Yeni Üyelik
20.
Bölüm

19. Bölüm

@girayinafyonsurubu

Aslında 1 oy kalmıştı ama daha fazla bekletmek istemedim. Bu bölüme bolbol oy ve yorum atarsanız çok sevinirim. Sizi seviyorum. İyi okumalar şöbiyetlerimm.

​​​​​​"Ne yapıyoduz mutfakta" diye sordu tepemizde dikilen babam.

Tam ağzımı açmışken "Sus, cevap verme bana" dedi. Sonra da "Mutfakta ne yapıyordunuz?" diye yeniledi sorusunu.

Demin konuşma diyince bende konuşmadım. Bu sefer de "Cevap ver bana" dedi.

"Ayy yeter" dedim ve ayağa kalktım. "Bişey yapamıyorduk. Sadece Çakır'ın kulağına bişey söyledim." dedim. Sinem beni destekledi. "Evet babacım, hem sevgili olsalar bile kaç yaşında insanlar yani" Haklılığıyla birlikte daha bugün samimi olduğum yengemin kollarının altına girdim.

Çakır da kalktı. "Efe amcacığım, bizim bi ilişkimiz olsa Açelya zaten sizden saklamazki" dedi. Bütün gözler bana döndü.

Barlasla olan ilişkimi abimgil ilk günden öğrenmişti ama annemgil Barlasın beni terk ettiği gün öğrenmişlerdi.

Bencede saklamazdım ya.

Çakır da emin olamamış olacakki "Saklamazdın demi Açelya?" dedi. Kafa salladım. "Tabi canım, niye saklayayımki? Hem olgunlaştım ben." dedim.

3 yaşındaki Oğuz bile bana inanmamış gözlerle bakıyordu.

Kurtarıcı yengem "Tabiki saklamazdı yengesinin gülü, niye saklasınki zaten" dedi.

Keşke en başından böyle olsaydık.

Hepsi şaşırmış gözlerle bize baktı. Annem kafasını yukarıya kaldırdı. "Başımıza taş mı yağacak acaba" diye mırıldanmaya başladı.

"Sinem, yengesinin gülü ne? Az benim gibi orjinal ol" dedim.

"Kız sen orjinalden ne anlarsın?" dedi.

Tam birbirimiz için yaratılmışız değil mi?

Kolunu cimcikledim.

Annem babamın kolunu tuttu. "Biz çıkıyoruz." dedi. Demir abim "Nereye?" diye sordu. "Bi kaç işimiz var. Beklemeyin bizi yemek yiyin siz" dedi. Ardından evden çıktılar.

Ben, Ela ve Sinem mutfağa geçtik. Yemek yapacaktık ama Sinem bana "Sen çık işimizi daha fazla zorlaştırma" diyince ona hak verip mutfaktan çıktım.

Salona geçip Yağızın yanına oturdum. Kolunu omzuma attı. Daha çok yaslandım ona.

Direk konuya girdim. "Elaya bişey mi oldu? Niye hiç konuşmuyor?" diye sordum Demir abime.

"Bilmem son zamanlarda çok yoruldu sanırım. Nişandı, hazırlıktı, ailelerdi derken çok yoruldu" dedi Demir abim. Ona hak verip önüme döndüm.

Aren hiç duymak istemeyeceğim o şeyi söyledi. "1 hafta sonra babaannem geliyor"

Benden "Ne!?"

Yağızdan "Sıçtık"

Demir abimden "Bittik"

Karan abimden "Gene Trabzon'a gidiyoruz" cümleleri döküldü.

Baba tarafı Trabzonluydu. Ancak anne tarafı İzmirliydi. Babamda hem İzmir'de çalıştığı, hemde annem İzmirde olduğu için İzmirde yaşamaya devam etmişler. Biz sadece yılda 1 kere falan Trabzon'a giderdik.

Babaannem sert bi kadındı. Baba tarafında tek kız olduğum için en çok beni severdi. Erkeklerden pek haz etmezdi. Kendi kocasına bile tahammülü yoktu. Buraya her geldiğinde o dönerken bizide götürürdü. Orada sanki 100 tane uşağı yokmuş gibi bize işlerini yaptırırdı.

Çakır " Ne olurki babaanneniz gelirse?" diye sordu.

Ahh ahh sen hiç baba tarafınla tanışmadın mı? Hepsi engerek yılanı gibi insanlar valla.

Karan abim ve Demir abim baba tarafımızdan bahsettiler biraz. Her bilgiyle Çakır'ın gözleri büyüdü.

"Sen hiç baba tarafınla tanışmadın mı?" diye sordum. Hayır anlamında kafasını salladı.

"Annem hiç onlarla tanışmamı istememiş, hep engel olmuş. Zaten sonra babamla ayrılmışlar. Velayette annemde olduğu için hiç tanışmadım. " dedi. Ayy yazık gerçek dünyayla hala tanışmamış.

Aren "Çakır abi sende gelsene bizimle" dedi. Çakır "Benim ne işim var orda" dedi.

Yağız "Eğer zaten babaannem seni görürse bırakmaz. Kendisi bir sürü çalışanı olmasına rağmen pek sever bizi çalıştırmayı" dedi.

Çakır bunun üstüne bişey söylemedi.

Kısa bi sessizlikten sonra Karan abime döndüm "Abi sen hiç satılık bi ev falan gördün mü bu civarlarda?" diye sordum.

"Ne için?" diye sordu. "Çakır'a ev bakıyoruz" dedim. "Senin evin iki sokak ötesinde bi villa vardı, şirketten dönerken gördüm." dedi. Kafa salladım. Çakır'a dönüp "Eve geçerken bakarız" dedim. Kafa salladı.

"Eve geçerken?" diye sordu Demir abim. "Çakır senin evinde mi kalıyor?"

"Evet" dedim. "Bana çok yardımcı oldu kaza yaptığımda, hem.nerde kalsın çocuk"

"Burda kalsın" dedi Karan abim.

"Ya saçmalamayın daha neler. Demir abim, Ela, Yağız, Aren, annem, babam kalıyo. Kaç kişi yaşıyo bu evde." dedim.

Karan abim "Ne alaka, isterse kalır" dedi. Çakır bu konuda sessiz kalma taraftarıydı.

"Çakır benim misafirim, benim evimde kalıcak. Kimsede ağzını açıp tek kelime etmeyecek" dedim..

Kısa bi sessizlikten sonra Çakır ve bende kalktık. Evden çıkarken Aren ve Yağızda peşimize takıldı. Arabaya bindik. Yanıma oturmak için ön tarafa doğru gelen Çakırı, Aren arkaya postaladı. Arabayı çalıştırıp Karan abimin bahsettiği eve doğru sürdüm.

...

Evin önüne geldiğimizde arabadan indik. Evin dışı gayet güzeldi. Genelde gri renk hakimdi. Bizi kapıda evin sahibi karşıladı. Selamlaştıktan sonra evin içine girdik.Evin içi de gayet güzeldi. Odalar geniş ve ferahtı. Yukarı kata çıktığımızda tam benlik bi oda görmüştüm. Bi duvarı boydan boya cam kaplıydı. Ayrıca kendi kişisel banyosu ve giyinme odası vardı.

"Çakır, burası benim odam olabilir mi? Bende arada gelip kalsam olur mu?" diye sordum. Bunu sormamla Aren ve Yağızı bi öksürük krizi tuttu.

Aren öksürüklerinin arasından "3 numara ne gerek var böyle bişeye, senin kendi evin yok mu sanki?" dedi. Yağızda onu destekleyerek; "Kesinlikle katılıyorum eğer kendi evini beğenmiyorsan benim evimde var" dedi.

"Amma şey yaptınız, buranın pencereleri çok güzelmiş ondan öyle dedim" diye mırıldandım.Yağız "Ee tamam senin evinide böyle yaptıralım." dedi.

"Yağız" dedim bıkkınlıkla. "Saçmalamayı keser misin? Benim evimin biansı gökdelen gibi. Pencere yaptırsak manzara mı görücam sanki."

"Yeni bi eve taşınırsın" dedi Aren.

"Ayy yeter be susun artık. Başım şişti." dedim. Sonra gıcıklığına Çakıra döndüm. "Bu oda benim olur değil mi?" diye sordum.

Gülümseyerek kafa salladı "Olsun." dedi. "Senin olsun bu oda"

Aren ve Yağızsa dehşete düşmüş bi şekilde bizi dinliyolardı.

"Teşekkür ederim, o zaman alıyosak haftaya gelir temizleriz." dedim. Gene bi tebessümle kafa salladı.

...

Evin sahiniyle anlaşmıştık. Evin işlerini halledip geri benim evime gelmiştik. Herkes bi tarafa yayılmış durumdaydı. Bense çok yorgundum. Üstümde hala aynı kıyafetler vardı. Odama gidip güzel bi duş aldım ve pijamalarımı giydim. Ardından kendime bi kahve yaptım ve balkona çıktım. Bilgisayarımı açıp şirketin bi kaç birikmiş işimi halletmeye çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü şirketi çok boşlamıştım ve bir sürü iş birikmişti. Her bi e-mail'i veya problemi gördükçe ruhum daralıyordu.

Balkona oturmamdan yaklaşık 1 saat sonra yanıma Çakır geldi. "Açelya, benim eve yakın bi hastane var mı?" diye sordu. "Var, 5 km falan senin evle arasıda ne için?" diye sordum. "Çalışmaya başlamam lazım." dedi. Doğru ya ben unutmuştum onu. "Ben unutmuştum onu ya" dedim. Her zamanki gibi kafasını salladı.

"Yağızla, Aren ne yapıyor?"

"Yağız odasında uyuyor. Arende koltukta uyuyor. Yorulmuş olmalılar" dedi ve devam etti. "Odanı nasıl istersen tasarlayabilirsin" dedi.

"Şaka yapmıştım Çakır" dedim. Bana inanmayan gözlerle baktı. "Tamam başta şaka yapmamış olabilirim ama ikincisini Yağız ve Areni sinir etmek için söylemiştim." dedim.

"Açelya" dedi. "Ben senin de orda bi odan olmasını istiyorum. Bana ev arkadaşlığı yapacak birine ihtiyacım var."

"Tamam" dedim hemen. Böyle bi fırsatı kaçırıp enayiilik yapamazdım. "Senin ev arkadaşın olabilirim"

"Tamam o zaman, çarşamba günü evi temizle-" derken Çakır, kapı çaldı. Kalkıp kapıya gittim. Açtığımda Barlas tam karşımda duruyordu.

"Açelya lütfen konuşabilir miyiz? Bu sefer gerçekten sana haklı sebepler sunu-" diyoduki gözü bu yere takıldı. Arkamı dönüp neye baktığına baktım.

Çakıra bakıyordu.

Barlasın yüzünde hüzünlü bi tebessüm belirdi. "Vayy üvey kardeşim hemen yerimi almış zaten" dedi.

Bu cümle beni yeterince yıkmıştı zaten.

____________________

KESTİKK

BU BÖLÜMDE BURDA BİTTİ.

Bİ DAHAKİ BÖLÜM ÇAKIR IN AĞZINDAN OLACAK

OY SINIRIMIZ:10 OY

KENDİNİZE İYİ BAKIN

SİZİ SEVİYOM

BAYY

Loading...
0%