@girayinafyonsurubu
|
Derinden... Göz kapaklarım yavaş yavaş açılıyordu. Kendime geldiğimde başımın üstünde bi ağırlık hissettim. Benimse başıma hala Emre'nin omzundaydı. Bi dakika benim başım Emre'nin omzunun üstündeyse, benim başımın üstündeki kafa da Emre'nin kafası mıydı? Gözlerimi kırpıştırdım. Sanırım onu da çok yormuştum. Aslında böyle bi zorbanın bana bu kadar iyi davranması garip geliyordu. Telefonuma uzanıp saate bakmak istedim. Ama telefonumu almak için biraz hareket ettim. Bundan dolayı da Emre uyandı. Kafasını kafamın üstünden kaldırdı. Gözlerini kırpıştırdı. Uyku mahmuru gri gözleri ile bana baktı. Gözleri çok güzeldi. Gri hareleri, yeşillerimle buluştu. "Ne oldu?" diye sordu. "Bişey olmadı. Seni de uyandırdım kusura bakma" dedim. "Sorun yok. İyi misin?" diye sordu duyguz bi tonda. "İyiyim." diye kısa bi yanıt verdim. Telefonumun ekranını açıp saate baktım. Şuan öğle arasıydı ve biz öğleden önceki 4 dersi kaçırmıştık. Oflayarak ayağa kalktım ve çantamı aldım. Bakışları beni takip ediyordu."Öğle arası şuan. 4 dersi kaçırmışız zaten. Teşekkür ederim... Herşey için" dedim. Kafa salladı. Gene duygusuz bu şekilde "Rica ederim" demişti. Neden böyle yapıyordu ki? Uykulu olduğu için miydi acaba? Kafama takmayarak yukarı çıktım. Am çıkana kadar canımda çıkmıştı. 3 kat merdivenden sonra sınıfıma ulaştım. İçeriye girdim gidip Ela'nın yanına oturdum. Ela çözdüğü testten başını bana çevirdi. Gözleri parladı. Kendisi 10 yıllık arkadaşımdı. 1. sınıftan beri hep aynı okullara gitmiş, aynı sınıflara düşmüştük. Çok seviyordum onu. Bana kollarını açtı. Kollarının arasına girdim hemen. "Kız, zilli neredeydin sen?" diye sordu. "Çok yorgunum sonra konuşalım mı?" diye cevapladım. Kafasını salladı. "İyisin ama değil mi fındık kurdum?" dedi. Gülerek kafamı salladım. "İyiyim aşkım" dedim. Yanağımdan öpüp geri çekildi. Ona küçük bi tebessüm gönderdim. Biraz sınıfta takıldıktan sonra Ela "Kantine inelim mi? Kahve içeriz" dedi. Kafa salladım. Sınıftan çıkıp kantine indik. Kahvelerimizi alıp masaya oturduk. Biz konuşurken kantine Emre ve grubu girdi. Girdiğinde gözlerimiz kesişti. Efe ise beni gördüğünde el salladı, ona karşılık verip bende el salladım. Biraz daha Elayla dedikodu yaptık. O sırada telefonuma bir bildirim düştü. Zorbacık: Birşeyler yemeyecek misin? Etrafıma baktım. Bu kaç masa ileride oturduğunu gördüm. Gizem de o masadaydı. Siz: Hayır, yemeyeceğim. Görüldü. Pis hayvan görüldü atmıştı. Ona bakamayı redderek Ela ile olan sohbetimize devam ettim. Daha sonra masaya 9. sınıflardan bı çocuk tost ve ayran bırakıtı. Çocuğa döndü bakışlarım. Çocuk "Abla bunları kimin gönderdiğini sen zaten biliyormuşsun" dedi. "Ne?" dedim. "Ne bilim ben. Bana da öyle söyledi gönderen kişi" dedi ve gitti. Arkasından bakakaldım. Daha sonra gene bu bildirim geldi. Zorbacık: Bitecek o tost. Siz: Yemeyeceğim kelimesinin nesinden anlamıyorsun? Siz: Ayrıca senden emir almadığımı söylemiştim. Zorbacık: Bitir şu tostu deniz kızı. Sonra senin şalterler atıyor. Siz: Dün daha çok senin şalterler attı sanki. Zorbacık: Onla bunu karıştırma deniz kızı. Zorbacık: Ye o tostu. Görüldü. Görüldü atıp ben kapattım bu sefer. Ela şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Tostu alıp ikiye böldüm. Bu parçasını Elaya uzattım. "Al hadi ye şunu" derim. Tostu elimden aldı. "Kim gönderdi bunu?" diye sordu. "Akşam bize gel. Anlatayım." dedim ve tostumu yemeye başladım. Kararlılık seviyeniz benimki gibi olsun. ... Kalan 4 derse de girip çıkmıştık. Emreyle en son öğle arasında kantinde görmüştüm. Ondan sonra da görmemiştim. Pek umrumda da değildi zaten. Çantamı toplayıp Elayla birlikte çıkışa doğru gittik. "Eloş hadi bize gidelim" dedim öğle arasında konuştuğumuz gibi. "Aşkım annem eve çağırıyor. Halamlara gidecekmişiz sanırım" dedi. "Sen gitme o zaman halanlara" dedim. "Annemin huyunu biliyorsun Derin. Beni almadan hiç biyere gitmez. Hele babamın akrabalarına. Asla." Bu dediğinde güldüm. Gidip ona sarılıp sıkıca öptüm. "Başkan sefere artık" dedi bana. Başımı salladim. O arabasına yönelirken ben motoruma yöneldim. Bebeğimdi o benim. Ne çileler çekerek aldırtmıştım. Abartma sadece babana 2 kez söyledin. Diğer gün kapındaydı zaten. Yüzümü buruşturdum. Tamam doğru olabilirdi. Motoruma binip yola çıktım. ... Eve geldiğimde güzel bi duş aldım ve yemek yedim. Daha sonrasındaki ders çalışmaya başladım. Kendimi kaptırmış giderken telefonumun bildirim sesi odayı doldurdu. Zorbacık: Yarın provalara başlıyorlarmış. Zorbacık: İzin işini halet. Siz: Senden emir almadığımı söylemiştim. Siz: Sana bugün teklifini reddettiğimi söylediğimde ne anladık zorbacık. Zorbacık: Bana öyle seslenme Derin. Zorbacık: Sana zaten kimlere karşı böyle davrandığımı söylemiştim. Kısacası bana zorba falan diyemezsin. Siz: Ay çok pardon Emre hazretleri. Affınıza sığınıyorum. Lütfen bağışlayın beni. Görüldü. Siz: Bana görüldü atma Emre. Zorbacık: İsteyince Emre diyebiliyormuşsun demekki. Zorbacık: Ayrıca senden emir almıyorum Deniz kızı. Görüldü. Zorbacık: Sen bana görüldü atabilirsin sorun yok. Siz: Emre sana bişey sorabilir miyim? Zorbacık: Ne var deniz kız? Siz: Emre sen sakat mısın? Görüldü. Görüldü olmasıyla birlikte keyifle kapattım telefonu. Şu saatten sonra görüldü atsa bile umrumda değildi. Biraz daha ders çalışıp yatağa girdim ve güzel bi uykuya daldım. ... Dün hani size "güzel bi uykuya daldım" demiştim ya. Geri alıyorum. Çünkü dün rüyamda Emreyle sevgiliydik. Düşünebiliyor musunuz? Biz ikimiz. Çok saçmaydı ve bı o kadar da kötüydü. Kendi kendime yüzümü buruşturup banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadım ve işlerimi hallettim. Daha sonra çıkıp formamı giydim ve evden çıkıp okula doğru yürümeye başladım. Hava soğuktu. Bugün 1 Kasımdı. Artık kış geliyordu.Ve benim okula varmama daha 15 dakika falan vardı. Yanıma bi araba yanaştı. Camını indirince bu kişinin Emre olduğunu anladım. "Hadi atla deniz kızı. Donacaksın yoksa" dedi. Hiç ağzımı bile açmadan direk bindim. Yoksa gerçekten donacaktım. "Günaydın" dedi. Sesi yine soğuktu. "Günaydın" dedim bende aynı şekilde. Bi süre hiç konuşmadık. Daha sonra "Dün bana alınmadın değil mi?" diye sordum. Buda içimi kemiren bişeydi. Dün son dediğim biraz fazlaydı sanki. "Yok." dedi. Seni gene ve gene soğuk çıkıyordu. "Alınmam ben öyle şeylere" Kafamı salladım. "Özür dilerim. Biraz fazla ileriye gittim ama gerçekten sinirli olduğum için düşünemedim." dedim. "Sorun yok dedim ya deniz kızı. Bak ben takmıyorum. Sende takma. Alınmadım." dedi. Bu sefer ses tonu biraz daha yumuşaktı. Ona şüpheyle bakmaya devam ettim. "Gerçekten" diyince tebessüm edip önüme döndüm. Okula geldiğimizde teşekkür edip arabadan indim. Ve sınıfıma gittim. ... Öğle arasında bizi konferas salonuna toplamışlardı ve şuan partner eşleştirmesi yapılıyordu. Bengü hocanın yanına gittim. "Hocam beni ve Emre'yi kontrol odasına koysanız olur mu?" diye sordum. "Malesef Derincim. Eşleştirmeler çoktan yapıldı. Kontrol odasına konacak kişi belli mi bilmiyorum. Eğer belli değilse elimden geleni yapacağım" dedi. Kafamı salladım. "Tamam teşekkürler hocam" diyip yerime geri oturdum. İki sıra önümde oturan Emre dönüp bana baktı. Başımı sağa sola salladım ve telefonumu çıkarıp mesaj attım. Siz: Eşleştirmeler belliymiş. Ama kontör odasında kimin duracağı belli değilse ayarlamaya çalışacak. Meajı atıp telefonumu kapattım. Nurdan gördüğüm kadarıyla Emrede şuan benim mesajımı okuyordu. Daha sonra bedenci sahneye çıktı. "Şimdi adını okuduklarım sahneye çıksın." dedi ve isimleri okumaya başladı. ... 3 Dakika geçmişti ve hala benim ismim okunmamıştı. En sonunda duyduğum "Derin" sesiyle birlikte yerimden kalktım. Tam merdivenlerden çıkarken ise diğer ismi duydum. "Emre. İkiniz eşsiniz" dedi beden hocamız. Yok be. Bizim için dememiştir. Bizim okulda başka Derin var mıydıki? Emre de yerinden kalktı. Yanıma geldi ve ellerini önünde kavuşturdu. "Güzel denk geldik ama bizim burada değil kontrol odasında olmamız lazımdı" dedi. Kafa salladım. "Evet." diye kısa bi yanıt verdim. ... Dans provalarına başlanmıştı. Öğretmenlerin gösterdiği kadar dans ediyor, hareketleri tekrarlıyorduk. Emre'ye bakmamak için büyük çaba sarf ediyordum. O ise benim aksine bu dakika bile gözlerimi benden ayırmıyordu. ... Dans provaları bitmiş okul çıkışına gelmiştik. Bahçeye çıkıp yürürken birisi kolumdan tuttu. Ona doğru döndüğümde bu kişinin Emre olduğunu gördüm. Bana "O kontrol odasına girmemiz lazım. İzin alman lazım" dedi. "Ne yapabilirim Emre konuştum işte hocayla ayaralamya çalışacak." dedim. Emre "Biliyorum ama" derken bu ses duyuldu. "Hayırdır aslanım bu problem mi var." Abi! ______ Kestikk Hemen atıp kaçıyorum. Oy ve yorum atmayı unutmayın Sizi seviyom Bayy. |
0% |