@girayinafyonsurubu
|
1 Yıl sonra ... Bugün Çakırla birlikte Galatasaray- Young Boys maçına gidecektik. İkimizde koyu Galatasaraylıydık. Çok şükür. Göz kapaklarıma sürdüğüm sarı-kırmızı farları dağıtarak bı geçiş yarattım. Üstümdeki formamı düzelttim. Ayıptır söylemesi bütün takımın imzası vardı. Çakır ise mutfakta yemek hazırlıyordu. Tavuk kokusunun burnuma dolmasıyla midem kalktı.Midemin ağzıma gelmesiyle hemen kendimi lavaboya attım. Midemdeki herşeyi çıkarana kadar kustum. Son 1 haftadır böyleydim. Çakır'ın benim için yapmadığı şey kalmamıştı. Her ne kadar hastaneye gitmemiz gerektiğini söylesede soğuk algınlığı diyip geçiştiriyordum. Klozetin önünden kalktım. Ve lavabonun önüne geçip elimi ıslatıp boynuma sürdüm. Gözüm aynalı dolaba kaydı. Dolabın kapağını açtım. Gözüm gebelik testiyle kesişti. Çakırla olan son yakınlaşmamızda koruyucuyu unutmuştum. Buda şüphe ettiğim seçeneklerden biriydi. Anlık bı cesaretle elime testi aldım ve yaptım. 10 dakika sonra... Elimdeki 3 teste odaklanmıştım. Ben beklerken çizgiler belirmeye başladı. Gördüğüm çift çizgilerle bana bı kal geldi. Gözlerim dolmuştu. Acaba test mi hatalıydı? Ama 3'ü de çift çizgiydi. Ya 3'ü de hatalıysa. Eğer doğruysa iyi bı anne olabilir miydim? Ben daha yemek bile yapamıyordumki. Ayrıca Çakır baba olmak ister miydi? Nasıl bı tepki verirdi? Ben düşüncelerimde boğulurken gözlerimden birer damla yaş düştü. Ardından banyonun kapısını çaldı. Çakır'ın sesini duydum. "Sarışınım, bak 1 haftadır bişey demiyorum ama yeter artık. Sürekli kusuyorsun. Kilo kaybediyorsun. Olmaz ki böyle. Hadi çık hasta-" derken onu bölen şey benim kapıyı açmam oldu. "Sarışınım, ağladın mı sen?" dedi şevkatli ses tonuyla. Kafamı salladım. "Çakır," diye girdim cümleye. "Söyle hayatımın anlamı" dedi. "Her ne olursa olsun yanımda olursun beni bırakmazsın değil mi?" "Şüphen bile olmasın sarışınım. Seni bırakmak kim ben kim. Hadi söyle bana neye ağladın sen?" dedi huzurlu ve kendinden emin ses tonuyla. Ona testleri verdim. Eline alıp çevirdi çevirdi çevirdi. "Na-nasıl yani. Ben baba mı olucam?" dedi kafa salladım ona. Birden beni belimden kavradı ve etrafımda döndürdü. Sonra aklına bişey gelmiş gib birden durdu ve yavaşça bıraktı. Sonra mırıldandı. "Döndürmek yok, Açelyaya bişey olabilir. Bebeğe bişey olabilir" "Sevindin mi?" diye sordum saf saf. "Sevinmek mi? Sevinmek ne kelime sarışınım, sen bana bu hayatta verilen en güzel şeydin. Şimdi diğer güzel şeyide sen bana veriyorsun. Ben daha ne isteyeyim ki? İyi sen sarışınım. İyi ki sen." dedi ve korkarak "Sen istemiyor musun?" diye sordu. Hızla kafamı iki yana salladım. "Tabiki istiyorum. O senden benden bi parca. Ama iyi anne olabilir miyim bilmiyorum? Baksana Çakır daha yemek yapmayı bile bilmiyorum." Çakır bana sımsıkı sarıldı ve her zaman yaptığı gibi kafasını boyun girintime gömdü. "Her iyi annenin yemek yapmasına mı gerek var. Zaten senin çocuğun olacağı için çok şanslı olacak" dedi boğuk sesiyle. Başımı başına çevirip saçlarının arasından öptüm ve daha sıkı sarıldım. "Yanımda olduğun için beni bırakmadığını için teşekkür ederim sevgilim" dedim. "Teşekkür etme sarışınım, bu benim yapmam gereken bişey." dedi. Çok seviyordum onu. İyiki o vardı. İyiki yeni varis olarak gelmişti. İyiki o araba kazasını geçirmiştim. İyiki Çakır İstanbul'a taşınmıştı. İyiki yıkılmamaya çalışmıştım. Onun olduğu herşeyde bı iyikim vardı. _______________ Beni tutmayın ağlamaya gidiyorum. ( Bölümle bı alakası yok) Moral olsun diye yazdım. Olmadı. Yapacak bişey yok. Umarım siz seversiniz. Kendinize iyi bakın. (İyi olun. Herşeye rağmen) Sizi seviyorum. Bay |
0% |