Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@girayinafyonsurubu

5 Yıl Sonra

Açelya Atalav

Topuğu kırılan ayakkabımı elime alıp düğün salonunun çıkışına doğru yürüdüm.

O yokken giydiğim bütün topuklu ayakkabılarımın topukları kırılmıştı.

Benden gideli 5 sene olmuştu. Dün gidişinin beni terk edişinin üzerinden tam 5 sene geçmişti. Onu hiç bi şekilde görmemiştim. Bi tarafım onu düşünmemem gerektiğini savunurken, diğer tarafım yüzsüz gibi hala onu istiyordu.

Bunları düşünürken düğün salonunun çıkışında biriyle çarpıştım. Tek topuklu ayakkabı ile yürüdüğüm için haliyle dengem sarsıldı ve totomun üstüne düştüm. Acıyla inlerken sinir bozukluğuyla ağlamaya başladım.

"İyi misin?"

Bir zamanlar beni mest eden o sesi yine duymuştum. Ama artık beni mest etmemeliydi. O ses benden gitmişti. Herşeyiyle gittiği gibi.

Ağlarken başımı kaldırıp ona baktım. Bi yandanda elimle diğer topuklumu çıkarıyordum.

"Açelya" dedi beni gördüğüne şaşırmayan bi sesle.

Ayağa kalktım. Sinirlerim iyice bozulmuştu. Artık hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

Sinirle omuzlarından ittirdim. Var gücümle "NEFRET EDİYORUM SENDEN" diye bağırdım. Sarsılarak arkaya doğru gitti.

"Herşeyinle tiksiniyorum senden Barlas, herşeyinle" diye bağırdım yine.

"Bana o adımla seslenme" dedi sarsılmış sesiyle.

"Tek adın bu değil mi senin? Sen benim Valkanımı kendi ellerinle öldürdün. Artık Valkan değil, sadece Barlas Acar var" dedim.

Kafasını hırsla iki yana salladı. "Hayır Açelya, deme böyle ben sadece senin için Valkanım yapma bunu, lütfen" dedi yalvaran bi tonda.

"Hayır" diye haykırdım. "Gittiğinden beri içime kocaman bi öküz oturdu. Hayırsız bi öküz​​​​​​. Kalbim ona güvendi. Aldı sarıp sarmaladı ama o öküz gelip kalbime yerleştiği yetmiyormuş gibi birde parçalayıp orda oturmaya devam etti. Asla gitmedi. Bana çok acı çektirdi o öküz. Ve ben anladımki o öküz benim sevdiğim Valkan deği, adını kullanmadığım Barlasmış" dedim. Ağlamam gittikçe şiddetleniyordu.

Barlas kollarımı tuttu."Açelya bana Barlas deme biliyorum çok bencilce ama Valkan de bana, lütfen Valkan de." dedi. Bi kolumu ondan kurtarıp sert bi tokat attım. Tokadımın etkisiyle başı yana düştü.

"Ne işin var burda?" diye sordum göz yaşlarımın arasından.

"Kuzenimin nişanı için geldim." dedi.

Tabiki davetiyeyi incelemişti. Abimin soyadını görünce de gelmişti. Beni göreceğini biliyordu. Bu yüzden şaşırmamıştı.

"Kuzeninin nişanı için geldin demek. Çarpmasaydın bana, Saklansaydın, Niye karşıma çıkıyorsun 5 yıl sonra? Niye bunu bana yapıyorsun? Görmüyor musun halimi? Yüzsüz gibi hala seni istiyorum çünkü seni aklının alamayacağı kadar çok seviyorum." dedim ve devam ediyordum ki sözümü kesti.

"Bende seni çok seviyorum Açelya inan bana bende seni aklının alamayacağı kadar çok seviyorum" dedi. Konuşurken hıçkırmış, gözünden birkaç damla yaş düşmüştü.

"Hayır" dedim kesin bi dille. "Sen beni o kadar sevemezsin. Sevsen karşıma çıkmazdın. Yada en başından çekip gitmezdin. 18 yaşına kadar hayatında hiç sinir krizi geçirmemiş birine sinir krizi geçirtmezdin. Ama ben hala yüzsüz gibi seni istiyorum" dedim ve gene ağlamaya başladım.

Beni kendine çekti ve kafamı boynuna gömdü. Hala o ferah okyanus kokusu vardı.

Eskiden beni rahatlatan.

Beni sarıp sarmalarken "Özür dilerim, çok özür dilerim güzelim." diye mırıldanıyordu.

Zorla kolları arasından çıktım. "Özür dileme, diledin de ne oldu. Geri geldi mi 5 yılımız, geri geldi mi ilk aşkım?" dedim. "Hayır gelmedi" diye bağırdım göz yaşlarımın arasında. Ancak şuan tek göz yaşı akıtan ben değildim.

"O gün söylediğin sözlerle bana ilk vurgunu yaptın, çekip giderek 2. vurgunu, bugün karşıma çıkarak 3. vurgunu yaptın." dedim göz yaşlarımı silerken. Yavaş adımlarla ona doğru ilerlemeye başladım.

"Bu söylediğim sözler sana ilk vurgunum olsun, şimdiki gidişim ise 2. vurgunum olsun" dedim ve aramızdaki son adımıda kapattım. "Ama hala 1 vurgun daha var. Tetikte ol Barlas" dedim ve siyah saten elbisemin altında olan jartiyerden küçük silahımı çıkardım. Emniyetini açtım ve saniyesinde omzuna sıktım. Saniyesinde oluk oluk kan akmaya başlamıştı. Özel yapım kurşun olduğu için silah küçük olsa bile büyük bi silahın kurşunları kadar etkili oluyordu.

Şaşırmış gibi yapıp "Aa şuna bak, son vurgunumu da mecazi bi şekilde değil, gerçek anlamda yapmış oldum" dedim. Ardından mırıldanarak "Ama en az acıtacak olan bu" dedim ve arkamı dönüp merdivenlerden indim. Arabama binip gaza olabildiğince yüklenerek hemen ordan uzaklaştım.

_____________

(Yazarın anlatımıyla)

Genç adam dizlerinin üzerine çöktü. Yarasını bile hissetmiyordu. Sevdiği kadının dediği gibi en az acıtan buydu.

Genç adam yıkılmıştı. En kıymetlisinin onun yaptığı gibi bi vurgun yapması onu mahvetti.

Keşke böyle olmasaydı diye geçirdi içinden

Genç kızı neden terk ettiğini kimse bilmiyordu. Kimseninde bilmesini istemiyordu.

Genç hanımın abileri ise, genç adama çok sinirliydiler. Genč adamın buraya gelebilmesi için yürek yemiş olması gerekirdi.

Böyle bisey yaşanacağını tahmin ediyordu. Ancak bu kadar ağır olacağını düşünmemişti.

Sevdiği kadını kendisi bu hale getirmişti. Malesefki bunu o yapmıştı.

Sevdiği kadındaki, kendini öldürmüştü.

Genç adam sadece Açelya için Valkandı. Başka kimse Barlas a bu adıyla seslenmezdi. Sadece Açelya Valkan derdi.

En çokta onun ağzına yakışırdı.

Genç adam bundan 5 yıl öncesinde 2 vurgun yapmıştı. Bugün ise buraya gelerek 3. vurgununu gerçekleştirmiş oldu.

Sevdiği kadın ise 3 vurgunu bi anda yapmıştı ve çekip gitmişti.

_____________

KESTİKK

UMARIM BEĞENİRSİNİZ

LÜTFEN OY ATIN. SINIRLAMA YAPMAK İSTEMİYORUM.

KENDİNİZE İYİ BAKIN

SİZİ SEVİYOM

BAYY

Loading...
0%