorum. Ne yapacakki o fotoğraflarla?" diye sordum. Sesim biraz kısık çıkmıştı.

"Niye utaniyorsun Derin? Bırak o şerefsiz utansın." dedi.

Başımı omzuna koydum. Gözlerim şişmişti ve ağrıyorlardı.

Ağlamak her zaman uykumu getiriyordu. Göz kapaklarıma karşı savaş verirken daha fazla dayanamadım. Sonsuz bi karanlığa daldım.

...

Emreden...

Omzumda uyuyan kıza baktım. Tam bu kız çocuğu gibiydi. Hemen gülüp, aynı zaman diliminde kızabiliyordu. Siyah saçları, yeşil gözleri, küçük burnu, dolgun pembemsi dudakları... Çok güzeldi.

Ama ben buna kapılmamalıydım. Aşk bana göre bişey değildi. Bu kere kapılmıştım, Derine. Daha sonra onu gördüm. Sevgilisiyle birlikteydi. Bende duygularımı geldikleri yere geri yollamıştım. Daha sonra sevgilisi Derini aldatmıştı. Bende çocuğu bı güzel benzetmiştim. Zaten ondan sonra böyle olmuştum.

Çok ağlamıştı. Zümrüt yeşili gözleri şişmişti. Burnu ve yanakları al aldı. Kalkık kirpikleri ıslaktı.

O şerefsizi öldürmek istiyordum. Aptal herif. Bu insan böyle birşeyi neden yapardıki? Telfonumda onunda telefonu vardı ancak ben benim telfonumdan fotoğrafları silemiyordum. Hatta hiç bişey yapamıyordum. Sadece bildirimler ve fotoğraflar bana düşüyordu.

Derin bana ilk yazdığında onun olduğunu anlamamıştım. Çünkü okulda benden çokça nefret eden vardı. Zaten o söyleyene kadar da bilmiyordum.

Köpeği olduğunu söylemişti ve adını Emre koyduğunu. Bu düşünceme kendi kendime güldüm. Bazı insanlar şizofren olduğumu düşünüyorlardı. (@sariiiigotik. ÖSLDJDMCNDNJDNDJ) Binada güldüm ve başımı tekrar Derine çevirdim. Dudaklarını aralamış uyuyordu.

O uyanana kadar bekledim o şekilde.

Belki ikimizede zarar olacaktı ama o an bunu düşünemedim.

____________

Kestikk

Evet gencolar nasıl buldunuz???

Umarım beğenirsiniz.

Oy atarsanız ve düşüncelerinizi söylerseniz sevinirim.

Kendinize iyi bakın.

Sizi seviyorum.

Bayy.

Loading...
0%