Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@girayinafyonsurubu

 

Eve geldiğimde hemen soğuk bi duş alıp kendime kahve yaptım ve evimin balkonuna geçip son 5 yılımı düşünmeye başladım.

Barlas gittikten sonra 2 aylık bi depresyon sürecim olmuştu. Farkında olmadan kendime zarar verdiğim için 1 ay hastanede yatmış, tedavi olmuştum. Sonrasında ise üniversitesi tercihlerimi yapmıştım. Babamın ve annemin izinden giderek mimarlık okumuştum. Şimdi ise kendi şirketimi kurmuş babama rakip çıkmıştım.

Bir diğer önemli ayrıntı ise babamın dedemden kalan bi varis olduğunu öğrenmiştim. Dedem gençliğinde bazı karanlık işlere bulaşmış, yaşlanıncada babam en büyük çocuğu olduğu için onu varis göstermiştir.

Babamda artık bu işlerle çok fazla uğraşmak istendiğini söyleyince kafamı dağıtmaya çalışan ben, beni yanlız bırakmak istemeyen Yağız ve macera arayan Aren hemen bu işe atlamıştık.

Babam ise bizim 3'ümüzü varis göstererek masada bize de yer vermişti.

Aren liseli olduğu için çok karışmıyordu. Bizimde bişey yaptığımız yoktu. Zaten önemli konularla hala babam ilgileniyordu ancak bizimde söz hakkımız vardı.

Tek gereken etraftaki düşmanlarımıza karşı kendimizi korumaktı.

Bu gece jartiyerimden çıkardığım silahta bu yüzdendi.

Kendimi korumak için

Bir diğer şeyse Karan abimin evlenmesi ve çocuğu olması. 3 yaşında bıcır bıcır bi yeğenim vardı.

Oğuz Atalav

Pek sevgili gelinimiz Sinem, pekte sevimli değildi. Bi insan oğlunu halasından sakınır mıydı ya?

Ama bunun tek garezi banaydı. Ben, Demir abim ve Aren dışında herkese melekti melek.

Sarı çiyan.

Son 5 yıllık hayatımın özeti buydu.

Tek sorun Valkani öldürsem bile Barlasın bugün çıkıp gelmesi ve onu ilk gördüğümde kalbimde yeni bi umut oluşmasıydı.

Ama ben o umutları bugün yaptığım 3 vurgunla söküp atmıştım.

Yavaşça oturduğum yerden kalktım, yatak odama geçip kapıyı kapattım. Yere doğru yavaşça kaymıştım. Hıçkırarak ağlamaya başladım.

Sadece 1 senemiz dolmuştu. Neden gitti diye düşünüyordum. Neden gitmiş olabilirdi ki? Ne için 5 yılımı bok gibi geçirmek zorunda kalmış olabilirdim ki?

Beni düşüncelerimden alan kapı zili oldu. Yerden kalktım. Üstümde Yağızdan aldığım lacivert dizlerimin bi karış üstünde biten bi tişört vardı. Altıma ise bişey giymemiştim.

Kafama yaptığım ev topuzunu umursamadan gidip kapı deliğine baktım. Akını görünce yüzüm güldü.

Akın benim üniversiteden arkadaşımdı. Birlikte projelerde buluna buluna arkadaş olmuştuk.

Hayatımı az çok biliyodu. Beni sürekli güldürmeye çalışıyordu. Kardeşim gibi olmuştu.

Kapıyı açtım. Ailemle benden daha çok samimi olduğu için nişana o da gelmişti. Üstünde hala kumaş pantalonu ve lacivert gömleği vardı.

"Kız pasaklı bu halin ne?" diye sordu. Aslında alışkın olduğu bi görüntüydü.

"Seni bekliyodum. Biraz konuşalım mı?" diye sordum.

"Gel bakalım bücür ne oldu?" dedi ve elini saçıma attı tokayı çıkarıp saçlarımı serbest bıraktı.

"Böyle daha iyi" dedi.

İçeri geçti. İkimizde mutfağa yöneldik. Ada tezgâhın bi kısmını masa olarak kullanıyorduk. Bar taburelerinden birine oturdum. Akın ise kahve makinesine kapsül koyuyordu.

Kahveleri yaptıktan sonra önüme kupayi bıraktı. Ortamızda duran çilekten bi tane aldım.

"Anlat bakalım ne oldu?" diye sordu.

Baştan sona herşeyi anlattım. Barlasın geri geldiğini, konuşmamızı daha doğrusu tartışmamızı. Onu vurmami falan hepsini anlattım.

"Sonra vurdum onu, ağlayarak eve geldim." dedim cümlemi sonlandırırken.

Ayağa kalkıp yanıma geldi. Beni kollarıyla sıkı sıkı sardı.

Devam ettim. "Kalbim çok acıyo Akın, o hayırsız öküz oturdu oraya asla kalkmıyo, ben yıllar sonra ilk defa bu kadar savunmasız hissediyorum, ya ona tekrar kapılırsam"

"Şhtt" dedi. "Eğer kalbin izin verirse kapılırsın, ama unutma ben kapılısa da arkandayım kapılmazsada. Ayrıca şu gereksizi ara seni çok merak etmişti." dedi. Gereksiz diye bahsettiği Yağızdı.

Biraz da onun aşk hayatını dinledikten ve gülüştükten sonra odalarımıza çekildik.

Kendi evime Akın ve Yağız içinde bi oda yaptırmıştım. İkiside gelip kalabiliyorlardı. Aynı şekilde onların evinde de benim odam vardı.

______________

Boy aynamdan son kez kendime baktım. Güzel olmuştum be.

Üstümde mint yeşili saten mini bir elbise vardı. Gold takılar.ve gold ince, uzun topuklularla tamamlamıştım.

Evden çıkıp hızlıca arabama doğru yürüdüm. Bugün iki tane toplantım vardı.

Bi tanesi örgüt diğeri ise holding toplantısıydı.

İlk önce holdinge gittim. Yaklaşık 3 saat boyunca projeler üstünde durduktan sonra toplantıya girmiştim.

Toplantıdan çıktığımda saat 3.34 tü. Hemen arabama binip şehir dışındaki örgüt binasına doğru yol aldım.

Yılda 5 kez yapılırdı bu toplantılar. Herkes katılmak zorundaydı. Sadece özel durumu olanlar bazen katılamayabilirdi. Ancak biz herkesin üstü olduğumuz için bize seslerini çıkaramıyorladı. Bu yüzden de Yağız çoğu toplantıyla katılmıyodu.

Yaklaşık 2 saat süren yolculuktan sonra helikopter pisti gibi olan alana varmıştım. Arabamdan yüzümü okuttum. Doğrulama tamamlanınca helikopter pisti aşağıya doğru inmeye başladı. Gerçekten yer altı işlerindeydik.

Arabamı görevliye teslim edip toplantı salonuna doğru yol aldım.

İçeriye girince herkesin beni beklediğini anladım.

Babama bi baş selamı verdim.

Furkan Bey konuşmaya başladı. Hoşgeldiniz Açelya hanım." dedi ve konuşmaya devam etti. "Bugün aramıza yeni bir varis katılacak, isterseniz onu da bekleyelim" dedi.

Ona kafamı salladım. Geçen 15 dakikanın ardından içeriye simsiyah saçları, bembeyaz mermer hibi bi teni olan ve yeşil gözlerinde ormanı yaşatan bi adam girdi.

Herkes ayağa kalktı. Furkan Bey yeniden konuşmaya başladı. "Yeni varisimiz" dedi.

Gelen adam herkese bı baş selamı verdi. Herkes gene eski yerine oturdu. Masanın bi başında ben varken diğer ucunada o geçti.

Yeniden ayağa kalkıp "Çakır Kandemir" diye kendini tanıttı. Masadaki 11 kişi kendini tanıtınca sıra bana gelmişti. Kısaca "Açelya Atalav" dedim.

Baş selamı verip yerine oturdu.

1 saatlik toplantının sonunda "Ben bişey söylemek istiyorum" dedim. Herkes gözlerini bana çevirmişti.

"Ben burayı bi süreliğine bırakıyorum" dedim.

Kenan bey amca "Ne kadar bi süreliğine Açelya hanım?" diye sordu.

"Orasını bende kestiremiyorum Kenan bey. Sadece biraz kafa dinlemem lazım" dedim ve toplantı odasından çıktım.

____________

​​​​​Holdinge geri geldiğimde Zeynebi gördüm. Bi misafirim olduğunu söyledi. Ona odama geçtikten 15 dakika sonra göndermesini söyledim.

Odama çıkıp derin bi nefes aldım. Gün boyunca Barlas aklıma hiç gelmemişti. Belkide gelmesi unutmamı hızlandırırdı.

Kapım çaldığında gel dedim. İçeriye giren bedeni görmeyi beklemiyordum.

Gene o gelmişti.

Gene kayıp son 5 yılım gelmişti.

Gene renkli Açelyadan karanlık Açelyaya geçiş dönemim gelmişti.

Gene Valkan gelmişti. Hayır o gelmedi öldü o. Barlas geldi. Kendini sakın kaptırma. Gene aynı hataya düşme.

"Barlas?" dedim sorarcasına. Üstünde bi tişört vardı ancak sargısı 1 kilometre öteden bile belli olurdu.

Yaptığımdan hiç pişman değildim.

"Açelya, lütfen deme şunu"

"Neyi adını mı?"

"Valkan. Sadece sana Valkan"

"Valkan öldü. Helvasını bile kavurdum."

"Ne?" diye bi fısıltı döküldü dudaklarından.

"Evet, hatta çilekliydi. Çünkü rahmetli en çok çilek severdi."

Bu lafımın üstüne bişey demedi çünkü Barlasın çileğe alerjisi vardı.

"Açelya konuşalım" dedi.

"Daha kaç kere konuşacağız Barlas. Sıkılmadın mı?" dedim önümdeki dosyalara bakarken.

"Konu sen olunca sıkılmıyorum" dedi kısık çıkan sesiyle

"Evet sıkılıyorsun çünkü öylece bırakıp gidiyorsun"

"Açelya yapma." dedi yalvaran ses tonuyla.

"Barlas git" dedim gitmedi.

"Barlas git" dedim gene gitmedi.

En sonunda "Barlas git" diye kükredim ve dosyaları fırlattım.

Gelip elimi kolumu tutmaya çalıştı. Hızlıca ittim onu. İte ite kapıya kadar getirdim. Kapıyı açıp son gücümle gene ittim. Geriye doğru sendeledi. Kapıyı çarptım ve son 5 yıldır yaptığım gibi yere çöküp ağlamaya başladım.

___________

Ofisten saatler sonra zorla çıkmıştım. Arabama binip evime doğru yol aldım.

Eve varınca direk kendimi soğuk suyun altına attım.

Valizime bir kaç parça kıyafet koyduktan sonra evden çıktım. Arabama binip İstambuldan İzmire doğru yol almaya başladım.

Arabadan sayaç sesleri yükselince beynimde şimşekler çaktı. Gece 2 olduğu için yollar bomboştu hemen arabayı kenara çektim. Hızlıca indim ve koşmaya başladım. Saniyeler sonra bi patlama sesi duyuldu.

Benim içinse heryer karardı.

__________

Gene içime hiç sinmeyen bı bölüm atıyorum.

Umarım beğenirsiniz.

Lütfen oy atın.

Kendinize iyi bakın.

Sizi seviyorum.

Bayy​​​​

Loading...
0%