Bölüm şarkısı koymak istiyorum: Bana ellerini ver- Özdemir Erdoğan

Sabah kalkınca hemen odamdan çıkmıştım. Çakır hala uyuyor olmalıydı ki ortalıkta yoktu.

Onu uyandırmamaya çalışarak kahvesi hazırlamaya başladım.

23 yıllık hayatımda sadece omlet yapmayı ve domates, salatalık doğramayı biliyordum.

Çaylak varis de idare etsin canım. Banene.

Artı olarak yaptığım bişeyse dolapta olan portakal suyunu bardaklara koymak ve penir zeytin çıkarmak oldu.

Hepsini en sessiz şekilde halletmiştim.

Çakırı kaldırmaya gitmek için arkamı dönmüştüm ki. Mutfağın kapısına yaşlanmış Çakır'ı görünce kan beynime sıçradı.

"Gerizekalı sabahtan beri burda sen uyanma diye ses çıkarmamaya çalışıyorum ama sen kapıya dayanmış beni iziliyorsun" dedim.

"Sanada günaydın" dedi. "Sabah sabah azar kotamı doldurduğun için teşekkürler" dedi ve geçip bar taburesine oturdu.

"Günaydın" dedim bende ona.

Ardından kahvaltımızı yapmaya başladık.

"Bugün yapmak istediğin bişey var mı?" diye sordu.

"Aslında buraya gelmişken bı çeşmeyi ve Alaçatıyı gezmek istiyorum ama ilk önce kıyafet almam lazım" dedim.

Başını salladı. "İstersen Marinaya gidebiliriz" dedi.

"Olurr, ama ilk önce bankaya gidebilir miyiz? Yeni kart, telefon ve hat almam lazım" dedim.

Gene başını salladı. "Yaşadıklarına göre fazla rahat değil misin?" diye sordu.

"Ne yaşamışım ki?" diye sordum. Sadece benim hakkımda bildiklerini merak ediyordum.

"Lise sonda bi sevgilin olmuş 1 yıl kadar çıktıktan sonra sen terk etmiş, sonra bi örgüte üye olmuşsun, örgütten ayrıldığın gün arabana bomba mekanizması takılıyor ve araban patlıyor." dedi. Omuz silktim.

"Niye bu kadar duygusuzsun?" diye sordu.

"Aslında çok renkli biriydim. İşte o ortamların sürekli şaka yapan, macera arayan kişisiydim. Sonra dediğin gibi ilk aşkım beni terk etti. Ve trajik olan tarafı şu ki 3 gün önce geri döndü. Onu affetmemi falan istedi. Kavga ettik, daha doğrusu ben ona bağırdım o dinledi. Sonra omzundan vurdum falan" dedim acı bi tebessümle. Devam ettim. "Ondan kaçmak için ilk önce örgütü bir süreliğine ​​​​​​ bıraktım, sonra İzmire doğru geliyordumki arabam patladı, gerisini de biliyorsun zaten" dedim. Gene devam ettim. "Geri dönmesi de gitmesi gibi pek iyi etkilemedi beni. Bu 5 yıl boyunca sürekli ağlayıp onun adını sayıkladım. Nasıl oldu bilmiyorum ama dünden beri hiç aklıma bile gelmedi. Sanırım herşey bi insanda bitmiyormuş, hayat devam ediyormuş.Her şey için teşekkür ederim yeni varis" dedim. Amma uzun konuşmuştum. Portakal suyumdan bi kaç yudum aldım.

Çakır beni izliyordu. Gözlerindeki şey hayranlıktı."Rica ederim Atalav, benim için bir zekti" dedi.

Ayağa kalkıp hızlıca reverans yaptım. İkimizde bu halime güldük.

_______________

İlk önce bankaya gitmiş heni bi kart çıkarmıştım. Ordanda telefoncuya gidip yeni telefon ve hat almıştım.

Marinaya geldiğimizde ilk önce elbise bakmaya başladım.

Gözümün ilk çarptığı mavi, çiçekli elbiseyi aldım. Bi kaç parça daha almıştım. Hepsinide Çakır'a vermiştim tutması için.

Kabinde denedim. İçinde kendimi peri kızı gibi hissettmiştim. Kabinden çıktım ve aynaya baktım. 2 metre arkamda Çakır duruyordu.

Kolunda benim eline tutuşturduğum kıyafetler vardı.

Aynaya bakıp etrafımda döndüm. Dudaklarımdan istemsizce "Nasıl olmuşum?" cümlesi çıktı.

"Güzel" dedi. "Çok güzel olmuşsun"

"Teşekkür ederim" diyip gülümsedim.

Diğer aldığım parçaları da denedim.

Kasaya geldiğimiz de Çakır "Eğer izin verirsen sana hediye almak istiyorum" dedi.

"Cık, olmaz" dedim.

"O zaman lütfen şu mavi elbiseyi hediye alabilir miyim?" dedi.

Kararsız kalmıştım.

"Benden hatıra kalmasını istiyorum" dedi. Bence bi hediyeden zarar gelmezdi.

Ona kafamı salladım. Ödeme yaptıktan sonra mağzadan çıktık.

"Yakında örgütte bi davet olacakmış. Bi kaç parça kıyafet almam lazım. Hazır senin gibi birini de bulmuşken, bana yardımcı olabilir misin?" diye sordu Çakır.

"Hmm, nasıl biriymisim ben?"

"Ya işte" dedi elini ensesine attı. "Tarz sahibisin yani. Güzel giyimden anlıyorsun"

Ne yalan söyleyeyim böyle diyince bi taraflarım kalkmıştı.

Bir kaç hızlı adımla önüne geçip, önünü kestim. "Tamamm" dedim neşeli bi sesle. "Ama bi şartım var"

"Neymiş bakalım şartın?" dedi alaycı bi tavırla.

Küçük bi oyundan zarar gelmezdi.

"Örgütün bi üyesi olduğu için benimde katılmam şart, bu yüzden benimde bi kıyafete ihtiyacım var." dedim ve devam ettim. "Ama birbirimizin kıyafetlerini seçicez."

"Ya beğenmezsek?"

"3 kere değiştirme hakkımız olacak" dedim.

Kafasını salladı. "Tamam kabul" dedi.

Mağazadan içeri girdiğimizde direk bir kaç parça gözüme çarpmıştı.

Cidden güzel bi yerdi.

İlk önce benim kıyafetlerimi seçicektik.

Çakır'ı kadın bölümüne doğru sürükledim.

"Hadi seç bakalım" dedim.

Bi kaç parça bişey almıştı.

Sıra bendeydi. Bende hemen bi kaç parça bişey seçmiştim.

Kabinlere girdik ve giyinmeye başladım.

İlk giydiğim elbise pembe kısa bi elbiseydi. Pek benlik değildi.

Kabinden dışarı çıktığımda Çakır'ın çoktan giyinip çıktığını gördüm. Üstünde lacivert bi lacos altında lacivert bi kumaş pantolon vardı.

Güzel seçimiştim ama davet için biraz basitti.

Beni gördü. İkimizde birbirimizi biraz süzdük.

"Nasıl olmuş?" dedim ve etrafımda döndüm.

"Yakışmış ama pebme pek senin rengin değil" dedi.

"Demi? Bence de"

"Ben nasıl olmuşum?" diye sordu.

"Aslında çok güzel, ama davet için çok basit" dedim.

Kafa salladı. Diğer parçaları denemek için gene kabine geçtik. Bu sefer yeşil bi elbise vardı. Güzeldi aslında ama benim vücut tipime göre değildi pek.

Kum saati gibi bi vücudum vardı. Basenlerim çok geniş değildi. Ama normal bi insanınki gibi de değildi. Elbise üstten bol alttan dar olduğu için beni kilolu göstermişti.

Kabinden çıktım. Aynaya suratımı asarak bakıyordum. 2 dakika sonra da Çakır çıktı.

Üzerinde bu sefer buz mavisi bi takım elbise vardı. Çakır'ın üstünde komik olacağını düşündüğüm için seçmiştim. Ve cidden kötü olmuştu. Çünkü Çakır, beyaz tenli siyah saçlı bi bireydi.

Birey?

İnsanlara karşı ne zamandan beri bu kadar kibarsın?

Kahkaha attım bu haline. Beni taklit etti. "Sen kendi haline bak, 7 kilo fazlan varmış gibi duruyorsun." dedi. Omuzuna sertçe vurdum. Gerçekten acımış olmalı ki "Ahh, sadece şaka yapmıştım" dedi. "Elinde amma ağırmış" diye de mırıldandı.

İkimizde yorum yapmadan içeri girdik.

Bu sefer elimde siyah askılı, saten, uzun ve yandan derin bi yırtmacı olan bi elbise vardı. Üstüme giydiğimde elbiseye aşık olmuştum. Üst ve bel kısmı vücudumu sımsıkı sarmıştı. Alt eteği ise dümdüz iniyordu.

Kabinden çıktığımda Çakır gene çoktan çıkmıştı. Sertçe yutkundum çünkü üzerinde siyah bi takım elbise vardı. Gömleği bile siyah olan bu takım beyaz teninin üstüne cuk oturmuştu. Yeşil gözleri parlıyordu.

İkimizde gene birbirimizi süzdük. Çakır'ın adem elmasının oynadığını görmüştüm.

Aynı anda aynada döndük şuan birbirimizi tamamlıyor gibiydik.

İlk o sordu. "Bence bu iyi oldu, sence nasıl olmuş"

"Çok" diye başladım. "Çok yakışmış" dedim.

Teşekkür etti.

Bu sefer ben etrafımda döndüm. Ama eteği biraz uzun olduğu için ayağıma takılıyordu.

Çakır elimden tuttu, kolumu yukarıya kaldırdı ve dönmeme yardımcı oldu.

"Ben nasıl olmuşum?" diye sorduk neşeli bi sesle.

"Çok" dedi benim gibi. "Çok yakışımış, çok güzel olmuşsun"

Bende teşekkür ettim.

Ardından karae verdiğimiz kıyafetin ödemesini yaptık ve mağazadan çıktık.

Bi kafeye oturup birer kahve içtik ve biraz sohbet ettik. Ailelerimizden falan bahsettik.

Çakır bana "Bi tık fazla kardeşin varmış. Annemle baban bi daha düşünüyorlar mı?" diye sormuştu. Ona kesin bi dille "Hayır tabiki canım. Ne çocuğu? Ben bile 23 yaşındayım." demiştim.

Beni yanıltan şey ise avm de gördüğüm 2 afiş olmuştu.

Birinde benim diğerinde annem ve babam vardı.

Annem ve babamın olduğu afişte annemin yeniden hamile olduğu, yeni bir çocuk bekledikleri yazıyordu.

Benim olduğum afiste gördüğüm heberler beni şoka sokmuştu.

"Ü​​​​​​NLÜ İŞ İNSANI EFE ATALAVIN KIZI AÇELYA ATALAV KAYIPLARA KARIŞTI"

"3 gündür haber alınamayan Açelya hanımın intihar ettiği söyleniyor."

"Açelya hanımın, kendisini terk eden eski sevgilisi Barlas Valan Acarım geri geldiğini bu yüzden de intihar ettiği söyleniyor"

________________

KESTİKK

BU BÖLÜMÜ DE BURADA BİTİRİYORUM

Bİ SONRAKİ BÖLÜM İÇİN SİZDEN SADECE 10 OY İSTİYORUM.

KENDİNİZE İYİ BAKIN

SİZİ SEVİYOM

BAYY