Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@girlthedragon

~Merhabaa! Bir Yaz kurgusu ile sizlerle beraberim. Uygulamayı kullanmaya yeni başladım, kapanan uygulamadan geliyorum. Haliyle emek vererek yazdığım kitapların bir kısmını ve taslakları kaybettim, ayrıca uğraşarak aldığım okunmaları da. Yazdığım diğer hikaye olan "Normania"ya göz atarsanız sevinirim, oy vermeyi unutmayınnn.


16 Temmuz 2023


Güneş Peri


Dışarıda yağmur yağıyordu ve maçı iptal etmek zorunda kalacaktık, bu kadar ıslak kumda oymamamızın imkanı yoktu. Halamın evinin bulunduğu Ihlamuryalı Kasabası'ına geleli bir hafta olmuştu fakat her yaz burada olduğumdan biliyordum ki burada neredeyse hiç yağış olmaz, özellikle Temmuz ayında hava bizi bezdirmek için elinden geleni yapardı. Ancak bu gün sanki bizim oyunumuzu mahvetmek istercesine saatlerdir durmadan yağıyordu.


Telefonumu aldım kulaklıklarıma taktım. Uygulamaya girip en sevdiğim şarkılardan birini dinlemeye başladım. Arda'dan bir mesaj olduğunu görünce Whatsapp'a girdim ve cevap yazdım.


Arda: Sahada toplanalım mı?


Güneş: Çok yağmur var, rahat oynayamayız.


Arda: Sen yağmurda oynamayı sevdiğini söylemiştin.


Güneş: Evet ama kum sahada oynamak zorundayız.


Parke zeminli voleybol sahası pazartesi kapalı.


Arda: Can'a haber veriyorum o zaman,


Emre zaten gelemez biliyorsun bileği kırık.


Güneş: Ok, ben de Alya ve Melis'e söylerim o zaman.


Alya karşı takıma anlatır.


Arda: Görüşürüzz.


Güneş: Görüşürüz.


Arda ile yazıştıktan sonra Alya'nın mesajlarına girdim.


Güneş:Alyaa, günaydınnnnnn. Bugünkü maçı iptal ettik yağmurdan dolayı. Mete'ye söyle o da takıma haber versin.


Alyammm çevrimiçi.


Alyammm yazıyor...


Alyammm: Yaa, ne zaman oynayacağız peki?


Güneş: Daha belli değil aslında.


Ama en kötü yarın parke sahada oynarız yağmur dinmezse.


Alyammm: Tamamdır, ya Mete'ye sen söylesen olur mu?


Güneş: Söylerim ama neden kavga mı ettiniz?


Alyammm yazıyor...


Alyammm çevrimiçi.


Alyammm yazıyor...


Alyammm: Boşver sonra anlatırım.


Güneş: Alya canın sıkılmış ne yaptı o mal yine?! (Gönderilemedi.)


Güneş: Akşama doğru Denizci'de buluşalım mı? Konuşuruz biraz.


Denizci kasabadaki tek bardı, genellikle yaşıtımız olan liseli ve üniversitelilerin olduğu güzel bir mekandı yani Alya'nın ne olduğunu anlatması için çok uygundu.


Alyammm: Çok iyi olur, sekiz gibi gelirim sizin oraya.


Güneş: Görüşürüz o zamannn.😘


Alyammm: Görüşürüzzzzz.💖


Mete'ye maçın bugün olmayacağı ile ilgili kısa bir mesaj yazdıktan sonra kendimi yatağa bıraktım. Canım sıkılmıştı, üstelik uzun süredir beklediğimiz maçı iptal etmek zorunda kalmıştık. Gerçekten ofluk bir durumdaydım.


"Güneş, bi kere de haber ver be halacım! Büyün çamaşırlar sırılsıklam olmuş."


Kadın haklıydı, ama ben de gercekten mutsuzdum. Karşı takımdaki herkes ile iyi anlaşırdım aslında ama Zeynep bir istisnaydı. Eskiden çok yakındık ama arkadaş olunmaması gereken biri olduğunu anlamak zor olmamıştı. Geçen maçta da sürekli benim üstüme oynamıştı, ikimiz de smaçör olarak oynuyorduk ve o benim sol çaprazımdaydı. Bütün smaçlarını sayı almayı zerre umursamadan bana yönlendiriyordu.


"Özür dilerim halaa, aklıma gelmedi."


Halamın sıkıntıyla iç çektiğini duydum. "Tamam gel buraya bari beraber kahvaltı hazırlayalım."


"Tamammmm canım halam!" Diye seslendim içeriye doğru ilerlerken. Halamın adı Ceylin'di, 34 yaşındaydı ve tarih öğretmeniydi. Yakınlardaki bir lisede uzun yıllardır çalışıyordu. Mutfağa girdiğimde halam yine açık kahve saçlarını tüylü tokası ile dağınık bir topuz yapmıştı, üzerinde pembe kalpli pijama takımları ve krem rengi örgü bir hırka vardı.


"Hadi bir tanem, sen kahvaltılıkları çıkar ben de çamaşırları toplayayım."


Kahvaltı hazırlamaya işini yaklaşık yarım saat içinde bitirmiştim, halam da çamaşırları halletmiş ve yardım etmeye gelmişti. Beraber kahvaltı yaptıktan sonra halam odasına gitti.


"Hayırdır Ceylin Hanım ne için hazırlanıyorsunuz?" Dedim cilveli cilveli.


"Ay nereye gideceğim yaa, Özgür'le buluşacağım." Kıkırdayarak ekledi. "Hem niye sorguluyorsun sen beni? Voleybol oynamayacak mıydın?" Özgür Abi halamın yaklaşık 3 aydır konuştuğu biriydi ve sürekli hala sevgili olmamalarından yakınarak başımı şişiriyordu, e haklıydı.


"İptal ettik maçı, çok yağmur yağıyor zaten eksik var takımda. Emre bileğini kırmış paten sürerken." Ofladım, gerçekten sinir bozucu bir durumdu zira Emre gerçekten harika bir oyuncuydu.


"Aa, kötü olmuş. E siz de başka birini bulun o gelene kadar." Bir anlık duraksadı. "Biliyor musun, Çağan geri gelmiş kasabaya."


"Çağan mı?" Kimden bahsettiğini anlamamıştım.


"Hatırlamıyor musun? 1. Sınıftaydın o zaman, annesi ile beraber burada yaşıyordu. Yazın geldiğinde tanışmıştınız çok iyi anlaşıyordunuz."


Hatırlamadığımı belli ederek omuz silktim. "Bu arada akşam Alya ile Denizci'ye gidiyorum sekiz gibi çıkarım, geldiğinde burada olmazsam endişelenme."


"Tamam kuzum dikkat et kendine." Odasından çıktığımda üzerine siyah sıfır kol bir tulum ile hasır bir kemer ve siyah kalın tabanlı topuklu ayakkabılarını giyiyordu. Hazırlanıp odasından çıktı, holdeki askıdan çantasını aldı. "Çıkıyorum ben, dolapta yemek var istersen yersin!" Kapının önündeyken son bir kez seslendi ve evden çıktı.


Odama gittiğimde telefonu elime aldım ve biraz sosyal medyada gezindim. Saat 14.36 olduğunda kalktım ve Alya için cupcake yapmaya başladım. Her şeyin çikolatalısını severdi, o yüzden çikolatalı cupcake harcını hazırlayıp kalıplara doldurdum ve fırına attım. Üzerine vanilyalı bir krema hazırladım. Krema hazır olduktan yaklaşık 10 dakika sonra cupcakeleri dırından çıkardım ve soğumaya bıraktım. Üzerine kremayı sıkıp çikolata parçaları ve çilekle süsledikten sonra saklama kabına yerleştirdim.


Tekrar telefonu elime aldığımda saat 15.43 olmuştu, biraz fazla oyalanmıştım. Hızlıca duşa girdim ve havlya sarınıp odama ilerledim.


Geçen hafta aldığım açık lila, üzerinde küçük lavanta desenleri olan mini elbiseyi giydim üzerime. İnce askılı kurdeleli kolları ve balon göğüs dekoltesi oldukça şirin bir görüntü oluşturmuştu. Hafif kabarık eteği dizlerimin bir karış üstünde bitiyordu. Belime tam oturuyordu ama beyaz bir kemer takma ihtiyacı hissetmiştim. Kemerimle uyumlu beyaz çantam ve kalın tabanlı tek bantlı ayakkabılarımı giyinip makyaj yapmak üzere aynaya doğru ilerledim.


Hafif sayılabilecek bir makyaj ile bazılarının kehribar bazılarının bal rengi dediği hafif sarıya çalan gözlerimi öne çıkardım. Gözlerimden biraz daha soluk renkte olan sarı ile açık kumral arası saçlarımdaki balık sırtı örgüyü açtım ve dalgalı hale gelen saçlarımı açık bıraktım.


Kim olduğunu hatırlamadığım bir arkadaşımın yıllar önce bana hediye ettiği altın, Güneş sembollü kolyeyi ve halka küpelerimi taktığımda tamamen hazır olduğuma karar verdim. Son olarak lavanta kokulu parfümümü sıktım ve aynadan kendime bir bakıl attım


Telefonum çalmaya başlamıştı, Alya arıyordu. Önce saati kontrol ettim 18.51 olmuştu. Aramaya cevap verdim.


"Nasılsın Güneşş!" Alya'nın neşeli sesi geliyordu.


"İyiyim prensesim sen nasılsın?"


"İyiyim." Heyecanla ekledi "Akşam Can, Arda, Melis, Büşra ve Ali de gelsin mi?" Ağzımı açıyordum ki anlatmaya devam etti. "Aslında Tuğra ve Ceren'i de çağıracaktım ama Tuğra'nın babaannesi gelmiş annesi gelmesine izin vermiyor. Ceren de biraz hastaymış gelmek istemedi, geçen maçtan sonra üşütmüş." Nefes aldı ve devam etti. "Senin için sorun olur mu gelebilirler mi?"


"Gelebilirler, Zeynep gelecek mi?" Beklemeden cevapladı "Hayır zaten onun takımında olan kimse gelmesini istemiyor, Ali ve Büşra özellikle gelirse gelmeyiz dediler."


"Mete'yi çağırdın mı peki?" Görmesem bile yüzünün düştüğünü anlayabiliyordum. "Çağırmadım." Bir sorun olduğuna emin olmuştum. "Ben çağırayım mı? İstem-" tamamlamama izin vermeden sözü aldı. "Gelebilir, sen çağır olur mu?"


"Çağırırım"


19.17'ye kadar Alya ile konuştuk, voleybolculardan, kasabadaki dedikodulardan ve aklımıza gelen her şeyden bahsettik.


Aramayı kapattıktan sonra buzdolabından taze fasulye yemeğini çıkarıp ısıttım. Yemeği henüz bitirmeden Alya gelmişti. Üzerinde mavi straplez bir mini elbise ve beyaz ince topuklular vardı. Koyu kahve saçlarını yarım toplamış ve kırmızı ağırlıklı ona çok yakışan bir makyaj yapmıştı.


Cupcakeleri yedikten sonra evden çıktık ve sahile doğru yürümeye başladık.


~Yeni yaz kurguma hoş geldiniz. Haftada en az 1 bölüm gelecek, ağır bir hikaye olmasını istemiyorum daha çok arada okumalık eğlenceli bir kurgu olacak. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınnnn!~


Loading...
0%